yatılı okuduğum lisede 2 hafta sonu içeride kalmamı sağlayan gol. şöyle anlatayım. lise 1 de yeterince para biriktirip yatılı okulda insana sınıf atlatabilecek bir sony marka voltmen (inadına bu şekilde yazdım.) almıştım. okul bizi söz konusu golün atıldığı maç sırasında zorla operaya götürdü. insanı bir sıkıntı basıyor anlatamam. ön sıralarda fön kafalı laik teyzeler ve takım elbisesine mendili takıp gelmiş briyantinli amcalar, hemen arkalarında tüsiad röportajlarından fırlamış iş adamı kılıklı tipler ile yanlarında süslü hanım ablalar. son 3 sırada ise sıkıştırılmış holigan lise öğrencileri. en arka sırada ise ben ve diğer kulaklığı paylaştığım arkadaşım. neyse konumuza gelelim artık.
hagi penaltı için topun başına geçi ilk golü attığında tepki vermemek için dilimi ısırmıştım. yine de öndeki sıralardan hişştttt ! diye bi uyarı geldi. başımızdaki hoca biliyor zaten. kim zararlı kim zararsız. hemen bize bakış attı. voltmeni cebime koydum ama ses çok açıktı. neyse ki tam duyulmadı. skor 1-1 iken baskı da yedik haliyle. beni bir ümitsizlik kapladı. düşün ! düşün ! tam karalar bağlıyorduk ki... hakan şükür elland road' u yıkan golü attı. biz de opera salonunu
yıktık ama sevinçten. liseli ergeniz sonuçta. :) sonra önden laik bir teyze boynuna astığı gözlüğünü çıkardı: ' yeni neslin sanata saygısı yok. opera nedir sorsan fikirleri yoktur ' dedi. sonra bunların başında kim var filan derken güzelim izmir' i iki hafta göremedik. neticede bu sonuca değen bir goldü.
bu anıyı yazmama vesile olan
bayan denmez kadın de' ye selam olsun.
peşin edit: yeni nesil olaya ' voltmen ne olum bizde ipod bluray var a.q.' tandansında yaklaşabilir. bizim gençliğimizde kendisi popüler idi. biz maçları kendisinden dinler idik. çok güzel günler idi. heyhat !