stadı evime 5 dakika mesafede olan takım.
futbol hakkında sözlüğe pek yazmıyorum, çünkü genelde yazılması gerekenleri yazıyor yazar arkadaşlarım ve benim aynı şeyleri yazmam gereksiz olur diye düşünüyorum ama bu takım hakkında bir şeyler yazmak istiyorum.
öncelikle ben sporun her türlüsünü seviyorum. türkiye'den dışarı çıkmadım. ülke içinde futbol, basketbol, voleybol, rugby, tenis, atletizm, karate gibi sporları canlı izledim ve izlemeye de devam edeceğim. bir tek f1 seyretme şansım olmadığı için kendimi şansız sayıyorum ama yarışların yapıldığı zamanlar bütçem el vermiyordu gitmeye. sadece galatasaray'ın olması gerekmiyor benim seyretmem için, tabi ki galatasaray'ın maçlarına her zaman öncelik veriyorum ama diğer sporları da takip etmeme ve izlememe engel olmuyor bu.
şimdi gelelim başakşehir'e. ben sporu izlemeyi seven biri olarak bu takımın bir tane maçına gitmedim, üstelik dediğim gibi stat evime 5 dakika mesafede. zamanında bedava bilet de verildi belediye tarafından ama gitmedim. bu takım maalesef sadece bir futbol kulübü değil. öyle bakamayız. her maç yanlış kararlar çıkıyor, bazen başka takımların da kollandığını düşünüyoruz ama bu takım farklı.
transferleri nasıl yaptıkları, paranın nereden geldiği belli değil. aslında belli de, belli değil. ülkenin kötü niyetli abileri hep bu takımda oynuyor. yeri geliyor medya mensuplarını dövüyorlar, yeri geliyor hakemi haşlıyorlar, yeri geliyor rakiplerine futbol kurallarının çok dışında hareketler yapıyorlar. ama bir türlü cezalandırılmıyorlar. sürekli kollanıyorlar. ve ben bu kadar göz göre göre kollanan başka bir takım görmedim. ne yapmaya, nereye varmaya çalışıyorlar anlamıyorum.
oyuncuları rabia ya da asker selamı yapınca iyi niyetli olmuyor maalesef. içlerinde saygı duyduğum oyuncular olsa da devlete bu kadar yakın olmaları ve bu kadar kollanmaları herkes gibi beni de çok rahatsız ediyor. eğer bir şekilde bu sezonu şampiyon bitirirlerse ülkede yerlerde olan futbol resmen bitme noktasına gelir. göz göre göre futbolun içine ediyorlar.
zaten başakşehir'in yöneticilerinin devlete ne kadar yakın olduğunu artık anlatmaya gerek yok, herkesin bildiği bir şey.
yıldırım demiören'in de
göksel gümüşdağ'a olan bir minnet borcu da olunca(tff başkanı olmasında çok büyük payı var) ve sahada ve saha dışında yaşananları görünce 7'den 70'e her aklı başında insan kendilerinden nefret ediyor. böyle bir takımın şampiyon olmasındansa diğer rakiplerimizin şampiyon olmasını da istememiz de çok normal, tıpkı onların da bunu istemesi gibi.
umarım sezon sonunda kutlayacak bir şampiyonluk yaşamazlar. bunu bozacak olan da biziz. hakemler kalan haftalarda da onlara verilen görevi yerine getirecektir ama bizim şampiyon olacak gücümüz ve inancımız var. meydanı böyle bir takıma bırakamayız.
edit: imla.