4661
türk milleti olarak vedalaşmayı beceremediğimiz malum, yani aşk hayatımız, dostluklarımız falan ya siyah ya beyaz, yani ya ölüp bitiyoruz, ya da kanlı bıçaklı oluyoruz, ortası yok. futbolda da haliyle bunun ceremesini çekip duruyoruz, bir tane iyi ayrıldığımız oyuncu hatırlamıyorum, çok sevdiklerimiz ya kaçarcasına gittiler, ya da haksızlığa uğratıldılar, küstürüldüler. lanet ettiklerimiz de yapışıp kaldılar. asla zamanında yolları ayıramadık, yani iyilerle de bir şekilde vedalaşmak gerekiyor günü gelince, futbol takımıyız, duygusallık bu kadar işin içinde olmamalı, "yılların emeği var, ama büyük galatasaraylı, ama şu şampiyonlukta büyük emeği var" laflarıyla sadece o adamın iyi hatıralarını hiç ediyoruz, zamanında yollamadığımız için de, nefret etme seviyesine getirip siktir ederek yolluyoruz takımdan artık. hamit'in bu halde olduğu ve olacağı ilk geldiği günden belliydi, hadi iyi kötü kritik anlarda rol aldı, ama bu kadar maaş da alan adama neyin sabrıysa yollanmadı. 2 sezon önce hazır alıcısı çıkacakken bundesliga'ya geri yollayalım yazmıştım buraya, yediğim eksiler mühim değil de, yani öngörülmesi çok kolay bir olaydı. o zamanlar takımdan gitse teşekkür edip ayrılacağımız bir adamken, şimdi defolmasını dört gözle beklediğimiz bir adam oldu. uefa kadromuzdaki tarihe adını yazdırmış oyuncularımızla bile beceremedik ki anasını satıyım, bülent, ergün, k.hakan, okan...sonraki yıllarda keita, baros, arda, eboue... hangisi iyi ayrıldı şu takımdan. keza hocalarımız da bu kervana katılıyor artık. şu bayern münih'i, chelsea'yi, real madrid'i sadece eski oyuncularını transfer edelim gözüyle görmesek da biraz örnek alsak keşke, adamlar kulüp için doğru şeyi yapıyor, verim alamayacağı adam takımın yıldızlarından biri olsa da, daha genç olsa da, bir önceki sezon gol kralı olsa da çat diye o değişimi yapıyor..