• 1
    https://x.com/.../1812481655241630126

    fenerbahçe’ye has teknik direktör özelliği. her yeni teknik direktöre haşortmanı giyer giymez gizli eklenti olarak yükleniyor. ardından samandra’da kemik sesleri ve komando marşı eşliğinde idmanlarla lige başlanıyor. bu yolla her sene ikinciliği garantiliyor çakallar.

    tabi bu başarı güzide takımımıza yetmiyor ve sırasıyla ismail kartal - x yabancı - ismail kartal - x2 yabancı - ismail k… şeklinde bir döngü başlıyor ve yeni sezona yine drone eşliğinde 2.liğe göz kırparak devam ediyor maydanoz logolu son kalemiz. yürüyedursun
  • 2
    drone'un icadından beri süregelen bir fenerbahçe klasiği.

    her ama her sene özel haberinin yapılmasını acayip bir şekilde "bir hevesle alınıp hiç kullanılmayan şeyler"in ayarsız şekilde övülmesine benzetiyorum.

    sanki hiç işlerine yaramayacak bir drone'a çok para gömmüşler de enayilikleri belli olmasın diye "valla çok işe yarıyor" izlenimi uyandırmaya çalışıyor gibiler.
  • 3
    bence artık muhabirlerin de işi dalgaya vurduğunu gösteren söz öbeği. "fenerbahçe'de gökhan gönül şoku" da böyle başlamıştı, sonradan geyik malzemesi oldu, dalgasına bile bu haber yazılır hale geldi. bu drone meselesi de öyle. ta ersun yanal'dan beri fb'nin başına kim gelirse hepsine aynı haber yapılıyor. "fb'de kolej havası" haberi de yapıldıysa fb taraftarı bayrakları çıkarmaya başlayabilir :)
  • 5
    stresten beni uyutmayan olay. şöyle bir şey yaşadım idmanın drone ile takip edilmesi yüzünden: geçtiğimiz ay 1 aylığına almanya'ya gittim. ablam augsburg'ta yaşadığı için bu süre zarfında orada kaldım. ablamların ev augsburg stadına çok yakın. ben de oralar yeşillik diye sabahları stat çevresinde bisiklet sürüyorum. stadın hemen yanında da antrenman tesisleri var. biz oradayken augsburg'un yeni sezon çalışmaları başladı. eniştem de antrenmanlar başlayınca toplar saha dışına çok çıkar, dedi. gerçekten de ilk gün bisikletle geçerken önüme top düştü. almaya utandım, devam ettim gittim. evde anlatınca keşke alsaydın, herkes alıyor filan dediler. neyse ikinci gün bir daha gittim. antrenman başlamış. yukarıda harbiden dronelar filan çekim yapıyor. ben de yalandan antrenmanı izliyormuş gibi yapıyorum. aslında biri dağlara taşlara vursun da top gelsin diye bekliyorum. epey bekledim ama topun geleceği yok. bir gün önce kaçırdığım topa yanarak yola çıktım. tam birkaç pedal çevirmiştim ki önüme top düştü. mavili beyazlı ışıl ışıl parlayan bir top. gözlerim kamaştı. topu kaptığım gibi pedallara asıldım. bir yandan pedala basıyorum bir yandan da tepedeki dronu kesiyorum. dronda kabak gibi göründüğümün farkındayım. neyse topla eve geldim ama aklım hala dronda. bütün gece acaba beni tespit ederler mi filan diye gerildim. bir yandan da koskoca augsburg bir topun peşine mi düşecek diyorum. böyle stresli birkaç gün yaşadıktan sonra baktım arayan soran yok, rahatladım. sonra türkiye'deki halısaha ekibine haber verdim. hazır olun yeni sezonda halısaha maçlarını bundesliga topuyla oynayacağız, diye. hepsi yolumu gözlüyor şimdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın