• 1
    tdk'ya göre aklamak anlamına gelir. bizlerde bunun çok yanlış anlaşıldığını düşündüğüm için bu başlığı açma gereği duydum.

    idari ibranın zaten zırva olduğu daha önce çok kez açıklandı. o konuya girmeyeceğim.

    gelelim mali ibraya. tdk anlamına bakıldığında da anlaşılacağı üzere ibra etmemek "ben seni aklamıyorum." demektir. yani ben senin mali yönetimini beğenmedim, canım öyle istedi diye ibra etmeme yönünde oy vermemelisiniz, hatta doğrucu bir insan olarak veremezsiniz. en iyi ihtimalle çekimser kalarak tepkinizi belli edersiniz. çünkü ibra etmeme yönünde oy kullanmak "sen çaldın, usulsüzlük yaptın veya hile yaptın." demektir. tekrar ediyorum; hata yaptın, ben seni beğenmedim demek değildir.

    28 temmuz 2021 tff olağan genel kurul toplantısında yönetimimiz ibra oylamasında çekimser kalmıştı. orada yönetimi eleştirenler saçmalıyordu. tff yönetiminin aklanmayacak bir işlemi olmadığı için yapabileceklerini yapıp çekimser kaldılar ve doğru olan da buydu.

    bugün mustafa cengiz yönetimi de ibra edilmeyecekse elle tutulur bir done olması gerekmektedir. yok pahasına elden çıkarılan araziyi geri alırken kulübü borçlandırdığı için ibra etmeyecek değilsindir. sonuçta o araziyi yok pahasına satanı da ibra ettin, hatta yeğeninin kendi otelinde konaklamasını kulübe fatura edip kulübü borçlandıranı da ibra ettin.
  • 2
    öznel bir anlama sahip olduğunu düşündüğüm ifade.

    neden mi?

    çünkü bana göre galatasaray'ı yönetirken yaptığı keyfi ve hatalı hamleler yüzünden galatasaray'ı milyonlarca dolarlık zarara uğratan iş adamları da galatasaray'ın parasını çalmıştır, usulsüzlük yapmıştır.

    eğer bu süreçleri hata olarak tanımlarsak hemen her şey hata olarak tanımlanabilir çünkü.

    sayın eski başkan dursun özbek galatasaray'ı 3 senede 147 milyon euro zarara uğratmıştır, şimdi biz buna hata mı demeliyiz? göz göre göre galatasaray'ın paralarını yüksek maaşlı sözleşmelerle savurmuştur, buna hata mı demeliyiz? bundesliga'da 300 bin euro alamayan tolga ciğerci'ye net 2 milyon euro maaş vermiştir, bu durumlar nasıl hata olarak adlandırılabilir? bu ve benzeri sayısız örneğe rağmen dursun aydın özbek yönetimi geçmişte ibra edilmiştir, bence asla ibra edilmemeliydi.

    gelelim mustafa cengiz yönetimine. özellikle ilk 2 senede net bir finansal hataları olmadı sadece transfer dönemlerinde yeterince becerikli hareket etmediler. lakin son 1-2 senedeki yaklaşımları, ibra edilmemiş olmalarına rağmen kongreye rest çekmeleri, galatasaray kulübü'nü babasının malı gibi görüp kafasına göre seçimin ertelenmesine sebep olmaları, bütçesel küçülmeden söz edip bu nedenle takımı sezona orta sahasız başlatıp, buna rağmen son senede 500 milyon lira civarında zarar açıklamaları, galatasaray'ın yönetim koltuklarının sahipleriymiş gibi davranmaları dolayısıyla tepki topladılar. her ne olursa olsun bu yönetime beceriksiz ifadesini kullanmak daha doğru eğer son bir kaç ayı göz ardı edersek.

    esas konuya gelecek olursam, dernek statüstündeki kulüplerin tüm eski ve mevcut başkanları, kendi şirketlerinde yapamayacakları hamleleri spor kulüplerinde kolaylıkla yapmakta ve kulüpleri devasa büyüklükte finansal zorlukların çıkmazına sürüklemektedir. bu şartlarda mevcut kulüpleri bu seviyelerde finansal zorluklara sürüklemek, ilgili yönetimlerin ve başkanların sorumluluğundadır, paraları hiç kimse zorla harcatmamaktadır dolayısıyla da hesap da vermedikleri için yıllarca bu düzen devam etmiştir.

    ee peki herhangi bir denetim veya ceza mekanizması zaten yok, x kişi gelir 30 tane adam alır, 30 tane adamı da gönderir, kulübü de 100 milyon zarara sokar gider, kongre de ibra ederse yaptıkları da yanına kar kalır. çünkü yukarıda da dediğim gibi hemen her şeyi "hata" tanımına sokabiliriz, eğer istersek. finansal yapılandırma sonrası süreçler ciddi manada katılaşacak ancak yine de kulüp başkanlarını denetleyen mekanizmaların daha katı olması gerektiğini düşünüyorum.

    galatasaray ismi onlara önemli bir avantaj sağlıyor, eğer galatasaray başkanı olmasalardı bir çoğunu tanıyan çok sınırlı olacaktı, dolayısıyla da göreve gelen iş insanlarının kulüpleri yükseltmesi gerekiyor, düşürmesinin de cezaya tabii olması gerekiyor bana göre.
  • 3
    bence bizim kulüp içim çok gereksiz bir seçenektir.
    siz tüzüğünüze idari veya mali ibra koymak yerine “yönetimsel hataların sonucunda oluşacak maddi zararları o yönetim kurulu üyeleri karşılar” diye madde koyarsanız zaten mali ibrayı gerektirecek bir durum olmamış olur.
    idari ibrasızlık dediğiniz şey zaten aslında maddi durum ile ilgilidir.
    yani kötü bir mali portre çizmişse idare edememiş olur.
    kulübün gelenek ve göreneklerine göre hareket etmiyorlarsa da bunun sorumlusu yine genel kuruldur.
    çünkü beğenmedikleri yönetimi oraya oturtan genel kuruldur.
    yapacakları şey de imza toplayarak o yönetimi düşürmek olabilir.
    dursun özbek döneminde yanlış bilmiyorsam bin üye imza vermişti ama yeterli olmadığı için yönetim düşmemişti.
    mustafa cengiz yönetimi ise 358 oy ile ibra edilmedi.
    iki tüzük maddesi var ama birinde çoğunluk aranmayıp, diğerinde aranıyor.
    bu zaten başlı başına bir saçmalık.
    genel kurul dediğimiz şey üyelerin kendisidir.
    o yüzden bir yönetimin gitmesi isteniyorsa bunun için yeterli çoğunluk sağlanmalıdır.
    galatasaray’ın ayarlarını zaten mart 2011’de yapılan genel kurul bozmuştur.
    o gün için karar doğru gözükse de, uzun vadede kulübe zarar vermiştir.
    bu ibra olayı çok gereksiz ve işlevi olmayan bir durumdur.
  • 4
    sozlügumuzde derhal acikliga kavusturulmasi gereken fiil.

    mali ve idari ibra oylamaları dernekler kanununa tabi olan tum derneklerde mevcuttur. hukuk kurallarindan belli bir zumre, sinif, topluluk vs. vareste tutulamaz. o sebeple galatasaray spor kulubu dernegi de bu kurallara hukuk ölçüsünde uymak zorundadir.

    şoyle ki, ibra olmazsa ne olur anlatalim; her durumun kendi icerisinde avantaj ya da dezavantajlari vardir. genel kurul bu durumlari olcer bicer tartar ona gore oy verir.

    futbol kulüpleri dernek statüsündedir. dolayısıyla kuruluşu, genel kurulları ve yönetim kurulları 4721 sayılı türk medeni kanunu , 5253 sayılı dernekler kanunu ve dernekler kanununa bağlı olarak çıkartılan 25772 sayılı dernekler yönetmeliği’ne uygun olarak teşekkül edecektir.

    dernekler hukukunun düzenlendiği medeni kanun ile dernekler kanununda maalesef ibra edilme ve edilmeme haline ilişkin, özellikle de ibra edilmeme durumunda ne yapılacağına dair açık bir düzenleme yok. spor genel müdürlüğünün teşkilat ve görevleri hakkında kanun, yönetmelikler, tff talimatları çerçevesinde yapılan incelemelerde de ibra edilme & edilmeme haline ilişkin açık düzenlemelere rastlamak da mümkün değil. hukukumuzda halen ticaret kanunumuzun anonim şirket yöneticilerine dair sorumluluk kuralları kıyas yolu ile uygulanmakta. yani dernek yönetiminin ibrası, özetle şirket yöneticilerinin ibrası hükümlerine tâbidir.

    ışte bu olay herseyi cikmaza sokuyor. bu sebeple de;

    ibra edilmeyenler aleyhine şirket tarafından dava açılma olanağı doğar. ama futbol kuluplerinde dernek yonetimi ve sirket yonetimi ayni kisiler. tamamen cikmaz sokak. kendi kendini mi dava edeceksin.

    genel kurul, ibra etmemekle birlikte dava açılmasına gerek görmeyebilir. burada tamamen itibar suikasti gibi bir durum soz konusu oluyor.

    - genel kurul dava açma kararı verirse bir ay içinde dava açmaya zorunludur.

    - ibra edilmeme halinde yönetim kurulu üyeleri kararın iptali için dava açabilir. bu durumda ibra davası açılabilmesi için hesapların usulüne uygun olarak tutulması gerekir. hesaplar usulune uygun tutulmussa zaten ibra edilmesi gerekiyordu. o zaman burada yönetim kurulu üyeleri ibra edilmeme halinde kişisel haklarının ihlale uğradığı iddiası ile tazminat davası açabilirler. yine açmaz.
    ayrica ibra edilmemiş yönetim kurulu üyeleri tekrar yönetim kuruluna seçilebilirler. adam eski yonetimde de gorevliydi yeni yonetimde de gorevli. ne yapacak yine kendi kendini mi dava edecek.

    sozun ozu, ibra meselesi gunumuzde sadece itibar verip vermeme olarak sembolik bir anlam tasimaktadir. bu sebeple cok da takilmamasi gerekiyor.
  • 5
    keşke herkes için "aslolan galatasaray" olsaydı...

    ağzımızın tadı bozulmasın, abilere ne deriz, ilerde işimize yarar diye, gene kol kırıldı yen içinde kaldı. yaptıkları yanlarına kar kaldı. zararlı çıkan bir tek galatasaray oldu.

    bazen keşke çocukluğumdaki gibi sadece maçları takip etseydim diyorum. lise hayalimdeki gibi kalsaydı, içinde neler oluyor bilmeseydim.

    galatasaray'ın 'fikri hür vicdanı hür' üyeleri gene "bilmediğiniz şeyler var" diyeceklerdir ama artık sosyal medya sayesinde neyi niçin yaptıklarını görebiliyoruz. dertlerinin galatasaray olmadığı da apaçık ortada.

    umarım galatasaray bir gün hak ettiği gibi yönetilip, hak ettiği değeri görür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın