resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 976
    60 dk'dan sonra geberen takıma yükleme yapmayıpta, ne yapacaktı? selçuk ve wes başakşehir maçında sakatlandığında tudor mu vardı? de jong haftalarca oynamadı. böyle olacağı belliydi evet ama yüklemeler yapılmasa ligin sonunu göremezdik. kaslar zorlanacak sonra iyileşecekler ve daha güçlü olacaklar. birine kızacaksınız takıma yükleme yapmayan ve salona sokmayan riekerink'e kızın..
  • 979
    oyuncuların sakatlanmasına hiç birşey demiyorum ancak halen lig yarışı içerisindeyiz. hiç değilse ikincilik şansımız var. hoca bunu düşünmüyor herhalde. lig yarışından koptuğumuzu sanıyor. sakatlanan oyunculara gram üzülmüyorum aksine seviniyorum ne halleri varsa görsünler ancak bu adamlar lazım bize. sezon sonuna kadar lazım hiç değilse. böyle giderse takımda oynayacak adam kalmayacak bizde sezonu 8.ci bitireceğiz herhalde.
  • 981
    anlaşamadığımız nokta var lige 10 hafta kalmışken yükleme falan yapılmaz. mesela geçen hafta antalya maçının kilidini eren açtı bu hafta olmayacak keza bruma cezalı o da yok. e sneijder olmayınca da halimiz belli.

    elde olan malzeme ortada biz çalıştırmasın demiyoruz ama şu aşamada bu kadar ağır çalıştırmamalı.

    fenerbahçe maç fazlasıyla önümüzde. ben düşük görsem de 2.lik ihtimali var. elde şuan hakan balta ve çalık dışında stoper kalmadı. tüm bunları düşünerek antreman yaptırmalı.
  • 982
    maç kazanmanın sahada değil, antrenman ile olacağını düşünen çaylak teknik direktörümüz.
    bu arada en iyi antreman maç yapmaktır. günümüz futbolunda 6 günde üç maç yapıldığı düşünürse, sezon içi antremanların pek esprisi yok. sayesinde futbolcularımızın saçma bir antreman programına tabi olması da taraftarımıza orgasm etkisi yapmıştır.
    edit: bu arada hagi de sahada maç kazanmayı en iyi bilen bir oyuncuydu. teknik direktörlüğü ise malumunuz.
  • 983
    8 yıl juventus forması giymiş adama maç kazanmanın nasıl olacağını söyleyen adamlar var burada. yalnız bakıyorum hep aynı kişiler, ne zaman tudor ile alakalı negatif yorum yapılabilecek bir durumlar meydana gelse aniden bu kişiler geliyorlar ve tahmin edildiği üzere direk negatif yorum yapıyorlar. direk ofsayt sebebi arkadaşlar, ofsayt bayrağınız zeval görmesin.
  • 984
    riki gittikten sonra bilic'i çok istemiştim.genç ama tecrübeli,en üst düzeyde teknik direktörlük yapmış biri sonuçta. türkiye'yi de tanıyor klisesinden hoslanmasam da türkiye'yi de tanıyordu nihayetinde. oynattığı sistem de bizim takıma uygun, en azından oyuncuya göre taktik geliştiriyor. bjk'nin şu anki basarisinda temel pay kendisinindir. ama biz naptık, küme düşme adayı bir anadolu takımından apar topar getirdik birini. stratejisi de koşmak. tam büyük takım hocası yani. tudor'a düşman falan değilim, gelişine de nötrdüm ama geldikten sonra yaptıkları, düşüncesi söyledikleri falan mantıksız şeyler. buyuk takımda oynamış biri nasıl bu mantaliteye sahip oluyor anlamıyorum.

