yıllardır bir avuç insanın dile getirip "sizin zevkiniz yüzünden kulüp iflas mı etsin" suçlamasıyla karşılaştığı şeyleri, basit ama doğru adımlarla gayet de kulübü batırmadan hayata geçirmiş olan ortaklık. bir önceki sezon ligin bitimine 40 dakika kala sidik zoruyla kümede kalan takım, bir sezon sonra hem de "kabız" geçirip eleştirileri topladığı bir periyoda rağmen normal sezonu 3. sırada bitirdi. efes ve fenerbahçe gibi iki tane a lisans euroleague takımının bulunduğu bir ligde "kalan ligin şampiyonluğu" gibi bir şey bu. muhtemelen geçen sezonki kadar bir bütçeyle, hatta sponsorluk geliri ve bazı leş yiyicilerin geçmişte kulübe fatura ettiği zevk-ü sefa giderlerinin yok olmasını da göz önünde bulundurursak kulübün genel bütçesine çok daha az külfette bulunarak.
erden timur bütün kariyerini var olanı paylaşmak üzerine kurmuş bir adam zaten. bir takıma sponsor olmak onun kariyerinde yaptığı işlerle, şirketinin misyonuyla paralel giden bir olay. kaldı ki ne kadar büyük galatasaraylı olduğu daha önceleri de yaptıklarıyla kamuoyunun gündemine gelmiş bir gerçek.
turgay zeytingöz desen, benim 20 yıla yaklaşan galatasaray basketbol taraftarlığı geçmişimde takımın eski oyuncusu, birinin devre arkadaşı, eşinin kahve arkadaşı, eşi/dostu/metresi olduğu için değil de iş yapsın diye bilerek transfer edilmiş belki de ilk menajer. galatasaray'ın amatör şubelerindeki en kronik problem genel menajerlik gibi hayati mevkilerin genelde peşkeş çekilen kadrolar olarak ziyan edilmesidir. turgay bey bu konuda galatasaray'ın bir tabusunun yıkıldığı bir tercih olmasına ek olarak, bandırma banvit ile yıllardır rüştünü ispat etmiş bir isim.
idari menajer olarak kadroda yer alan
kerem tunçeri de her ne kadar kontenjan bir isim olsa da olabildiğine doğru bir tercih. sportif kariyer desen var. idari kariyer desen federasyonda iyi kötü bir mesaisi var. üstelik, en azından başka galatasaray menajerleri gibi, sabah 6'da uçağı olan kafileyi akşam 6'da havaalanına götürmek gibi sükseli başarıları da yok. ilaveten "haluk abi'nin oğlu" title'ı ve yeterince uzakta olan galatasaray geçmişi ile kulübün şubelere çöken akbaba tayfası ile mesafeli bir köprü görevi görmek için biçilmiş kaftan.
bir tek biraz çapkınlığı var ama hem o kadar kusur kadı kızında da olur, hem de saha içine yansıtmadıktan sonra ilgi alanımıza girmez pek...
2021 yazında görevi devreden yönetimin son dakika imza attırdığı isimlerden biriydi ekrem memnun. her ne kadar eleştiri konusu olsa da, bu sebepten sezona hoca ile başlanması hatta devam edilmesi konusunda da bu ekibi suçlamak bazı gerçekleri ıskalamak olur. oyuncu tercihleri konusunda ne kadarının bu ekibin insiyatifi, ne kadarının ekrem hoca'nın isteği olduğu hakkında net konuşmak ise yalan olur.
yine de sezon dalgalı giderken, 23 maçta 11 mağlubiyetle hem eleştirilerin doruğa çıktığı, hem de "playoff'u kaçırıyor muyuz" noktasına geldiğimiz dönemde koç değişikliği yapıldı.
andreas pistiolis hamlesi hem zamanlama hem de tercih olarak ne kadar doğru olduğunu zaman içinde gösterdi. son 7 maçta alınan 7 galibiyet, oynanan basketbol, koçun taraftarda yarattığı ilk izlenim derken gitti denilen sezon çok güzel bir şekilde bitti. hem bu yapının devamı için yeterli kamuoyu desteğini oluşturacak bir hava oluştu, hem gelecek sezonlar için az biraz umut kırıntıları serpildi, hem de sportif anlamda kulüp genelinde sönük geçen sezondan geriye taraftar hafızamızda bir tat kalmış oldu.
nitekim
14 mayıs 2022 galatasaray bahçeşehir koleji basketbol maçı neredeyse kapalı gişe tribünler önünde oynandı. yarı finale çıkmamız halinde anadolu efes canavarına toslayacak olsak da taraftarın en azından bir maça daha bu kadar kalabalık geleceği bir seri oynayacağımız şimdiden kesin gibi. bütün bunlar galatasaray basketboluna yıllarını vermiş kimseler için çok heyecan verici şeyler...
tabi ki galatasaray amatör branşlarının bir gerçeği olarak, asıl savaş sezon bitiminde başlayacak yine. bu doğru formülün ve tıkır tıkır işleyen ortaklığın bozulmaması için kamuoyunun ciddi şekilde mesai vermesi gerekiyor. çünkü galatasaray'ın "liseci" tayfası böyle işleri, kendilerinin yiyeceği kıyakları engellediği için pek sevmez. amatör şubeler genelde birilerinin deplasman deplasman gezip güzel de bir maaşı cebe atıp sosyal yaşantısına devam ettiği fırsat alanlarıdır bu insanlar için. arada bir işler hakikaten kötü gidip de cemiyet hayatında dalga geçilmeler artınca bir şekilde işleri toparlayacak birilerine "seve seve" emanet edilip geri plana çekilirler. şimdiki gibi yeniden konuşulur hale gelince de pençelerini geçirip bir koltuk kapabilmek için, çalışır düzeni bozmak pahasına kavgaya tutuşurlar.
hepsinden önce, eğer yapılabilirse, 2022 yazında bir başkanlık seçimi yapılacak. burak elmas'ın yaptığı gibi seçimde oy karşılığı farklı kesimlerle pazarlığa oturacak bir başkan adayının en büyük kozlarından biri amatör şubelerden janjanlı bir koltuk ve hatırı sayılır bir maaş olacaktır. nitekim erden timur da böyle gönül rahatlığıyla sponsor olabileceği bir yapıyı bir seçim pazarlığı olarak burak elmas'tan almıştır.
cümlede bir yanlışlık yok, galatasaray'a sponsor olabilmek için böyle ikna turlarına girmek gerekiyor. çünkü doğru düzgün sponsorlu bir yapı galatasaray'ın yönetiminde söz sahibi olan kimselerin çıkarlarına ters...
kadın basketbol şubesi de galatasaray nef uğruna feda edilmiş oldu bir nevi. takıma yıllarını vermiş olan müge erdem altyapıya sürgün edildi, geçen sezon tüm takıma kendini sevdirmiş olan alper okumuş aniden görevden alındı. burak elmas'ın yönetim kurulundan iki yöneticisi ve camianın ağır toplarından bir ablamız keyfine göre at koştursun diye takımın tüm yapısıyla hunharca oynandı.
umarım 2022-2023 sezonunda da, hatta ilerleyen yıllarda da galatasaray nef birlikteliği devam eder. böyle saçma sapan şeylerle uğraşılmak zorunda kalmaz. hatta hem kadın basketbolda, hem diğer şubeler bu tarz birliktelikler ile hak ettikleri seviyeye çıkarılabilirler...