• 36
    özellikle ali dürüst'e yakınlığından dolayı bu kez ilk defa doğru isimleri tutturuyor ancak yanlış zamanlarda yazıyor. "vucinic her an galatasaraylı olabilir" demiş mesela en son. abi biz drogba'yı kovalıyoruz haftalardır, o iş yatarsa diye vucinic alternatif olarak belirlenmiş bir isimdir, en fazla bir ön görüşme olmuştur, nasıl her an açıklanabilirmiş çok merak ettim.
  • 42
    arda'nın ayrılışı için bazı gerekçeler öne sürmüş:

    "1 diyarbakır (11 nisan 2010) maçında ipler kopu.. g.saray taraftarının yaptığı beste ve ona ettiği küfürler sonrası yuvasından kopmaya karar verdi.. o günden beri kulüp arıyordu.. sonunda atletico madrid hem arda’yı hem de g.saray’ı tatmin etti.. arda’ya yapılan bestede sinem kobal’a sinema kapattığı için sitem vardı.. bir de o maçta ali sami yen’de arda’ya küfredildi.."

    (bu konuda arda haklı. ama madem kırıldı ve affedemiyor, o zaman taraftar çağırdığında bir daha hiç gitmeyecekti)

    "2 g.saray’da beklediği değeri göremediğini düşünüyordu.. elano, lincoln, keita, baros, melo gibi yabancı selçuk gibi yerli futbolculara ödenen paralar, emre belözoğlu, nihat kahveci gibi yurtdışından gelip yılda 3.5 milyon euro kazanan futbolcuların varlığı arda’nın sadece sözde değil ekonomik olarak da yıldızlaştırılmasını gerektiriyordu.. arda kendi düşüncesinde bu değeri görmediğini hissetti.. "

    (taraftarı en çok bu üzer işte. hakan şükür, bülent korkmaz, tugay kerimoğlu gibi isimlerden daha fazla değer gördü)

    "3 sinem kobal ile yaşadığı ilişkide medya tarafından sürekli rahatsız edildiğini, ilişkisini normal insanlar gibi yaşayamadığından şikayet ediyordu.. sürekli olarak magazin basınına manşet olması, katıldığı çorbacı açılışının bile arda’ya zarar verecek şekilde lanse edilmesi arda için bardağı taşıran damlalar oldu.."

    (üzülerek yazıyorum, türk medyası arda turan'ı ispanya'da da rahat bnırakmaz)

    "4 sakatlığı sırasında takımın eski kaptanı hakan şükür’ün bile “aslında sakat değil, oynamak istemiyor” demesi, telegol’de pubis sakatlığının cinsel hayatına bağlanması da arda turan’ı kaçıran etkenlerdendi.."

    (telegol'deki çirkinliklere karşı yasal hakkını kullanması gerekiyordu. almanya'da kendisini ameliyet eden doktoru dahakan şükür'ün açıklamasına benzer şeyler söylemişti)

    "5 takım içinde kaptanlığını içine sindiremeyenler vardı. arda bunu biliyordu. çünkü törenle kaptanlığı vermeden önce haldun üstünel, adnan polat’ın isteğiyle 6 futbolcu ile toplantı yapıp “arda’yı kaptan yapmak istiyoruz, ne diyorsunuz?” dedi. servet ve sabri çok sıcak yaklaşmadılar. arda bunu biliyordu ve üzülüyordu. "

    (keşke diğer futbolcuları biraz anlamaya çalışsaydı. en başta da ayhan ve sabri'yi. onların gönlünü alması gerektiği bilmesi gerekirdi.)

    nedense arda'nın avrupa'da oynamak istemesine değinmemiş. halbuki bu kadar açıklamaya ne gerek var. avrupa'da oynamak istemesi en doğal hakkı. başka bir gerekçeye ihtiyacı yok. tartışma konusu sadece zamanlaması ve ayrılış şekli.
  • 45
    gökmen özdemir'in vatan gazetesindeki yazısı:

    --- alıntı ---

    kötü maç kötü g.saray

    --------------------------------------------------------------------------------

    isterseniz çok sade bir yazı yazalım. kötü bir maç oldu. iki takım da kötü oynadı. hakem yunus yıldırım bu maçı daha da kötü hale getirmek için çok çok kötü bir yönetim gösterdi. bu kötülük içinden antalyaspor istediğini aldı. g.saray’ın ve yunus yıldırım’ın da ona yardımcı olduğunu hemen eklemem lazım.

    -kadro yapısına bakıldığı zaman kırmızı-beyazlılar lig tecrübesi fazla, büyük takım havası solumuş, sert futbolculardan oluşan bir ekip. oyun içinde de hem ligi hem rakibi hem de hakemle oynamayı ne kadar iyi bildiklerini gösterdiler. maç boyunca g.saray kalesine 1 kez gelmeyi akıl ettiler ve o da 90’da. ali tandoğan muslera’nın üzerine değil, köşeye vursaydı maçı da kazanabilirlerdi.

    aydin’a kizmam!

