4
eskiden avrupanın 5 büyük ligi diye klişeyle karışıklık bir tabirle kullandığımız ligdeki takımların gerisinideydi türk takımları. artık idman kalitesi ve oyuncu fiziği bakımından avrupada bizim haricimizde ilk 10 sayılacak bütün liglerden gerideyiz. sadece galatasarayın değil ülke futbolunun problemi bu.
100 bin euroya takım çalıştıran hocaların olduğu 200 bin euro maaş alan futbolcularla oynayan avrupa takımları bizim takımlarımıza göre fiziken daha diri oluyorsa bu artık federasyonun problemidir.
3
florya'da kemik sesleri
samandıra'da kemik sesleri
lucescu oyuncuların pestilini çıkardı
prandelli fırtınası esti
bu ve daha nicesi internet öncesi mas başı gazeteciliğinin vazgeçilmez başlıklarıydı. bana göre türk futbolu ile avrupa futbolu arasındaki temel farklardan biri antrenman kalitesi zaten.
2
başarısızlıkla karşılaştığımız anda aklımıza gelen hede. fatih terim'in son döneminde de çokça mevzu olmuştu. hatta fatih terim'in kendisi birkaç defa kondisyoner değişikliğine gitmişti. scot piri ve bartali'nin geldikleri ilk zamanlarda algıda seçicilik midir nedir futbol yorumcuları bile "takım canlandı" tarzı yorumlar yapıyordu.
bir de maç kondisyonu diye bir şey de var. ne kadar iyi antrenman yaparsan yap sadece maç oynadığında kazanabileceğin bir şey.
ben bu işlerden anlamıyorum ancak izlediğim kadarıyla maç kondisyonu açısından ancak rakibin kadar güçlenebiliyorsun. bu noktada süper lig bizi baltalayan ve tempomuzu düşüren çok önemli bir etken.
antrenman kalitesi açısından ise oyuncuları zorlamak ve yapabileceklerinden daha fazlasını istemek de (yükleme yapmak falan) kesin iyi sonuç vermiyor. tudor gibi hocalar bunu yaptıklarında oyuncularla sorun yaşıyor veya onların kendine güvenini kaybetmesine sebep oluyor. prandelli ve tudor iyi antrenman yaptırdılar diye düşünüyoruz ama derbilerde de rezil oldular.
sonuçta tudor ve prandelli gibi bir hoca getirip antrenman kalitesini arttırmaktansa okan buruk veya fatih terim gibi bir hoca ile sürekli güçlü rakiplere karşı oynamak daha iyi sonuç verecektir diye düşünüyorum.
