1
ülkemiz şartlarında kötü yönetilen bir maçtan sonra veya bir takımı normalden fazla hatalı karar ile zarara uğratınca kulüp yöneticilerinin ve basının baskısıyla ilgili hakemin mesleği bırakmaya zorlanması.
insanların şu soruyu sorması gerekiyor; maç kaybettiren futbolcuya "forma" astırıyor muyuz?
veya kulübünü mahfeden başkan/yöneticilere "kravat" astırıyor muyuz?
peki hatalı taktik ve yanlış oyuncu tercihleri yapan antrenörlere "eşofman" astırıyor muyuz?
daha önemlisi, federasyonda saçma sapan kararlar alan insanlara "takım elbise" astırdık mı bugüne kadar?
final olarak, ülkeyi soyup soğana çeviren insanlara "demokrasi" astırdık mı hiç bugüne kadar?
ben bunları yaptığımızı hiç görmedim. maç kaybettiren adama 3 yıllık sözleşme verdik evlat diyerek, kulübü batağa sokanları büyük başkan diye pohpohladık, takımı içten çürütenlere yeri geldi efsane, yeri geldi kurt hoca dedik. takımını batıran, tarihinin en kötü durumuna getiren adamı önce federasyon başkanı yaptık, sonra türk futbolunu eline oyuncak olarak teslim ettik.
zamanında aziz yıldırım, fırat aydınus'ın düdüğünü astırmaya çalıştı.
bugün de muharrem usta, deniz ateş bitnel'in düdüğünü astıracağını söylüyor.
geçtiğimiz günlerde de deniz çoban hatalı kararlar verdiği bir maçtan sonra düdüğünü astı, kaldı ki belki de yaptığı en "normal" hatalardı kendisinin, daha nice hatalı ve maçın gidişatını değiştiren maçlarını kendim izledim.
(bkz: düdük asmak)
kim bilir bunun gibi bilmediği, duymadığım kaç tehdit savruldu bugüne kadar.
hakeme düdük astırmak hiç kimsenin haddi olmayan bir meslek bıraktırma eylemidir, ahlaksız bir baskıdır. bir hakem, kişisel husumetle davranmadığı veya şike amacı taşımadığı müddetçe "düdüğünü asmamalıdır" ve buna zorlanmamalıdır.
verdiği kararlar doğrultusunda hakeme dürüst bir puan verilmeli, kararlarındaki hata oranı çok yüksekse ilgili hakem gerek ceza olması gerekse kafasını toplaması açısından bir süre dinlendirilmelidir.
aynı şey galatasaray'ın başına gelse de böyle söyler miydin diyecekler için önden söyleyeyim, bilemiyorum dostlar. sorun da bu zaten, duygularımız yargımızı etkilememeli.
insanların şu soruyu sorması gerekiyor; maç kaybettiren futbolcuya "forma" astırıyor muyuz?
veya kulübünü mahfeden başkan/yöneticilere "kravat" astırıyor muyuz?
peki hatalı taktik ve yanlış oyuncu tercihleri yapan antrenörlere "eşofman" astırıyor muyuz?
daha önemlisi, federasyonda saçma sapan kararlar alan insanlara "takım elbise" astırdık mı bugüne kadar?
final olarak, ülkeyi soyup soğana çeviren insanlara "demokrasi" astırdık mı hiç bugüne kadar?
ben bunları yaptığımızı hiç görmedim. maç kaybettiren adama 3 yıllık sözleşme verdik evlat diyerek, kulübü batağa sokanları büyük başkan diye pohpohladık, takımı içten çürütenlere yeri geldi efsane, yeri geldi kurt hoca dedik. takımını batıran, tarihinin en kötü durumuna getiren adamı önce federasyon başkanı yaptık, sonra türk futbolunu eline oyuncak olarak teslim ettik.
zamanında aziz yıldırım, fırat aydınus'ın düdüğünü astırmaya çalıştı.
bugün de muharrem usta, deniz ateş bitnel'in düdüğünü astıracağını söylüyor.
geçtiğimiz günlerde de deniz çoban hatalı kararlar verdiği bir maçtan sonra düdüğünü astı, kaldı ki belki de yaptığı en "normal" hatalardı kendisinin, daha nice hatalı ve maçın gidişatını değiştiren maçlarını kendim izledim.
(bkz: düdük asmak)
kim bilir bunun gibi bilmediği, duymadığım kaç tehdit savruldu bugüne kadar.
hakeme düdük astırmak hiç kimsenin haddi olmayan bir meslek bıraktırma eylemidir, ahlaksız bir baskıdır. bir hakem, kişisel husumetle davranmadığı veya şike amacı taşımadığı müddetçe "düdüğünü asmamalıdır" ve buna zorlanmamalıdır.
verdiği kararlar doğrultusunda hakeme dürüst bir puan verilmeli, kararlarındaki hata oranı çok yüksekse ilgili hakem gerek ceza olması gerekse kafasını toplaması açısından bir süre dinlendirilmelidir.
aynı şey galatasaray'ın başına gelse de böyle söyler miydin diyecekler için önden söyleyeyim, bilemiyorum dostlar. sorun da bu zaten, duygularımız yargımızı etkilememeli.