hayırlı mağlubiyet denen şey
22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçında olandır. sen tek kale oynarsın, pozisyon vermezsin, rakibin en kalas defans oyuncusu
* ters ayakla atar bir de savunma arkası yer maçı kaybedersin. ama düştüğün yerden kalkmasını bilir, o rakibin sahasında kupa kaldırırsın.
dün yaşananların hayırlı mağlubiyet ile uzaktan yakından alakası yok. rehavete kapıldık, kibirlendik. daha şampiyon olmadan şampiyonluk kutlamaya başladık. rakip medyanın tüm algılarına müsaade ettik. her ne kadar aleyhimize büyük hatalar yapmamış olsa da, galatasaray maçlarında sistemli bir şekilde bizi doğrayan hakemin şampiyonluk maçına atanmasına tek laf etmedik. bu takımın ölüsü bile en kötü 1 puanı alır şampiyon olur diye düşündük, 80 dakika 10 kişi oynayan takıma karşı pozisyona giremedik. rakibin toplasan 10 maç ilk 11 oynayan futbolcusu hem takımı hem taraftarı galeyana getirip bir türlü oyunun içine giremememizi sağladı. her korneri ısrarla kullanmaya gidip, madde gelmese bile geri döndü madde gelecek diye. biz de bunları oturduk yedik, afiyet olsun. bu hayırlı mağlubiyetse, a.... ko.... böyle hayrın..
akşam maç oynanırken tansiyonum 15-11'lere çıkmıştı. gol yedikten sonra 18-14ü gördüm. nabız 143. 28 yaşında, kalpten gideceğimi düşündüm. zaten bu yüzden maçlara gidemiyorum, evde yalnız geberip gideceğim sandım. allahtan yatıştırıcı ilaç vardı da, biraz toparlayabildim kendimi. allah aşkına böyle hayırlı mağlubiyet mi olur ya?
ilk defa maç kaybetmiyoruz. ilk derbi mağlubiyetimiz de değil bu. birkaç sene öncesinde 1 averajla şampiyonluk da kaybettik, şampiyonluk giderse de ilk olmayacak yani. yine de bir zahmet konya deplasmanından 1 puan dahi olsa alalım, bitsin bu iş. sonra 2.5 ay futbol, seçim, transfer falan düşünen rodman'ın da amk.