kendisini maç günü ya da maçtan 1 gün sonra savunacak göt yok nedense kimsede.
kendisinin hayranları dönüp dolaşıp şunu diyor; "abi eldeki malzeme bu adam ne yapsın"
kardeşim bak adam sene başında dedi ki "sakin olun işi bana bırakın" biz de dedik ki bak yanlış olmasın geçen sene bu takımın eksiklikleri şunlar şunlar sıraladık, o da şunları yaptı;
seversin sevmezsin hatta nefret bile edebilirsin, melo diye bi adam var, takıma katkısı tartışılmaz, hadi senin dediğin olsun bu adam gitmek istesin, hamza arkadaşımız ne yaptı, yerine oyuncu bakmadı, oyuncuyu da elinde tutmadı, burada hemfikiriz sanırım, ne oldu
o mevkii boşta,
hala.
sabri diye bi oyuncu var, yerine adam alındı mı, alınmadı, sabri x'ten daha iyi denildi mi denildi, hamza arkadaşımız ne yaptı, yerine oyuncu bakmaya tenezzül bile etmedi, burada da hemfikiriz sanırım ne oldu o mevki boşta, hala.
ibrahimoviç'ten niasse'ye 150 tane isim gelip geçti, hamza arkadaşımız ne yaptı, burak'ı üzmeyecek (yani burak'ı kesemeyecek) bir forvet bakıyoruz dedi ve burak'ın yerine hiçkimseyi almadı buna zaten itiraz edemezsiniz ne oldu o mevkii boşta, hala.
taraftar normal olarak yıldız istedi isim yapmış birini istedi, drogba'dan sneijder'den sonra aynı segmentte biri lazım olacaktı, deyim yerindeyse sike sike podolski'yi aldırdı, podolski de ben forvette iyi oynuyorum dedi peki hamza ne yaptı gönülsüz s...şten doğan çocuk misali bi sağda bi solda oynattı neden çünkü burak ve umut'un morali bozulur diye düşündü, burak yılmaz'a göre transfer politikası düzenleyen adamdan da bu beklenirdi, burada da sorun yoktur sanırım, ne oldu o mevkiimiz. burak ve umut'un toplamı kadar gol atan isim podolski oldu (ve bu oyuncu forvet oynamıyor).
carole, denayer ve rodrigez alındı bu oyuncular ne zaman oynatıldı
sırf bu bile yeter hamza'dan hiç bişey olmayacağını ispatlamak için; bu oyuncular
mecbur kalınınca oynatılan rotasyon oyuncuları oldular, oysa 3'ü de galatasaray'da
direkt oynayabilecek düzeyde şu andaki kadro içerisinde.
velhasıl kelam; yukarıda sayılanlara itiraz eden yoktur, olmaması lazım çünkü neyse onu yazıyoruz, bunu sezon başından beri yazıyoruz, biz yazarken de hamza kötüydü, şimdi daha da kötü, liderken de 2.yken de 3.yken de söylüyoruz, yani tutarsızlık söz konusu değil, sen
ya lig bitsin bakarız diyebilirsin ama ben öyle demek zorunda değilim, takımın 2-3 kişinin omuzlarında olduğunu sen göremeyebilirsin ama ben görüyorum, 3 yabancımız olmasa (allah korusun öyle bir ihtimali) yine maç kazanabiliriz ama tranzonspor gibi kazanırız osmanlıspor gibi kazanırız konyaspor gibi oynar kazanırız.
hadi diyelim öyle kazandık fener ve beşiktaş'ta puanlar kaybetti şampiyon olduk yine, peki sen galatasaray taraftarı olarak avrupa'da bu şekilde oynayan bir galatasaray'ı izler misin/ister misin? bu şekilde ligde şampiyon olsan ne olur, hatta 3 sene şampiyon ol üstüste, 3 sene üstüste gruptan çıkamayıp böyle iğrenç iğrenç futbolla eski avrupa fatihi imajının amına koymayacak mısın güzel kardeşim.
al işte yıllardır içimizi ne acıtıyor taraftar olarak;
1)real madrid'e içeride az kalsın 5 çekeceğimiz maç
2)ali sami yen'de hamburg'a yenildiğimiz maç
neden bu maçlar önemli çünkü 1 tanesinde son 4, diğerinde de kupaya 1 adımımız kaldığı için, yani bizi biz yapan yerlerle ilgili olduğu için. tüm derdimiz bu, galatasaray taraftarını diğer taraftarlardan ayıran 2 şey vardır;
1)avrupa'da olmak
2)iyi futbol istemek
bunlar da yok, var diyen yalan söyler.
kısaca güzel kardeşlerim salı çarşamba yerine perşembeye alıştırılacağımızdan endişe ediyorum. türkiye'de şampiyon olmak filan hikaye amatörü eğlendirir, ligde 2. olacaksınız ama avrupa'da yarı finale çıkacaksınız desen galatasaraylıların hepsi kabul eder, hayır illa şampiyon olalım o yeter diyen varsa ya galatasaraylı değildir ya da henüz galatasaraylı olamamıştır.