• 99
    çok eleştirilmeyen ama çok övülen yöneticidir.

    biri eleştirmeye kalkıyor, peşi sıra hemen on kişi gelip direkt övmeye başlıyor. arkadaşlar tamam övün, yanında durun ama bunu yaparken icraatı da görün. yani adamı savunmak için, onun iyi şeyler yaptığını görün. daha ortada fol yok yumurta yokken direkt güveniyoruz, işi zor falan filan derseniz olmaz. mesela ben eleştiriyorum çünkü sosyal medyayla çok fazla içli dışlı ve ısmarlama haberler yaptırıyor. onun dışında transfermiş, takımın haklarını korumakmış, şuymuş, buymuş gibi şeyler için de en az 3-4 ay bekleneceğini biliyorum.

    ayrıca allah aşkınıza işi zor falan demeyin çünkü şu an onlara verilen bütçe hiç kimseye verilmedi. erden timur ilk yöneticilik zamanlarında icardi, torreira ve mertens üçlüsünü toplamda 6 milyon euro'ya aldı. icardi her ne kadar kiralık olsa da, bir önceki sezon ligi 13. sırada bitirmiş bir takıma icardi gibi bir süperstarı getirmek mühimdi. o dönem karavana olan tek transfer yusuf demir transferiydi. o da anlaşılabilir bir durumdu çünkü barcelona forması giymiş gelecek vadeden bir oyuncuydu.
    şimdi ise elde sınırsız kaynak var. wan bissaka-hojbjerg ikilisi için toplamda 25-30 milyon eurolar konuşuluyor. oğuz aydın için bile min. 4 gibi rakamlar teklif ediliyor. mertens yerine alınacak oyuncuyu falan da düşününce ort. 40-50 milyon euro harcanacak. hal böyleyken işleri nasıl zor olabiliyor? tam tersi, şu an işleri çok çok kolay. o yüzden lütfen demagoji falan yapmayın.

    ak mı kara mı, ilerleyen aylarda belli olur.

    edit: @scarfeys uyardı: bir önceki sezon ligi 6 değil, 13. sırada bitirmiştik.
  • 100
    erden timurla kıyaslanması mantıksız olan yönetici.

    erden timur sponsorları bulan, mağazacılığa katkıları olan, stat biletlerinin operasyonel sürecinde rol alan, inşaat projeleriyle ilgilenen, alt yapı için hedef model belirleyen bir çok role sahip bir yöneticiydi ve gece gündüz çalışırdı, bunların yanında scout ekibi, teknik heyet ve transfer komitesiyle istişare ederek hedefleri belirleyip operasyon süreçlerini yönetirdi. bunun yanında gerektiği yerde nakit akışı da sağlar, kulübe hibe ederdi. florya ve futbol takımı ile de ilgilenirdi, son dönemde çoğu rolünü bırakıp sadece bu kısma yönelmişti hatta ayrılacağı için.

    finansal tablolarla ilgilenir ve mevcut finansalların diğer avrupa kulüpleriyle kıyasını yapar, geride ve önde olduğumuz noktaları inceleyip, hangi yönden kaynak yaratılabilir analizlerini yapardı.

    ibrahim bey’in bunların hepsini yapmasına gerek yok, sadece transfer operasyon sürecini yönetmesi kafi, onda da her gün basına açıklama yapmasına gerek yok, önceliklerimiz belli, listemiz belli. galatasaray için en iyi seçeneği en uygun fiyata getirsin yeterli olacaktır.

    kendisine karşı önyargılı olunmamalı, icraatlerine göre notu verilmelidir ama temel olarak iyi yöneticinin kuralı ‘az laf çok iş’ olmalıdır. kendisine başarılar diliyorum.
  • 101
    biraz konuşan yöneticimiz. konuştuklarından rahatsız değilim ama rahatsız olanlar olacaktır. vecino olayını hatırlarsanız oradaki temel yanlışın da beklentiyi yönlendirememek olduğunu görürsünüz. yani maalesef konuşmadılar, taraftarla iletişim kurup taraftarın gazını alamadılar. eğer bu işi becerebiliyorsa konuşsun derim.

    (bkz: galatasaray spor kulübü'nün iletişim politikası)
App Store'dan indirin Google Play'den alın