1951
galatasaray sözlük film kulübü
-
-
1952(bkz: children of men)
türünde izlediğim en sıkı filmlerden biri ve son derece underrated bana kalırsa. bu kadar iyi bir oyuncu kadrosu olan, bu kadar iyi bir hikayesi olan, bu kadar kaliteli bir yapımın bu derece arka planda kalmış olması beni hep şaşırtmıştır.
2006 yapımı, 1 saat 50 dakika, sci-fi temalı bir gerilim. imdb puanı 8 olan film 2027 londra'sında geçiyor ve insanoğlunun tükeniş sürecini konu alıyor. söz konusu dönemde hiçbir bebek doğumu yok, bu da insan neslinin tükenmesi demek. apokaliptik bir senaryo.
fragman: https://youtu.be/2VT2apoX90o
--- alıntı ---
abartılı ifadeler kullanmak istemem ama çok başarılı, hakkının yıllar sonra daha da ziyadesiyle teslim edileceğine inandığım, kendi alanında henüz daha iyisini izlemediğim bir film.
adeta aksiyon böyle çekilir dersi veren tek plan çekimleri, genel anlamda görüntüleri, dini göndermeleri, büyük ülkelerin günümüzde uyguladığı mülteci politikalarının neredeyse aynısının ustalıkla aktarılması, senaryosu, kurduğu distopik ama gerçekçi dünya, verdiği siyasi-politik mesajlar, müzikleri ve michael caine'i ile çok özel bir yerde duran bir film.
--- alıntı ---
https://eksisozluk.com/entry/102059703 -
1953arkadaşlar malum 2 hafta evdeyiz, bu 2 haftada afiyetle gömülmelik bol kıyamet, dünyanın sonu senaryolu film önerilerinizi alabilir miyim? yarından sonra, 28 gün sonra, dünya savaşı z, ben efsaneyim tarzı filmler olursa çok makbule geçer.
her türlü zombi, yaratık, uzaylı istilası, göktaşı çarpması, seri doğal afetler ve bilimum felaket senaryoları kabul edilir. *
edit: magician'dan equilibrium geldi.
edit2: on direge kesilen orta'dan 2012 ve edge of tomorrow geldi.
edit3: revnacon'dan oblivion, children of men, 12 monkeys ve snow piercer geldi.
edit4: mikelarteta'dan resident evil, silent hill, predator ve alien geldi.
edit5: nestor fernando muslera micol'den contagion geldi.
edit6: toshunpasha'dan flu geldi. -
1954izlemeyenler için karakomik filmler 2 arada ve kaçamak an itibariyle netflix'te.
#evdekalırken sıkılanlara bire bir. -
1955(bkz: anna)
john wick'in kadın başrollü versiyonu. luc besson imzalı 2019 yapımı bir aksiyon filmi. cia-kgb çekişmesi var odağında, öneriyorum.
fragman: https://youtu.be/Z6yTXsCauIc -
1956(bkz: contratiempo) nam-ı diğer (bkz: görünmeyen misafir). tempo hiç düşmüyor, olay da sürükleyici. izlemenizi tavsiye ederim ayrıca film netflix'de mevcut.
-
1957uzun karantina günlerinde izlenebilecek birkaç film tavsiyesinde bulunmak isterim; tamamı netflix platformunda mevcuttur:
(bkz: durante la tormenta)
ispanyol yapımı gerilim filmi. almanların dark dizisinin filmini ispanyollar yapmış diyebilirim. dark kadar beyin yakmasa da sonuna kadar keyifle ve merakla izliyorsunuz.
(bkz: the invisible guest)
bir başka ispanyol yapımı film daha. bu adamlar işi biliyor gerçekten. sürükleyici ve son saniyesine kadar çözemediğiniz bir cinayet hikayesi.
(bkz: fractured)
şaşırtmacalı filmlerden hoşlanıyorsanız buyrun diyorum. tam mevzuyu çözdüm dediğiniz anda aslında çözmediğinizi anlıyorsunuz. mükemmel bir film değil ama çerezlik. vakit kaybı demezsiniz.
(bkz: the platform)
çok değişik ve güzel bir senaryosu olan ama bu senaryoyu aynı güzellikte işlediğini düşünmediğim bir film. yine de izlemeye değer. belki de siz çok seversiniz. -
1958karantina günlerinde yapılabilecek en iyi şeylerden biri de film izlemektir. ben de film izlemeyi çok seven amatör bir film eleştirmeni olarak kendi önerilerimi yazmayı düşündüm. spoiler'dan olabildiğinde kaçınmaya çalıştım.
(bkz: the invisible man)
https://gss.gs/YBt.jpg
öncelikle filme puanımı yazayım: 7/10
sawserisiyle tanıdığımız leigh whannell'in yönetmeni olduğu, gerilim* türünde bir yapım. filmde, siber güvenlik ve teknoloji devi bir şirketin sahibi olan kocası adrian'dan gördüğü ruhsal ve fiziksel şiddete dayanamayıp bir geceyarısı evden kaçan cecilia'nın travmatik hayatta kalma öyküsü anlatılıyor. cecilia karakterini the handmaid's tale'deki başarılı performansı ile hatırladığımız elisabeth moss canlandırıyor. moss burada da, özellikle fiziksel açıdan dikkat çekici bir performans sunuyor.
gerilim dozunun yer yer oldukça arttığı filmde, adrian'ın ayrılığı kabullenemeyişi ve cecilia üzerinde yarattığı korku ve paranoya hâli birçoklarına tanıdık gelecektir. ülkemizde de kadınların boşanmaya rağmen kocaları tarafından rahat bırakılmadıklarını bildiğimiz için bu film bizlere daha anlamlı gelebilir belki. filmin bana göre en güzel tarafı, cecilia'nın paranoyak davranışlarının en yakınındakiler tarafından bile abartılı bulunması, korkusuna hak verilmemesi. hatta bu izleyicinin de kafasını karıştırıyor. 'surveillance', yani daimi bir gözetim altına alınma ve bunun yarattığı paranoya hali, 21. yüzyıl'ın en ciddi problemlerinden biri olmaya aday. film de biraz bu korkunun ne derece elle tutulur bir korku olduğu düşüncesiyle oynuyor.
ancak senaryosunda birtakım kusurlar ve mantık dışı yerler de var. yönetmen bir noktadan sonra odağını bu travmatik deneyimden, cecilia'nın psikolojik portresinden ve gözetleniyor olma hissinin yarattığı gerginlikten bilimkurgu soslu bir aksiyon teşhirine kaydırıyor. müzikler yer yer tuhaf şekilde atmosfere uymuyor, bazen konstrasyon bozuyor. fakat görüntü yönetmenliğini çok başarılı buldum. kendi aldığım bazı capsleri buraya koyuyorum ki özellikle güvenlik kamerası açıları etkileyiciydi:
https://gss.gs/9su.jpg
https://gss.gs/bpB.jpg
https://gss.gs/a77.jpg
https://gss.gs/6K7.jpg -
1959bugünlerdeki olası kötü psikolojimizi birazda olsa dağıtmaya yardımcı olabilecek olan jim carrey filmlerine göz atmanızı tavsiye ederim.
-
1960(bkz: knives out)
daniel craig, chris evans gibi usta oyuncular var.
daniel craig malikanede işlenen cinayeti çözmeye çalışan bir dedektif rolünde ve filmin büyük çoğunluğu onun etrafında geçiyor. adamın oyunculuğu, ingiliz aksanı bence mükemmel. beğenerek izledim. -
1961morgan freeman ve matt damon'un oynadığı nelson mandela'nın hayatının bir kesitinin verildiği oldukça keyifli bir film. izlemeye değer.
(bkz: invictus) -
1962(bkz: marvellous)
futbolla alakalı, stoke city taraftarı ve formacısı neil baldwin'in gerçek hayatını anlatan, adı gibi harikulade bir film, hem güldürür hem ağlatır... izleyin, pişman olmazsınız... -
1963(bkz: the platform)
güç bela bitirdim filmi. kıyıda köşede kalır, unutulur gider diye düşündüm. ardından önce birkaç arkadaşım filmi beğendiğini söyledi. sonra ünlü isimler önermeye başladı. acaba ben yanlış filmi mi izledim. bu kadar iç bayıcı, klostrofobik ve anlamsız bir film olamaz. ha eğer benim kapamadığım derin bir anlamı varsa da anlatım bu kadar mide bulandırıcı olmamalıydı. -
1964(bkz: click)
bir adam sandler klasiği olan film.
sandler, iş hayatı ve aile arasında dengeyi kuramayan bir mimarı canlandırıyor. oldukça hırslı ve fazla çalışan mimarımız ailesine zaman ayırma konusunda oldukça fazla sorun yaşıyor.
komşuları o' doylelarda olan akıllı kumandalardan bir tane almak ister. bu durum onun oldukça ilginç bir kumanda ile tanışmasına sebebiyet verir. bu kumanda hayatını tamamen değiştirecektir.
zamanın değerini ve anı yaşamanın, aile ile birlikte her şeyden önemli olduğunu anlatan güzel bir film. zamanı olanların izlemesini tavsiye ederim. -
1965
-
1966ben film değil yönetmen önermek istiyorum: costa-gavras. açın herhangi bir filminden izlemeye başlayın işte. diyorsanız ki illa bir filmini öner, 3 tane seçenek bırakıyorum buraya.
état de siège
amen
l'aveu -
1967(bkz: #2890053)
-
1968the gentelman
bir guy ritchie filmi karakterler, işleniş, öykü muhteşem... sıkıntı dolu günlerde çok iyi geldi şiddetle tavsiye ederim iyi seyirler. -
1969fotoğrafçılığı ve belgesel izlemeyi sevenler için zamanında şöyle bir liste hazırlamıştım. eve sıkışıp kaldığımız günlerde izleyecek yeni bir şeyler arıyorsanız, göz atmanızı tavsiye ederim.*
(bkz: galatasaray sözlük belgesel kulübü/#2581300) -
1970"burada, yaşayan en güçlü ve en zeki erkekleri görüyorum. bu potansiyeli görüyorum. ve hepsi heba oluyor. lanet olsun!.. bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor yada beyaz yakalı köle olmuş. reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde... nefret ettiğimiz işlerde çalışıp, gereksiz şeyler alıyoruz... bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız yada yerimiz yok. ne büyük savaşı yaşadık nede büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş. en büyük buhranımız hayatlarımız... televizyonla büyürken milyoner film yıldızı yada rock yıldızı olacağımıza inandık ama olmayacağız. bunu yavaş yavaş öğreniyoruz. ve o yüzden çok çok kızgınız..." fight club
-
1971
-
197290'ları sevmeyen var mı? şöyle bir kolaj yaptım, umarım beğenirsiniz...
https://www.youtube.com/watch?v=vZqetmlSGw0 -
1973bbc sport "izlenmesi gereken 50 spor filmi" listesi yayimlamis: https://www.bbc.com/sport/live/52072024
-
19742-3 saat önce the platform'u izledim.
hayata bakış açınızı değiştirecek ve sizi düşüncelere daldırtacak tarzda bir iş çıkarılmış ortaya. ayrıca filmin ana karakteri(goreng), filmin gidişatı hakkında izleyici kadar bilgiye sahip. bu durum da ilgi çekiciliği bayağı bir artırıyor. kesinlikle izlemenizi öneriyorum.
ek olarak: http://gss.gs/RLA
dipnot: link spoiler içeriyor. filmi izledikten sonra okuyun. -
1975(bkz: silsile)
dün gece netflix de dolanırken tesadüfen denk gelen, oyuncular arasında ilker kaleli'yi çok sevdiğim için bir şans verdiğim ve baya baya beğendiğim film.
barda filmini sevenler bunu da kesinlikle seveceklerdir. güzel bir psikolojik gerilim. barda'dan sonra psikolojim bozulmuştu, silsile aynı etkiyi yaratmadı ama hiç sıkılmadan ve merakla zamanı su gibi akıp geçirdi. tavsiye ederim.