    ayrıca artık topcuyla takışma zitlaşma devri biteli çok oldu. disiplini bilgin,guvenilirligin ve karizmanla sağlıyorsun. hele ki büyük takımlarda azcik trip atan bir genç veya yaşlı topçuyu kadro dışı yapmak falan çağ dışı. mesut mou'ya suratına forma fırlatıp küfrediyor falan yani. egosuz insan yönetimi. şenol güneş şu an bunu iyi yapıyor. hamzanin veya rikinin yaptığı gibi değil yalnız. onlar hem ezik hem de etkisizdi.
  • 986
    her yiğit gibi kendisinin de bir yoğurt yeme şekli var. bu adamların her biri profesyonel. futbolcumuz da teknik ekibimiz de.

    hangi birimiz iş hayatının belli dönemlerinde, yoğun iş temposuyla çalıştığımızda "çok yoruldum, bu yorgunlukla 1-2 hafta çalışanam ben" diyebiliyoruz? hiçbirimiz. futbolcuların da buna hakları yok.

    sen türkiye'nin en büyük kulübünde futbolculuk yapıyorsan, sen yorulsalar dahi eşek gibi çalışmaktan başka şansı olmayan bizlerin hayatı boyunca göremeyeceği paraları kazanıyorsan, kusura bakma ama profesyonel olmanın hakkını verip, futbola dair her çeşit antrenman temposuna dayanıklı olacaksın.

    umarım tudor'un bu ağır antrenmanları yalnızca gelecek sezona küçük bir giriştir. rakibi sindiren, kaptırdığı gibi topa pres yapan, ikili mücadelelerde ayakta kalan bir takım görmeyi çok özledi bu taraftar.
  • 987
    galatasaray taraftarı çok ilginç. hem futbolcuya dayalı düzen bitsin istiyorlar, hem de futbolcuların çıtkırıldımlıklarına tolerans gösteriyorlar.

    tudor'un şu an yaptığı çok iyi. gelecek sezon kimlerle yola çıkamayacağını görsün yeter.

    bir de "maç antrenmanla değil, sahada kazanılır" demir biri... he gülüm he. öyle. oyuncuları da fifa oynayarak hazırlayalım bence hatta.
  • 988
    tudor antrenman konusunda ne kadar hassas olduğunu defalarca vurguladı. yanılmıyorsam "maç antrenmanın yansımadır" demişti. herkesin antrenmanda %100'ünü vermesini istiyor ve başarının çalışmaktan geçtiğine inanıyor. o yüzden bu sezon antrenmanda çok yüklenmesin seneye yüklenir gibi bir düşünce adamın temel felsefesine aykırı. doğru bildiği neyse onu uygulayıp arkasında durmaya, taviz vermeyip oyunculara kabul ettirmeye çalışıyor. işine gelen kalacak, gelmeyen gidecek. şu an çalışmayı sevmeyen bazı futbolcuların ve medyanın istediği şeyi yapmayalım. onların da tam istediği sakatlanan oyuncular üzerinden"tudor yanlış antrenman yaptırıyor" düşüncesini dillendirerek hoca'yı yıpratıp altını oymak. oysa sakatlanan eren derdiyok bile, 6 mart 2017 antalyaspor-galatasaray maçından sonra verdiği röportajda tudor'un yoğun idman yaptırması ile ilgili soruya şöyle diyordu: "bu iyi bir şey, çünkü ihtiyacımız var."
  • 991
    başlığına yazan bir çok arkadaşımızın "kondisyon" kavramından bihaber olduğu gerçeğini görmemizi sağlayan hırvat teknik adam.

    günümüzde, modern futbolun gereğince ciddi yeteneğin yoksa (barca gibi) yapman gereken şey rakibinden daha fazla koşmaktır. atıyorum, rakibin 120 koşmuş, sen zorlayıp 125'i çıkarabilirsen galibiyeti alırsın. bunu sağlayacak kondisyonda olman gerekir, yeteneğin varsa bile.