    -lig bu.. bu tip maçlar olacak. bu tip rakipler de.. önemli olan bu şartlar altında da kazanabilmek. g.saray dün ne yapıp edip maçı 1-0’a bağlamalıydı. engin ve kazım’ın yokluğu, baros’un sakatlanması, rakibin sert futbolu, hakemin buna göz yumması hepsi bahane olarak gösterilebilir. ama hiçbiri bahane olarak kabul edilemez! eğer büyük takımsanız çıkacaksınız, her şartta futbol oynayıp maçı kazanacaksınız.

    -g.saray’da 20.00’de başlayacak olan maçın kötü gideceği 18.30’da belli olmuştu. ilk 11’ler açıklandığında aydın yılmaz’ı 11’de gören her g.saraylı, süngüsünü otomatikman düşürdü. herkesin aklına şu soru geldi: “aydın, terim’i de mi tuzağa düşürdü?” fatih terim gibi tecrübeli bir ismin aydın’a şans vermeye teşebbüs etmesi bile insanın içini ürpertiyor. acaba aydın’ın sahada ne yapmasını bekledi fatih hoca? hadi fatih hoca bir delilik yaptı, aydın‘a şans verdi. ee be aydın.. şans eseri forma şansı bulmuşsun.. bu kadar mı ruhsuzsun? hiç mi koşmazsın, çabalamazsın. ama bundan sonra ben aydın’ı eleştirmeyeceğim. eleştirilecek olanlar aydın’a o formayı verenler.

    -oyun ortada giderken selçuk ve melo’nun daha çok sorumluluk alıp, oyunu rakip alana yıkmasını bekliyorsunuz. ama dün melo daha defansif, selçuk ise kötüydü. duran top golü diyorsanız g.saray, her kornerde faul yaptı. ujfalusi mükemmel oynadı. ama g.saray’da bir stoperin mükemmel oynaması maçı kazanmasına yetmiyor.

    -g.saray, istanbul bş ve karabük’ten sonra antalya deplasmanında da puan kaybetti. bu takımın deplasman problemi var. sadece mevcut sezonda değil, son 3 sezonda bu sıkıntıyı yaşıyor g.saray. çözecek olan da teknik direktör fatih terim.

    ****

    futbol katili yunus yıldırım

    -eğer dünkü maçı g.saray 4, antalya ise tek sarı kartla bitiriyorsa, 90 dakikanın sonuna sadece 3 dakika ekleniyorsa, antalyalılar kasti tekmeler atarken yunus yıldırım maçı seyrediyorsa, ben artık yıldırım’a kötü hakem demem, bu işin arkasında artniyet ararım. g.saray dünle bebarer yunus yıldırım’la çıktığı son 7 maçın 5’ini kaybetti, 2’sinde berabere kaldı.

    -tamam yunus yıldırım kötü hakem, bunu herkes kabul ediyor. ama yıldırım cebinde ayrıca g.saray antipatisi taşıyor. sadece eboue’nin oyundan çıktığı anda g.saray’ın kazandığı frikik 3 dakikada atıldı. ama yıldırım oyuna 3 dakika ekledi. kimse bana yunus yıldırım’ın takımları futbol oynamaya yönelten bir hakem olduğunu söylemeye çalışmasın. onun futbol bilgisinden şüphe ederim.

    -g.saray iyi oynamıyor, kabul. ama sırasıyla bünyamin gezer, hüseyin göçek ve yunus yıldırım’ı bir yere not edin ve sakın unutmayın!

    --- alıntı ---
  • 46
    26 ekim 2011 galatasaray abdullah yılmaz maçını güzel yazmış.

    --- alıntı ---

    sezon başından bu yana g.saray’ın hakemlerle arası iyi değil. bünyamin gezer, hüseyin göcek, yunus yıldırım, dün de abdullah yılmaz ve yardımcıları... g.saray 1-0 öne geçmiş 7’de, çok kritik yerde iki temiz top kapıyor engin, hakem oyunu kesiyor. engin çıldırıyor ki haklı, sonra sarı kart. dönüyorsun 2 komik gol yiyorsun. ardından servet’e komik kırmızı. bünyamin karabük’te yaptı, abdullah istanbul’da. son adam numarasıyla g.saray’ı eksiltti.

    -dönelim 2. yarıya... sabri temiz bir top kapıyor hem de üst üste. ikisine de faul çalıyorsun. sonra sabri tepki gösteriyor al sana da kırmızı kart. hadi canım oradan g.saray yemek bu kadar kolay mı? hazır bulmuşsun lokum ligi, kimse sesini çıkarmıyor vur g.saray’a. g.saray’ı deneme tahtası haline getirdiler. g.saray’ın ne kadar çabuk sinirleneceği üzerine herhalde hakemler maç öncesi bahse giriyor.

    tek maç değil!

    -g.saray’in iyi oynamadığını, hata yaptığını, rakiplere şans tanıdığını kabul ediyorum. ama hakemler bunu fırsatçılığa çevirmemeli. böyle olursa tabii g.saray arena’da 4 yer, tabii karabük’ü yenemez, tabii antalya’da pozisyona giremez.

    -kazim’in çabasıyla yarattığı golün ardından oyunu kendi sahasında kabul edip antep defansının arkasına adam sokmaya çalıştı. orta sahada top kazanıp baskı yapmayı denedi ama hakem izin vermedi. skorun 4-2 olduğuna, antep’in g.saray’ı top çevirerek yendiğine bakmayın. dün g.saray’ı kırmızı-siyahlılar değil, yeşil-siyahlılar yendi.

    -serdar diyadin’in önce servet’e sonra sabri’ye gösterttiği kartlar abdullah yılmaz’ın çaldığı abuk subuk fauller g.saray’a pahalıya mal oldu. hem maçı kaybettiler hem de kayseri deplasmanı öncesi servet ile sabri’yi. sakatlanan kazım ile gökhan’ı da saymıyoruz.

    -dün ciddi bir hakem tepkisi vardı. bunun tek maçlık olduğu düşünülmesin. 8 maçlık birikimdir bu. büyük takım böyle durumlarda daha da güçlenir. ben g.saray’ın bu yaralardan sonra takım olma yolunda ciddi adımlar atacağını düşünüyorum. tabii sahada sakin kalmayı başarırlarsa. bakalım buna ne kadar izin verecekler. bakalım yusuf namoğlu hakemlerinin rezil yönetiminin arkasında ne kadar durabilecek?

    --- alıntı ---
  • 50
    6 kasım 2011 tarihli vatan gazetesindeki yazısı.

    --- alıntı ---

    şans mı, şanssızlık mı?

    maça neresinden bakmak lazım bilmiyorum? mersin’in kaçırdığı penaltı veya ardından altı pastan üst direğe nişanlanan poziyon mu, yoksa g.saray’ın kullanamadığı en az 6 net fırsat mı? ama şunu biliyorum ki, öncellikle güzel bir lig maçı seyrettik. her iki takım taraftarını da 90 dakikanın tüm anlarında oyuna bağlayan bir heyacan vardı arena’da. g.saray kaybedebilirdi ama farklı da kazanabilirdi..

    -fatih terim’in oyuna geçen haftanın iyisi ayhan’sız başlaması, akman’ın aslında kadroda fazla düşünülmediğinin bir göstergesi. eğer terim, kayseri’de iyi oynuyor diye semih’e bir şans daha tanıyorsa mutlaka ayhan’a da tanımalıydı. futbolun adeleti bunu gerektirir. zaten ikinci 45’te ayhan oyuna girerek formda, hazır, bu maç için gereken adam olduğunu gösterdi..

    -kuşkusuz semih kaya da mükemmel oynadı. uzun yıllardır g.saray savunmasında nobre’yi böylesine ‘döven’ bir futbolcu görmemiştik. döven derken kimse tekme-tokat zannetmesin. nobre türkiye’ye geldiği günden beri her g.saray maçında savunma hattında sıkıntı yaratır, onlara büyük üstünlük kurardı. tomas’ı, song’u, meira’yı, servet’i, gökhan’ı hep izledik ona karşı. ilk kez sahada çaresiz kaldı. semih hem havadan hem yerden tüm toplara müdahale etti ve g.saray’ın kâbusunun canlanmasına izin vermedi. ama semih, arena’da tribünleri bu kadar heyecanlıdırıyor, her pozisyonda bu kadar alkış alıyorsa, bu işte bir terslik var!

    -g.saray gibi hedefi sürekli kupa olan takımlar tutanlarıyla az, atanlarıyla çok alkışlanır. semih’in böyle alkışlanıyor, bu denli g.saraylılar’ı ayağa kaldırıyor olması hem güzel hem de o kadar düşündürücü.

    sercan değişmeli

    -atanlara, daha doğrusu atamayanlara gelirsek. elmander 4 pozisyon harcadı. ama dün beceriksiz değil şanssızdı. beceriksiz olsa o pozisyonlara giremezdi. yine de 90 dakikanın tamamında yüreğini ortaya koydu. ne yazık ki onun bu yürekten oyununa destek veren 2. bir hücum oyuncusu yoktu g.saray’da. sercan çok sevdiği tarzda yani açık alanda 2-3 pozisyon yakaladı. artık ezber dışına çıkması lazım. eğer büyük takımda oynuyorsa buna mecbur.

    -bir de kötüler vardı. riera, kazım, sabri. sanki arena’ya hiç gelmemişlerdi. ne akılları ne fizikleri sahada yoktu. g.saray son 3 yılın en şanssız maçını oynadı. şanssız diyorum çünkü g.saray son 3 yıldır maçlara bu kadar asılıp, bu kadar pozisyona girmiyordu. ama başta da dedim ya şanssız mı şans mı? ya mersin bir tane atsaydı?

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın