bir tür serzeniş entrysidir. baştan bunu okumaya niyetli arkadaşları uyarayım.
zamanında borsa vs. işleri olmadığı için, vergisel bazda bir çok kolaylığı ve nicelik olarak azlığı bulunduğu için kurulan, bugün ise kod adı dedeler olarak ifade edeceğim dernektir.
bu derneğin bugünkü formasyonda tek işlevi sportif a.ş. ortağı olması gerekirken nasıl büyük bir soygunun paravanı olduğunu sizlere anlatmaya çalışacağım okuduklarım çıkardıklarım ile.
bakın önceki günlerde veya zamanlarda (bkz:
galasaray'dan soğumak) diye bir başlık açıldı ve malesef ben de soğumaya başlıyorum gün be gün yanlış anlaşılmasın sebebi saha sonuçları olmadı hiç bir zaman. ben sportif a.ş. birleşmesinden dolayı adnan polat'ı savunduğum için onurhan from migros üst yazıldı nick altıma ki yazan arkadaş yanlış anlamasın çok güldüm çok eğlendim hiç de kırılmadım. demek istediğim o ki ben galatasaray'ı değerlendirirken hiç bir zaman saha sonuçlarına takılmadım. daha büyük resme daha yapısal sorunlarla ilgilenmeye ve dile getirmeye çalıştım.
evet ben de galatasaray'dan soğumaya başladım çünkü çabamın bir işe yaramadığını görmek, bu yönde çaba sarf eden kimseyi görememek beni her geçen gün umutsuzluğun içine düşürüyor. her şey de böyle olmuyor mu? önce bir uzundan nefret ediyorsun, sonra insanlara anlatmana (topluca anlatılmasına) rağmen hiç tepki vermeyen veya bu durumdan memnun insanları görüyorsun öfken daha da büyüyor ve son halka yaptıkların hiç bir boka yaramayıp sadece kendini yıprattığını görüyorsun. işte o zaman da çok sevdiğin için iyiliğini düşündüğün kafa patlattığın düşündüğün okuduğun yazdığın anlattığın ülkenden/takımından/arkadaşlarından/ailenden soğuyorsun. bunları ayırmıyorum çünkü süreç hep aynı işliyor. ortada kocaman bir yanlış var ve bunun yanlış olduğunu kabul edecek insanlar bunu görmezden geliyor kabul etmeyecekler zaten bu yanlışa sahip çıkıyor böyle ortada mal gibi kendi kendine debelenirken buluyorsun ya kendini heh işte soğumaya başlamanın başlangıç noktası bu oluyor.
galatasaray benim için nasıl bu kadar özel neden bu kadar kıymetli biraz ondan bahsedeyim. bir insanın mağarası olur derim ben içine kapandığında veya etrafına küstüğünde sarıldığı şeylerin olduğu bir mağarası olur her insanın belki siz buna mağara değil de başka bişey diyorsunuzdur. benim mağaramın baş köşesinde galatasaray oldu hep her mağarama döndüğümde daha bağlı buldum kendimi ve çıktığımda hiç zayıflamadı bu bağ. bu yüzden her geçen gün olayın daha da çok içinde buldum kendimi.
bugün ise galatasaray spor kulübü derneği adı altında benim hayallerimi, çok sevdiğim dediğim hayatımı harcayabileceğim bir şey, çünkü zamanında hayata tutunmamı sağlayan şey dediğim kulübümü bir avuç insan bu dernek üzerinden sömürüyorlar artık sömüremiyorlar da çünkü artık deniz bitti. bitti gençler bitti yani artık yiyecek bişey kalmadı ve herkes çil yavrusu gibi dağıldı görüldüğü üzere.
bakın nasıl soyulduğundan bahsedeyim biraz da umutlarınızı kırayım. geçtiğimiz günlerde şu an adını unuttuğum fenerli bir gazeteci bir bilir kişi raporu yayınlamıştı. benim de çokça ilgi gören sportif a.ş. yazımda sorduğum bir ''bakalım bilet gelirleri sportif a.ş.'ye devredilmiş mi?'' soru vardı. cevap tabi ki hayırdı.
bugün galatasaray'ın geçen yıl ki kombine gelirleri, gs store ve pazarlama organizasyonu, günlük bilet hasılat gelirleri derneğin elindedir. yani bugün resmi tablolarda galatasaray'ın gelirini düşüren borcunu artıran ve bu paraların kimlerin cebine girdiği belli olmayan yerlere götüren bir dernek. yani aslında galatasaray'ın geliri 353 milyon lira değil 500 milyon lira seviyelerindedir.
bugün galatasaray'ın riva, ada, hasnun galip, florya aklınıza gelen bütün gayri menkuller dernektedir. gördüğünüz gibi galatasaray sportif a.ş.'de pek bişey kalmadı zaten. galatasaray sportif a.ş. üzerinde sadece ortak olmak dışında hiç bir hükmü ve vasfı olmaması gereken bu kirli organizasyon galatasaray'ı her gün bir bataklığın içine çekiyor ve kimse buna ses çıkarmıyor gür bir şekilde, herkes bir yerlerden kırpma bir yerlerden götürme derdinde. taraftar diyoruz bizden halktan insanlar diyoruz ultraslanın hali ortada o konuya girmiyorum bile hepsi beleş biletin ve tribünden düşürecekleri ultras girllerin ve elde edecekleri yapay statü ve takipçi derdindeler.
içeride kulübün revizyona uğraması gerektiğini düşünen kongre üyeleri olduğunu biliyorum, tanıştım ama hiç biri liseli değil ve birçoğu adnan polat döneminde kulübe üye olmuş insanlar ama bir güçleri veya etkileri yok.
ne yapacağım lan ben şimdi? ya da benim gibi isyan eden varsa ne yapacağız lan biz?
hayatımı adayabilecek kadar sevdiğimi, bir avuç insan yok ederken elimden hiç bir şey gelmemesi var ya hah işte o duygunun ben var ya o duygu zamanında başka şeyler için ama şimdi galatasaray için yiyip bitiriyor beni.