    kadromuzun genel yeteneğini çıkartacak olursak 1 - sneijder (net paslar ile oyun kurabilme). 2 - ? bruma'yı yazabiliriz 2. olarak adam geçme yeteneği var evet ama bu koşu ile alakalı değil mi? bruma ronaldinho gibi üst üste 3 çalım atıp adamı hayatından bezdirerek geçmiyor ki rakibini, bruma rakibinden hızlı. burası net. hızı sayesinde rakibi geçiyor. peki bu hız kondisyonu ile alaksız mı? mümkün mü?

    jan olde riekerink'in oynatmak istediği futbol yapısının tam tersi düşüncede bir isim tudor. jan olde riekerink barca gibi düşünmekteydi, çok pas, sık pas, pasla hücuma ve sonuca giden takım. planı buydu ancak bu orta sahayı oynamak için selçuğun ilk sezonki hali gibi en az 3 tane orta saha daha lazım eldekilere eklenecek. kanat oyuncularının sürekli içeri kat etmesi oynatmak istediği futbolun doğrusuydu ancak o futbolun santraforu eren de değildi. doğal olarak kondisyona değil pas oyunu antremanına yüklendiği için jan olde riekerink de savunmanın da kondisyonu sıkıntılıydı ve sürekli beklerin arkaya adam kaçırmasından dolayı yan toptan gol yedik. oradaki esas problem de bir şekilde takımın kondisyonuna dayanır.

    ha, evet. bir takıma sezonun içerisinde yaptırdığı antreman ağır diyebilirsiniz. ki bence değildir. takım eğer sezon başından bu seviyede çalışıyor olsaydı şu anda beşiktaş'ın adı anılmazdı, bütün basın bu takımı övgülere boğuyor olurdu.

    sizin mantığınıza göre galiba antreman yapılmasa da olur. nasıl olsa sahada kazanacaklar maçı bir şekilde. yapmayın, etmeyin, bu kadar sığ bakmayın... 3 sene boyunca hiç doğru düzgün yürüyüş bile yapmamış olsanız, çıkıp 2 kilometre koşabilir misiniz? doğru düzgün antreman yapmayınca da çıkıp koşamıyorsun, koşamadığın için de pasla oynamaya çalışıyorsun, savunman çürük olduğu için de başarısızsın. net. tudor geldiğinden beridir yediğimiz gollerde bu sorun çözülmüş görünüyor, hücuma iyi çıkma problemimiz var burası net bu sefer de ancak savunma anlamında daha iyi olduğumuz gerçeği de değişmez. spor basınına göre dünyanın en iyi takımı, uçan - kaçan beşiktaş sana karşı pozisyon bulamadı, bir duran top baraja çarpıp gol oldu da yenebildi bizi.

    tudor eksikleri görmüş, buna göre önlem almak istiyor. bence doğruları da yapıyor, böyle devam etsin ve bozmasın yeterli.
  • 992
    şahsi düşüncem tudor hakkında şudur; bizde olmasa bile ileride muhakkak üst düzey antrenörlerden biri olacak. inşallah o seviyeye bizde çıkar. özellikle son birkaç yıldır şunları söylüyorduk. takım kenarda hocayı görünce hırslansın, hoca kendi hırslı olsun,savunmaya çözüm bulsun,biz galatasarayız önde basalım,nefes aldırmayalım vs. tudor bunları gerçekleştirebilecek bir seviyede. kendisi hırslı bunu şimdiden gördük başarıya aç biri.takım onu görünce hırslanır mı? burada kafamda soru işaretleri var. öncelikle hırs nedir? hırs: bir şeye olan aşırı, sonu gelmez istek, tutku durumunu almış istek. peki bizim oyuncularımızda bu istek var mı? bizim oyuncularımız artık doymuş kazanabileceği hemen hemen bütün kupaları kaldırmışlar ama bunu bahane olarak öne sürmek bence çok yanlış çünkü bir futbolcu isen asla ama asla başarıya doymaman gerekir. bu noktada sıkıntımız var işte.

    savunma kısmına gelecek olursak tudor alışıldığın dışında farklı bir şey deniyor. ilk 2 maç iyi görüntü gösterdi sadece 2 duran toptan gol yedik. burada direk tudor'un eli değdi diyemeyiz. genelde kötü sonuçlardan sonra hoca değiştiren takımlar da ilk 2 3 maçını kazanabilirler. fakat biz şunu gördük takımda az da olsa bir toparlanma vardı. savunmada bu oyuncular tudor'un seçtiği oyuncular değil yani tudor takıma geldiğinde elindeki malzeme buydu. transfer döneminde kendi sistemine göre oyuncular aldıracağını düşünüyorum ve umut ediyorum.

    önde basmak,rakibe nefes aldırmamaya gelince. belki tudor'un çok yapmak istemeyeceği olay olabilir. asıl amacı sahaya iyi yayılıp rakibe boş alan bırakmamak .sonuçta hırvat ama italyan ekolünden gelen biri.savunma onun için hücumdan bir adım önde. önde basmak yani kısaca prese gelirsek. pres için en önemli malzeme kondisyon işte en büyük sıkıntı burada başlıyor. takımımızın kondisyonu çok kötü. tudor da gelir gelmez takımı bir nizama sokmaya çalıştı ağır antremanlar yaptırdı belki ama takımın buna ihtiyacı vardı. takımın anadolu takımından farkı yoktu hatta çoğu anadolu takımından kondisyon bakımından gerideydi.

    kısaca toparlamak gerekirse tudor bu yarım dönemde başarılı da olsa başarısız da olsa gelecek yıl kenarda görmek isterim. kendi oluşturacağı ve göndereceği takımı merak ediyorum. ama başımızda öle bir yönetim var ki tüm umutlarımı yerle bir ediyorlar.

    #yönetimistifa
  • 993
    başlığına yazan bir çok renktaşın ne yazık ki kendisini televizyondaki yorumcuların söyledikleri mantıksız cümlelerle eleştirdiği teknik direktörümüz.

    defansif bir anlayışla oynattığı için büyük takım hocası değilmiş ve de olamazmış. defansif bir oyun oynatarak başarılı ve büyük hoca olmuş bir çok teknik adam var. ilk olarak aklıma gelenler: mourinho*, conte*, ve türk basınının ilahı lucescu*

    sezonun bu döneminde kondisyon yüklemesi yapılmazmış, sebebi de oyuncular sakatlanacağı için sezon sonunu getiremezlermiş. bizim takımdaki oyunculara zaten sezon öncesi kondisyon yüklemesi yapılmadığı için bırakın sezonun sonunu maçın sonunu getiremiyorlardı. kondisyon artık iyi oynamanın temel şartı. kondisyonu olmayan takımlar zaten maçın sonunu getiremedikleri için son dakikalarda yedikleri goller yada son dakikalarda baskı kuramadıkları için çok sayıda puan kaybederler.bu sezon yaptığımız maçlarda bu 2 duruma bir çok örnek mevcut. sonuç olarak yazın yediğin hurmalar kışın...

    ağır antrenman yaptırdığı için oyuncular bunu kaldıramayıp sakatlanıyorlarmış. televizyonda yorumcu olmuş başarısız teknik direktörlerin klasik deyişiyle en iyi antrenman maçmış. siz hayatınızda çalışmadan başarılı olabilen kaç kişi gördünüz. oyuncuların sakatlanmalarının asıl sebebi teknik direktörü istedikleri gibi yönlendirip sezon başından beri doğru düzgün çalışmamaları. düşünün ki bir konuda sunum yapacaksınız, konuya çalışmadan yaptığınızda mı, önceden konuya çalışıp yaptığınızda mı başarılı bir sunum gerçekleştirirsiniz?

    igor tudor galatasarayda taraftara umut veren çok az şeyden bir tanesidir. ben kendisinin maç kazandıkça elinin güçleneceğini ve bu tarzda eleştirilerin de azalarak biteceğini düşünüyorum. kendisinin de gerçekten iyi bir teknik direktör olacağına inanıyorum.
  • 995
    antrenmanlarında bir sorun olduğunu düşünmediğim hoca.

    chedjou'da topuk dikeni çıkmış,

    sneijder, semih ve cavanda darbeye bağlı sakatlıklar yaşadı,

    de jong ve eren, zaten önceden beri böyle. riekerink ile devam edilseydi de, sakatlık yaşayacaklardı muhtemelen.

    yine de takıma çeki düzen vermesini, özellikle bir yaz kampında yükleme yapmasını ben de isterim.
  • 996
    takıma normalin üstünde aşırı bir yüklemeye yaptığını düşünmediğim genç teknik direktörümüz. bu antrenman olayında bariz şekilde medyanın gazlamasını görüyorum. daha adam gelmeden çok sert antrenman yaptırır futbolcular çok sakatlık yaşar lafları çıkmaya başlamıştı. şimdi de sakatlıklar yüksek antrenman temposundan kaynaklanıyor yazıyorlar. asıl anormal olan daha önceki dönemlerde floryadaki çiftlik havası ve 60. dakikadan sonra dökülen futbolculardı. sakatlananların büyük çoğunluğu da sene başında müzmin sakat dediğimiz isimler.

    tudor senelerce üst düzey futbol oynamış ve sakatlıklar yüzünden futbolu erken bırakmış birisi. elindeki kadro zaten yetersiz. bunları bile bile sakatlıklara neden olacak aşırı bir yükleme yapacağına inanmıyorum. bence olması gerekeni yapıyor ve önceki dönemlerde rahata alışmış olanlar da bunu abartıyor.

    tabi medyada böyle haberler çıktığında onları susturamayan bir yönetim olduğu sürece kim bilir daha neler neler yazacaklar.
  • 997
    takıma aşırı yükleme yaptığını düşünmek ezbere konuşmaktır. oturup antreman izlemiyoruz, teknikleri bilmiyoruz, yükleme nasıl yapılır, nasıl formda kalınır bu adamdan iyi biliyorum demesin kimse. galatasaray'ın bu adam gelene kadar ligin en az koşan takımlarından biri olduğunu, 60. dakikadan sonra dili götüne kaçan oyuncuları, 2-0'dan verilen beşiktaş maçı gibi şeyleri unutmamak lazım. bu adamın istediği tipte transferler yapılsın galatasrau ligin en çok mücadele eden, son dakikalara diri giren, tabiri caizse ''goat '' takımı olur. benim hocaya güvenim tam arkadaşlar.
  • 999
    önceden bir hoca gündeme gelirdi, bakardık şampiyonlar liginde ne yapmış, avrupa kupası var mı, liglerde şampiyon olmuş mu ya da orta üst seviyede bir takım çalıştırdıysa cl'ye ya da uefa'ya sokabilmiş mi diye.

    şimdi hiçkimsenin tanımadığı bilmediği hocalık yapmamış kariyeri olmayan biri geliyor ve onu savunma yöntemimiz:"yaptıkları ortada, çok güzel adam bu,tam bizlik." sevmeyin demiyorum sevin destek olun da bu tarz şeyler söyleyerek galatasaray'ı desteklemiş olmuyorsunuz. aksine galatasaray'a hakaret etmiş ve küçültmüş oluyorsunuz. sanırım bazılarının hayalindeki galatasarayla benimki arasında çok fark var. şu anki galatasaray ve barındırdığı vizyon,şahıslar sporcular çok benlik değil, desteklemek zaman kaybı, ağır eleştiri yapma zamanı. destekleyerek vasatı yüceltirsin, kabullenirsin sonra da alışırsın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın