4526
şu ana kadar artıları eksilerinden fazla olsa da, sınıfı geçememiş teknik direktörümüzdür. zaten şu mecrada tartışan güruh içerisinde iki taraf da bir sürü doğru argüman yazmış. ben her sene teknik direktör kovma kepazeliğinden utanan bir galatasaraylı olarak şöyle bir şeyler yazma ihtiyacı duydum.
şimdi yine bir sürü teknik direktör ismi atılacak ortaya. geleneksel hale geldi bu.mesela tuchel yazılmış. ya da blanc. şu anda kendileri gibi kariyeri belli bir seviyenin üzerinde olan bir teknik direktörün, galatasaray'ın teklifine olumlu yanıt vermesi için hiçbir neden yok. (elbette "para" dışında.) zaten teklif yaptığın teknik direktörün, "kardeşim sen son on yılda 50 teknik direktör değiştirmişsin, ben niye geleyim?" benzeri bir sorusuna verecek cevap yok. utanması olan adam yerin dibine girer.
buna rağmen hala uzun vadeli plan hayali kuran taraftarlarımız var.
yani bu şu demek:
tuchel, blanc ya da ne bileyim puel, favre falan; hatta guardiola ve mourinho bize gelecek. diyelim ki mesela ilk 6 ayında başarılı olamayacak. medya durmasa bile, onlara rağmen taraftarımız kendisinin arkasında duracak. uzun vadeli planlarımız var, biz büyük düşünmesi gereken bir takımız. kısa vadeli başarısızlıkla adam yollanmaz diyecek. örnekleri daha uzatabiliriz de, gittikçe trajikomiklik seviyesi artıyor gördüğünüz gibi.
ya allah aşkına, manchester city'nin taraftarı bizim taraftar ya da yönetimi bizimkiler olsaydı; geçen sezondan sonra şu an takımın başında guardiola olabilir miydi? hayır. chelsea geçen sezonki felaket başlangıcı yaptığında, bizimkiler olsa conte'nin ipi çekilir miydi? evet. ama işte onlarda bu işler daha az oluyor. onların bulunduğu ortam daha rakabetçi, dönen paralar falan daha fazla olmasına rağmen, profesyonellik ve futbol aklı devreye girince olay değişiyor.
dolayısıyla lütfen garip garip hayaller kurup suçu yönetimin vizyonsuzluğuna falan atmayalım. (onların vizyonsuz olduğu 2 senedir aşikar.) sanki taraftarımız uzun vadeli planların arkasında durabilecek kadar olgun ve vizyonlu imiş gibi. yani en nihayetinde yapabildiği yorum "gs her maça kazanmak için çıkar abi" olan adamlardan bahsediyoruz.
şimdi yine bir sürü teknik direktör ismi atılacak ortaya. geleneksel hale geldi bu.mesela tuchel yazılmış. ya da blanc. şu anda kendileri gibi kariyeri belli bir seviyenin üzerinde olan bir teknik direktörün, galatasaray'ın teklifine olumlu yanıt vermesi için hiçbir neden yok. (elbette "para" dışında.) zaten teklif yaptığın teknik direktörün, "kardeşim sen son on yılda 50 teknik direktör değiştirmişsin, ben niye geleyim?" benzeri bir sorusuna verecek cevap yok. utanması olan adam yerin dibine girer.
buna rağmen hala uzun vadeli plan hayali kuran taraftarlarımız var.
yani bu şu demek:
tuchel, blanc ya da ne bileyim puel, favre falan; hatta guardiola ve mourinho bize gelecek. diyelim ki mesela ilk 6 ayında başarılı olamayacak. medya durmasa bile, onlara rağmen taraftarımız kendisinin arkasında duracak. uzun vadeli planlarımız var, biz büyük düşünmesi gereken bir takımız. kısa vadeli başarısızlıkla adam yollanmaz diyecek. örnekleri daha uzatabiliriz de, gittikçe trajikomiklik seviyesi artıyor gördüğünüz gibi.
ya allah aşkına, manchester city'nin taraftarı bizim taraftar ya da yönetimi bizimkiler olsaydı; geçen sezondan sonra şu an takımın başında guardiola olabilir miydi? hayır. chelsea geçen sezonki felaket başlangıcı yaptığında, bizimkiler olsa conte'nin ipi çekilir miydi? evet. ama işte onlarda bu işler daha az oluyor. onların bulunduğu ortam daha rakabetçi, dönen paralar falan daha fazla olmasına rağmen, profesyonellik ve futbol aklı devreye girince olay değişiyor.
dolayısıyla lütfen garip garip hayaller kurup suçu yönetimin vizyonsuzluğuna falan atmayalım. (onların vizyonsuz olduğu 2 senedir aşikar.) sanki taraftarımız uzun vadeli planların arkasında durabilecek kadar olgun ve vizyonlu imiş gibi. yani en nihayetinde yapabildiği yorum "gs her maça kazanmak için çıkar abi" olan adamlardan bahsediyoruz.