resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 6551
    galatasaray'a günün birinde guardiola bile gelse ilk mağlubiyette veya hoca değişikliğinde yine solda başlığını göreceğiz heralde.

    bize gelişi erkendir, gereksizdir. iyi yaptığı gibi kötü, yanlış yaptığı şeyleri de oldu. sadece koşarak maç kazanılmaz. liderin bir puan gerisinde olup görevi bıraktırdılar falan geçiniz bunları. son haftalarda bazı oyuncular karakter göstermese durum oyun olarak çok kötüye gidebilirdi. rezalet beşiktaş, başakşehir maçları... son haftalarda kimin nerede nasıl oynadığı anlaşılmayan maçlar. oynattığı futbol yeni sezon yeni takım olduğu için zevk vermiştir ama etkisi de yavaş yavaş bitmişti. alışkanlıktan değil, sistem çökmüştü.

    futbolcularla arası pek iyi değildi diye hatırlıyorum. e biten maç sonrası tekrar idman yaptırmak boşuna şovdur gösteriştir. futbolcu çıkmış maçını oynamış bitmiş, daha bunun üzerine birşey yapılmaz. hiçbir futbolcunun hadi çoğunluğun o maç sonu antrenmanları isteyerek yaptığını düşünmüyorum.

    kendisinin en büyük şansı östersunds' a elenmektir. çünkü elenmeseydi kendisine asla öyle bir kadro verilmeyecekti.

    tudor'un başlığına da yazdığıma göre sözlüğün farzlarından birini yerine getirmiş oldum herhalde.
  • 6553
    noolmuş yine birileri birilerine "tudorcu" diyerek laf mı etmiş... alıştık sorun değil.
    igor tudor'a ne kadar b.k atarsa fatih terim'i o kadar çok savunduğunu düşünen kitleye anlatacak bir şeyim yok.
    sözüm makul ve mantıklı yazarlara.

    italya gibi teknik ve taktik bilginiz olmazsa malzemeci bile olamayacağınız ülkede öyle ya da böyle üstelik 43 yaşında teknik direktör olarak bir piyasası olan adama b.k atmayı marifet sananların türkiye gibi futbolun kör dövüşü şeklinde oynandığı ve herşeyin kişiselleştirilip gerçeklikle bağın koptuğu bir coğrafyada olması şaşırtıcı değil.

    neymiş kondisyonermiş :) altını dolduran tek allah kulu yok. bjk ve ibb'den fark yiyormuşuz... yormayın beni bu başlığa yazdığım diğer entry'ler de detayları ile anlattık ayrıca kriter buysa 3 senedir neredeyse derbi kazanamıyor ve ligin yarısı gelmeden lider ile aramızda 10+ puan farkları normal karşılıyoruz... falcao, seri, lemina, nzonzi olan kadroyla ya da yapılanıyoruz dediğimiz kadro ile olması fark etmiyor.

    hani çok konuşulan şu bjk maçı var ya hani "gassaraylılığımdan utandım" diye ajitasyon yapılan bak türkiye liginde yaşanan rezilliklere hiç gelmeyeceğim ama şahsi görüşüm o maçın en az 20 katı büyük rezillik 11 aralık 2019 psg galatasaray maçında yaşındı ve adı psg diye es geçildi üstelik o bjk maçı gibi 3-0 değil 6-0 bitti. mevzu 6 gol yememiz değildi hatırlayanlar olacaktır allah lemina'dan razı olsun maçın koptuğu anlarda üst üste psg'li futbolculara çift daldı ve resmen "daha fazla atarsanız birinizi burada indiririm" mesajı verdi de adamlar top çevirmeye başladı. şu maç 10 olurdu 10 neymiş bjk maçıymış. galatasaray futbol takımı tarihinin en rezil anlarından biridir psg'li futbolcuların saha içerisinde toplanıp konuşması ve ardına top çevirmeye başlaması ve ona rağmen dünya kadar açık vermiş zorla gol yemeye çalışmıştık.

    peki bu olay bir teknik direktörün tüm kariyeri için değerlendirme kriteri olabilir mi ? olamaz tabii neyi tartışıyoruz ?
    kişisel ilişkileri kötüydü, yıldız oyuncularla anlaşamıyordu özetle insani yanı zayıftı bu adamın ama futbol ve futbolcudan anlıyordu zaten bu nedenle italya gibi taktik dizilişin her şeyden önemli oldugu bir lig içerisinde barınabiliyor.

    nasıl genç oyuncuların sistem takımlarında daha kolay şans bulması ve parlama ihtimali yüksekse bu durum genç teknik adamlar için de geçerli. bu adamın başında başkan olarak dursun özbek vardı yahu : ) sanırsın tepesinde michael zorc ya da monchi olan bir sportif direktör olan ve futbol aklıyla yönetilen bir kulübüz, yanından bile geçmiyoruz.
    özetle bizle olan macerası çok kötü bir zamanda gerçekleşti ve ne yapmak istediğini bile anlamadan gönderildi.
    (işte aynı nedenle okan buruk için doğru zaman değil diyorum)

    neyse daha çok yazarız buralara ama bu adam 10 sene sonra çıkıp juventus'a teknik direktör olsa yine birileri çıkıp "bjk maçı" diyecek adım gibi eminim.
  • 6554
    takimimiza 2011-12'den beri goze en hos gelen futbolu oynatan teknik direktordur. ancak bu genelde ic saha maclarina denk gelmistir, o heyecanli, baskili futbol deplasmanlara pek yansiyamamistir.

    ancak bana gore kovulmasinin nedeni bu zayif deplasman karnesi degildir. basaksehir'den 5, besiktas'tan da 8 olacak macta 3 yedikten sonra bu maglubiyetleri normal bir deplasman maglubyeti olarak gormesidir.

    aslinda bazi yabanci hocalarda bu tip rasyonellik var, yani malatya deplasmaninda 1-0 yenilsek de fenerbahce'den 5 yesek de sonucta sifir puanla gecilen bir hafta olarak hesapliyorlar. kendi anlayislarinda hakli olabilirler ama galatasaray oyle hic varlik gosteremeden alinan farkli yenilgileri, ozellikle de ezeli rakiplerinden alinan bu tarz skorlari kaldirabilecek bir camia degil. futbolun dogal akisi icinde yine bu tip maglubiyetlere denk gelebilirsin ama camiaya bunlari normal diye anlattigin anda kapiya konursun.

    bence tudor da olan budur. yoksa o takim terim gelmeseydi de buyuk ihtimal sampiyon olacakti. ama ara ara sansasyonel maglubiyetlerle adam sampiyonluga giderken bile sorgulanacak, sampiyonluga ragmen ice sinmeyen, buruk bir tad birakacakti.

    bu arada simdi geliyor dense hic itiraz etmeyecegim bir hocadir.
  • 6556
    ümitli olduğum bir hocaydı. kendisinin oynatmaya çalıştığı oyun 2017 yazından beri dikkatimi çekmişti. hatta henüz lig başlamadan sözlükte bu konudaki muhtemelen ilk entrylerden birini girmiştim:

    (bkz: 4-1-4-1/@kocum kosecki)

    kendisinin ligin ilk 8 haftasındaki iç saha oyununun, 4. terim dönemindeki en güçlü oyunlardan bile daha fazla keyif verdiği gerçek. ancak 9. hafta sonrası işlerin değiştiği de gerçek. özellikle o dönem sonrası ligde art arda 4 deplasman maçının kötü oyunla kaybedilmesi gidişatı epey değiştirmişti. takım zorlu bir viraja girmişti. özellikle başakşehir ve beşiktaş maçlarında oyun olarak rakip tarafından domine edilmenin oyuncuların özgüvenini zedeleleyebileceği konuşuluyordu. içerideki akhisar maçında 10 kişi kalan rakibe karşı 2-0 yenik duruma düşmek bu işin dip noktası olabilecekken müthiş bir geri dönüş gerçekleşmişti. takım özgüvenini geri kazandı mı diye düşünürken bu kez yeni malatya deplasmanından çok güçsüz bir oyun ve mağlubiyetle dönüldü. ligde puan olarak işler kötü olmasa da çok yükseklerde başlayan grafik dramatik şekilde aşağı doğru ilerliyordu. viraj iyice keskinleşmişti, araç yoldan çıkmak üzereydi.

    peki tudor bu durumdan dönüp şampiyon olabilir miydi? içeride göztepe'yi yenip, kayseri deplasmanından zaferle dönüp, yakalanan özgüvenle bir anda işleri değiştirip ipi göğüsleyebilir miydi? olabilirdi, bunu bilemiyoruz. peki neyi biliyoruz?

    fatih terim 1996 yılında galatasaray'ın başına geçtiğinde, iyi sayılabilecek bir kariyeri ve kulüpte oyuncu olarak efsane statüsü olmasına rağmen birçokları için soru işareti olduğunu biliyoruz. gençti, deneyimi görece azdı. ilk iki maçını kazansa da harika bir başlangıç yapmadı. üçüncü hafta berabere kaldı. dördüncü hafta ise kulüp tarihinin en ağır yenilgilerinden birini aldı. iç sahada fenerbahçe'ye 4-0 mağlup oldu. faruk süren o maç sonrası fatih terim'i kovmayıp arkasında durduğu için 25 yıl geçmiş hala övülüyor. peki süren bu olağanüstü cesur hareketi yapmamış olsa ne yapacaktı? milli takımla tarihi başarı yakalamış, kulüp efsanesi yeni hocasını ilk mağlubiyette, daha ligin dördüncü haftasında kovmuş olacaktı. içeride 4-0 ağır bir mağlubiyet olsa da, ilk mağlubiyette hoca kovmak skandal bir karardır. faruk süren'i bu skandala imza atmadığı için don kişot mertebesinde görmeye bence gerek yok. terim ileriki haftalarda 1-2 mağlubiyet daha alsa faruk süren arkasında durmaya devam eder miydi? bunu bilemiyoruz. peki neyi biliyoruz?

    4-0'lık fenerbahçe mağlubiyeti sonrası fatih terim'in performansını biliyoruz. galatasaray bu ağır yenilgi sonrası iki ön eleme maçını gol yemeden geçiyor, ligde sonraki 5 maçı da gol yemeden kazanıyor, rakip filelere toplam 11 gol, puan hanesine +15 yazdırıyor. 5 maçın sonunda avrupa'da karşısına gelen psg'ye de içeride 4 tane sallıyor. lige dönüyor. sırasıyla aldığı sonuçlar şöyle: 6-1, 1-8, 6-1. üç maçta +9 puan, atılan tam 20 gol. yani ligin başında 4-0 yenildiği için kovmadığın adam akabinde 8 maçlık efsane bir seri yapıyor, aldığı liderliği de sezon sonuna dek bırakmayıp şampiyon oluyor. 4. hafta ile 5. hafta arasındaki zor geçen dönem harici yönetim için lokum gibi tablo. başlardaki keskin viraj sonrası çabuk düzelen ve son hız ilerleyen bir araç var ellerinde.

    terim bu virajları sonraki dönemlerde de çok gördü. 97-98 sezonunda devre sonuna doğru 9 puan gerideyken, sezonu şampiyon tamamladı. 99 yılı sonunda 4 maç sonunda 1 puanda olduğu grupta son iki maçını kazanıp dönüşünde uefa kupasını aldı. 2013'te ilk 3 maç sonucunda 1 puana sahip olduğu grupta sonraki 3 maçı da kazanıp şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale yürüdü. 2019'da bitime 10 hafta kala 8 puan geride olan takımı şampiyon yaptı. az sayıdaki başarısız sezonun yanında, neredeyse tüm zorlu virajlardan bir şekilde ayağımız yerde, başımız dik çıkmamızı sağladı. 2021-2022 sezonunda ise daha önce hiç girmediği kadar dar bir virajda, araç hiç olmadığı kadar tökezliyordu. yaşı da ilerledi. eskiden yaptığı gibi tekrar kontrolü sağlar mıydı, yoksa bu kez tamamen kontrolü kaybetmenin zamanı gelmiş miydi? bunu bilemiyoruz. peki neyi biliyoruz?

    bir yanda kariyer boyunca onlarca virajı başarıyla almış deneyimli bir sürücü, bir yanda da ne kadar yetenekli olsa da ehliyetini yenice almış bir sürücü varsa, tehlike anında deneyimli olana güvenmek çok daha normaldir. aklın, mantığın, izanın söylediği budur. gerisi spekülasyondur. kariyeri boyunca onlarca güçlüğü lehine çevirmiş fatih terim'e zorluk anında gösterilen güven ile, bize gelene kadar yalnızca hajduk, paok, karabük gibi takımlarda umut verici performansları olan ıgor tudor'a gösterilen güvenin bir olmasını beklemek eşyanın tabiatına aykırıdır. eğer 1996'daki fatih terim gibi yeni bir hocaysan, önceki başarıların ne olursa olsun, o güveni senin kazanman gerekir. art arda 8-10 maç kazanır herkesi susturursun. kimse seni tekrar övmek için 5 yıl sonra italya'da ortalama bir takımla göze çarpan işler yapmanı beklemez.
  • 6561
    gönderilmeseydi dördüncü fatih terim dönemindeki iki şampiyonluktan da olacaktık. ite kaka, fatih terim ve galatasaray winnerlığının birleşmesiyle, zar zor kazandık o kupaları. hem de derbilerle. kendisinin son derece başarısız olduğu derbilerle. mükemmel bir kadro falan da kurmadı ayrıca. iki yıl sonra, soso ve belhanda'nın tartışmalı performansları dibe vurunca kaldık ortada. gören de diyecek ki, en yakın rakibine 10 puan fark atmışken kovduk adamı. bırakın artık bu boş işleri.
  • 6562
    başakşehir'den 5 yedi, beşiktaş'tan 3 yedi 10 yiyebilirdi, trabzon'dan 3 yedi. kovulduğu sezon şampiyon olacağını düşünen adamın fikirlerini hayatın herhangi bir alanında çok ciddiye almamak lazım. gitti ve ardından imparator fatih terim gelenden gidenden 5 yiyen bütün dengi takımlara karşı ezilen psikolojisi çökmüş takımı aldı ve 2 şampiyonluk aldı. olayın başka bir izahı yok.
  • 6563
    2021-2022 sezonunda hellas verona'da başarılı işler yapan, çok da güzel futbol oynatan teknik direktör. o dünde kalmamış, bugününe bakmaktadır. galatasaray taraftarının da artık önüne bakması daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.

    çünkü, 2017-2018 sezonunda liderin 1 puan gerisinde olmasına rağmen, taraftar ve oyuncuları arasında bağ kopmuş gibiydi ve şampiyonluk konusunda çok da ümit vermiyordu. fatih hoca geldi ve 2 sezon* üst üste şampiyon yaptı, başarısız da olsak direkt şampiyonlar ligine katılarak ciddi bir gelir kazandırmıştır.
  • 6564
    kendisinden sonraki şampiyonluk sayımızla, yaptığı kadro mühendisliğinin ekmeğini yememiz arasında doğru orantı var.

    zira 3 yıldır her fırsatta dağıtmaya çalıştığımız, sonunda da baştan sonra dağıtabildiğimiz tudor kadrosunu şu yaşlarına rağmen hiç bir eklenti yapmadan geri toplayıp başına da hüsnü çoban'ı koysan, ilk 2 ye oynatırdı.

    rodri-gomis-fegho
    ndiaye-fernando-belhanda
  • 6565
    mükemmel kadro filan kurulmamıştı bence. brezilya'da çok parlak olmayan kağnı gibi maicon'a 7 milyon, deli gibi koşmaktan başka bisey yapmayan ndiaye'ye 8 milyon(allah'tan stoke city aldı da zarar etmedik) et mi balık mi anlamadığımız belhanda'ya 10 milyon, feghouli'ye 5 milyon vermek ne derece iyi bir kadro olur bilemiyorum. kaldı ki bunların çoğuna 4-5 yıllık kontratlar verildi uçuk maaşlarını kontratları bitene kadar ödemek zorunda kaldık/kalıyoruz. ama hakkını yemeyelim bir işi çok iyi yapıyorsa o da kondisyondu. takım o zaman 60 dakika yapılan presi her maç 15 dakika yapabilsin en az 1 gol atmazsak birsey bilmiyorum.
  • 6566
    gönderildiği sezon ve hemen ardından olan sezon şampiyon olduğumuz hoca.

