1
eski bir hakem olarak, taraftar gözü ile değil hakem gözü ile yorumlamak isterim. sonucunda da adettendir, hakemin puanlamasını belirleyim.
evet efendim arkanıza yaslanabilirsiniz, başlıyoruz.
maçımızın* hakemi, türk futbolunun en verimli hakemlik serüveninin baş kahramanı cüneyt çakır. gelelim adil olan yönetimine...
galatasaray'ın yediği golden başlamak isterim. penaltı pozisyonuna sebebiyet veren çift vuruş kararına bakalım. kurallar der ki, top, ayak müdehalesi seviyesinde iken rakip futbolcu bu topa kafası ile hamle yaparsa bu pozisyon topa vuran oyuncunun takımı lehine en direkt serbest vuruş kararı kazandırır. yani, ozak kabak'ın dokunduğu top ayak seviyesinde iken rakip takımın* 11 sırt numaralı futbolcusu eğilerek topa kafası ile müdehale etmek istemiştir. sonuç olarak, bu pozisyonda en direkt serbest vuruşu kazanması gereken takım galatasaray olmalıydı. bu hatalı kararın devamında gelişen gol pozisyonu gözlemci raporunda siyah beyaz hata olarak nitelendirilmelidir. bu dakikadan sonra hakemin gözlemci raporu ile maçtan alacağı puan 7.9'a düşmüştür.
yukarıda bahsettiğim pozisyonun devamındaki penaltı kararı doğru, nizamidir. fakat tekrar belirtiyorum, pozisyonun başlangıcının hatalı olması, hakemi siyah beyaz hataya sokmaktadır.
gelelim vida'nın ceza sahası içerisindeki harmandalı pozisyonuna. üzülerek belirtmek isterim, pozisyon penaltı değil. kol nizami değildi, topu kesti gibi düşüncelerden önce şuraya çok dikkat etmeliyiz. medel'in topa vurması ile vida'nın koluna çarpması arasında salise fark var ve mesafe kısa. bu kadar kısa mesafede, bu kadar hızla gelen topa hiç bir allahın kulu kolunu sakınamaz. pozisyonun devam kararı doğru.
eren'in ceza sahası girişindeki yaşadığı pozisyona gelelim. şahsi fikrim, pozisyonda faul var. fakat dışarıda gerçekleştiği için penaltı değil, faul olmalı. eren şutu çıkarmış, ayağını savurmuş. rakibin 20 sırt numaralı futbolcusu necip, müdehale etmek için geliyor, edemiyor. şut ayaktan çıktıktan sonra necip, eren'in dizine çarpıyor. bu pozisyonun neresi tartışılıyor anlamış değilim. şut çıktıktan sonra rakibin kaburgalarını kır ama şut ayaktan çıkmıştı bir kere de. geçiniz efendim. o pozisyonun yeri itibariyle es geçildi. aynı pozisyon, orta sahalarda gerçekleşse, net faul çalınır. arafta olduğundan dolayı mı es geçiliyor? pozisyonun içeride dışarıda olması tartışılır, şahsi düşüncem belirttiğim gibi dışarıdadır.
geldik en kritik komediye, pardon karara. onyekuru ceza sahasına giriyor, önünde 20 sırt numaralı necip var. arkadan herhangi bir müdehale yok, temiz. necip kendini yere atıyor, onyekuru arkadan öne geçtiği sırada hem faul alıyor hem de topa elle müdehalede bulunuyor. kardeşim, izledin penaltı verdin. mükemmel karar. var sistemine gidiyorsun ki bu bence çok doğru bir karardı. pozisyon evelinde onyekuru, necip'i itmiş olabilirdi, itmediğini izledin. kaldı bakacağın 2 unsur. faul mü önce, el mi? herkes onyekuru'nun sol ayağının takıldığı ana bakarken ben de diyorumki sağ ayağına bir bakın. sağ ayağı takıldığı sırada top henüz havada idi. sol ayağı takılmak üzere top ele değiyor ve saliseler sonra sol ayakta takılarak onyekuru yere düşüyor. sevgili hakemim, bunu izledin ve penaltı kararını iptal ettin. göz var, nizam var. yapmayın, yakmayın artık. yeter! neyse, burada hakem kararlarını tartışmak, yorumlamak istiyorum. bir penaltı kararından daha siyah beyaz hata yapan hocamızın puanı 7.8'e düşüyor.
yukarıda bahsettiğim kararlar dışında ufak tefek pozisyonları konuşmak istemiyorum. neden mi? bir hakem, bir maçta 2 kritik düdük çalıyorsa ne yapayım küçük kararları? 2 düdük çalmışsın, 2'si de sonuca direk etki etmektedir.
yıllarca hakemlik yaptım, şükürler olsun 7.9 puan almadım. alan arkadaşların minimum 4 hafta maç yönetemediler.
cüneyt çakır'ın kaç puan alacağını düşünüyorsunuz?
ben size söyleyim, minimum 8 nokta 3 alacaktır. sekiz nokta 3. 8.3
türkiye futbolunda cüneyt çakır gibi bir karakteri cezaya sokmak yürek ister, cesaret ister. kimde var bu yürek?
kimsede yok.
hayat kaldığı yerden devam ediyor, haftalardır olduğu gibi.
bu haftalık yorumlarım bu kadar. çarşamba günü oynanacak* ve haftaya oynanacak* müsabakalarında görüşmek üzere sevgili renktaşlar.
sevgiyle kalın.
(bkz: 2 aralık 2018 beşiktaş galatasaray maçı)
evet efendim arkanıza yaslanabilirsiniz, başlıyoruz.
maçımızın* hakemi, türk futbolunun en verimli hakemlik serüveninin baş kahramanı cüneyt çakır. gelelim adil olan yönetimine...
galatasaray'ın yediği golden başlamak isterim. penaltı pozisyonuna sebebiyet veren çift vuruş kararına bakalım. kurallar der ki, top, ayak müdehalesi seviyesinde iken rakip futbolcu bu topa kafası ile hamle yaparsa bu pozisyon topa vuran oyuncunun takımı lehine en direkt serbest vuruş kararı kazandırır. yani, ozak kabak'ın dokunduğu top ayak seviyesinde iken rakip takımın* 11 sırt numaralı futbolcusu eğilerek topa kafası ile müdehale etmek istemiştir. sonuç olarak, bu pozisyonda en direkt serbest vuruşu kazanması gereken takım galatasaray olmalıydı. bu hatalı kararın devamında gelişen gol pozisyonu gözlemci raporunda siyah beyaz hata olarak nitelendirilmelidir. bu dakikadan sonra hakemin gözlemci raporu ile maçtan alacağı puan 7.9'a düşmüştür.
yukarıda bahsettiğim pozisyonun devamındaki penaltı kararı doğru, nizamidir. fakat tekrar belirtiyorum, pozisyonun başlangıcının hatalı olması, hakemi siyah beyaz hataya sokmaktadır.
gelelim vida'nın ceza sahası içerisindeki harmandalı pozisyonuna. üzülerek belirtmek isterim, pozisyon penaltı değil. kol nizami değildi, topu kesti gibi düşüncelerden önce şuraya çok dikkat etmeliyiz. medel'in topa vurması ile vida'nın koluna çarpması arasında salise fark var ve mesafe kısa. bu kadar kısa mesafede, bu kadar hızla gelen topa hiç bir allahın kulu kolunu sakınamaz. pozisyonun devam kararı doğru.
eren'in ceza sahası girişindeki yaşadığı pozisyona gelelim. şahsi fikrim, pozisyonda faul var. fakat dışarıda gerçekleştiği için penaltı değil, faul olmalı. eren şutu çıkarmış, ayağını savurmuş. rakibin 20 sırt numaralı futbolcusu necip, müdehale etmek için geliyor, edemiyor. şut ayaktan çıktıktan sonra necip, eren'in dizine çarpıyor. bu pozisyonun neresi tartışılıyor anlamış değilim. şut çıktıktan sonra rakibin kaburgalarını kır ama şut ayaktan çıkmıştı bir kere de. geçiniz efendim. o pozisyonun yeri itibariyle es geçildi. aynı pozisyon, orta sahalarda gerçekleşse, net faul çalınır. arafta olduğundan dolayı mı es geçiliyor? pozisyonun içeride dışarıda olması tartışılır, şahsi düşüncem belirttiğim gibi dışarıdadır.
geldik en kritik komediye, pardon karara. onyekuru ceza sahasına giriyor, önünde 20 sırt numaralı necip var. arkadan herhangi bir müdehale yok, temiz. necip kendini yere atıyor, onyekuru arkadan öne geçtiği sırada hem faul alıyor hem de topa elle müdehalede bulunuyor. kardeşim, izledin penaltı verdin. mükemmel karar. var sistemine gidiyorsun ki bu bence çok doğru bir karardı. pozisyon evelinde onyekuru, necip'i itmiş olabilirdi, itmediğini izledin. kaldı bakacağın 2 unsur. faul mü önce, el mi? herkes onyekuru'nun sol ayağının takıldığı ana bakarken ben de diyorumki sağ ayağına bir bakın. sağ ayağı takıldığı sırada top henüz havada idi. sol ayağı takılmak üzere top ele değiyor ve saliseler sonra sol ayakta takılarak onyekuru yere düşüyor. sevgili hakemim, bunu izledin ve penaltı kararını iptal ettin. göz var, nizam var. yapmayın, yakmayın artık. yeter! neyse, burada hakem kararlarını tartışmak, yorumlamak istiyorum. bir penaltı kararından daha siyah beyaz hata yapan hocamızın puanı 7.8'e düşüyor.
yukarıda bahsettiğim kararlar dışında ufak tefek pozisyonları konuşmak istemiyorum. neden mi? bir hakem, bir maçta 2 kritik düdük çalıyorsa ne yapayım küçük kararları? 2 düdük çalmışsın, 2'si de sonuca direk etki etmektedir.
yıllarca hakemlik yaptım, şükürler olsun 7.9 puan almadım. alan arkadaşların minimum 4 hafta maç yönetemediler.
cüneyt çakır'ın kaç puan alacağını düşünüyorsunuz?
ben size söyleyim, minimum 8 nokta 3 alacaktır. sekiz nokta 3. 8.3
türkiye futbolunda cüneyt çakır gibi bir karakteri cezaya sokmak yürek ister, cesaret ister. kimde var bu yürek?
kimsede yok.
hayat kaldığı yerden devam ediyor, haftalardır olduğu gibi.
bu haftalık yorumlarım bu kadar. çarşamba günü oynanacak* ve haftaya oynanacak* müsabakalarında görüşmek üzere sevgili renktaşlar.
sevgiyle kalın.
(bkz: 2 aralık 2018 beşiktaş galatasaray maçı)