1
her galatasaray taraftarının tartışması gereken, artık iyice can sıkan, sabır taşıran, bela okutan ihtimal. belki ihtimalden çok daha ötesi. taraftarın tezahüratlarla, sloganlarla, manifestolarla karşı çıkması, sesini yükseltmesi gereken bir durum.
yıllardır bu kulübe dünyanın geliri akıyor. envai çeşit sponsorluklar, maç biletleri, store gelirleri, kombine paraları, şampiyonlar ligi paraları... yine yıllardır bu kulüpte anlamsız bir mali sıkıntı var. borçlar -artan gelirlere rağmen!- bir türlü azalmıyor. saçma sapan yönetim politikaları, imzalatılan sözleşmeler, profesyonellere ödenen maaşlar akıl alır şeyler değil.
bu sezon sabri ve aydın'da odaklandığımız bu ihtimal aslında uzun yıllardır var. yüz akımız amatör şubelerden esirgenen paralar, futbol takımı sözleşmeleri vasıtasıyla hiç ediliyor! dehşet verici olanı ise, kulübün resmi görevlisi olan cüneyt tanman'ın utanmadan ve sıkılmadan "sabri'nin sözleşmesinin içerisinde menajer ücreti de var" demesi. resmen futbolcu sözleşmeleri vasıtasıyla başka birilerinin de zengin edildiği itiraf ediliyor! üstelik bu sözleşmelerdeki "şişkinlik" yeni değil. ünal aysal ve hatta polat dönemine kadar dayanıyor. en yakın örnekler, selçuk inan, burak yılmaz, yekta kurtuluş ve eray işcan'ın sözleşmeleri.
artık bu duruma taraftarın tepki vermesi ve bu tepki'nin sabri ve aydın'la sınırlı kalmaması gerekiyor. bizim cebimizden çıkan paralar, resmen galatasaray spor kulübünü yönetmekle sorumlu kişiler tarafından buharlaştırılıyor. gelirler geliyor ama geldiğiyle kalıyor!
galatasaray spor kulübü iyice dingonun ahırına döndü. kimlerin hangi karanlık ilişkilerle zengin edildiği ihtimali herkesin cevabını aradığı ve şüpheyle yaklaştığı bir soru(n) olmalı.
"yeter!" çığlığını yükselttiğimiz günler uzak olmamalı.
galatasaray çocuğuyum diye milyonları götüren yeteneksizlerin değil bu kulüp!
galatasaray bizim!
yıllardır bu kulübe dünyanın geliri akıyor. envai çeşit sponsorluklar, maç biletleri, store gelirleri, kombine paraları, şampiyonlar ligi paraları... yine yıllardır bu kulüpte anlamsız bir mali sıkıntı var. borçlar -artan gelirlere rağmen!- bir türlü azalmıyor. saçma sapan yönetim politikaları, imzalatılan sözleşmeler, profesyonellere ödenen maaşlar akıl alır şeyler değil.
bu sezon sabri ve aydın'da odaklandığımız bu ihtimal aslında uzun yıllardır var. yüz akımız amatör şubelerden esirgenen paralar, futbol takımı sözleşmeleri vasıtasıyla hiç ediliyor! dehşet verici olanı ise, kulübün resmi görevlisi olan cüneyt tanman'ın utanmadan ve sıkılmadan "sabri'nin sözleşmesinin içerisinde menajer ücreti de var" demesi. resmen futbolcu sözleşmeleri vasıtasıyla başka birilerinin de zengin edildiği itiraf ediliyor! üstelik bu sözleşmelerdeki "şişkinlik" yeni değil. ünal aysal ve hatta polat dönemine kadar dayanıyor. en yakın örnekler, selçuk inan, burak yılmaz, yekta kurtuluş ve eray işcan'ın sözleşmeleri.
artık bu duruma taraftarın tepki vermesi ve bu tepki'nin sabri ve aydın'la sınırlı kalmaması gerekiyor. bizim cebimizden çıkan paralar, resmen galatasaray spor kulübünü yönetmekle sorumlu kişiler tarafından buharlaştırılıyor. gelirler geliyor ama geldiğiyle kalıyor!
galatasaray spor kulübü iyice dingonun ahırına döndü. kimlerin hangi karanlık ilişkilerle zengin edildiği ihtimali herkesin cevabını aradığı ve şüpheyle yaklaştığı bir soru(n) olmalı.
"yeter!" çığlığını yükselttiğimiz günler uzak olmamalı.
galatasaray çocuğuyum diye milyonları götüren yeteneksizlerin değil bu kulüp!
galatasaray bizim!