    gönderilmesi son yıllarda galatasaray spor kulübünün almış olduğu en doğru kararlardan biriydi. kendisi derbilerde tekme tokat dövülen bir takım yaratmıştı. eğer kalsaydı son maçlardaki derbileri kaybedip şampiyonluğu verirdik.

    iyi ki de gönderildi de 2 şampiyonluk aldık.
  • 6569
    olaylara tek boyutlu bakabilen taraftarımızın 1 puan geride olduğu için kovulduğunu sandığı hoca. kovulmasının en önemli sebebi açıkça oyuncuları eleştirmesi nedeniyle takımın kendisine olan inancı kaybetmesidir. underdog takım hocasıdır. umarım bir gün fbjk'nın başına geçer de bir kez daha zirveye oynayan bir takımda nasıl bocaladığını keyifle izleriz.
  • 6571
    torrent'ten cok daha iyi teknik direktor oldugu tartismasiz bir hoca. kendisi oncelikle teknik direktor, bu meslegi yapiyor, tecrubesi var. bize geldiginde cok genc ve tecrubesizdi, yine de hajduk split, olympiakos gibi bir cv'si vardi. simdi onun uzerine italya ligini de ekledi. acikcasi su donemde bosta olsa bize gelmesini torrent'e kesinlikle tercih ederdim. ama su anda tudor galatasaray'in birak getirmeyi, mevcut yoneticilerle randevu bile alamayacagi bir isim, cunku galatasaray'in mevcut yoneticileri herhangi bir isi becerebilecek bir kapasite sahibi degiller. tudor'dan randevu almayi da beceremezler.
  • 6572
    tudor tudor tudor tudor. yetti şu adamın ismini görmekten bıktık. bitti gitti. kaç sene önce. başarısız oldu, bütün topcuları küstürdü gitti adam, yollandı. iyi ki de yollandı. bir daha gelirse bir daha yollanır, ama gelmeyecek, neden? çünkü bu adamın konuyla hiç bir ilgisi yok ama ne hikmetse, eski sevgilinin gece yarısı attığı mesaj gibi bir anda beliriveriyor sol üst tarafta.
  • 6573
    galatasaray'a geldiginde 38 yasindaydi. henuz bu boyuttaki baski altinda liderlik yapacak tecrubesi yoktu. ben igor tudor'un 2025 sonrasinda galatasaray icin gayet iyi bir teknik direktor olabilecegine inaniyorum:

    1. ligi, camiayi taniyor. *
    2. turkiye'de basarili olamayan, hicbir zaman tutma ihtimali olmayan hollanda, ispanya ekollerinden gelmiyor.
    3. balkan genleriyle italyan futbol gelenegini birlestirmis bir tecrubesi var. balkanli olmasi ve bati futbolunu taniyor olmasi buyuk bir avantaj.

    bize geldiginde insan iliskilerinde, basin iliskilerinde, surec yonetiminde eksikleri vardi. 40larinin ortalarindan itibaren bunlari asabilirse galatasaray icin gayet yeterli bir hoca adayi olur.

    bugun super lig'de serie a'da hocalik yapabilecek hicbir teknik direktor yok. tudor orada. juventus'taki yardimcilik tecrubesinin de faydali olacagini dusunuyorum. 20lerin ilerleyen zamaninda veya 30lu yillarda bir sans daha verilse gayet guzel olacagi kanisindayim.
  • 6575
    underdog takım hocası. winner karakter olması zor. hele türkiye gibi bir ortamda neredeyse imkansız.

    geleceğini bilemeyiz tabi, bu gözler türkiye'den kovularak gönderilen joachim löw'ün sonra neler yaptığını da gördü. fakat kendisinin galatasaray döneminde o kadar parayla kurdurduğu kadro bile winner takım hocası olamayacağını gösteriyor bana.
App Store'dan indirin Google Play'den alın