101
yoktur. yok hükmündedir.
geçen yıl uygulanan politika, bizim gibi üçüncü dünya ülkesindeki bir takım için tek yoldur.
senelerce burda ne konuştuk? babel, feghouli gibi çöplerden de kurtulunca maaş bütçesi rahatlayacak demedik mi? hatta bu uğurda muslera bile indirime yanaşmazsa yollar ayrılabilir denmedi mi?
genç, umut veren isimleri kadromuza katıp, parlatıp sonra satarak euro bazında, dolar bazında getiri sağlayacak şekilde bir yöntemin çarkları döndürmemiz açısından tek yolumuz olduğunu görmek neden bu kadar zor?
bulamıyoruz beyler, bayanlar. ne doğru düzgün bir forma sponsorumuz var, ne kolaylıkla bulabildiğimiz stad sponsorumuz var. bulduklarımız da türk lirası ile sözleşme yapıyor. o meblağ da bir iki yıl sonra komik rakamlara karşılık geliyor.
sen gidip de 30'luk adamlara 2+ milyon euro'luk sözleşme yaparsan sonra takımdaki diğer etkili isimler de kapını çalacak. nelsson, kerem, hatta başarılı olurlarsa diğer isimleri sözleşme zammı vermeden tutabilecek misin? huzursuzluğun önüne geçebilecek misin?
biz bunu aysal zamanında yaşamadık mı? sneijder ve drogba transferleri sükse yarattı yaratmasına da ekonomik olarak çöküşümüzde hiç payı olmadı mı? burağa, selçuğa, musleraya verilen 3.5 - 4 milyon euroluk maaşlarda bunun payı olmadı mı? ne çabuk unuttuk, anlamıyorum, inanamıyorum, mantığım almıyor artık. burak çin'e gitsin de maaşından kurtulalım, selçuğun sözleşmesi bitse de kurban keselim, feghouli - babel gitti mi rahatız diye binlerce entry çıkarırım şu sözlükte.
şimdi noldu? tekrar eskisine mi döndük? para verin, kupa isterük, şımarık taraftar tripleri.
arkadaş neyi anlamıyor musunuz? yüksek enflasyon sarmalına girdik. yüksek enflasyon eşittir yüksek döviz kuru. ve bunun nereye kadar devam edeceği belirsiz. belki gözünüze çok görünmeyen o 2 milyon euro'nun 2023'te, 2024'te ne seviyelerde olabileceğini tahmin edemiyoruz.
geçen yıl millet maça gitsin diye bilet fiyatlarında sert düşüşler yaşandı ve stadyum gelirlerin türk lirası ile. gs store gelirleri zaten türk lirası ile ve bu halkın örneğin bir polo yaka tişörte 450 lira verme olasılığı çok kısıtlı. yayın gelirleri dibi boylamış. elindeki en iyi oyuncuyu komik bir rakama ispanyollar elinden almış. senelerdir oynatıp parlatmışsın; hepi topu 8 milyon euro kar edince de sevinelim mi? onu da geçen yıl tatil yapan feghouli ile babel'in emekli ikramiyesine sayalım zaten.
bu çark nasıl dönecek hiç mi düşünen yok? aslolan galatasaray değil miydi? gerekirse üç sene, beş sene kupa kazanmayalım, başarılı olmayalım ne fark eder? bir sistem oturtup en azından avrupa kupalarına katılım istikrarı sağlayarak ilerlemek tek seçeneğimiz. avrupa ligi'nden güzel bir gelir elde ettik geçen yıl. evet bu yıl ligde 13. olmuş takım bu başarıyı yaşadı. şimdi tekrardan şampiyonluk için har vurup harman savurmaya gerek yok. hadi diyelim çılgın rakamları döktün, savurdun; peki sonrasında ön elemeyi geçip şampiyonlar ligi'ne katılma olasılığın ne?
bizim 30 yaş üstünde, kar edemeyeceğimiz oyuncuyu bonservisiyle alıp, üzerine uzun sözleşme yapıp, üzerine de bu yoklukta yüksek rakamlar vermemiz intihardır.
cenk ergün'le, dursun özbek'le rasyonel bir politika zaten beklemiyordum. yarım kalan işi tamamlamaya gelmişler.
geçen yıl uygulanan politika, bizim gibi üçüncü dünya ülkesindeki bir takım için tek yoldur.
senelerce burda ne konuştuk? babel, feghouli gibi çöplerden de kurtulunca maaş bütçesi rahatlayacak demedik mi? hatta bu uğurda muslera bile indirime yanaşmazsa yollar ayrılabilir denmedi mi?
genç, umut veren isimleri kadromuza katıp, parlatıp sonra satarak euro bazında, dolar bazında getiri sağlayacak şekilde bir yöntemin çarkları döndürmemiz açısından tek yolumuz olduğunu görmek neden bu kadar zor?
bulamıyoruz beyler, bayanlar. ne doğru düzgün bir forma sponsorumuz var, ne kolaylıkla bulabildiğimiz stad sponsorumuz var. bulduklarımız da türk lirası ile sözleşme yapıyor. o meblağ da bir iki yıl sonra komik rakamlara karşılık geliyor.
sen gidip de 30'luk adamlara 2+ milyon euro'luk sözleşme yaparsan sonra takımdaki diğer etkili isimler de kapını çalacak. nelsson, kerem, hatta başarılı olurlarsa diğer isimleri sözleşme zammı vermeden tutabilecek misin? huzursuzluğun önüne geçebilecek misin?
biz bunu aysal zamanında yaşamadık mı? sneijder ve drogba transferleri sükse yarattı yaratmasına da ekonomik olarak çöküşümüzde hiç payı olmadı mı? burağa, selçuğa, musleraya verilen 3.5 - 4 milyon euroluk maaşlarda bunun payı olmadı mı? ne çabuk unuttuk, anlamıyorum, inanamıyorum, mantığım almıyor artık. burak çin'e gitsin de maaşından kurtulalım, selçuğun sözleşmesi bitse de kurban keselim, feghouli - babel gitti mi rahatız diye binlerce entry çıkarırım şu sözlükte.
şimdi noldu? tekrar eskisine mi döndük? para verin, kupa isterük, şımarık taraftar tripleri.
arkadaş neyi anlamıyor musunuz? yüksek enflasyon sarmalına girdik. yüksek enflasyon eşittir yüksek döviz kuru. ve bunun nereye kadar devam edeceği belirsiz. belki gözünüze çok görünmeyen o 2 milyon euro'nun 2023'te, 2024'te ne seviyelerde olabileceğini tahmin edemiyoruz.
geçen yıl millet maça gitsin diye bilet fiyatlarında sert düşüşler yaşandı ve stadyum gelirlerin türk lirası ile. gs store gelirleri zaten türk lirası ile ve bu halkın örneğin bir polo yaka tişörte 450 lira verme olasılığı çok kısıtlı. yayın gelirleri dibi boylamış. elindeki en iyi oyuncuyu komik bir rakama ispanyollar elinden almış. senelerdir oynatıp parlatmışsın; hepi topu 8 milyon euro kar edince de sevinelim mi? onu da geçen yıl tatil yapan feghouli ile babel'in emekli ikramiyesine sayalım zaten.
bu çark nasıl dönecek hiç mi düşünen yok? aslolan galatasaray değil miydi? gerekirse üç sene, beş sene kupa kazanmayalım, başarılı olmayalım ne fark eder? bir sistem oturtup en azından avrupa kupalarına katılım istikrarı sağlayarak ilerlemek tek seçeneğimiz. avrupa ligi'nden güzel bir gelir elde ettik geçen yıl. evet bu yıl ligde 13. olmuş takım bu başarıyı yaşadı. şimdi tekrardan şampiyonluk için har vurup harman savurmaya gerek yok. hadi diyelim çılgın rakamları döktün, savurdun; peki sonrasında ön elemeyi geçip şampiyonlar ligi'ne katılma olasılığın ne?
bizim 30 yaş üstünde, kar edemeyeceğimiz oyuncuyu bonservisiyle alıp, üzerine uzun sözleşme yapıp, üzerine de bu yoklukta yüksek rakamlar vermemiz intihardır.
cenk ergün'le, dursun özbek'le rasyonel bir politika zaten beklemiyordum. yarım kalan işi tamamlamaya gelmişler.