51
faruk süren'in zinedine zidane ile transfer konusunda öngörüşme yaptığını yazdığı günün gecesinde yeniden linç edilerek ceza alan yazar. bir önceki uçuşumuzun sebebi de (bkz: ünal aysal'ın galatasaray'dan temettü elde etmesi/@ismailenver) ünal aysal'ın başkan değilken üzerimizden temettü elde etmesinden bahsetmem üzerine yediğim sistematik linçti...
yalnız son 8 gündür hayatımda hiç yapmadığım bir şey yaptım ve bu platformda başıma gelmesini hiç tahmin etmediğim; ana-babama özelden küfüre varıncaya kadar kaynağını gösterdiğim internet adreslerini bile kabullenmeyerek zidane'ın faruk başkan ile asla görüşemeyecek olmuş olması hususunda ısrarcı olmanın şahsıma karşı linç sebebi olamayacağını ancak bahane olduğunu idrak ettim... bundan dolayıdır ki ilk defa hayatımda söyleneni değil söyleyeni anlamaya çalıştım son bir haftadır.
sözlüğü 2 senedir hiç takip etmediğim kadar ettim. normalde ben asla olayları şahsileştirmem ve sadece yazılana bakarım. bu sefer yazanlara bakıp neden yazdıklarını anlamaya çalıştım. tıynetimda olmasa da hatta zul addetsem de inceleyince garip bir gerçekle karşılaştım.
eyvallah beni sayan sayısı genelde de özelde de çok fazla ve küfür yememiştim şimdiye kadar ki edenler de birkaç kişi hatta bazıları da sonrasında ceza alınca özür diledi ama zidane-süren meselesinde bu kadar neye tepki gösterildi anlamamıştım...
özetle gördüğüm yeni nesil galatasarayı, galatasarayın felsefesi, kuruluş ideolojisi, değerleri ve misyonu için ekseriyetle sevmiyor. peki neden seviyor? daha önce de yazdığım gibi (bkz: galatasaray'ın demografik sorunu/#2550230) galatasarayın başarısının toplumun farklı kesimlerinden yeni neslin çoğunluğunu cezbedmesi. evet bunu biliyordum ama ben onları sempatizan olmakla suçluyordum fark ettim ki aslında taraftar olmak istiyorlar.
ben ve benim gibiler de bunları dan dan dan sarih bir şekilde yazınca artık içeriğin yani yazılanın bir önemi kalmıyor ve biçime yani yazana tavır alıyorlar. dolayısıyla ismailenver birini beğendiyse o kötü oluyor beğenmediyse iyi oluyor bunu benim gibi 14 yıl şampiyon olamayan taraftar profilindeki herkese uyarlayabilirsiniz...
ezcümle fark ettim ki bu galatasaraya daha çok zarar verdiği gibi bu genç galatasaray sempatizanlarının taraftarlaşmasının önüne yeni yeni kendinden menkul engeller çıkarıyor... bu benim isteyeceğim son şey... o yüzden isim vermedim ama bu gece bile bu gruptan çıkamamızı tarihimin en büyük avrupa rezaleti olarak addedenlerin trömsölere filan bile gitmesine gerek bırakmayacak östersunds'tan habersiz yahut unutarak yazması nesil farkıyla açıklanamaz...
şahsıma küfür edenler dahil ana-babama küfür eden birkaç kişi hariç bundan sonra hiç öyle bir niyetim olmamasına rağmen tarzımdan dolayı beni kendilerinin aleyhinde ve hayallerinin galatasarayına karşı yazdğımı sanan kardeşlerime onların idrak edeceği, kabulleneceği bir dille yazmaya çalışacağım zira ben yeni fark ettim. galatasaray bu kardeşlerimiz için engimaya dönüşen bir paradigma olmuş maalesef... bunun çözümüne de biz katkıda bulunabiliriz ancak.
son olarak bu kardeşlerim haricinde de zaten moderasyona verdiğim söz üzerine galatasarayla alakasız entry girmiyor, ittihatçılardan direkt galatasaray ilintisi olmadığı sürece paylaşmıyor ve kurallara dikkat ediyorum. orada bile özel mesajlarda son hafta birçok şey idrak ettim; bir insan neden teşkilatı mahsusa karşıtı olur du ki benim düşünce dünyama göre hele ki galatasaraylıysa? yeni anladım ki kimse teşkilatın ne olduğunu, kimlerin mensup olduğunu ne yaptığını bilmiyor ve kafasındaki algı propaganda bazlı kulaktan dolma bilgiler... şemseddin sami, mithat fraşeri, ruşen eşref ünaydın, emin bülend serdaroğlu, mustafa kemal, kılıç ali, celal bayar maalesef galatasaray ile ilintilendirilemiyor. bunun yeri de sadece mevzubahis galatasaray tarihi olunca burası bunun dışında değil. bunun da bilincindeyim zaten uzun zamandır. tekrar hoş bulduk ve hürmetler...
not: ana-babama küfür edenler hariç şahsıma küfür edenler de dahil hepinizi seviyor ve sayıyorum :)
yalnız son 8 gündür hayatımda hiç yapmadığım bir şey yaptım ve bu platformda başıma gelmesini hiç tahmin etmediğim; ana-babama özelden küfüre varıncaya kadar kaynağını gösterdiğim internet adreslerini bile kabullenmeyerek zidane'ın faruk başkan ile asla görüşemeyecek olmuş olması hususunda ısrarcı olmanın şahsıma karşı linç sebebi olamayacağını ancak bahane olduğunu idrak ettim... bundan dolayıdır ki ilk defa hayatımda söyleneni değil söyleyeni anlamaya çalıştım son bir haftadır.
sözlüğü 2 senedir hiç takip etmediğim kadar ettim. normalde ben asla olayları şahsileştirmem ve sadece yazılana bakarım. bu sefer yazanlara bakıp neden yazdıklarını anlamaya çalıştım. tıynetimda olmasa da hatta zul addetsem de inceleyince garip bir gerçekle karşılaştım.
eyvallah beni sayan sayısı genelde de özelde de çok fazla ve küfür yememiştim şimdiye kadar ki edenler de birkaç kişi hatta bazıları da sonrasında ceza alınca özür diledi ama zidane-süren meselesinde bu kadar neye tepki gösterildi anlamamıştım...
özetle gördüğüm yeni nesil galatasarayı, galatasarayın felsefesi, kuruluş ideolojisi, değerleri ve misyonu için ekseriyetle sevmiyor. peki neden seviyor? daha önce de yazdığım gibi (bkz: galatasaray'ın demografik sorunu/#2550230) galatasarayın başarısının toplumun farklı kesimlerinden yeni neslin çoğunluğunu cezbedmesi. evet bunu biliyordum ama ben onları sempatizan olmakla suçluyordum fark ettim ki aslında taraftar olmak istiyorlar.
ben ve benim gibiler de bunları dan dan dan sarih bir şekilde yazınca artık içeriğin yani yazılanın bir önemi kalmıyor ve biçime yani yazana tavır alıyorlar. dolayısıyla ismailenver birini beğendiyse o kötü oluyor beğenmediyse iyi oluyor bunu benim gibi 14 yıl şampiyon olamayan taraftar profilindeki herkese uyarlayabilirsiniz...
ezcümle fark ettim ki bu galatasaraya daha çok zarar verdiği gibi bu genç galatasaray sempatizanlarının taraftarlaşmasının önüne yeni yeni kendinden menkul engeller çıkarıyor... bu benim isteyeceğim son şey... o yüzden isim vermedim ama bu gece bile bu gruptan çıkamamızı tarihimin en büyük avrupa rezaleti olarak addedenlerin trömsölere filan bile gitmesine gerek bırakmayacak östersunds'tan habersiz yahut unutarak yazması nesil farkıyla açıklanamaz...
şahsıma küfür edenler dahil ana-babama küfür eden birkaç kişi hariç bundan sonra hiç öyle bir niyetim olmamasına rağmen tarzımdan dolayı beni kendilerinin aleyhinde ve hayallerinin galatasarayına karşı yazdğımı sanan kardeşlerime onların idrak edeceği, kabulleneceği bir dille yazmaya çalışacağım zira ben yeni fark ettim. galatasaray bu kardeşlerimiz için engimaya dönüşen bir paradigma olmuş maalesef... bunun çözümüne de biz katkıda bulunabiliriz ancak.
son olarak bu kardeşlerim haricinde de zaten moderasyona verdiğim söz üzerine galatasarayla alakasız entry girmiyor, ittihatçılardan direkt galatasaray ilintisi olmadığı sürece paylaşmıyor ve kurallara dikkat ediyorum. orada bile özel mesajlarda son hafta birçok şey idrak ettim; bir insan neden teşkilatı mahsusa karşıtı olur du ki benim düşünce dünyama göre hele ki galatasaraylıysa? yeni anladım ki kimse teşkilatın ne olduğunu, kimlerin mensup olduğunu ne yaptığını bilmiyor ve kafasındaki algı propaganda bazlı kulaktan dolma bilgiler... şemseddin sami, mithat fraşeri, ruşen eşref ünaydın, emin bülend serdaroğlu, mustafa kemal, kılıç ali, celal bayar maalesef galatasaray ile ilintilendirilemiyor. bunun yeri de sadece mevzubahis galatasaray tarihi olunca burası bunun dışında değil. bunun da bilincindeyim zaten uzun zamandır. tekrar hoş bulduk ve hürmetler...
not: ana-babama küfür edenler hariç şahsıma küfür edenler de dahil hepinizi seviyor ve sayıyorum :)