resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 4952
    teknik direktör olarak 2 kere sıçtı ama acemiydi. kadrosu da kötüydü. şimdi hem tecrübe kazandı hem de daha iyi bir kadroyla acaba? insan merak ediyor ama 3. sefer için de korkuyor. korkum da galatasaray başarısız olur diye değil, hagi'nin adı lekelenir diye. yoksa zaten her sene şampiyon olmuyoruz. mesela 4 gol attığımız bir maç vardı. sanırım baliç de hat trick yapmıştı. güle oynaya kazanmıştık ama bir pozisyonda baliç önde bekleyen kalecinin üstüne nişanlamıştı topu. sonra kenara hagi'ye bakıp gülüşmüşlerdi ve hagi de eliyle niye aşırtmadın gibi bir hareket yapmıştı. kaleci en az 8 metre öndeydi çünkü. hagi ordan aşırtmayı rahat koyardı. adam oyuncuları da kendisi gibi biliyor. en azından öyle bir beklentisi var. sen adama gidip 10 kazma verirsen hagi ne yapsın?
  • 4953
    kendisi bugün teknik direktör olsa yarın sneijder ve podolski satılır. yazın bruma gönderilir. yerlerine potansiyelli rumen futbolcular getirilir. hagi bir kaç maç başarısız olduğunda gönderilir. yeni teknik direktör rumen futbolcuları oynatmaz. bu döngü böyle devam eder maalesef. seni çok seviyorum ve sana inanıyorum hagi ama en az bi 5 yıl daha düşünme galatasaray'ı bence. burada vefa yok, seni harcarlar. burada rant var sadece şimdilik. umarım kendini teknik direktör olarak kanıtlamış olarak gelirsin ve burada sana laf edemezler.
  • 4954
    şüphesiz ki galatasaray futbol takımının tarihindeki en önemli yabancı transferdir. daha dün gibi hatırlarım, ki aradan 20 sene geçmiş. bir anda televizyonlara, radyolara, ertesi gün de gazetelere bir haber düştü (internet o dönem yok gibi bir şey); george hagi, galatasaray'da. vay annesini sayın seyirciler. hagi lan hagi. başka tarife gerek var mı? adamın adı zaten kendi başına her şeyi anlatıyor. biz daha bu habere inanmaya vakit bulamadan hagi ertesi gün istanbul'a geldi. sonraki gün anlaşma imzaladı. bir gün sonra da sezon açılış maçı olan monaco maçına çıktı. transfer haberinin medyaya düşmesiyle ilk maçına çıkması arasında bir hafta bile geçmedi yani.
    sonraki 5 sene malum zaten. hagi attı, attırdı, coştu, coşturdu. sayısız başarı, sayısız kupa, galatasaray'ın geldiği nokta vs derken biz hagi'yi, hagi de bizi çok sevdi. bu böyle sonsuza kadar da devam edecek.
  • 4955
    oturdum bu akşam, eski videolarını izledim. ceyhun yılmaz'ın yaptığı katıldığı 21 programını izledim. kim bilir kaçıncı kez.

    o kadar büyük yetenek ki, "yetenek" kavramına gerçekten ayrı bir anlam katar.
    yani öyle bir olay ki, rapid wien karşılaşmasında attığı golü izlerken savunmada çalımı attığı futbolcunun durdurmak için çaresizce salladığı tekmeyi gördüğünüzde yüzünüzde bir gülümseme beliriyor.
    yada karabükspor savunmasının önce tutmaya çalışması, sonra tutamayınca bari formayı çekelim çabası, vuruşu yaptıktan sonra kalecinin suratındaki "ben buna ne yapayım?" bakışı.
    yada monaco'ya attığı golü anlatan fransız spikerin top hagi'ye geldiğinde "o la la hagi" diyerek başlayıp, golün tekrarı gösterildikçe bu "o la la"yı tekrarlaması.
    ercan taner'in "perde böyle muhteşem mi kapanır?" sözü.
    bilbao'ya son dakikada attığı golde verdiği falso.
    adanaspor'a sağ ayağıyla attığı golde öztürk pekin'in söylediği "çoğu zaman yürümek için destek olarak kullandığı" dediği sağ ayağıyla bile muazzam gol atabilmesi.
    daha neler neler...

    roberto carlos'a attığı o muazzam çalımdan sonra carlos'un yetişip, onu düşürüp hagi ayağa kalkınca ellerini havaya kaldırıp ettiği isyanıdır aslında hagi'yi bu kadar muazzam yapan. çünkü belki de dünya tarihinin gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden birisine attığı çalım bir yana, sonrasında oyun devam ederken elini havaya kaldırıp sallamasıdır hagi.
    futboldur...

    2000 uefa kupası finalinde o dakikaya kadar peşinde gezdirdiği tony adams'ın topu saklama çabası üzerine arkadan onu tutmuştur. adams'ın dirseklerine dayanamayıp adaleti hakeme bırakmamış, sırtına yumruğu vurmuş efsanedir hagi.
    isyandır...

    bir ömre bedeldir. onu izlediğimiz 5 sene, onun da en keyif aldığı 5 seneydi iyi ki. oynamayı sevdi, galatasaray'ı sevdi. başarabileceklerini gördü ve başarmayı istedi. başardı...

    bugün barcelona'da oynayan, türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği en büyük yetenek arda turan'ı galatasaray alt yapısında sağ bek olarak görüp çok çalım denediği için önce hücum sağ kanada sonra da daha çok içeri kat edebilir diye sol kanada almış ve arda turan'ı arda turan yapmıştır.

    arada bir unutmamak için, hatırlamak için, mutlu olmak için eskileri karıştırtandır. maç içerisindeki bir fotoğraf görüldüğünde o maçı gözlerinin önüne getirip böyle yüzünde hafiften bir gülümseme ile "ulan hagi, çok büyüktün be" dedirtendir.

    unutulmaz efsanedir...

    ah ulan hagi. keşke brescia'dan barcelona'ya gitmeden gelseydin galatasaray'a. sen biraz daha uzun oynasaydın bugün bizim gelecekte olacak çocuklarımıza anlatacak daha çok şeyimiz olurdu...
  • 4957
    çocukluğumdan beri işkembe çorbasına bayılırım... her kurban bayramında anne ocağında kurban edilen dananın işkembesi önce anneannem tarafından adeta küçük bir mezbahaya dönüştürülen alaturka tuvalette kaynar suda bembeyaz oluncaya kadar defalarca temizlenir, sonra da dedem tarafından küçük küçük doğranarak çorba olarak hazırlanmak üzere hazır edilirdi... güzel günlerimiz tabi onlar; sanki işkembe kendi kendine geliyor, temizleniyor, doğranıyor ve çorba yapılıyor bana da sadece içmesi kalıyor... yalnız da değilim hani, en başta beni bu illete alıştıran dayım baş rolde...

    bir bayram dedem kendince bir karar almış, büyükçe kestiğinden herhalde çiğnemesi zor oluyor diye düşünerek üşenmemiş işkembeleri normalden çok daha küçük doğramış ama öyle bir boyuttalar ki ne dişe geliyorlar, ne de boğazdan rahatça geçiyorlar... ben de çocuk aklıyla zevzeklik edip gittim bunu söyledim, adamcağız "daha keyifli içersiniz diye yaptım, bir daha yine eskisi gibi yaparım" dedi, nasip olmadı... ondan sonraki bayramlarda en başta anneanneme çok zahmet oluyor diye kurban parasını bağışlar olduk, bilirsiniz ya işte sizin adınıza kurban kesilir, derisi bağışlanır ve etleri dağıtılır, en son da ufak bir miktar eti kavanoz içinde yollarlar... velhasılıkelam, bir daha anneannemde işkembe içemedim, en güzel yerde alıştığım o çorbaların tadını da bir daha hiçbir yerde bulamadım. şimdi orada ya da burada, nerede içersem içeyim ya çok yağlı olduğundan midemi ekşitir, ya da lezzeti iyi olmadığından çocukluğumdaki o keyfi tadamam... o efsane çorbalara vedam da buruk olduğu için hep bir pişmanlık, üzüntü duyarım. keşke dedem nasıl keserse kessin o çorbayı yine içebilseydim, çok isterdim...

    gheorghe hagi de bizim için sanki bu hikayemdeki işkembe çorbası gibi işte, en güzel zamanlarda rahat rahat sanki bir gün hiç gitmeyecekmiş, futbolu bırakmayacakmış gibi izledik durduk doya doya tadını çıkardık, hatta uefa finalindeki kırmızı kartını bile dert etmedik ama bir gün gitti; gitti ve onun gibisi bir daha asla gelmedi... meğer ne kıymetli, ne efsane günlermiş onlar da haberimiz yokmuş, anlayamadık... allah'ın sevgili kuluymuşuz ki sonrasında teknik direktör oldu bize, hem de iki kez... evet belki futbolculuğundan aldığımız o büyük hazzın aynısını bulamadık ama aslında güzeldi yine bir şekilde ona ulaşmak fakat çok eleştirdik, zevzeklik ettik belki de... keşke daha iyi teknik direktör olsaydın hagi, keşke kulübede o kadar fevri olmasaydın, daha iyi oyuncu değişiklikleri yapıp daha iyi oyuncuları takımımıza katsaydın, keşke, keşke, keşke... bir gün gitti, eleştiriler de bitti, artık hayatta gelmez işte gerçekten bitti galatasaray'daki uzatmalı hagi devri... evet şimdi kendisini çok özlüyorum ve şayet eleştirmişsem de pişmanlık duyuyorum. şu anki hocamızdan kötü yönetmezdi takımı ya, ama hagi olsa bir başka destek verir, bir başka pozitif sahiplenme yaşardık, belki de hep bir kenetlenirdik biliyorum ama olmayacak işte... olmadı da zaten beraber gördük işte o günleri...

    affet beni dede, affet beni hagi...
  • 4960
    https://twitter.com/...s/821318716629643264

    on dakikadır bu gife bakıyorum.

    tüm futbolcular, tugay bile saygı duruşunda bulunuyormuş gibi öylece bekliyor. sanki zaman durmuş. hagi'nin ali sami yen'de atacağı ilk golü bekliyor herkes.

    ve topun ağlara gittiği an. bütün takım aynı anda hareketleniyor sevinmek için. yerinde öylece duramıyor- o sevinç, kendine ayıramayacak kadar özel. koşup paylaşmak gerek.

    o statta ve dünyanın çeşitli yerlerindeki diğer birçok statta, beş sene boyunca yaşanacakların coşkusu doluyor sanki kalplerine. gif'te devamı yok, ama hagi'nin kendisi de dahil it gibi seviniyorlar gol olduktan sonra.

    https://www.youtube.com/watch?v=JOCCHQdbiNM

    gol sevinçleri ne çok şey anlatıyor.
  • 4965
    galatasarayla ilgili paylaşım yapması için teknik direktörlük için teklif götürülmesi gerekmeyecek galatasaray efsanesi. bazıları gibi sadece iş fırsatı gelince galatasaray adını ağzına alanlardan değil. ayrıca romanyada kendi kurduğu akademiyi tırnaklarıyla kazıya kazıya çok iyi bir konuma getirdi. ligin bitimine 5 hafta kala 2 puan farkla liderler. teknik direktör olursa da başarısız bir sonuçta kendisine küfür edecek güruhun olması bile midemi bulandırmaya yetiyor. hagi romanyada kalsın. o mutlu, biz mutlu.
  • 4967
    fm tarzı oyunlarda ikinci ligden takım alıp şampiyon yapınca kendimizi futbol gurusu ilan eden adamlarız. hagi bunu neredeyse gerçek hayatta yapacak. bu bakımdan düşününce gelmesini isterim. kendisine ikinci döneminde yapılan transferlerden ötürü çok laf edildi ancak emmanuel culio'ya gidişinin ardından az geri gelsin denmedi, kazım kazım'dan fatih terim 2011 - 2012 sezonunun ilk yarısında çok faydalandı, bogdan stancu ligimizin kalbur üstü bir forveti haline geldi ki bize geldiğinde potansiyeli olan bir oyuncuydu, yekta kurtuluş transferi o dönem yapılacak en iyi transferlerden biriydi. sonuç olarak transfer bakımından da kötü olduğunu düşünmüyorum. bence gelsin, en azından efsanemiz deriz be.
  • 4969
    sosyal medya hesabını takip edenler bilir. futbolculuk kariyeri ile ilgili sık sık paylaşımlar yapıp duygulandırıyor bizleri. haliyle bunların önemli bir kısmının içeriği de galatasaray. yani son paylaştığı fotoğrafla "geliyor mu acaba" gibi bir sonuca varmak gereksiz.

    ha gelecekse de bir kez olsun adam gibi bir yönetimle ve sezon başında planlı bir şekilde gelsin. o zaman başaracağına inanıyorum. diğer türlü bu adam -haklı sebeplerle olsa dahi- her eleştirildiğinde yüreğim sızlıyor. gelsin, takımı küme düşürsün, yine kendisine kötü söz söyleyemem. objektif bakamam. hagi lan o, hagi!
  • 4970
    net çok kötü teknik direktördür. ancak hiç olmazsa beden öğretmeni falan değildir. bugün ki galatasaray dan daha ne kadar kötü olabilir bilmiyorum. bye riekerink ile devam edeceğime hagi ile 5. bitiririm. en azından kaleyi bulan tek bir şut atan takımı için istediğimiz herşeyi yapmıştık diyecek kadar alçalmayacak, ruhsuz oyuncuların elinde oyuncak olmayacaktır. artık iyi futbolu, tabelayı geçtim. buranın galatasaray olduğunu hatırlatacak birisi gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın