https://www.youtube.com/shorts/1fK_CYGm-7U gördüğümüz gibi, uydurma bir hikaye ile shaq kendini motive etmiş, medyayı manipüle ederek bütün okları thompson'a döndürmüş.
https://www.youtube.com/...DYaFZ08IwZw&t=1s burada sanırım, basketbol ruhundan öte insanlık ruhuna aykırı bir eylem gerçekleşiyor. son çeyrek 25 sayı atan reggie miller, kendisine trash talk yapan spike lee'ye
* 'choke' hareketi yapıyor, ve desteklediği takımın 4. çeyreklerde ortada olmadığını söylüyor. sonrasında eşi ile ilgili şeyler söyleyerek kendi uzvunu tutuyor. maç sonrası new york gazetelerindeki başlık: teşekkürler spike lee.
burada ilginç olan konu şu, gelecek yıllarda, tekrar new york ve indiana eşleşiyor, seriyi yine new york kazanıyor, ancak son 9 saniyede 8 sayı atan reggie miller yeniden seriyi son maça taşıyor. o maçta, spike lee birşey yapmamasına rağmen oluyor bu. bütün suç spike'da değil miydi?
https://www.youtube.com/watch?v=kRp8CWBdczQ aradan yıllar geçiyor, gördüğünüz üzere reklamda reggie miller'in kardeşi ve spike lee var. spor ruhuna ve spike'in kişisel haklarına aykırı olan bahsettiğim hareket sonrası bu nasıl olabilir? demek ki, spor ruhu bizim düşündüğümüz gibi değil, ve sahada olan sahada kalıyor. şu anda da reggie ve spike'in yakın arkadaş olduğundan bahsedeyim.
https://www.youtube.com/watch?v=xRaO1mN5EEM entry'imi bitirmeden önce bir konuya daha girelim. amerikan medya yorumcusu skip bayless, lebronun meşhur 'dallas' serisinde, onun yorumlarından etkilenerek maçta kaybolduğunu iddia ediyor. dallas mavericks sahibi mark cuban ise bunun at boku
* yorumlardan biri olduğunu ve dallas'ın lebrona özel plan geliştirdiğini, basketbolun tek kişilik bir oyun olmadığını söylüyor
*. hatta bir yerde, 'biz hiçbir şey yapmadık, lebron kendi kendine öylece sahada durdu değil mi?' diyerek sorguluyor. sonra oyun bilgisi ile ilgili çok basit sorgulamalarda bile skip'i çuvallatıp, kullandığı her terimle dalga geçmeye başlıyor.
buradan varacağımız sonuç şu, basketbolda akıl oyunları her zaman vardır. kimi zaman tutar, kimi zaman tutmaz. göksenin'in hareketi sonrası, fenerbahçe takımı, new york knicks gibi etkilenip daha kötüye gidebilirdi. veya reggie miller gibi daha iyi oynamaya da başlayabilirdi. ama, oyun planını kenara atarak sadece bu etkene yönelmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. iki taraf da çok rahat skor buldular ve underdog takım kaybetti.
nihayetinde konu, daha çok göksenin ile ilgili gibi duruyor. geçen yıl dee bost ve micic kavgaya tutuştular ve sonrasında seriyi kaybettik. ki micic, bu olay sonrası o maçta, bir anda sayı bulmaya başladı. tekrar edeyim, bence bu olay seriyi kaybetmemizde önemli bir etken değil. ancak, bir allahın kulu çıkıp, 'dee bost, neden uyuyan devi uyandırdın?' demedi. oynadığımız seri, bsl yarı final serisi idi.