1
başlık çok manidar oldu evet, gerçekten bu kavga sadece büyükler arasında. neden mi?
benim gibi 20li yaşların ortalarında olan hiçbir renktaşım bu kavgaya eminim anlam veremiyordur. çünkü genç nesilin bu tarz ayrımlarla işi olmaz. onların tek aşkı galatasaraydır.
genele bakacak olursak hepimizin ortak noktası galatasaray değil mi? bu sorunun cevabı evetse eğer ben de galatasaray lisesinde okumadım ancak okumuş liseli arkadaşlarım var ve en az onlar kadar çok seviyorum hatta herkesin sevgisi kendinedir, kıyaslanamaz.
şimdi gelelim bugünkü gözlemlediğim duruma. yani liselilerin kulübe hakim olma ihtiyacına. evet bu sadece bi ihtiyaç ve güç göstergesi haline gelmeye başladı ve sonucu bizim aleyhimize olan olaylarla kapanabilir.
son olarak oktay mahmuti'nin sözleşmesinin yenilenmemesi olayında liselilerin takımın başına 'erman kunter'i getirme çabaları başrol oynamakta. elbette bazı kesimler oktay hocadan memnun olmayabilir ancak bu işler galatasaray kültürüyle yoğrulmuş insanların birilerini kapalı kapılar ardında iş çevirir gibi bi tavır takınmak suretiyle harekete geçirmeleri hoş olmuyor. daha öncesinde adnan polat'ın yaşadıkları ve perde arkasında dönenleri az çok bilmekteyiz. yine seçimlerde yaşananlar ortada.
şimdi gelelim kültürümüze:
evet lise bizim kültürümüz ve sonuna kadar sahip çıkmalıyız, yaşatmalıyız. orası bizim candamarımız. ama herkesin şunu bilmesi lazım ki ''galatasaray halkın takımıdır.''
eğer halkın takımı olmasaydı kulüp tüzüğüne madde koyulabilirdi, takımı liselilerden başkası tutmasın denebilirdi ya da liseliler dışında başkan adayı olunamaz denilseydi. yani bu işin bi kuralı olsaydı.
e böyle bi kural olmadığına göre, herkes çok sevdiği galatasaraya hizmet de eder destek de olur. buna bi takım çevrelerin müdahalesi kendi kanaatimce kabul edilemez.
buradan büyüklerime genç bir kardeşleri olarak sesleniyorum. gelin vazgeçin şu yaptığınız 'liseli-lisesiz' ayrımından. farkında değilsiniz belki ama 'tek galatasaray var, başka galatasaray yok.'
benim gibi 20li yaşların ortalarında olan hiçbir renktaşım bu kavgaya eminim anlam veremiyordur. çünkü genç nesilin bu tarz ayrımlarla işi olmaz. onların tek aşkı galatasaraydır.
genele bakacak olursak hepimizin ortak noktası galatasaray değil mi? bu sorunun cevabı evetse eğer ben de galatasaray lisesinde okumadım ancak okumuş liseli arkadaşlarım var ve en az onlar kadar çok seviyorum hatta herkesin sevgisi kendinedir, kıyaslanamaz.
şimdi gelelim bugünkü gözlemlediğim duruma. yani liselilerin kulübe hakim olma ihtiyacına. evet bu sadece bi ihtiyaç ve güç göstergesi haline gelmeye başladı ve sonucu bizim aleyhimize olan olaylarla kapanabilir.
son olarak oktay mahmuti'nin sözleşmesinin yenilenmemesi olayında liselilerin takımın başına 'erman kunter'i getirme çabaları başrol oynamakta. elbette bazı kesimler oktay hocadan memnun olmayabilir ancak bu işler galatasaray kültürüyle yoğrulmuş insanların birilerini kapalı kapılar ardında iş çevirir gibi bi tavır takınmak suretiyle harekete geçirmeleri hoş olmuyor. daha öncesinde adnan polat'ın yaşadıkları ve perde arkasında dönenleri az çok bilmekteyiz. yine seçimlerde yaşananlar ortada.
şimdi gelelim kültürümüze:
evet lise bizim kültürümüz ve sonuna kadar sahip çıkmalıyız, yaşatmalıyız. orası bizim candamarımız. ama herkesin şunu bilmesi lazım ki ''galatasaray halkın takımıdır.''
eğer halkın takımı olmasaydı kulüp tüzüğüne madde koyulabilirdi, takımı liselilerden başkası tutmasın denebilirdi ya da liseliler dışında başkan adayı olunamaz denilseydi. yani bu işin bi kuralı olsaydı.
e böyle bi kural olmadığına göre, herkes çok sevdiği galatasaraya hizmet de eder destek de olur. buna bi takım çevrelerin müdahalesi kendi kanaatimce kabul edilemez.
buradan büyüklerime genç bir kardeşleri olarak sesleniyorum. gelin vazgeçin şu yaptığınız 'liseli-lisesiz' ayrımından. farkında değilsiniz belki ama 'tek galatasaray var, başka galatasaray yok.'

