• 1
    her şey güzel gidiyordur. takımda görünen tek sorun frikikleri kimin kullanacağıdır, avrupada harika mücadele eder. sonra kişisel çıkarlar ve egolar işin içine girmeye başlayınca küçük çığ büyür kocaman olur ve o zamanlar mumla aranır ve o günlere dönmek için mücadele başlar ama içerideki çıkarcılar hep orda olacaktır.

    kulüp sürekli bu döngü içinde.
  • 7
    tek sorunun ta kendisi. taraftardan yönetime kadar sirayet etmiş bir hastalık, bir alışkanlık. öyle taraftarlarımız var ki; tek forvet olarak sahaya çıkmış oyuncumuz için, "gol kaçırsında küfür edelim" diye fırsat kolluyor, 3 haftada teknik direktör asıyor, altyapıdan gelmiş, gerçekten galatasaray 'lı ve bir dönem nefis oynamış pırıl pırıl gençlerimizi bir çırpıda harcıyor. fatih terim, mancini, prandelli, ünal aysal, duygun yarsuvat, selçuk, burak, sabri, semih, telles, bruma, chedjou, veysel, umut, emre. bu kadar adama salladınız da elimize ne geçti. moral bozduk, ayağımızı kaydırdık. o kadar.

    takımın başına hamza hoca gelmiş, adaylar arasında "gelmesini istemediklerim" kategorisindeydi. ama geldi arkadaşlar, geldi. bu adam 1 hafta sonra senin canını vereceğin takımın başında sahaya çıkacak. ona buna olan kızgınlıklarımızdan dolayı bu adamı harcamayalım 3 haftada, destek olalım. tekrar ayağımıza sıkmayalım.

    bu takımı destekleyen herkesin sesi çıksın şu anda, kaybedilmiş hiçbir şey yok. ha yok siz hamza hoca, burak yılmaz, selçuk inan, ünal aysal, duygun yarsuvat, prandelli, mancini, fatih terim ya da abdürrahim albayrak 'ı sevmediğiniz için bu takımı sevmeyecekseniz tek ricam var. gönül verdiğiniz renklerin hatırına biraz susun. susunda bu kadar düşmana karşı takımı ayağa kaldırmaya çalışanları, bu takımdan asla umudunu kesmeyenleri üzmeyin.
  • 8
    mükemmel oynayan bir ikili düşünün. bu ikili 1-2 maç formsuz görüntü çizsin, şanssız olsun gol kaçırsın ve takımı puan kaybetsin. bu süreç 2 hafta sürsün. hemen taraftarda homurdanmalar başlar. homurdanmalar başlar ve bu futbolcular daha fazla stres altına girerek başarısız olmaya devam eder. başarısız dediysek eskisi gibi harika yaratmaz. sıradan oynar. taraftar iyice cirkinleşir. taraftar aşırı tepki göstermeye devam ettikçe bu ikilinin performansı günden güne erimeye devam eder ve yaklaşık 13-14 ay sonra tanınmayacak hale gelirler. kaleci ile karşı karşıya iken pas vermeye çalışırlar, attıgı her 3 duran topundan biri gol oluyorken taraftarı heyecanlandıramaz hale gelirler, milimetrik paslar atarken yanındaki arkadaşına pas atamamaya başlarlar. ve taraftar muradına erir. galatasaray'ın verdiği o 3 sezonluk emek sona ermiştir.

    oysa ki bundesliga'da dortmund küme düşmeye oynamaktadır. hatırlatalım hemen; galatasaray liderin 1 puan gerisindedir. ama taraftar mağlup takımını alkışlamaktadır. takımına güvenmektedir. ve eminiz ki kaybettiği tek şey bu sene bundesliga'dır. krizden çok iyi çıkmıştır.

    dortmund'u teğet geçen kriz galatasaray'ı kaosa sürüklemiştir. bunun tek suçlusu ise taraftardır.
  • 5
    (bkz: bumerang) gibi biraz ileri gittik mi hemen başladığımız yere dönüyoruz. 2 yıl üst üste şampiyon olup şampiyonlar liginde çeyrek te oynadık, dedim tamam artık para da akıyor futbol da güzel. galatasaray üstüne koya koya gider, bugün sneijder yarın drogba seneye huntelaar falan gittikçe büyürüz dedim. tabiki de dediğim gibi olmadı. 2 yıl şampiyon olduk çeyrek ve son 16 oynadık buna rağmen borç kaça katlanmış. işte bunu anlayamadım. biz sportif başarı kazansakta borcumuz artıyor. bu mantıkla baktığında bizim borcumuz hiç bir zaman kapanmaz. öyle saçma bir durum işte.
  • 9
    galatasaray'ın tek rakibinin yine kendisi olmasının sonucudur. biz ne zaman basıp gideceğimiz, rakiplerle arayı açacağımız zaman kulübü birileri karıştırır ve düzen bozulur.
    ünal aysal ilk yönetimi dağıtmayıp aynen devam etseydi ve fatih terim de devam etseydi biz bu sene 4. yıldızı değil 4. şampiyonluğa gidecektik. 4. yıldızı da geçen sezon takmış olurduk.
App Store'dan indirin Google Play'den alın