resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 6801
    galatasaray’da sistem kurduğu-kurmaya çalıştığı idda edilen td.

    iyi giden o kurmaya çalıştığı sistemi korkaklığı yüzünden kendi elleriyle fb maçıyla bozmuş, takım daha sonra dikiş tutmamıştır. trabzon mağlubiyeti, beşiktaş ve başakşehir hezimetleri geldi akabinde. belki geçen onca zaman gelişimine fırsat vermiştir ama o dönem gönderilmesi doğruydu.
  • 6803
    eleştrilmesinin de övülmesinin de tenkit edilmemesi gereken teknik direktör. herkesin anılarında farklı şeyler canlanıyor tudor deyince, benim de iştahla seyrettiğim en iyi iç saha maçlarını en son bu hoca ile oynadık. futbolcuya dayalı sistemi gittiği her kulüpte bir şekilde değiştiriyor. ileride başarılı olur veya olmaz bu bizi pek ilgilendirmiyor ama her hocanın olduğu gibi onun da güçlü ve zayıf yönleri olduğunu unutmamak gerekiyor. zaten hem dominant oyun oynatıp hem kusursuz ilişkiler kurabilen bir adam olsa marsilyada değil psg de olur. hellas veronada değil en azından milanda olur. bunları geliştirirse yukarı çıkar geliştiremezse aşşağı iner şuana kadar görev aldığı galatasarayla birlikte en büyük kulüpte teknik direktörlük yapıyor. ileride yollarımızın kesişmesini istermiyim yükselişe geçtiği dönemlerde isterim açıkçası.
  • 6804
    mustafa sarp, umut bulut gibi isimlerin bile badem gözlü olmayı başarabildiği sözlükte ara ara badem gözlü kontenjanından yararlanmasına şaşıramadığım berbat teknik direktörümsü.

    marsilya'da başarı olsa da sözlüğe bakın ben demiştim diye entry gireyim hissiyatıyla dua edenler olduğuna yemin edebilirim ama ispat edebilir miyim zaman gösterecek.

    halı saha turnuvasında bile önemli gördüğün maçta taktik değiştirmezsin bu adamın yaptıklarını buraya tekrar tekrar yazmak saçma zaten hatırlamak bile istemiyorum.

    galatasaray'ı ortalama seviyenin altına alıştırmaya çalışanlara göz yummayın.
  • 6805
    yine çok uzak bir zaman için değil baya baya yakın geçmişe alternatif tarih yaratılma hevesinin öznesi olacak hoca. öyle görünüyor.

    her galibiyet aldığında birilerine parmak sallanıyor sosyal medyada. bu parmak sallananlar da sezon öncesi çıkan "taraftar, futbolcular tudor'u istemiyor" haberlerine yorum yapanlar. sanırım bu haberi yaptığı için l'equipe de tudor düşmanı bir fatih terimci.

    yani birilerini birilerinin üstünden, ya da başka kulüp üzerinden ya da sevenleri ve sevmeyenleri üzerinden değerlendirmeyi ne zaman bırakacağız acaba?

    torrent ve riekerink'in bile derbi galibiyetleri varken tudor 2016/2017-bunu da yazayım da bu sezon hiç yaşanmamış gibi davrananlar da hatırlasın- ve 2017/2018 sezonlarında derbi kazanamadı. kazanamadığı gibi yediği gollerle çarpım tablosu öğretti hepimize.

    kariyerinde henüz bir başarısı yok. inşallah çok başarılı olsun. hatta paris'i devirip sampiyon olsun anasını satayım. yeter ki hasbelkader ajaccio'ya gol attığında sanki bizde aşmış gidiyormuş da adamı yok yere yollamışız gibi coşulmasın.
  • 6807
    kendisini les gibi turk futbol ortamindan cikardigindan beri yuzunde guller acan hayat enerjisiyle dolup tasan kaliteli hoca. turkiye'de cetelesmis birilerinin adami olan muhabirlerle ve onlarin pesinden giden bilincsiz galatasaray taraftariyla ugrasirken fransa'da 6 mac 5 galibiyet 1 beraberlik aldiktan sonra saha kenarinda thierry henry ile gulerek ve en onemlisi futbol konusarak roportaj yapiyor.

    https://youtu.be/XDa026Fb_2g

    hayat iyi ve caliskan insanlari bir sekilde odullendiriyor iste. ayni sey ilerde torrent hocayla da olur. biz de ayni senaryolari ayni hocalarla tekrar tekrar yasamaya devam edelim. herkes hakettigini yasar.
  • 6808
    sadece bonservis bedeli 45 milyon euro eden bir kadroyu yaz transfer döneminde emrine verdikten sonra başakşehir’den 5 yediğimiz, beşiktaş biraz şanslı olsa tarihi fark yiyeceğimiz teknik adam.

    sonra orta sahasında 1 oyuncu olan takıma 25 milyon euro harcadığımız aynı isim olan teknik adam avrupa ligi gruplarından namağlup lider çıkarınca kovduk falan. başarılarını birilerinden rövanş alır gibi övmezseniz kimse de gelip size bunları hatırlatmaz. bi de rövanş almaya çalışırken gelip burda torrent falan övülüyor, komik.
  • 6812
    2017-18 sezonunda takımın başında kalsaydı şampiyon falan olamazdık ve belkide şu an 2015'ten beri şampiyonluğumuz yoktu.

    büyük maçları büyük hocaların kazandığı gerçeği var. bu adamın çalıştığı zamanlardaki tüm fener, bjk, trabzon, başakşehir maçlarına bakın yeterli.

    mevcutta teknik direktörü olduğu marsilya'yı da en kötü sezonumuzda uefa'da içinden geçip 4'lemedik mi?

    fatih terim nefretiyle tudor, torrent vs. öven tayfa aşırı saçmalıyor artık.
  • 6814
    neredeyse tüm istatistiklerin, maç başına toplanan ortalama puanın (16 maç 32 puan vs 18 maç 43 puan), maç başına yapılan ortalama averajın (16 maç +13 averaj vs 18 maç +29 averaj) ve sahada gördüklerimizin de destekleyeceği üzere süper lig 2017-2018 sezonu'nun kendisiyle oynamadığımız 18 maçlık döneminde kendisiyle oynadığımız 16 maçlık döneminden 1-2 değil 3-4 gömlek üstün futbol oynadık. üstelik bunu fernando (tudor sonrası dönemde uzun süre sakatlık yaşadı)-ndiaye (tudor sonrası dönemde 2 maç oynadı ve sonra satıldı) omurgasının yokluğuna rağmen orta saha kurgumuzu donk-tolga-selçuk ile oluşturarak başardık.

    hal böyleyken alternatif tarih yazıcılığına girmenin alemi yok. 2017-18'in 2. devresindeki galatasaray, 2018-19'un 2. devresindeki galatasaray ve 2020-21 sezonunun ilk devresindeki galatasaray; tudor'un galatasaray'ından açık bir şekilde daha iyi top oynuyordu. 2019-20 sezonunda pandemi öncesindeki galatasaray ise tudor'un galatasaray'ına 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı'ndan da beter bir 90 dakika yaşatırdı.

    hoca bizde hem 2016-17 sezonunda jan olde riekerink'ten yarışta devraldığı (liderin 5 puan arkasındaydık) takımı yarışta tutamayarak başarısız oldu, hem 2017-18 sezonunda elindeki imkanlara rağmen başarısız oldu (ligde 2 puan ortalaması fena değildi ama ortada östersunds faciası gerçeği var). bizden sonra udinese'de pek fark yaratmadı, hajduk split'te ise hiç başarılı bir dönem geçiremedi, juventus'ta da oldukça başarısız bir teknik ekibin parçasıydı. gelgelelim hem geçtiğimiz sezon hellas verona'daki performansı, hem de bu sezon marsilya'daki başlangıcı ciddi şekilde övülmeyi hak ediyor. kariyeri bu noktadan sonra nereye gider bilmiyorum ancak şu an geldiği noktaya gelmeyi sonuna kadar hak ettiğini söyleyebilirim.
  • 6816
    ağustos 2022 sonu itibariyle galatasaray'ı son iyi futbol oynatan hoca kendisi değildir. 19 - 20 sezonu pandemi yüzünden lig kesilmeden önce üst üste 8 galibiyet alınan(çoğu farklı skorlu galibiyetler) içinde kadıköy'deki serinin kırıldığı toplam 10 haftalık dönemde de; tudor'un 8 haftalık dönemi gibi iyi futbol vardı. yani tamam tudor'un galatasaray'ı kadar mükemmel bir oyun olarak görülmeyebilir haşa ama en azından tudor'un o muhteşem, olağanüstü,çarpıcı, harika, kusursuz futboluna yaklaşılabilen bir dönem olmuştu.
  • 6817
    biraz dalga geçmeye geldim.

