• 7601
    yazar olduğumu yeni öğrendiğim sözlük. sosyal medya'da çok aktiv olmama rağmen, "galatasaray sözlük" ayrı bir anlam taşıyor kalbimde, gönlümde! öğrendiğimde ilk tepkiye gelirsek, bir anda pete sampras nidalarında, sevinç yumruğu yaparken buldum kendimi. ama öyle normal bir sevinç yumruğu değil bu, grand slam'da, 5. sette..maç puanını çevirerek, maçı kazanmışçasına bir yumruktu bu. özetle, burada olmak güzel. galatasaray'la olmak hep özel.
  • 7602
    yazarlari arasinda dunyadaki en kutsal varliklardan birisi olan annelere edilen kufurleri piskin piskin savunanlar var. emre belozoglu da olsa aziz yildirim da olsa kufretme kardesim kufretme. baska sekilde sor hesabini, bu dusunce magduru musun ilk olarak kufretmeye basliyorsun?

    evet ben süt cocuguyum, ama senin de baskanin arkasindan ailesine kufur ettigine gore pek delikanli oldugun soylenemez.
  • 7603
    popescu4'un (ki kendisi kardesim olur ozmu oz kardesim olur) 2010 yilinin sonunda tanistirdigi ve o gun bugun en mutlu gunumde de en kotu gunumde de girip baktigim ama sandalyemden tebessumle ayrildigim lordlar diyari, mekan-i cennettir benim icin. amerika'da master yaptiktan sonra gectigimiz iki sene malezya'da calistim. saat farkinin turkiye'yle 7 olmasindan dolayi her maca uyanip izlememe ragmen mac sonrasi yorumlar, kader anlari, kimin ne yaptigi, 3 temmuz sureci ve yasanilan her olayi soluksuz hep burdaki yazar arkadaslarimizdan takip ettim. malezya'da bir allahin kulu yokken kafamda yarattigim parallel evrende burdaki yazarlari arkadas belleyip sanki her gun turkiye'de istanbuldaymiscasina kendimi tartismalarin, sevinclerin, huzunlerin, sitemlerin icinde buldum. psikolojik basta olmak uzere bir cok acidan beni burasi ayakta tuttu. simdi ulkeme daha yakin bir yerdeyim ve popescu4 kardesiminde yaninda. her mac beraberiz. yeri gogu inletiyoruz. onunda istegiyle yazar olmak icin buradayim. anlaticak cok anim, soyleyecek cok sozum var sozluk. sana borclu hisseden bu kisiyi kapidan cevirme. ama ne olursa da olsun iyiki varsin sozluk!
  • 7604
    hrant dink gezi olayları ve bunun gibi galatasaray ve sporla alakası olmayan bir çok olay hakkında giri yapılırken can kardeşimiz azerbaycanın bizi de ilgilendiren bir katliama maruz kalmasını anlattığımız başlığı sporla ve gs ile alakalı bulmayıp silen zihniyete sahip oluşum. çifte standardın ağa babasını yapmak bu değil de nedir? tribünde siyaset sporda siyaset istemeyip de her gün bunu yapan sizler değil misiniz? lütfen yanlı yönetmekten yanlı düşünmekten vazgeçin. siyaha siyah beyaza beyaz demesini bilin. en büyük erdem budur.
  • 7605
    zar zor zaptedilen sikitutmakus hastalığı yine azmaya başlayan canım sözlük.

    ek bilgi: halk arasında "mis gibi sözlüğün anasını bellediniz" olarak da anılan sikitutmakus hastalığı; sanal ortamdaki sözlük formatlı sitelerde görünen bir rahatsızlıktır. en basit haliyle kimi sözlüklerde hayati öneme sahip olan konu sınırlamasının aşırı zorlama sonucu iltihaplanarak çalışamaz hale gelmesi olarak açıklanabilir. ileri safhalarda bütün sözlüğü sarıp sarmalayan bu illet gerekli müdahale yapılmazsa ağır koma hatta ölüm hallerine sebep olabilmektedir.

    aman dikkat...
  • 7608
    bünyesindeki yazarların %30'u-%35'i çok kaliteli insanlar. belagatları geniş, futbol bilgileri yüksek, mizahtan anlayan, kültürlü insanlar. fakat geri kalan geniş kesim vasat bile değil ne yazık ki. ben henüz yazar değilken; bu oran %70'e %30 gibiydi. şimdi ne kadar cahil, internet bitirimi, sığ adam var; buraya doluştu, iyi olmadı. yine de dilimiz döndüğünce laf anlatmaya çalışıyoruz, belki dışarıdan oyuncu transfer etmeden kendi alt yapımızdan oyuncu çıkartırız diye ama, heyhat!

    naçizane tavsiyelerim;

    -daha çok maç izleyin.
    -daha çok kitap okuyun.
    -futbolun kazanmaktan ibaret olmadığını kafanıza vura vura kendinize öğretin.
    -daha anlayışlı ve diyaloğa açık olmayı deneyin.
    -kişi kendini bilir. bu yazılanların muhattabı iseniz; lütfen üstünüze alının.
  • 7609
    selçuk inan konusunda tam bir kuzey kore sendromu yaşayan sözlük.

    aykırı ses çıkaran yok, çıkaranı zaten asacaklar. böyle içlerine kapanmışlar, zerre eleştiri yok aman laf gelmesin...

    yazar olmadan buraları okuyordum, aman allahım!!! adam resmen selçuk inan'ın kölesi gibi entry giriyor, kötü mü oynadı, eleştirirken bile defalarca övüyor, kötü mü oynadı başkaları da kötüleniyor. 35 maç kötü oynayınca ses yokken sadece bir pas attı diye geri döndü nidaları atılıyor.

    tam bir kuzey kore. tek bir kişi bile çıkıp da aga bu nedir demedi koca süreçte. herkes mi aynı olur? herkes mi aynı düşünür? korkmayın abi, galatasaray tarihine ne insanlar geldi geçti, aslolan galatasaray'dır, selçuk değil.

    görün gerçekleri.
  • 7610
    galatasaray futbol takımının kaptanının karakterine laf atan, onu ağzına dolayan yazarımsıları ne zaman sözlükten uzaklaştıracaklarını merak ettiğim yöneticilere, moderatörlere sahip sözlük.

    buradaki galatasaraylıların sabrını mı ölçmeye çalışıyorlar acaba?

    "ortaya beyinsiz bir troll atalım, bakalım ne kadar katlanacaklar."
  • 7614
    emre çolaklar, aydın yılmazlar yerden yere vurulurken sebebi de sırf hiçbir zaman iyi oynayamadıkları için, süreklilikleri olmadıkları için her türlü eleştiriyi, hakareti alabilirken sırf oynadığı tek sezon attığı frikikler uğruna selçuk inan'ın koruması ya da ahlak bekçisi konumuna geçen yazarlara sahip sözlük.

    emre çolak'ın, eray işcan'ın suçu iyi dönem geçirmemiş olmaları mı?
    sabri mesela, dikiş tutturamadığı için hakaret, ağır eleştiri alma hakkına mı sahip oluyor?
    ya da burada sevgi seli sunup tv başında küfür etmeler, çelişki değil mi?

    bu kişilerde hepiniz hemfikirsiniz, çünkü hepiniz aynı şeyi düşünüyorsunuz, karşı çıkanınız yok, ne yaptığınızı bilmiyorsunuz ama iş damarınıza basmaya gelince?

    selçuk inan'ın galatasaray kaptanı olması zerre umrumda değil, aslolan galatasaray'dır. futbolcular gelip geçicidir. efsane olanların ise yeri ve yaptıkları bellidir. 5 frikik attı diye kimse efsane olamaz bu camiada.
  • 7619
    kendisini sözlüğün babası sanan, sahibi, kurucusu, ahlak bekçisi, en iyi yazarı, her şeyi en iyi ben bilirim tribinde gezen yazarları barındıran sözlük.

    yahu siz kimsiniz de sözlükte yazan, emek veren, aynı takıma gönül vermiş ve hiç tanımadığın birisinin niyet sorgulamasını yapıp troll diyebiliyorsunuz?

    kimsiniz abi siz?
    seninle aynı şeyi eleştirip aynı şeyi mi övmeliyim?
    sabri'yi 24 saat eleştirsem sesiniz çıkmaz ama.
    ben görüşümü belirtirim ancak kimseyi sen trollsün, niye böyle düşünüyorsun, defol git, böyle düşünmek zorundasın yoksa yerin yok demem. işte benim sizlerden ayrılan noktam bu ya da ben gibilerin.

    sonuçta futbol bu, spor bu. hayatımız geçiyor galatasaray ile belki ama burada bir insana sırf görüşünden dolayı hakaret edemem ya da bir platformdan kovamam.

    sizler kendinizi nedense bambaşka yerlere koyuyorsunuz. kırmızı çizgilerinize dokununca çıldırıyorsunuz halbuki hayatta farklı şeyler de mevcut.

    galatasaray sözlüğün bir an önce kendisini buranın kralı sanan kişilerden kurtulması gerekiyor.
  • 7623
    bünyesinde çok fantastik yazarlar barındırır.

    mesela herkesin aynı düşünce yapısında olduğunu söyleyip farklı düşüncelerde fikir beyan edilmesini isteyen yazarlar çıkabilir. ama aynı yazarlar herkesin olmasa bile bir kesimin kendi gibi düşünmesini ister.

    eleştirin derler. eleştiriyorum işte. mesela “muslera karşı karşıya poziyonlarda çok başarılı bir kaleci” bir eleştiridir. aynı şekilde “bana göre muslera'nın yan toplardaki zaafiyeti üzerinde durması gerekir” de bir eleştiridir.

    şimdi sen bunlara katılmayabilirsin. ama bu bir eleştiridir. bir kişiyi eleştirmek sadece kötü yönlerinin üzerine durmak demek değildirki.

    eleştiri salt yanlışlardan ibaret değildir.

    doğru ve yanlış...

    doğru veya yanlış...

    yönler...

    ayrılmaz...

    sitem edersin de doğru sitem edersin. “la” dersin, “bu adamlar hakkında hep iyi konuşuyorlar hiç mi kötü özelliği yok bunun”. e vaaar.

    eleştirin, evet çok güzel bir şeydir bu, değil mi? tabii ki. ama eleştiri sonucunda karşı eleştiriye de açık olmak gerekir. senin gözlemlerin üzerine yaptığın bir eleştirini beğenmeyen biri “bu arkadaşın gözlem yeteneği zayıf” diyebilir. mesela sen dersin “bundan futbolcu olmaz olsa olsa balon olur”. eee biri de çıkar sana “bundan yazar falan olmaz olsa olsa tırol olur” der. eden bulur, bulmayadabilir.

    haa, tamamen başka biri de çıkıp “adama bak ne konulara değinmiş, şerefsizim benim aklıma gelmişti” de diyebilir aynı konu üzerine.

    derler yani.

    belli olmaz bu işler.

    beklentin ne? sen ondan haber et. önce bir bunun üzerine kafa yormak gerekir.

    “herkes benim düşündüğüm gibi düşünsün” mantığı mı?
    “neden hiç kimse benim gördüğümü görmüyor” sorusunun cevabı mı?
    “ben gördüğümü ifade ederim, insanlar ister katılır ister katılmaz” mantığı mı?

    uzar gider tabii bu liste.

    aramızda “herkes aynı şeyi yazıyor” diye isyan edenler olabilir. mesela sokağa çıkıp yüz kişiye sorsan “galatasaray'daki en iyi yerli oyuncu kim sana göre” desen doksan dokuzu -hadi senin güzel hatrına doksanı “selçuk inan” der. derler yani. ya da “türkiye ligindeki türk orta sahalar içinde en iyisi kim” diye sorsan aynı kişilere; emre belözoğlu demezler heralde ya da mehmet topal. veli kavlak derler mi? sanmam.

    sorsan “niye bu adam” diye, belki bir şey diyemez bir çoğu. belki çok yanlış argümanlar üzerinden gelirler, belki tek bir argümanla göklere çıkarırlar. elden ne gelir?

    herkes aynı düşünüyor. ee napayım yani benden farklı düşünüyorlarsa. dur, ben beğenmediğim, zayıf olduğunu düşündüğüm yönlerini belirteyim o zaman. ben bunun için varım zaten. hodri meydan! sonra o doksan kişi beni eleştiriyor, on kişide sesini çıkarmıyor. olsun, ben bildiğimi/gördüğümü yazayım da, belki benim gördüklerimi başkaları da görür.

    durum bundan ibaret, değil mi?

    hiç kimse dört dörtlük değildir ki zaten.

    var mı dört dörtlük olan biri eleştiremeyesin ya da tamemen niteliksiz biri? farklı bir bakış açısına göre iyi olan bir özellik başka bir bakış açısına göre iyi değildir. bir sürü etken var bu hususda.

    fikrini empoze ettirmeye çalışmak da çok egzotik bir davranış tabii.

    çoğu kişi bunu bilmeyerek yapar, bazıları alttan alttan, böyle çaktırmadan yapar. çaktırmadan yapandan korkacaksın, bak. çok anasının gözü olur bunlar.

    ha bunu bilebilir misin? ben bilemem, aramızda müneccim olan varsa, belki. ama bir çıkarımda bulunabilirim. mesela farklı farklı yerlerde gözüme gözüme aynı şeylerin farklı versiyonlarını sokuyorsan, burada bir şey aranır.

    sen bildiğin gibi eleştir ama başkalarının senin görüşlerine illaki katılmasını bekleme. eleştirini/fikrini empoze etmek için yüz farklı argümanı evirip çevirip yüz farklı yerde gözüme sokma. absürd oluyor.

    sonra linç ediliyorsun, dışlanıyorsun.

    sen eleştir geç, sonra “ben demiştim” dersin.

    tabii tüm bunlar bir “bana göre” tagının altında yer almalıydı -ki orası ayrı hikaye.

    bir ayrı hikaye de; muslera'nın kusuru mu olur lan, olsa bile hasır altı ederim. * (bkz: #1905)
App Store'dan indirin Google Play'den alın