genç yetenek

• 1

  türkiye'de basının futbolculara 17 yaşından 26 yaşına kadar geçen sürede kullandığı hitap şekli.
  
  (bkz: genç semih)
• 2

  artık dünya futbolunda 17 yaşındaki çocukların en büyük takımlarda ilk 11 çıkması ile anlamını yitiren kavram. 8 yaşında falan olması lazım artık bir oyuncunun gelecek vaadetmesi için, zira bojan bile artık yıldız, genç yetenek değil.
• 3

  türkiye standartlarına göre 21'den başlar, 24'e kadar gider. 17-18 yaşlarında da var ama onları genç olarak görmüyolar. çocuk zannediyolar.
  
  (bkz: batuhan karadeniz)
• 4

  türkiye'de 23-24 yaşlarında bir oyuncu yeni transfer olduğunda, hemen bu sıfatla lanse edilir, komik. arsenal'de jübile yaşı lan o.
• 5

  genelde 16-17 yaşında a takımda oynama şansı bulanlara verilen ad. wayne rooney, cesc fabregas, lionel messi gibi oyuncular bir zamanlar gençti, şimdi 23-25 oldular, epeyce yaşlanmışlar.
• 6

  (bkz: ricky rubio)
• 7

  bir kere insana yapisti mi cikmaz, bi yerden sonra lakap olur insana.
• 8

  (bkz: wonderkid)
• 9

  http://www.youtube.com/watch?v=5gDuRHEY6Xs
  
  genç yetenek dediğin böyle birşey olsa gerek.
  
  adnan sezgin japonya yollarına düşsün bi an önce.
• 10

  genç yetenek dediğin böyle keşfedilir. çocuk/genç/bebek 1.5 yaşında 10 yıllık sözleşme imzalamış.
  
  buyrun bu da yeteneklerinden bir kesit: http://spor.video.mynet.com/...ansfer_oldu/1165448/
• 11

  türkiye'de 18 yaşından yaklaşık 25- 26 yaşına kadar geçen sürede potansiyelli topçulara verilen isim. yahu genç dediğimiz topçu maksimum 22 yaşında olur. mesela eme çolak 4 yıl genç yetenek olarak kaldı. 29 şubat doğumlu da değil halbuki :(
• 12

  (bkz: sinan gümüş)
  
  kariyeri böyle diye diye bitecek diye korkuyorum. bu tanımı kullanırken yaş sınırını maksimum 20 olarak düşünmemiz lazım artık. avrupa çapında bu bile fazla ama coğrafya kaderdir diyoruz burda da.
• 13

  dünyada futbol kültürünün az çok var olduğu her yerde artık bu tabir maksimum 20 yaşındaki -genellikle- düzenli oynayan ve basamak basamak beklenti ilmekleri oluşturup bunları işleyen bir futbolcu için kullanılırken bizde özellikle cahil cühelanın oluşturduğu medya kanadı tarafından ısrarla 27-28'li yaşlarda dahi olsa da halen "hocasından şans bekleyen" veya "hocasının gözüne girmek için çok hırslı ve sıkı çalışan"* pırıl pırıl evlatlar için kullanılmaktadır.
  dünyada eşine az rastlanır vaziyette bulunduğumuz nadir konulardan biridir ki bizim ülkemizde medya mensupları -yani üreticiler-, okurlardan/izleyenlerden -yani tüketicilerden- daha cahildir. mevcut vaziyetimiz bu iken kurak futbol iklimimizin etkisindeki topraklarımızda çiçeklerin açmasını beklemek, 27-28 yaşındaki genç yeteneklerimizin "yeni messi" olmasını beklemekle muadildir.
• 14

  ne yazık ki türk futbolcular için geçerli olmayan kaide. varsa bile görmezden gelinen bir olgudur. yetenek bizde 23-24-25'ten sonra yetenek haline geliyor. zamanında emre belözoğlu'na 17 yaşında forma veren sayın hocamız bile bu kaideyi değiştiremeyecek gibi görünüyor. pekala doğan can'da o yetenek var, celil'de de var, ahmet'te de... peki neden sıradan bir hazırlık maçında bile 11'de değil bu çocuklar, neden hocam?
• 15

  (bkz: ali yavuz kol)
  (bkz: ozan muhammed kabak)
  (bkz: yunus akgün)
  
  ne olacaksa bu kardeşlerimizle olsun. maicon ya da ahmet çalık yüzünden gol yemektense, ozan yüzünden yiyelim. ne olur ki? ya adam taş gibi stoper olursa?
  
  feghouli'ye katlanacağımıza, yapacaksa yunus akgün top kaybı yapsın. biz alkışlarız tribünde. ya kanatta çılgınca akarsa?..
  
  eren'in sahada gezinmesine tahammül edeceğimize ali yavuz kol oynasın, atsın, attırsın. asla pişman edeceğini sanmıyorum. şu forvetsizlikte, hem de fatih terim gibi bir hoca böylesine bir genci kazanamazsa, türkiye'de artık bu işlerden komple umudumu keserim. ali gol kaçırsın, tribünde ağzımı açmam. yeter ki sopa yutmuş gibi dolananları görmeyelim artık ileride.
• 16

  2000' li yılların başı için genç futbolcu kavramı 20 ve 25 yaşları arasıydı. dünyada ki gelişen teknoloji ve alt yapı eğitimleri sayesinde günümüzde 18 ve 19 yaşındaki futbolcular hazır bir şekilde a takıma çıkabiliyorlar. genç yetenek yetiştirmek, geliştirmek üzere fransa ve almanya bunun dünyada ki öncüsü olmuş durumdalar. özellikle fransa bu konuda rakiplerinin önüne geçmeye başlamış durumda.
  
  gelelim bizim takımımıza, 2000 ve sonrası jenerasyonunun değerli futbolcuları barındıran, u - 19 ve u - 17 takımları ile etkisini hissetmeye başladığımız yetenekler topluluğudur. yunus akgün, celil yüksel, ozan kabak ve ali yavuz gibi bilinen futbolcular bunun en önemli temsilcileridir. ne yazık ki alt yapı konusunda dünyanın gerisinde olduğumuz için yetiştirdiğimiz oyuncular tam ve hazır olarak a takıma sunamıyoruz.
  
  günümüz dünyasında hayatımızın büyük kısmını meşgul eden sosyal medya bu tarz genç oyuncularımız için de vazgeçilmez oluyor. sosyal mecraların özellikle twitterın pek çok insan hayatına etkisi büyük oluyor. twitter ortamı ise pek tekin olmayan, iyice ayağa düşen ve bolca linç muhabbetinin dönmesi sebebiyle genç oyuncularımızı fazlasıyla etkilemektedir. yapabilecekleri bir - iki hata, atamayacakları bir gol ile kendileri için söylenilmeyen, yazılmayan hiçbir şey kalmayacaktır.
  
  ülkemizdeki yetersiz alt yapı eğitimi, kulüplerin yeterince önem vermemesi ve devlet politikaları gibi sebeplerle genç yetenekleri değerlendirme ve geliştirme konusunda her zaman eksik kalacağız. çünkü ülkemiz tamamıyla kapitalizme teslim olmuş yani bizi tamamen tüketmeye alıştırmış durumdalar. bizim üretmeye ihtiyacımız var.
• 17

  takımımızdaki genç yeteneklerin sözleşme yenilememesine kızmamak gerekir. her ne şartta olursa olsun selçuk’u kesemeyeceklerini biliyorlar. en azından futbol oynamak isteği ile başka takımlara gitmek istiyorlar. çok yerinde bir karar.