beni, özellikle sosyal hayatımda, bugün olduğum noktaya getiren biricik sözlük-ü sultani...
12 sene önce bugün yayın girmiş. 20. gününde falan tesadüfen görüp üye olmuşum. 32 yaşıma iki ay önce girdim, neredeyse ömrümün üçte birlik kısmında burası oldu. pek çok şey öğrendim, pek çok şey paylaştım. galatasaray'a dair, hayata dair çok fazla şey kattı bana.
bugün profesyonel olarak yaptığım iş dışındaki hayatımda çok belirleyici oldu burada yaza yaza geliştirdiğim kendimi ifade edebilme yeteneği ve olgunlaşan düşünce tarzı. gerçi sosyal medyanın gelişimiyle bu konuların günlük hayatta belirleyici olabilmesi de ayrı bir konu oldu. o da apayrı bir yazı konusu...
12 yıl önce okulu bitirme şansı her geçen gün azalan umutsuz bir vakaydım. şimdi artık otuzlu yaşlara girmiş, iyi kötü aldığı diplomayla bir etiket ünvan sahibi olmuş, ülke şartlarında sektörün en büyük işinde çalışıyoum. burda edindiğim yazabilme yeteneği ve düşünce şekli sayesinde sosyal hayatımda farklı ünvanlar elde edip saygınlık görüyorum. bir de son birkaç gündür kktc çapında "yerel covid vakası" olarak ayrıca bir ünlüyüm
*...
aşağı yukarı benzer yaş ortalamasında, aşağı yukarı benzer gaileleri olan ama tesadüfen bir araya gelmiş insanlardık burda. mezun olup iş hayatı denen koşturmacaya dalanlar bıraktı, evlenenler bıraktı, yaşlanıp sıkılanlar bıraktı, kırgınlık yaşayanlar bıraktı, ceza alanlar bıraktı...
biz hala buralarda yazıyoruz, yazmasak bile gayrı ihtiyarı girip bir bakıyoruz...
12 yıl önce heyecanlı bir taraftardım. kıbrıs'ta doğmuş büyümüş, 2 yıl önce türkiye'ye okul için gitmesinden sebep yeni yeni tek tük galatasaray'ı canlı izleyebilmiş, en alakasız branş maçına sabahın köründe gidip tribün yaptığını zanneden falan...
şimdi aşağı yukarı istanbuldaki bir tribün müdavimi kadar yaşayabiliyoruz. yaşamasak bile olayları bilebiliyoruz, bilgiye erişebiliyoruz. bir şekilde maça gitmeye karar verirsem 40 yıldır maça gidiyormuşuz gibi ağırlayacak onlarca dostum var burası sayesinde.
hayatımın her anında, aradaki kilometrelere aldırmadan var olan dostları saymıyorum bile...
galatasaray'a bir şekilde ulaşmak bir çocukluk hayaliydi. her çocuğun hayalidir gerçi bizim jenerasyonda. rüyanda galatasaray formasıyla maça çıkarsın, 30 metreden göğsünde yumuşatır kaleye vurur golü atarsın falan...
şimdi ama öyle ama böyle galatasaray adını temsil eden bir sözlüğün, ama öyle ama böyle ağır toplarından biri oldum. bunda sosyal medyanın hayatlarımızdaki yerinin gelişimi de etkili tabi ama; branştan bağımsız olarak bir galatasaray maçına gittiğimde sporcuların bana "bula bula bu maça mı geldin" takılacağını, antrenörün menajerin falan "oo hoşgeldin" diye sarılacağını falan rüyamda bile görsem inanmazdım...
çocukken rüyasında galatasaray formasıyla fener'e 30 metreden gol atan çocuklar için gerçek olmuş hayaller bunlar hep...
iyi ki sözlük var, iyi ki galatasaray var...
galatasaray'ım çok yaşa...
iyi ki doğdun sözlük...