• 9526
    hayır ne bekleniyor bu ortamda anlamıyorum.

    sözlüğe kayıt olurken kullanıcının hoşgörü seviyesi, empati yeteneği, saygı vs. gibi konularda bir anket yapılıp sonucuna göre üyeliğine karar veriliyordu da ben mi sistemin defosundan yararlanıp bu adımları es geçip üye oldum, durum öyleyse bilelim.

    her yeni kurulan oluşumu bir bebeğin doğumuna benzetebilirsiniz. her bebek masum, günahsız doğar; tıpkı bu sözlük gibi. sonra o bebek gerek ailesi, gerek çevresi, gerek hayata bakış açısıyla bir karakter geliştirir, iyisiyle kötüsüyle bir birey olur, öldüğü ana kadar da bu devam eder. bu sözlük de kuruldu, akabinde bünyesine aldığı yazarlar vasıtasıyla bir kimlik geliştirdi, o yazarlar etkileşimde bulundu, birbirlerinin hayata olan bakışını etkiledi, yazdığı yazıda kullandığı üslubu etkiledi, bu da sözlüğe etkide bulundu haliyle. bazı yazarlar gitti ama kah yazdıklarıyla kah olumlu-olumsuz diğer yazarla üzerinde bıraktıkları etkiyle aslında gitmedi. yeni yazarlar katıldı, süreç devam etti. ayrıca ülkenin içinde bulunduğu ortam olsun, yazarların özel hayatlarında yaşamış oldukları anlık veya daimi iniş-çıkışlar olsun, bunun gibi dış faktörler de sözlüğün yapısını etkiledi.

    yani ne diyorsun birader diyecekler için özet geçeyim, zamanla evrime uğramayan, kendini bozmayan tek bir oluşum yoktur dünyada, geçmişte böyleydi, şimdi böyle, gelecekte de böyle olacak. öyle olmasaydı herhangi bir şey kalıcı olabilirdi ki geçici olmayan tek bir şey yoktur.

    o yüzden bu ortamda ne yazık ki küfür de olur, nefret de olur, herşey de olur. olmamasını istiyorsanız düşünme kapasitesi olmayan, dış faktörlere kapalı, klonlarla dolu, tek tip yazarlardan oluşan bir yer bulmanız gerekir.
  • 9527
    işler kötü giderken sıkıcı bir kısır döngüye giriyor. algoritmasını çiziyorum şimdi, atladığım yer varsa mesaj atın.

    [biçim]

    kötü sonuç → takım ve maçın başlığında isyan → yarıştığımız takımların maçlarında rakipleri övme → rakipleri başlıklarında övme → rakiplerin iyi oynayan futbolcularını övme → rakiplerin iyi futbolcularını takıma
    kazandıranları övme
    → yönetim başlığında isyan → teknik direktörün başlığında isyan → kötü oynayan futbolcuların başlığında isyan → oynamayan futbolcuların başlığında isyan → suçu olmayan futbolcuların başlığında isyan ↓
    bir sonraki maçı bekleme ← kabulleniş ← eski yönetimlere dilenme ← eskiden iyi oynamış futbolcularımıza dilenme
    [/biçim]

    *

    isyan: dümdüz, okuyana hiçbir bakış açısı katmayan entry, vakit kaybı
    dilenme: dümdüz, okuyana hiçbir bakış açısı katmayan entry, vakit kaybı
  • 9528
    işler kötü giderken ne yapmam gerektiğini tam anlayamadığım sözlüğümüz. isyan etmeyip napayım? sabri'nin başlığına sayfalarca yazı mı yazayım? umut'un nasıl yararsız oldugunu mu anlatayım? anlattık be kardeşim defalarca anlattık dilimizde tüy bitti artık. burda yazdığımız şeylerin %90'ı kimsenin bir işine yaramıyor. geliyoruz anlık veya daha uzun dönemki fikirlerimizi yazıyoruz. milyonlara hitap ettiğimi düşünmüyorum açıkçası. cidden çok iyi yazılar da oluyor. 10 verip geçiyorum. günlerce sabah uyanıp vay be ne yazmış herif demiyorum. galatasaray'ı dedelerin, örümcek kafalı yönetici ve teknik direktörlerin, yeteneksiz-ukala-yeniçeri futbolcuların elinden kurtaran hep taraftarın isyanı olmuştur/olacaktır. isyan edin çocuklar isyan iyidir. eskiden doğru yapılmış veya şu an ezeli rakiplerinizin yaptığı doğru işleri övmekten çekinmeyin. insanları yukarı çeken rakipleridir. kendini zorlayacak rakibi olmayan yerlilerin halini görüyorsunuz. bizim millet rezilliği yüzüne vurulmadan kabullenmez rezil olduğunu. kafasına vura vura anlatana kadar devam.
  • 9530
    insanlar bi'şeyler anlatmak için küfür kullanmasa keşke ama ne yazık ki her zaman olduğu gibi kolay yolu tercih ediyoruz. yazarken, günlük hayatta konuştuğumuz dilden farklı bir dil kullanmıyoruz elbette ama o konuşmalar bir kaç veya toplu olarak yapılan sohbetlerde, aile veya arkadaş grubu arasındaki kişiler ile sınırlı kalıyor. ve haliyle söz uçuyor.

    aynı düşünceler, sözlük veya benzeri diğer sosyal platformlarda yazılınca durum tamamen değişiyor. her ne kadar söyledikleriniz aynı olsa da ortam farklılığı nedeni ile tamamen somut hale dönüşüyor. ulaştığı ve zaman içerisinde ulaşacağı kişi sayısı artıyor ve o zaman kullanılan üslüp önemli hale geliyor.

    bence asıl önemlisi, bi'şeyleri anlatmaya, açıklamaya veya yorumlamaya çalışırken bunu küfür kullanmadan yapabilmek. o nedenle bazı kelimelerin daha özenle seçilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. ha, öyle bir an olur, artık kaçınılmaz olmuştur ve ettiğin ağır söz yerine öyle bir oturur ki, ona bi'şey diyemezsin. zaten bu da ayrı bi'maharettir ama her iki kelimeden biri küfür olunca da cidden çekilmiyor.

    demem o ki, sosyal bir ortamdayız, bazı kurallar da var ama sadece kuralla, yasakla olabilecek şeyler değil bunlar. yazarken gösterilen özen kişinin yazdığına asıl değeri katar. zaten "doğal olarak" göstermemiz gereken bu özeni gösterebilirsek sorunların büyük kısmı da kendiliğinden çözülür.

    hasılı; sözlükte rahatsızlık veren ne varsa sorumlusu yine bizleriz.

    not : burada küfür veya hakaretten kasıt, herhangi bir kişi veya kuruluşu hedef alan sözler değil. zaten kimse o şekilde küfür veya hakaret edemez. gelgelelim; içinde gerek kişinin sadece kendisini bağlayan veya top, direk, zemin gibi nesnelere yönelik hakaret içeren bir entry'i de moderasyon istediği gibi silemez. varın gerisini siz düşünün.
  • 9538
    yazarlar fatih terim veya sözlük yazarlarının genel olarak hakkında olumsuz düşündüğü kişi veya kişiler ile ilgili olumlu entry girince ya da bu isimleri eleştiren yazarları eleştirince neden bu kadar aşırı tepki veriliyor anlamıyorum. provokasyona ben de karşıyım, formata aykırılığa da karşıyım. şimdi isim vermek istemiyorum ama bunun tersini yapan yani mesela hamza hamzaoğlu'na çılgınlar gibi sayıp söven onlarca entry görüyorum her gün. ama genel yönelim bu olduğu için sıkıntı yok sizin açınızdan herhalde. bence ya provokasyona komple kavram olarak karşı çıkın, ya da hiç karşı çıkmayın. yalnızca fikirlerinizin ötrüşmediği kişilerin yaptığı provokasyonları eleştirmek tutarsızlık olur. tekrarlamak istiyorum ısrarla. provokasyona ve karşı tarafı incitecek, kıracak, üzecek her şeye karşıyım. birbirimize saygı göstermek çok zor olmasa gerek.
  • 9539
    (bkz: #1865570)

    zamanında şunu yazdım ve elit olmakla vs. ile suçlandım. bu yazı da direktman ofsayta düştü. şimdi ise şikayet ettiğim seviyesizliği "burası böyle gardaş, işine gelirse" diye savunanlar tarafından eleştirilmekte olan sözlük. bu sözlükte 5 ay boyunca ve hala daha hamza hamzaoğlu'na hakaret edildi ve edilmeye devam ediyor. normal zamanda herkes memnun bu gidişattan fakat ne zaman ki bu durum yazarlarımızın sevdikleri kişilere dokunuyor, herkesin aklı başına o zaman geliyor. öyle iki yüzlü davranarak bir şey elde edemezsiniz arkadaşlarım. ya herkes kendine ve yazdıklarına çeki düzen verecek, ya da bir başkası gelip de istemediğiniz bir şekilde sol frame'i domine ettiği zaman gelip buraya ağlamayacaksınız. üçüncü bir yol yok ne yazık ki.
  • 9541
    yazarlarının birçoğu hıncını alacak yer aramaktadır. kim ne derse desin sağlam bir mahalle baskısı var burada. bir de troll, ergen, k o r k m a z falan dedikleri adamı umursayıp onlarca cevap entrysi giriyorlar. bildiğim kadarıyla troll dediğin adam siklenmez amk. troll çünkü. şu anki karmaşa "one" adlı yazarın "fatih terim hepinizden fazla galatasaraylıdır" demesiyle başladı. yav he he denilip geçilse birşey çıkmayacak bir entry sözlüğü şişirdi balona döndürdü. akşam eğlence mekanlarında mevzu çıkaracaksınız da burada prova mı yapıyorsunuz yoksa :(
  • 9542
    beşiktaş maçı sonrasındaki küfürler nedeniyle sözlükte yazmaya ara vermiştim. bu hafta başında çalıştığım kurumdan bir çalışma arkadaşımın 6 yaşında ki yeğeninin lösemi olduğunu ve acil kan ihtiyacı olduğunu öğrendiğimde sözlükten yardım istemek aklıma geldi ve sözlükten bir çağrı yaptım (bkz: #1873960). ayrıca harry kewell the wizard of the oz ve gs nickli moderatör arkadaşlara bu konuyu daha kapsamlı nasıl duyurabiliriz diye mesaj attım ve ne yazar arkadaşlardan ne de moderatörlerden hiç bir cevap alamadım. bir insana açık açık ana avrat küfür edip, üstüne bir çok yazar "az bile söylemiş" dediğinde sözlükte insaniyet baya azalmış diye düşünmüştüm, artık anladım ki hiç kalmamış...
  • 9544
    canı sıkılmış insanların(gündem yok ya), terim mi mancini mi diye karşılaştırıyor, sidik yarıştırıyorsunuz dimi? seversiniz sevmezsiniz fatih terim'in bu kulübe kattıklarını hafife alamazsınız. kırgınlık konusunda ben de çoğu galatasaraylı gibiyim. roberto mancini ise sevdiğimiz bir hocamızdır.

    bilemiyorum altan bunları tartışmanın şu anda bir manası var mıdır.
  • 9545
    engelle diye bir seçeneğe sahip sözlük.
    kapsamlı bir sonuca hemen ulaşamayabilirsiniz ancak zamanla inanın çok daha temiz bir yer oluyor; şiddetle tavsiye ederim.
    ne kendinizi ne de diğerlerini üzmeye gerek yok boş yere.
    keza yüce caesar'ın bellum gallicum'da söylediği gibi; fere libenter homines id quod volunt credunt.
    anlam olarak çevirirsek; insanlar, genel olarak, gerçeklerden ziyade inanmak istediklerine inanırlar.

    bu arada, herhangi bir explorer'dan m.rerererarara.net adresine girerek engelle seçeneğinin dayanılmaz hafifliğinden faydalanabiliyorsunuz.

    not: engellediğim yazarların mesajlarını hâlâ neden aldığımı bilemiyorum.
    bana mı özel, bunun da bir yöntemi var mıdır ayrıca bilemiyorum.
    o yüzden bu konuda beni aydınlatabilecek yazar kardeşlerime şimdiden teşekkür ederim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın