• 13801
    galatasaray odakli gündem olmayinca zevk vermiyor. ne bileyim bir transfer haberi, bir $l müsabakasi. yani üzerinde konu$ulup fikir beyan edilebilecek, kayda deger malzeme yok maalesef! günlerdir sözlüge girip girip bir$ey yazamadan çikiyorum. hadi okuyayim diyorum ancak yazilanlari okudukça da ruhum sikiliyor. ya elalemin ba$arilarindan bahsediliyor ya da tamamen pesimist entryler giriliyor.

    ulan gassaray. oldu mu $imdi bu yaptigin..
  • 13804
    kıymetini iyi bilmemiz, başımızın üzerinde sarıp sarmalayarak taşımamız gereken platform.

    sözlüğü çok sevmemin sebeplerinden biri de, her ne kadar kimi zaman bıçakla bölünmüş gibi ikiye ayrılsa da, insanların öyle ya da böyle birbirlerine tahammül ve saygı göstererek hareket etmesi.

    tabi burada 1 - 2 , belki biraz daha fazla, istisna var. bu da çok normal...

    kendimden bir örnek vermek istiyorum;

    benim en ofsayt entrim (bkz: mustafa cengiz yönetimi/#2966049) ile şu an için en beğenilen entrim (bkz: mustafa cengiz yönetimi/#3002380) aynı konuda. ikisinin de ana fikri aynı, zamanlamaları farklı. fakat biri linç edilirken diğeri çok beğenilmiş.

    olaylara suhuletle yaklaşmak gerekliliğini bir kenara bırakarak, gündemin sözlüğün tutumunu nasıl etkilediğini de anlamak adına önemli bir veri bence.

    her ne olursa olsun, galatasaray'ın her birimize ihtiyacı var.

    iyi ki varsınız...

    edit: imla
  • 13805
    bir gecede hükümet devirip hükümet kuracak sözlük.

    toplantı bitesiye kadar mustafa cengiz'i idam sehpahasına çıkarıp kelle isteyen mi ararsın, tarihin en kötü yönetimi olarak adlandıran mı ararsın. hepsi on dakika içinde oldu bu olanların.

    böylelerine dursun özbek gibi bir başkan lazım. mustafa cengiz'den sonraki adayımız ozan korkut. evet ozan korkut. kulubu elli sene geriye götürecek bir adamın gelmesini istiyor sanırım birileri.

    baki olan her zaman galatasaray'dır. ne yönetim için terim'i ne de terim için yönetimi afaroz etmeye gerek yok. evet herşey yolunda. umarım bunu saha içinde de görürüz ve artık sözlüğe de bahar gelir.
  • 13807
    son dönemlerde yaşananlar, takımın kötü gidişatı ve sözlükteki troll ordusu sebebiyle yazma hevesimi kaybetmiştim. yaklaşık 15 gündür de yazmıyor hatta doğru dürüst kimseye mesajlaşmıyordum. bir ara hesabımı da kapatmayı düşünmüştüm. yapmak yine de zor geldi. kendimce bir kıvılcım arıyordum. mustafa cengiz yönetimi ve fatih terim arasında yapılan toplantı sonucunda sulh sağlandığına ve birlik beraberlik mesajları net bir şekilde verildiğine göre yazmaya tekrardan başlayabiliriz.

    #buyolşampiyonlukyolu
    #kenetlenbaşkagalatasarayyok

    up up up!

    (bkz: galatasaray sözlük sinerji ekibi)
  • 13808
    gss moderasyonu: the prisoner wishes to say a word.

    me: https://youtu.be/lLCEUpIg8rE

    15 günlük müebbetten hallice cezamı bitirip sonunda tekrar dönebildiğim sözlüğümüz. alkollü, mutsuz ve heyecanlı olduğum bir gece yarısı* girdiğim birkaç niteliksiz entry sebebiyle 15 gün ceza yemiştim. herhangi bir uyarı almadan birkaç saatlik uykudan sonra uyanıp işe giderken bir baktım mesaj kutusunda rerererarara bir sürü mesaj atmış. ya bot bana aşkını ilan etti, ya da ban yedik demiştim ki ban yemişim. her neyse, herhangi bir ikaz olmadan hiçbir galatasaray veya galatasaray sözlük mensubuna hakaret etmediğim halde bir anda 15 günlük ceza almak üzdü ve düşündürdü. bu süreç esnasında sözlükçe ve spor medyasınca bilinen, sevilen isimlerin niteliksiz entrylerinin ayakta alkışlandığına da şahit oldum; küfürlü, “sözlük adabına aykırı” entrylere de göz yumulduğunu gördüm.

    sadede gelirsek, entry silme ve ceza verme gibi işlerin artık kurallar çerçevesinden çıkıp ilgili moderatörün düşüncelerine hitap edip etmediğine göre değerlendirildiğini düşünüyorum. zira x bir yazar bir maç başlığına saçma sapan bkz’lar verip entry girebiliyor, ismi y olsun biraz ünlü bir başka yazar da “...... olacaktı aslında da olmadı” şeklinde imladan, sözlük kurallarından yoksun bir entry girebiliyor. ben şunu girdim sildiniz, o bunu girdi silmiyorsunuz muhabbetine girmek istemiyorum ancak bilmem kaç senelik okur, iki seneden fazladır da yazar olarak adalet konusunda daha hassas davranılması gerektiğini düşünüyorum.

    cezam süresince mesaj atan arkadaşlar var, dönüş yapamadığım için herkesten teker teker özür dilerim:(
  • 13809
    her ceza alan yazarın olayı kişisele döndürüp kan davasına çevirmesinden artık gına gelen sözlük. netice itibarı ile eğlencelik bir platformdur. yani iyi zaman geçirmek için gönüllülük esası ile kullanılmaktadır. bir format uygulanmaya çalışılır ama istisnasız herkese de bazı toleranslar gösterilir, insiyatifler alınır. bu da sözlüğün eğlencelik haline katkı koyan, aynı zamanda organik yapısının kendi kendine doğurduğu bir uygulamadır. bunun bir kısmı farkedilir, bir kısmı farkedilmez bile. ceza verilmesi olayı toleransın bitmesinden sonra yaşanır. kimse tek bir entry yüzünden ceza almaz.

    ancak genelde o şekilde algılanır. ceza dönüşü de bir şekilde bu konu gündeme getirilir. 3 milyon entrynin içinden hemen bir mahkeme savunması niteliğinde listeler çıkarılır falan. "kimseye/bazılarına bir şey demiyorsunuz bana ceza veriyorsunuz" psikolojisi ve savunması hasıl olur. bu da bir suçlama, hor görme ya da üstteki entrye cevap değil. bir tecrübe birikiminin çıkarımıdır.

    bir noktaya kadar anlaşılabilirdir de. pek çok şey fark edilmeden, fark ettirilmeden yapılıyor. ek olarak internette iyi kötü bir format, kural, mural uygulamaya çalışan bir elin parmağından daha az platform kaldı. bu ikisini birbirine ekleyince insanların cezalara, ceza verenlere, ceza almadığını düşündüklerine müthiş bir tepki geliştirmesi gayet anlaşılabilir.

    ancak tekrar tekrar söylemek lazım ki bir toleransa ya da görmezden gelmeye maruz kalmadan sözlük hayatını devam ettirebilecek bir kullanıcı zaten yok, ben de dahil. herkes burada zamanını geçirmek için yer alıyor. burası bir işyeri değil, devlet dairesi hiç değil. bu yüzden belli toleranslar, hoşgörüler olmak zorunda. ancak insanların toplu olduğu her yer gibi belli kurallar, kısıtlamalar ve filtreler de aynı şekilde uygulanmak zorunda.

    sözlük moderasyonu dediğimiz ekibinin yapmaya çalıştığı şey de aşağı yukarı budur. bir denge sağlanmaya çalışılır, bu da insanları sıkboğaz etmemek adına mümkün mertebe sezdirilmeden yapılmaya çalışılır. bu sezdirmemelerin dönüp dolaşıp moderasyonun kafasına katılması, 3 milyon küsur entrynin didik didik aranması, her cezanın ceza alan tarafından dönüp de kan davasına çevrilmeye çalışılması art niyetli oluyor.

    moderasyon her entryi didik didik eder silerse, burası galatasaray sözlük olmaktan çıkar bambaşka bir şey olur...
  • 13810
    benim galatasaray sözlük ile tanışmam 2017 yılında oldu. evet bu konuda nasıl bu kadar geç kaldığımı bende bilmiyorum. 2012-2016 arasını kendi hayatımda yaşanmamış saydığım bir dönem olarak kabul ediyorum ki o dönemler yaşayan bir ölüden hiçbir farkım yoktu esasen. hayatımın dönüm noktası olarak kabul ettiğim eşimle tanıştığım 2016 yılından itibaren nerdeyse yeniden doğdum. hani bir şarkı vardı ya dünyaya bir daha gelsem sevgilim arar bulurum yine seni severim. işte beni bu dünyaya bağlayan iki şey vardı o dönem biri çok sevdiğim eşim diğeri de galatasaray’ım. nisan 2017 ‘den beri sözlüğe girmediğim sadece 2 gün oldu bunlardan birinde oğlum diğerinde kızım dünyaya geldi. üyeliğim ise 2018. neden 1 sene bekledim üye olmak için çünkü oğlumun doğmasını bekledim ve onun adıyla üye oldum zaten çünkü bu üyeliği benden sonra oğlumun devam ettirmesini istedim, umarım türkiye cumhuriyeti ve galatasaray’ımız gibi bu sözlükte ilelebet payidar kalacaktır. hayalimdi oğlumun da benim gibi galatasaray aşığı olması ve çok şükür oğlum daha 3 yaşında olmasına rağmen tam bir galatasaray sevdalısı. şöyle ki oğlum çok zor bir bebeklik dönemi geçirdi ve o zor dönemlerde oğlumu susturan tek ninni şereftir seni sevmek marşımızdı. o marşı ilk duyduğu andan beri (1 aylıktı) her duyduğunda dünya sanki duruyor onun için ve yüzünde çok güzel bir tebessüm oluyor, 3 senedir hatta bazen belki günde 100 defa 2,46 dakikalık o meşhur klibi izliyor. şanlı armamızı nerede görse dili döndüğünce galasayayay ayma diyor ve sarı ile kırmızının bir araya geldiği ne görse hemen galasayayay diyor. ve ben tabiki oğlum her galasayayay dediğinde sanki şampiyonlar ligi maçında gol atmışız gibi seviniyorum.
  • 13811
    son zamanlarda bazı şeylerin çok dikkatimi çektiği sözlük. mesela türk ve genç bir oyuncu çıkış yapıyor direkt ''bize geleceğine avrupa'ya gitsin, bizde körelmesin'' deniyor. sanki bize gelen tüm oyuncular köreldi. teknik direktörsüz ve 55 dakika 10 kişi oynayan takımı penaltı golüyle yenen fenerbahçe'ye ve mert hakan yandaş'a para için bizi tercih etmemesinden dolayı övgüler diziliyor. çok tuhaf...
  • 13812
    asıl eleştirilmesi gereken kişileri eleştirmeye korkup 2 senedir sürekli belhanda, feghouli konuşan, şimdilerde ise mustafa cengiz'e sarmış yazarlarla dolu olan sözlüğümüz. bunlar tamamıyla benim gözlemlediğim şeyler. yahu kötü oynuyoruz ve hiçbir oyun planımız yok işte olay bu kadar basit.

    ve kadromuz kesinlikle hiç de kötü bir kadro değil.
  • 13814
    "dengesiz" platform.

    ortamız, dengemiz, ayarımız yok maalesef. kötü zamanlarda kendimizi jiletleyip, iyi zamanlarda kafamız bir dünya dolaşıyoruz. fatih terim'e kıyamazsak mustafa cengiz'e, mustafa cengiz'e kıyamazsak fatih terim'e sarıyoruz. ikisine de kıyamazsak belhanda var zaten ona dalıyoruz kafa göz. "objektif" konusuna zaten girmiyorum, bizim oralarda "el güzeli" derler o tayfaya. hayali düşmanlar yaratıp, faydasızları kahraman ilan ediyoruz. olmayanları olmuş gibi yapıp, olmuşları görmemekte diretiyoruz.

    topyekün dengesiziz. bildiğin normal düz dengesiz.
  • 13815
    aşağıya ekleyeceğim yazı ekşi sözlük' ün galatasaray sözlük başlığından alınmıştır. yazının büyük bir kısmına da katılıyorum. fenerbahçe futbol takımı nasıl şampiyon oluru konuşmak isteyenler varsa doğru platform burası değil.

    --- alıntı ---

    fenerbahce galibiyet almissa adeta fenerbahce fani oluveriyorlar. girin bakin fenerbahce futbol takimi basligina. yok puan rekoruyla sampiyon olurlar, soyle iyiler boyle iyiler... sol frame adata sampiyonlar ligi oluyor. lan olum biz fenerbahceyiz, bu kadro genisligiyle her takim sampiyon olur ama konu fener olunca birkac kez dusunmek gerekiyor.

    26.10.2020 00:25 config

    --- alıntı ---
  • 13816
    bazen abartılı olsa da objektif olmak her zaman iyidir. fener bugün her ne kadar hakemin faul konusunda ayrıcalık tanıması ile kazansa da, bir oyun planı içerisinde oynuyor. bunu futboldan anlayan herkes görecektir. iyi veya kötü demiyorum. oyun planı ve taktik disiplin var.
    peki biz burada anlatıldığı kadar kötü müyüz?
    kötüyüz valla. yönetimin adı var sadece. istifa etmeleri gerekiyor. hoca da 4-1-4-1 e takmış durumda. aynı oyuncularla farklı şeyler olsun diye bekliyor. tüm heyecanını kaybetmiş bence. sadece bahane üretiyor bugünlerde.
    sözün özü eleştirmeye devam.
  • 13818
    galatasaray futbol takımının şu sıralarda yaşadığı kötü süreci iyice aklımıza kazımak için dünyanın hangi liginde oynanırsa oynansın o maçın başlığında ilgili takımlar ile galatasaray'ın sürekli karşılaştırılıp, dalga konusu olmasından gına gelen güzide platform.

    tamam çok kötüyüz hatta en kötü futbol oynayanlardanız ama arkadaş alakasız bir ligin başlığına girip kim nasıl oynuyor bakalım, golleri görelim diyorum hop yine bizim takımın ne kadar boktan oynadığı yazılıyor. genç bir futbolcunun başlığı var mesela girip yenekleri nelerdir, hangi mevkinin adamı öğrenelim diyorum ama o da ne galatasaray'a neden gelsin? bizim gibi bir takımda ne işi varmış... yav anladık herkes fikir sahibi ve özgürlüğü var ama her 10 başlığın 10'un da bizim ne kadar kötü olduğumuz vurgulanınca ne değişiyor? boks maçı başlığı olsa orada bile bir şekilde takımın kötü özellikleri belirtilecek.

    bunların bir üst versiyonu da objektif olduğum için linç yiyorum diyenler. kızılan nokta objektif olmanız değil. aksine kendimizi kandırmamak adına sahada yapılamayan her şeyin belirtilmesi çok güzel, bilinçli bir taraftar olmanın gerektiği şeyler. ancak bunlar için bilumum başlıklar var zaten: galatasaray futbol takımı, xx xx 2020 galatasaray "x" maçı, futbolcu başlıkları vs. gibi bir sürü yer var. hadi sinirli ve üzgünüz diye bizim ligdeki maçların başlıklarında bizden iyi takım denmesi normal ama bu da bir yere kadar. maçlar dışındaki hemen her başlıkta galatasaray şöyle galatasaray böyle..

    galatasaray'ın ne derece kötü oynadığını asla unutturmak istemeyeen arkadaşlar... çok ulu bir göreviniz var ama herhangi bir şey hakkında bilgi almak isteyen kişilerin de burada yer aldığını lütfen unutmayalım. mozambik ligindeki bir maçın başlığında galatasaray'ın ne hale geldiğinin yazılması çok mantıklı değil gibi..
  • 13819
    haftanın istatistiklerine bakınca tuhafıma giden bir şey gördüm:

    şu entry en beğenilenler listesine girmiş (bkz: #3005854)
    şu entry de en ofsayt entryler listesine girmiş (bkz: #3005470)

    halbuki ikinci entryde hocamız fatih terim'e destek verilmiş iken ilkinde de eleştirilmiş ama oylama konusunda alışkın olduğumuzdan farklı bir senaryo gerçekleşmiş, sanki liste yerleri değişmiş gibi.

    anlatmaya çalıştığım şey, sözlükte farklı görüşleri paylaşan çok insan var, dönem dönem de herkesin fikri değişebiliyor bu örnekte de olduğu gibi.

    ama hiç değişmeyen bir şey var, o da içimizdeki dizginlenmeyen galatasaray sevdası.

    ciddi anlamda söylüyorum bu sözlükte yazmak için uzun süren çaylaklık dönemini beklemek, sürekli kurallara riayet etmek, öfkelense de nezaketini korumak falan kolay bir şey değil.
    bunca sabrı göstermek galatasaray'ı sevmeyen birisinin yapacağı şey olamaz asla.

    o yüzden ben bu sözlükte şahsi hakaret etmediği sürece kimseyle münakaşa yaşamıyorum çünkü biliyorum ki karşımdaki de benim gibi bu renklere gönül vermiş bir insan.
    hele moderatör arkadaşlara falan kızılmasına hepten üzülüyorum, yahu adamlar babasının hayrına bu işi yapıyor, hiçbir kâr amacı gütmemelerine rağmen mecburlar mı bizlerin kahrını çekmeye.

    sözlük, içerisindeki bu tüm farklı görüşteki yazarlarla çok daha güzel bence, kıymetini bilmemiz lazım.
    şahsen ben evlendiğim akşam dahil istisnasız her gün girip bakmışım, bakıyorum şuraya.
    öyle bir bağımlısı olmuşum, allah muhafaza yokluğunu tahayyül dahi edemiyorum.

    iyi ki varsın sözlük, emeği geçen tüm dostlara gönülden teşekkürler...
  • 13821
    bu aralar adını ''anti fatih terim sözlük'' olarak değiştirebilir. her girişimde alakalı alakasız hocaya sallamalar görüyorum. maç başlığında, hocanın başlığında, takımın başlığında eleştirileri anladık. eleştirilmesi de lazım zaten mevcut durumda fakat yakında paraguay 3. liginde oynanan maçtan sonra solda ''makasın açılması, fatih terim(17)'' gibi şeyler görürsek şaşırmayacağım.

    önceden şüphelenirdim fakat artık eminim. galatasaray'ın durumundan bağımsız fatih terim'i eleştirmek için sırada bekleyen çok fazla galatasaraylı var. fatih terim'in yaptıkları ortada olduğundan çok uzun süre meydan bulamıyor bu arkadaşlar kendilerine. bu aylarda çok fazla baş ağrıtıp, ilkbahara doğru ortadan kayboluyorlar genelde. sözlükte de var böyleleri. ne diyelim, allah onların yüzünü güldürmesin.

    https://galeri2.uludagsozluk.com/...tih-terim_493449.jpg
  • 13822
    az önce "kocaelispor - ankaragücü maçından sonra bile fatih terim eleştiriliyor" diye bir entry girdiğim, fakat niteliksiz bulunarak bu entrymin silindiği sözlük.

    buna karşı değilim, yönetici arkadaşlar bütün entrylerimi silse de ses çıkarmam. hepsi de sevdiğim abilerim, kardeşlerim, arkadaşlarım. iyi niyetlerinden de hiç şüphem yok.

    lakin, şu niteliksizlik konusunda takıntım var. on tane entry giren, onu da "fatih terim'le vedalaşılmalı", "emekli olma vakti geldi" tarzında olan yazar bile gördüm. takım iyi gittiğinde kaybolup, kötü gittiğinde kocaelispor - ankaragücü maçından sonra bile fatih terim'e giydiriyorlar. villareal çıktı, sivas'ı güle oynaya yendi, sivas azcık direnir gibi oldu diye "makas" üzerinden o maçtan sonra bile terim'e laf söylendi. aynı sivasspor gitti macabi tel aviv'e yenildi, makastan falan bahseden kalmadı, herkes sus pus. ki bana kalırsa "makasın açılması", başlığındaki entrylerin yarısından fazlası benim silinen entrymden daha niteliksiz.

    özetle, sözlük her müsabakadan sonra okunmaz hale geliyor. önceden sadece kaybedilen maçtan sonra böyleydi, fakat artık 0-0 biten lecce - cagliari maçından sonra bile ortalık yangın yerine dönüyor. sözlük deşarj yeri olarak kullanılıyor. yapacak ne var, ne düzeltir bilemiyorum.
  • 13823
    burada okuduklarimdan anladigim kadariyla yazarlarinin neredeyse hepsi yazili ve sosyal medyada galatasaray hakkinda teknik ve idari butun haberler arasinda neyin dogru neyin yanlis oldugunu bilen, kulupte gecmisten gunumuze yasanmis ve yasanmakta olan her turlu konuya birinci dereceden hakim insanlar.

    sozlukte bu tanima uymayan ben dahil toplam 7 yazar filan bulunuyor.

    edit: ornek de ekleyip biraz daha yazmak istedim konuyla ilgili.

    birisi yaziyor ki "x oyuncuyu fatih terim aldi" sonra bunun uzerine paragraflarca olumsuz elestiriyle devam ediyor.
    bir digeri "x oyuncuyu yonetim aldi" diye baslayarak yine paragraflarca olumsuz elestiriyle devam ediyor.

    "fatih terim'i yonetim gondermek istedi", devaminda bu cumleyi referans alan yine paragraflarca elestiri.
    "fatih terim istifa etmek istedi", yine ayni hikaye.

    uzar gider bu boyle. ve herkes de yazdiklarinda referans aldigi savini sanki o an orada ilgili kisilerle birlikte yasamiscasina inanarak yazip ustune kafa patlatiyor. ve yazilanlardan belli ki entry akarken bile stres seviyesi giderek artmis.

    arkadaslar haddim degil ama kendinizi bu kadar yok yere yormayin vallahi billahi yazik. zaten bir cogunuzun ulkemizde yasadigini varsayarsak stres seviyenizin halihazirda yuksek oldugu gercegi var. bir de siz kendi kendinize bunu amacsizca yukseltmeyin.

    doga kanunlari geregi bu sozlugun en az yuzden ellisinin yazdiklariyla galatasarayin gerceklerinin hic bir alakasi yok. hepiniz hakli olamazsiniz, uzgunum.
  • 13824
    oldukça anlaşılır, uzun ve detaylı anlatılmış olan, her yazarın üye olurken bu kuralları bildiğini taahhüt ettiği kurallar bütününe sahip sözlük.

    https://rerererarara.net/kullanim-kosullari

    bakın ne diyor:

    --- alıntı ---

    galatasaray sözlük'ü kullanıcı, üye veya yazar olarak kullanan kimseler sözlük kuralları'na uymakla yükümlüdür. kurallardan haberdar olmamak kuralların bağlayıcılığına engel teşkil etmez. herhangi bir hukukî uyuşmazlıkta söz konusu kurallar esas alınır.
    b) siteyi kullanan hangi sıfata sahip olursa olsun sözlük kurallarını kabul etmiş sayılır.

    --- alıntı ---

    yani 1. nesil, 2. nesil, 9. nesil, x. nesil de olsanız sözlüğe yazar olduysanız kuralları bildiğiniz kabul edilir. tabi ki buna entry kuralları da dahil. yani siz sözlük yazarlığınızın ilk günü girdiğiniz entryden de bugün girdiğiniz entryden de sorumlusunuz ve tüm entryleriniz kurallara uymak zorunda.

    ekşi sözlük deyince birçokları haklı olarak "ıyk, ööğğhh" tepkisi veriyor. neden olarak da yıllar içinde artan üye sayısı ve buna binaen kurallarda verilen taviz gösteriliyor.

    çelişki nerede, işte burada. galatasaray sözlük büyüdü, büyüyor. benim gibi sözlük formatı ile çok sonra tanışmış bir insan bile artık burada. peki ekşi sözlük gibi olmamak için ne yapmalı, herkesin söylediği sebebin önüne geçmek gerek. nedir o; tavizleri sınırlı tutmalı. peki ne oluyor, taviz verilmiyor diye gönüllü insanlara kızılıyor, hedef gösteriliyor.

    şimdi ben bugün kurallardan herhangi birine uymayan bir entry girsem moderasyon da neyse bir şey olmaz deyip taviz verse ne olur? ben o entryde yaptığım hatayı tekrarlarım. öyle bir zaman sonra da benim yaptığımın doğru olduğunu iddia eder, "eskiden silinmiyordu, pis moderasyon, tüü yazıklar olsun, gssözlük de ne bozdu yeav!" derim. insanoğlu böyledir.

    diyelim ki siz 2012 yılında kurallara uymayan bir entry girdiniz. o entry farkedilmedi veya farkedildi ve müsamaha gösterilerek silinmedi. iki sebepten olabilir; birincisi insan bu moderatörler gözden kaçabilir ve en önemlisi gönüllü yahu bu adamlar. ekmek kazandıkları bir işleri var, her detayı yakalamak zorundalar mı! ikincisi ise; yine insan yahu bu moderatörler, anlayış gösterebilir yani, hangi kurala ne kadar taviz verileceğini bilebilirler, demokles'in kılıcını taşımıyorlar ya!

    yıl oldu 2020... sözlük daha da büyüdü. yer yer sözlük gündeminde sözlüğün bozulduğu, eskisi gibi olmadığına dair entryler, başlıklar havada uçuşmaya başladı. ne yapmak gerek? bir toplumda düzeni sağlayan tek şeye başvurmak gerek, kurallar. velhasıl sizin 2020 de yazdığınız bir entryniz silindi. üzüldünüz, kızdınız, hırslandınız. aradınız taradınız birsürü örnek entry çıkardınız. "al bak silmemişsiniz işte, şu yazarınki duruyor, benim 2012 deki şu entrym duruyor. siz pissiniz, kakasınız, püüü size puanım 1!" demişsiniz.

    böyle bir durum yaşanmaması için ne yapmak gerek? sözlüğün ilk günü girilmiş olan entrynin bile kurallara tabi olduğunu hatırlamak gerek. her an silinebileceğini hatırlamak gerek.

    sevgili yazarlar, fi tarihinde yazmış olduğunuz entryniz dahi kurallara uygun olmak zorundadır. güzide sözlüğümüz diye başlayan entryleriniz ekşi sözlük gibi lağım çukuru sözlüğümüz diye başlamasın istiyorsanız; fi tarihindeki entrylerinizden dahi kendini sorumlu hisseden, vaktini ayırıp sözlüğün düzenini kaybetmemesi için çalışan insanların kıymetini biliniz. "rüyanda mı gördün!", "entry silmekle mi tatmin oluyorsun!" gibi ithamlar ne kadar üzücü, kırıcı.

    anlamadığım bir kural mı var? tekrar okuyorum kuralları, başlıklardaki entrylere bakıyorum örnek görmek için. yine de anlamazsam veya şüpheye düştüysem mesaj ile moderasyona soruyorum, kafalarını şişiriyorum. adamlar "kardeş sen bilmekle yükümlüsün, ben öğretmen miyim?" demiyor, uzun uzun mesajla anlatıyor. bu mesajlar esnasındaki cevaplarından da anlıyorum ki aslında bu adamlar elinden geldiğince sözlük düzenini bozmayan fakat herhangi bir kurala uymadığı için silinebilecek entrylere de yeri geliyor müsamaha gösterebiliyor. bunu da bence gayet iyi yapıyorlar, her kurala taviz yok mesela, sözlük düzeninin betonu olan kurallarda taviz yok. zaten sözlük kurallarına iyi kötü hakimseniz bu anlayışlı, yeri gelip okşayan yeri gelip haşlayan tavrı siz de farkedebilirsiniz.

    son söz olarak:
    evet burası bir deşarj merkezi, evet burası fikir paylaşım noktası, evet burası özgür bir ortam, evet burası arkadaşlıklara da imkan veren bir ortam ama unutmayınız sevgili yazarlar burası en önce bir sözlük. "sen tarih yaz, biz seni yazalım!" mottosunu uygulayan platform. bu sebeple ilk önceliği bu platformu ve bu mottoyu korumak olan ve buna göre hareket edenlere saygı duymak, onların işlerini kolaylaştırmak adına da kendi sorumluluklarımız hakkında oldukça bilgili olmak zorundayız.

    hiçbirimiz bir metin oktay değiliz ama onunla aynı takımı tutuyoruz, onu örnek gösteriyoruz. onun milyonları üzmemek için gösterdiği tavrı en azından şu sözlükte 3 5 satır entry yazarken gösterebilmemiz umuduyla!
  • 13825
    felaket tellalligi yapmak istemem ancak $öyle bir $ey var:

    https://rerererarara.net/...-gore-entry-dagilimi

    hagi*nin bir lafi var: ne zaman galatasaray iyi, ben de iyi. burdan yola çikarsak, ne zaman cimbom iyi, sözlük de iyi.

    halihazirda 150k entry girilmi$ bu yil. kasim ayi ortalamasi (geçen 12 yil baz alinarak) 14k ve aralik ayi ortalamasi 16k. sene sonu toplamda 180-190k entry'ye tekabul ediyor.

    15-16 sezonunda 180-190k civari entry girilmi$ ve o sezon 6. olmu$uz. bir sonraki sezon sözlükte yine bu civarda entry girilmi$ ve sezonu 4.lük ile tamamlami$iz.

    agzimi hayira, bi tarafima bayira açayim diyorum ama gidi$hat biraz da bu.

    not. evet iktisatçiyim. öte yandan yazar alimlari dikkate alinmami$tir.

    edit. araya 3 ay pandemi girdi, 90 gün mac olmadi diyenler var. haklilar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın