galatasaray’ın en büyük sorunlarından biridir bu yıllardır. galatasaray düşmanlığı aleni bir şekilde yapılmadan önce de böyleydi bu şimdi de böyle yani aslında bıktırılma, bezdirilme yok. takımın üzerinde bu konuda anlam veremediğim bir uyuzluk bir ölü toprağı var.
koca galatasaray’da rakipteki kamara denen haysiyetsiz futbolcuyu korkutacak, ona haddini bildirecek bir tane adam yok bir tane…
bu kamara geçen seneki olaylı maçta yedlin’in sırtına yumruk atıp sarı kart bile görmediği için, galatasaray’a bunları yaptığında cezasız kalacağını bildiği için oyunda kaldığı süre boyunca yumruk-dirsek karışımı hareketler dahil bir sürü çirkeflik yaptı, iki oyuncumuza bedavadan sarı kart göstertti kendisi atılmadı. bir tane haddini bildirecek en azından hakeme baskı yapacak adamımız yok bu konularda kafayı yiyeceğim senelerdir yazıyorum, sahada eziliyoruz, hiçbir rakibe ve hakeme karşı psikolojik üstünlüğü alamıyoruz.
kendi sahamızda bile neler yaşadık, fener veya beşiktaş statları olsa taraftar sahaya inerdi. bu kadar ruhsuzluğa, bu kadar kabullenmişliğe inanamıyorum.
artık vakit bu kirli düzeni başka yollarla korkutma vakti, bunu daha önce de yazmıştım. ne talimatı alırsa alsın sana haksızlık yapan adama o sahadan çıkamayacağını hissettirirsen aldığı o talimatları uygulayamaz, seni bu kadar katledemez.
yeter artık uyanma ve icraata geçme vakti…
ekleme: sahadaki haksızlıkları engelleyecek ilk kademe tabii ki yönetim ama yıllardır
galatasaray yönetimi diye bir şey olmadığı için artık futbolculardan ve stadyumda taraftarlardan çok ciddi caydırıcı, korkutucu (şiddet içermeyen tabii ki) protesto ve tepkiler gelmesi gerekiyor. “yönetim” ne olursa olsun o nabızda, o tansiyonda bir futbolcu bu kadar aleni haksızlığa uğradığında bu kadar sakin kalmamalı, kalamaz aklım almıyor.