26
galatasaray taraftarının ve medyanın önemli bir kısmının da körüklediği meseledir.
bugün galatasaray ligde yerli kaleciye şans vereceğini ilan etse yabancı sınırı kalkar. kalede yabancı oynattığımız için ısrarla bu zaaf üstünden vurmaya çalışıyor özellikle fenerbahçe’nin futbol aklı. “artık” maalesef bu taktikleri işe yarayabilir. ben geçen sezonu da örnek göstererek yaşı gereği muslera’dan ekstra bir performans çıkmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. fenerbahçe de yabancı kaleciye dönmezse bu konuda sahaya 1 fazla yabancı atıp avantaj sağlamayaca çalışacaklar yine.
taraftarı niye mi eleştiriyorum. hem muslera’nın arkasında iyi bir yerli kaleci beklesin istiyorlar. hem de ligde sürekli muslera’yı oynatıp kaleciye süre vermiyorlar. o zaman soruyorum iyi bir yerli kaleci neden sana transfer olsun ki? eray işcan, ismail çipe ekolünden devam etmekten başka yol yok yani. avrupa’lı sezonda bile sen yerli kaleciye gel seni oynatacağım diyemiyorsan bu kulübe iyi yerli kaleci beklemeyin. zira kimse enayi değil.
27
yabancı sınırı var olduğu dönemde bile -bence- olmayan mevzudur.
saçma sapan bir sınırın olduğu gerçek. bu nedenle, en basitinden, sol bek'i her zaman türk yapmak zorundayız, çünkü diğer mevkilerde yabancılar ön planda. kabul. ama en azından geçen sene için; muslera-kazım vs yerli kaleci-yabancı sol bek yaptığımızda yerli kaleci-yabancı sol bek kombinasyonunun çok ağır basacağını ben düşünmüyorum. ikisi de bizi şampiyon yapar mıydı, onu bilemeyiz tabii. ama eğer muslera sonrasındaki durumu düşünüyorsak, o zaman alabileceğimiz yabancı kaleciye bakmak lazım. livakovic çekebiliyorsak yarın muslerayı yedeğe atarım. onu çekemezsek, bence alabiliyorsak uğurcanı bu sene çeker, her ikisini de 20-25 maç oynatırım. muslera tip olarak yaşlanmayan bir adam imajı veriyor olsa da 86'li bildiğim kadarıyla, 2024'de 38 yaşında olacak. kontratı ve gs'deki statüsü olmasa, kimse 37'lik bir kaleciyi 11'de istemezdi, ya da şöyle diyeyim, kontratı 2023'de bitmiş olsaydı, biz neden 1 sene uzatmadık demezdik.
kaleciyi yerli/yabancı yapmaktan ziyade, iyi/kötü kaleci alma durumu önemli. uğurcan'a vereceğimiz bonservis + x yıllık ücrete, daha iyisini bulabiliyorsak, ertesi gün gelsin kaleyi alsın. maalesef hiç bir yerli kalecide (doğan'ın potansiyeli dışında tabii) ben o ışığı göremiyorum. yabancı çektiğimiz her durumda da muslera ile kıyaslayacağız. ama uğurcan'ın potansiyeli/yaptıkları ve yapacakları belli olacak.
28
1: bu bir sorun değildir.
2: kaleci, forvet ile birlikte sahadaki en önemli adamdır. o yüzden yerli yabancı fark etmez sadece en iyisi alınır bu pozisyonlara.
3: yıllardır yerli kaleci oynatan fener ve trabzon son 25-30 yılda kaç kere şampiyon olmuş, yıllardır yerli oynatamayan!! galatasaray o süreçte kaç kere şampiyon olmuş. o zaman kimin yaptığı daha doğru olmuş?
4: hala yerli diyenler ya gerçekten takıntılı, ya da bu işten gerçekten anlamıyordur.
29
önünde sonunda uğurcan ya da doğan alemdar alınarak çözülmeye çalışılacak olan sorun.
3 yerli zorunluluğunun devam etmesi iyi olmadı, livakovic alınmak istenecekti belki de. muslera canımız ciğerimiz ama onun sonrası için şimdiden adımları atmak gerekiyor. kalede fetret devrini görenler bana hak vereceklerdir.
iyi bir yerli kaleci ile bu sezon büyük avantaj sağlanır, bu kural seneye kalkarsa yabancı kaleci bakılabilir.
edit: doğan alemdar transfer yapmış. en iyi seçenek uğurcan.
30
yerli kaleci sizi sadece bir sezon götürüyor. bunun ligde sayısız örneği var. öte yandan muslera gibi bir yabancı kaleciniz varsa seneler geçse de bir şekilde size katkı veriyor.
bana kalırsa bizim kaleci sıkıntımız yok. muslera, en çok eleştirildiği geçen sezonda bile ligin en iyisiydi. taraftarın "herkesi eleştiriyoruz bari biraz da muslera'yı eleştirelim" mantığına da kurban gitti. geçen sezon hata yaptığı tek maç trabzonspor maçı olmasına rağmen her yediğimiz golde bir şekilde suç bulundu.
31
aslında bu tamamen bir tercih meselesidir.
bizim için ise bir gelenektir. şöyle bir geçmişe bakarsak 1958/1961 sezonları arasında kalemizi korumuş rahmetli turgay şeren'den sonra yabancı kalecilerimiz iz bırakmıştır.
*1984/1990 sezonu arasında zoran simovic. (tabi arada hayrettin demirbaş'lı sezonlarımız da var.)
*1994/1995 sezonu arasında gintaras stauce. 1995/1996 sezonu arasında brad friedel.
*1998/2001 sezonu arasında claudio taffarel. 2001/2007 sezonu arasında faryd mondragon.
*ve tabi 2011 sezonundan itibaren canımız ciğerimiz fernando muslera.
boşa söylenmemiş; "atan ile tutanın her zaman kaliteli olacaktır" diye. kulübümüz daima bu söz doğrultusunda hareket etmiştir. yerli kalecilerimiz de olacak elbet ama bu gerçeği değiştirmeyecek.
o yüzden biz buradan devam.
32
fenerbahçe'nin devamlı yerli kaleci oynatması sebebiyle varmış gibi gösterilen sorundur. avrupa kupalarında başa oynayan takımlar için yüksek performanslı kaleci oynatmak şarttır. türkiye'de her dönem avrupa maçı deneyimi olan ve yetenekli kaleci sayısı 1 veya 2'yi geçmez. bunlarda zaten milli takım kalecisi olur. bunlardan birine sahip olmayan büyük takımların başarı için mutlak suretle yabancı kaleci oynatması gerekir. eğer ki milli kaleci o dönem sizde oynamıyorsa mecburen yabancıya gidersiniz.yerli kuralı varsada kontenjanı başka bölgede türk oynatarak doldurursunuz. kaleci iyi performans verdiği sürece bu konuya ekstra önem vermeye gerek yok.