    kadir mısıroğlu ve türevleri vardır bilirsiniz. hep bir alternatif tarih yaratmaya çalışırlar çünkü gerçek hayatta yaşanılanlar onları kesmez, kabullenemezler yaşanılanları. bu yüzden hep bi fantastik edebiyata yönelmişlerdir. işte çanakkale savaşı’nda gökten askerler indi, yok kurtuluş savaşı’nı aslında vahdettin başlattı, atatürk tek kurşun sıkmadan ülkeyi kurdu gibi. biliyorsunuz işte, açın youtube’a bakın, çarşaf çarşaf vardır böyle hikayeler anlatan şarkatanlar. ara ara da bunları ısıtıp ısıtıp önümüze koyarlar ki cahil halk bir gün nasılsa inanır diye. bir yalanı ne kadar çok söylerseniz, artık gerçeklikten farkı kalmaz o yalanın. siz yalanın kendisi olursunuz ve yaşanmış gibi anlatırsınız bir süre sonra. başka bir çareniz kalmaz çünkü. insan beyni çok değişik bir organ.

    ben bu tudor-torent vb gibilerinin hayranlarını da işte yukarda bahsettiğim tayfaya benzetiyorum bu yüzden. sanki tudor döneminde freni patlamış kamyon gibi uçuruma giden takım bizim takım değilmiş gibi, sadece ilk haftalarda oynanan futbol övülüyor dikkat ederseniz. ama görüyoruz, ben ve birçok arkadaş derbi maçları ve diğer haftalardaki oynanan futbolu örnek veriyor ama her nasılsa bu tudor fan’ları o maçlarla ilgili tek bir kelime bile etmiyor. neden acaba? en off olan entry’lerimden birine bakın, tudor’un derbi performansını paylaşmışım. tek bir kişisel yorum yok. derbi skoru ve oynanan futbolu paylaştım. seri bir şekilde off verildi. neden? çünkü kaldıramıyor bu arkadaşlar bazı şeyleri. arkadaşlar, bazı şeyleri kaldıramıyorsanız, tıbbi çözümleri var. yani görmezden gelerek bunu çözemezsiniz. tudor dedim ama torrent fan’ları da böyle. gerçi onlar artık yoklar. 3 ay önce burda çarşaf çarşaf torrent övülüyordu. hadi översin tamam da torrent övmek için imparator’a laf çakılıyordu. şimdi kimseler bahsetmiyor torrent’ten. ya ben kendimden şüphe ediyorum, ben mi övdüm torrent’i diye. ya da ben şizofrenim, o yazılar yoktu, ben kafamdan uydurdum. başka bir seçenek yok.

    arkadaşlar; kimse sizin tudor, torrent sevginize bir şey demiyor. ineğe bile tapıyorlar dünyada, tudor’a neden tapılmasın ama bir şeyi yücelteceyim diye kadir mısıroğlu eşrafı gibi alternatif tarihler yaratırsanız, tepki alırsınız. sonra da düşünce özgürlüğü nerde diye galatasaray sözlük başlığına yazarsınız. dediğim gibi kimse sizin tudor ya da torrent sevginize bir şey demiyor. sadece saçma sapan kıyaslamalarınızı kabullenemiyor insanlar. şampiyonluğu geç, 2019-2020 sezonunda, pandemi öncesinde 8 hafta üst üste galip gelen, 20 yıllık seriyi bitiren takım, tudor’un takımına 3 atardı. acı ama gerçek bu arkadaşım. tutup da sen “tudor’dan beridir top oynamıyoruz ): ): ):” diyemezsin. adam gelip, tudor’un ghost’ladığı donk ile şampiyon yaptı takımı. daha büyük bir hakaret olamaz sanırım bir teknik adam için. düşünsene, öğretmensin, sınıfından bir çocuğu “senden bir bok olmaz” diye resmen görmezden geliyorsun, senden sonra gelen öğretmen o çocuğu üniversite sınavında dereceye sokuyor. kusura bakma da o sınıftan kimse “ ya tudor hoca’nın ilk 8 haftada anlattığı dersi kimse anlatamamıştı” demez, diyemez. derse diğerleri bir taraflarıyla güler. lig 34 hafta arkadaşlar, en azından o sıralar öyleydi.

    tudor’a karşı bir nefretim yok. hatta başarılı olmasını da isterim. belki ileride yine yolumuz kesişir ama yapmayın, kendinizi millete güldürmeyin alternatif tarih senaryolarınızla. siz cem yılmaz değilsiniz, gerçekten gerek yok güldürmenize.
  • 6818
    hakkındaki bir yanılgıyı düzeltmekte fayda olan eski teknik direktörümüz. en son kendisi döneminde tempolu ve güzel futbol izlemedik. pandemiden önce, üstelik 7 maçtan daha uzun bir şekilde fatih terim yönetiminde kendisinin oynattığından daha güzel futbol izledik. şu en son kendisi döneminde galatasaray gibi oynadık safsatasını bıraksak mı acaba?
    onun dışında yolu açık olsun. zararı değil faydası dokunmuştur.
  • 6819
    galatasaray camiasına teknik direktör olarak veremediği katkıyı zaman tüneli olarak veren eski galatasaray hocası.

    zamanında bu adamı eleştirdiğimizde dönemin en kutsal sözlük dokunulmazlarından monacoprensi'yle falan polemiğe giriliyordu ve galatasaraylılık puanımız kırılıyordu; şimdi de övünce terimista fantezilerinde maraş dondurmacısı rolü oynatıyorlarmış, "kaldıramazsan kaldırırlar" tadında şakalarla ortaokula bile döndürüyorlarmış insanları. edirne'nin batısında dünyaya gelmiş bir varlığı övünce gelen "jakoben avrupa muhibi batı özentileri sizi" tribi de 2017'nin aksine fabrika ayarına döndürülmüş, default on malum. hey gidi be, ne hızlı değişiyor hayat.

    ben yetişemiyorum olm size. zaten 5 yıl önce yediğimiz "siz özenti elitist romantikler değil biz gerçek galatasaraylılar tudor'u savunuyoruz, herkes gider biz kalırız" dayaklarından ameliyatlı yerlerim var hala. "i support the current thing" diye kenara çekilip izleyeyim güvenli bir mesafeden.
  • 6820
    marsilya'nın başında fransa ligine iyi bir başlangıç yapan eski teknik direktörümüz.

    taraftarımızdaki tudor sevgisini oldukça iyi anlamakla beraber bu özlemin/övgünün sebebinin tudor'un sadece yapabildikleri değil de vadettikleri olduğunu düşünüyorum.

    1-) kadro mühendisliği: yeni kurduğu kadronun maaş skalası ne olursa olsun oynatmak istediği oyuna uygun, tempolu ve aynı zamanda bunu oyun aklıyla birleştiren oyunculardan oluşması. belhanda, feghouli, mariano vs. hatta sol stopere ısrarla acerbi istemişti ancak bonservisi fazla geldiği için maicon'u alabilmiştik.

    2-) taktik bilgisi: italyan ekolünden geliyor. maç içinde duruma göre değişken formasyonlar kullanabiliyordu. 3'lü savunma ile ilgili eleştiriler geldikten sonra kağıt üstünde 4'lü gösterip sonradan eleştiriler kesildiğinde tv programında "aslında biz 3'lü savunma oynamaya devam ettik" diye medyayla dalga geçmişti.

    3-) fiziksel dayanıklılık: o sezonki tempo ve fiziksel dayanıklılığı sonraki senelerde gördüğümüzü hatırlamıyorum. bol presli ve tempolu oyun hala hepimizin aklının bir köşesinde.

    taraftarın tudor ideasındaki en çok öne çıkarılan veriler bu üç madde olsa da benim aklıma kazınan diğer bir nokta östersunds faciasından sonra medya mensuplarına karşı sabırla ve tek tek cevap verdiği basın toplantısıydı. o dönemlerde diğer rakip yerli teknik direktörler gibi basın toplantısından kaçmamıştı.

    peki bu yukarıdaki özellikler başlı başına başarılı olmak için yeterli miydi? futboldan duygusal zekayı, adam yönetimini, insani faktörleri çıkarırsak yetebilirdi ancak öyle bir dünya yok. tudor bir kere duygusal zekasını her zaman iyi kullanamayan bir adam. ikili ilişkilerde bolca sorun yaşayabilen, karşısındaki oyuncu grubunun makine gibi duygusuz olmasını isteyen biri. bu da onun teknik adamlık kariyerinde istikrarlı bir grafik çizememesine sebebiyet veriyor bana kalırsa. karşısındaki grubun insan olduğunu, insanların duygularının olduğunu ve farklı karakter yapılarına sahip olduklarını idrak edemezse işi oldukça zor. şu an marsilya kariyeri de bunun net örneği. ilk başta taraftar ve oyuncu grubuyla yaşadığı problemlerle gündeme geldi. sonrasında aldığı başarılı sonuçlarla gündemde. korkarım ki sırada yine bir ikili ilişkide veya oyuncu grubuyla yaşayacağı bir sorun var ve ardından marsilya kariyeri de inişler çıkışlarla sonlanacak.
  • 6821
    son zamanlarda sürekli gündem sayfasında görünen teknik direktör. derbi maçlarında bir galibiyeti bile yok, başakşehir'den dört yiyorduk sürekli, österduns gibi bi takıma elenmiştik, içerde aslan dışarda kediydik tam kadroya rağmen, latovlevici gibi birini takıma katan birini neden hâlâ övüyor taraftarlamız. bize bi saygısızlığı olmadı yolu açık olsun ama tudor'un derbilerde gösteremediği performansı torrent gösterdi rezil kadroya rağmen. torrent bile zaman zaman kendisinden daha iyi oynattı takımı, o da kalite farkı belli yani. kendisi bi sezon kalsaydı muhtemelen ligi 8 ya da 9. bitirirdik. terim selçuk-donk ikilisiyle maç kazanıyordu, tudor selçuk-donk ikilisiyle oynasa neler derdi acaba merak ediyorum.
  • 6822
    kendisinin sorunu bence hiç bir zaman teknik detaylar olmadı. lige biz de marsilya benzeri mükemmel bir giriş yapmıştık.

    hatta çok iyi antre eden bir teknik direktör, takıma yüklediği kondisyon sezon boyu yetmişti bize.

    asıl sorunu, (bence) krizleri iyi yönetememesi, ilk mağlubiyet sonrası muhtemelen futbolcular ile kişisel sorunlar yaşayacak. ayrıca ikili ilişkileri çok mesafeli.

    futbolcuyu asker gibi yat kal gel git diye yönetemezsin. nabza göre şerbet vermelisin, yeri geldi mi arkadaş yeri geldi mi baba yer geldi mi komutanı olmalısın.
  • 6825
    marsilya ile çıktığı 7. ligue 1 maçında 6.galibiyetini aldı.

    ilgili maçın 26.dakikasında, beraberlik golünü bulduğu gibi sarı kartlı stoperi balerdi'yi kenara aldı. oyuncu bu duruma tepki gösterse de, gidişat kırmızı kart göreceğini gösteriyordu. o dakikadan sonra da oyun hakimiyetini marsilya aldı.

    (bkz: 10 eylül 2022 olimpik marsilya lille maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın