inanılan ve bizi içten içe bitiren en saçma olgudur.
bu acizliğin, güçsüzlüğün, fakirliğin simgesidir. bir ruha inanmak. işte
galatasaray ruhu gibi. azmin, inancın, zaferin karşılığı değildir bu yalnız. onun karşılığı
mücadele olabilir.
bir takım düşünün avrupada almadık kupa bırakmamış, mesela
real madrid, mesela
barcelona, mesela
milan vs. bunların oyuncuları ve yöneticileri hatta taraftarlarının yazılarından, ağızlarından hiç
real madrid ruhu dendiğini duymadım. duyan varsa aydınlatsın.
elinizde güç yoksa, bunu futbola yorarsak eğer para, kaliteli futbolcu, derin güçler vs yoksa ruh demeniz çok normaldir. yıllarca da böyle kandırılırız. işte galatasaray ruhu kazandırdı vs diye. hayır kardeşim bu iş şans işi olur, bir birlik işi olur, mücadele işi olur, azim işi olur ama ruhla bi alakası yoktur. eğer ruh dersen orada kendine inancın yoktur.
mourinho çıkıp manchester ruhu bunu gerektirir der mi ? demez. adam ben en iyisiyim, aldığım adamlar en iyisi diyorsa ruha niye ihtiyaç duysun ki ? bu güçsüzün işidir.
o yüzden şu galatasaray ruhunu geriye bırakıp terimsporluk yapmayı keselim.
buradan metin oktayların, baba gündüzlerin, bülent korkmazların yaptıkları işe laf etmiyorum. onlar amatör ruhla bu takımı seviyorlardı ve yaptıkları işi en iyi şekilde yapıyorlardı. yani onlarında yaptıkları benim dediğim yola geliyor.
90 da kafayla gol atıp takımının kupayı kazanmasına en büyük etken olan sergio ramos, maçtan sonra real ruhu işte bu, maçı bırakmadık demiyorsa acizliği bir kenara bırakıp 21.yy a uygun taktik, mental ve oyuncu anlamında bir bütünü oluşturalım.