• 1
    galatasaray taraftarinin, galatasaray takiminin yaptigi yatirim olan futbolcularin degerlerini, hele ki bazilari (feghouli, belhanda, diagne uclusu) 10 milyon euro'yu geciyor, dusurmeye yonelik
    "uce bese bakmadan satalim"
    "bedavaya verelim"

    tarzi igrenc, bir ise yaramayan, mantiksiz, ticaretten anlamayan tarzdaki yorumlarin yapildigi linctir. neredeyse varolusundan beri yazarligini yaptigim sozlugu birakmayi dusunmemin ana sebebidir.

    arkadaslar, siz bir futbolcuyu begenmeyebilirsiniz, ustune fikrinizi her ne kadar olmasa da butun dunya ile paylasmaya deger gorebilirsiniz, fakat sizin bu yaptiginiz sacma sapan lincin tek kazandirdigi sey, galatasaray'in yaptigi yatirimlarin altini oymak oluyor. bu durumdan siz egonuzu tatmin ederken, galatasaray zararli cikiyor. karar verin, hakli cikmanizin ego tatmini mi daha degerli, yoksa galatasaray sevginiz mi? eger birincisi ise, bence siz galatasaray taraftari olmamalisiniz.

    osmanli donemi fetret devri ve 1. dunya savasi sonrasi kriz doneminden sonra turk milleti ilk defa bu kadar buyuk bir krizde ve ekonomik olarak tum klupler cokuyor. bu bir sure daha devam edecek (tahminen 3 yil daha en az). bu durumda galatasaray'in yatirim yaptigi ve karsiliginda bir seyler elde edebilecegi her varlik cok onemlidir, bu futbolcu olur, teknik ekipten biri olur, tasinmaz olur. bunlardan gelir elde edebiliyorsak etmemiz sart oglu sart.

    bunlari anlayamadan hala belirli bir yatirim yapilmis futbolcuyu neredeyse bedavaya gondermek istemek bana gore gerzekligin daniskasi. diyeceksiniz ben buraya yazsam ne farkediyor, soyle cevap vereyim, falcao'yu, diagne'yi sosyal medya getirdi. bir sonraki turkiye secimlerinde iktidar degistigi zaman bunun 1. nedeni sosyal medya oldugunda bu basligi hatirlarsiniz belki.
  • 4
    sadece jimmy durmaz'a değil, son on yılda en az yirmi futbolcuyu yaptık bunu.
    doyumsuz, hiçbir şeyi beğenmeyen şımarık ve hazıra konmuş taraftar modeli sağladı bunu.

    hadi diyelim alırken zarar ediyoruz, işte bu zihniyet yüzünden satarken de zarar ediyoruz.

    gidip yabancı forumlara, twitter'a alın bu işe yaramazı demek nedir ya hu?
    sen galatasaraylıyım diyorsun ve galatasaray futbolcusuna bunu yapıyorsun!
    düpedüz delilik...
  • 5
    jimmy durmaz üzerinden tartışılması hayli komik olan bir konu. jimmy zaten bedava gelmiş, galatasaray futbol takımı için asgari sayılacak bir ücrete yedek bekleyen bir adam. jimmy’ye biz bir yatırım yapmadık, ya da dişe dokunur bir maaş vermiyoruz ki. mevcut maaşıyla rahatlıkla elden çıkarabileceğimiz gibi, kendisine herhangi bir kulübün öyle 2 milyon euro falan ödeyip alma ihtimali iyi performans gösterse dahi yok.

    burada asıl husus belhanda gibi, feghouli gibi ciddi yatırım yaptığımız oyuncuların üzerine para verilerek gönderilmesi gerektiğinin savunulması. belhanda bugün maaşta anlaşsın avrupa’dan(bakın arabistan demiyorum) belhanda’ya 5 milyon euro verecek en az 5-6 takım çıkar. onlar için artık çerez parası bu para çünkü. ama sözlükte üstüne para verip gönderelim diyenler var. değersizleştirme budur işte. jimmy, şener falan bu adamlara ne ödedik, ne değerleri var, bugün serbest kalsalar zararımız ne olacak da değersizleştirelim? ama belhanda’yı bugün 5 e satsak bile 5 milyon zararımız var belhanda’dan.
  • 6
    başlık ile değil de içeriği itibariye sıkıntılar taşıyan tespit.

    öncelikle kımse kimsenin yorumuna iğrenç vs diyemez hele hele herkesin galatasaray gönüllüsü olduğu bu platformda.
    tespit yaparken daha aklı selim davranmakta fayda var.

    gelelim yorumlara.

    insanlar fikirlerini özgürce ifade etmelidir örneğin ben belhanda nin üçe beşe bakmadan elden çıkarılması gerektiğini düşünebilirim. o futbolcu ile ilgilenen kulüp buraya bakıp, gs forumlarında çok sevilmiyor bedava alırız yorumu mu yapıyor sanki. sen kulüp olarak oyuncunu degersızlestırme. ederinden fazla ödeme vs.

    ayrıca her para ödenen oyuncu parayla gidecek diye birşey yok. stop loss denen global finansal bir kavram var, sana zararı olmaya başladıysa elden çıkarırsın, bu her yatırım için geçerlidir.

    son olarak, genel olarak klüp düzeyinde oyuncularımızı uygun paralara satamadığımız konusunda hem fikirim ama o da daha ziyade kulübün daha iyi yönetmesi gereken bir nokta.
  • 7
    ekonomiyle arası pek iyi olmayan arkadaşların var olduğuna inandıkları linçtir. açıklayayım...

    arz talep eğrisinde, eğer arz talepten yukarda ise malın değerini alıcı belirler. yani eğer elinizde bir futbolcu varsa ve bu futbolcuya benzer farklı oyuncular dünyada yer alıyorsa siz 75 milyon da isteseniz oyuncunun ederi üzerinde bir söz hakkınız olmaz. eğer talep ettiğiniz bedel alıcı tarafından ödenmiyorsa siz de oyuncuyu elinizde tutarsınız.

    bir maldan (futbolcu) kazanç sağlamak için önce uygun fiyata almak zorundasınız. bitti. lamı cimi yok. eğer bir oyuncuyu alırken zarar ediyorsanız hiiiç mızıklamayacaksınız

    gelelim "linç edilen futbolculara"
    - feghouli'ye futbol kariyeri boyunca bonservis ücreti ödeyen tek takım galatasaray. önceki 2 transferi de bonservis ücreti ödenmden gerçekleştirilmiş. yani alıcı kulüpler oyuncunun iyi olduğunu düşünseler de satıcı takımın belirlediği rakama yükselmek istemiyorlar.
    - belhanda kiev'den galatasaray'a transfer olmadan önce 2 (iki) kez kiralandı. kiev belhanda'yı kadroda tutmak istemediği için 2 sene üst üste kiraladı ve biz aldık. kiev'in satmak isteyip satamadığı, galatasaray'a geldikten sonra performansı mütemadiyen düşen belhanda'dan zarar etmemiz gibi bir durum söz konusu olabilir mi?
    - cagne... ehm. çok bir şey yazmaya gerek yok.

    örnekleri uzatabiliriz. ama ana fikir asla değişmeyecek. zarar etmek istemiyorsanız hesabı alırken yapacaksınız. satarken değil.
  • 8
    doğrudan taraftara ya da sözlük kullanıcılarına mal edilmesi doğru olmayan, türk insanının internet kullanımı ve internetteki türk kullanıcı profilinin bir yansıması olan linç. aslında anlatılmaya çalıştığından çok daha geniş kapsamlı ve binbir türlü varyetesi olan garip bir durumdur. tepkiyle fikir karışır, fikirle tepki karışır, "osuruk" bir ifade çok büyük destek görebilir, "aklın yolu bir" dedirtecek bir söylem tepki çekebilir.

    bu bakımdan son derece garip, kendi içinde binbir türlü matematiği olan, kestirilmesi de kısa vadede önlenmesi de aynı oranda imkansız görünen bir garip olaydır. bunun bazen kendisi ortalığa hüküm sürer, bazen etkiye tepki reaksiyonları.

    ortaya genellikle sadece bomboş muhabbetler, internet veritabanına bindirilmiş yükler kalır...
  • 9
    gayet de olan bir gerçeklik. oyuncuyu ederinden pahaliya alma hatası yapılmış olabilir. ama satış sırasında oyuncu hakkında "çöp, beleşe gönderelim, iki kuruş veren varsa hemen verelim gitsin" yazmak ilk basta kulübu seyirci tarafindan baskı altina almak oluyor. bunu oyuncuya ilgili olan kulüpler de farkediyor ve o baskıyı kendi avantajlarina çevirmeye çalışıyorlar.
    ffp gibi bir kural bize "sadece satış yapıp alım yapabilirsin" buyuruyor. yani ne kadar değerli sattın, o kadar paran olacak.

    bu dönemde sakin kalmak şart. fb taraftarı, bjk taraftari bu konuda bizden daha basarili. h.a.k için kimse oyuncuyu yerin dibine sokacak yorum yapti mi? herkes "gittmesi iyi olur ama kalabilirdi de" vs gibi yorumlarda bulundu. ya da rodriguez için çöp vs yazıyorlar mi? görmüyorum pek.
    galatasaray'a yakıştıramıyorum. bunun sebeplerinden birini ise 2000 yılından sonra futbol izlemeye başlamış bizden genç jenerasyonun bir efsane olarak gördükleri avrupa başarısına şahit olma ihtiyaci olarak görüyorum.
  • 10
    hakkinda ekonomik terimlerle cevap gelen linc, hatta ekonomiden anlamiyormusuz. asil sorun, finansal fair play ile birlikte futbol ekonomisinin standart sirket ekonomisinden farklilasmasi ve bunu anlayamayip, futbol ekonomisine standart ekonomik cevaplar veren ekonomik bilgisi "yuksek" taraftarlar.

    bu ekonomik terimlerle gelen arkadaslara finansal fair play gercegini hatirlatmak istiyorum. su an yapabilecegin yeni yatirimlarin tek finansmani su andaki elindeki varliklar ise, nasil oluyor da bu varliklarin degerlerinin dusurulmesi kabul edilebiliyor, bunu anlayamiyorum.

    yani sokaktaki adamin diliyle cevap verelim, sen bu adamlari satmadan (ya da gelecegini satmadan), takimin ihtiyaci olan transferi yapabiliyor musun? hayir.

    normal bir sirkette, zarar edilirse kanayan kol kesilir, bu dogrudur ve ekonomik terimlerel aciklanabilir ama galatasaray'ini icinde bulundugu durum normal sirketlerin ekonomik krizinde yapacagi bir sey degil cunku diger finans kaynaklarin takimin ana iskeletini olusturan ve 1-2 sene icinde degerini katlayabilecek oyuncular. bunlari simdi satmak yerine, zarar edilse de eldeki daha az degerli varliklari minimum zararla satmak ekonomik olarak daha akil karidir.
  • 11
    her gün yeni bir kategorilendirme icat etme ihtiyacının son halkası.

    iyi oyuncu iyidir, kötü oyuncu kötüdür. bunların aksini iddia etmenin anlamı var mıdır? kişiden kişiye değişir. ama çoğunluk belirler genel kanıyı zaten.

    asıl soru kötü oyuncuyu takımda tutmak ya da transfer etmektir.

    burada insanlara terimsporlu diyen var, cengiz yönetiminden nemalananlar diyen gördüm, anti-ardacı buldunuz, z kuşağını eleştirdiniz. bunlar sadece hatırladıklarım. bunlara ne gerek var?

    mesela latovlevici'yi beğenmemek mi suçtu? tarık çamdal'a tahammül etmemek mi suçtu? yok yani olmaz.

    biz buraya yazdık diye terim 4-4-2'ye dönmüyor mesela. ya da biz buraya yazdık diye yönetim belhanda'ya yaptırım uygulamıyor. onlar belki buraların varlığından bile haberdar değiller. bunlar 65-70 yaşında adamlar sonuçta.

    ya da kuruş hesabı yapıp takım bütçesi oluşturanlar var. çoğumuz birkaç bin tl'ye çalışan insanlarız. milyon euro'ların hesabını biz yapmayalım. çünkü kaymağını biz değil, milyon euroları cebe indirenler sürüyor. biz bu zor koşullarda geçimimizi sağlamaya çalışalım bence.

    rica edeceğim, bu tür başlıklarla galatasaray sözlüğü kutuplaştırmasak? hayır zaten burada istisnasız hepimiz sadece görüş ifade ediyoruz. kulübü biz yönetmiyoruz. yönetimde söz sahibi değiliz. biz istesek de istemesek de onlar bildiklerini okuyor zaten. boşu boşuna tartışma ortamı yaratmanın ne lüzumu var?

    çok dağınık bir entry oldu kusura bakmayın. bu entrymde kimseyi de kişisel olarak hedef almadım, genel durumu değerlendirdim. söylemek istediğim; lütfen kimseyi ötekileştirecek başlıklar açmayalım. birbirimize sağduyu gösterelim. ifade özgürlüğüne inanalım. ve tabi ki, sporun sadece spor olduğunu unutmayalım.
  • 12
    beni sözlükten soğutan, son iki yıldır doğru düzgün entry girmeme nedenim olan gerçeklik. işi abartıp hakaret edenleri bile gördü bu gözler.

    en güzel örneği biz sabri’yi itin götüne sokarken suyun karşı yakasının maldonado’ya karşı tavrı her şeyi ortaya koyuyor.

    düşünsenize alex’in maldonado için söylediği “birlikte oynadığım en iyi orta saha” tarzı bir cümleyi muslera vb. birinin sabri için söylediğini?

    bırakın futbolcuları, teknik heyeti, kondisyonerinden tut, sağlık heyetine, tercumanına kadar itin götüne sokulmayan tek bir kişi kalmadı kulüpte.

    aferin aynen devam.
  • 13
    maalesef var olan durumdur.

    ben sahsi olarak arkadas ortami muhabbetinden ziyade faydasini goremiyorum bu tutumlarin.

    diyelim ki galatasaray sozluk okumuyor potansiyel musteriler, stadyumda isliklanan futbolculari da mi takip edemiyorlar? bu isten para kazanacak kadar isin icerisinde olan insan topcuya klubunde nasil davraniliyor bilir. hatta ulkedeki baglantilariyla sozluklerde, twitterda hakkinda ne yaziliyorsa onu da bilir.

    diyelim bir futbolcu kotu performans veriyor. bu durumda taraftarin isliklamasinin, linc etmesinin nasil bir faydasi olabilr ben anlamlandiramiyorum bunu. kenarda hoca var, onun yardimcilari var, klubun tercumani, doktoru, malzemecisi, hatta yonetim kurulu var bu oyuncunun halinin sebebini bilen. cozum uretebilecek kadroda burada. o zaman yapilan bu eylemlerin ne gibi bir katkisi bekleniyor? ya da 2500-25000 arasindaki taraftarin tepki gostermesiyle oyuncuyu oyundan alacak teknik direktor ya da satacak baskan mi gercekten taraftarin galatasarayin basinda gormek istedigi?

    bence taraftarin desteklememesi bir futbolcu icin alabilecegi en buyuk ceza olmali. taraftar bunun icin olmali. hatta spor yazari arkadaslar da var burada, bu arkadaslar programlarinda elestirirler ya da ne ise teknik-taktik ortaya koyarlar. ancak onlar da formayi sirtina gecirip arenaya cikinca unutmali ve destek olmali takima.

    dolayisiyla ben, kendi dunyamda, anlamlandiramiyorum boyle tepkileri. galatasaray taraftarindan korkan sir alex ferguson olmali ya da paolo maldini. deger artirir azaltir, bunlari konusacak bilgim yok piyasa ile alakali ama bizim cocuklar bizden zarar gormemeli.
  • 14
    anlaşılmayan hususları tek tek yazmak gerek ama en vurucu olanlarını yazacağım sadece;

    - belhanda da taraftarı ve kulübü tarafından istenmiyordu ama biz para verdik.
    - feghouli, west ham'da sadece 10 maç ilk 11 çıkmış, bunların yalnızca 6 tanesinin sonun getirebilmiş ama biz para verdik, kendisine verilen astronomik yıllık ücretin yanı sıra. dahası, 5 yıllık kontrat yapıyorsun ki işte burası akıl almaz. bu adam 18 yaşında mı ki 5 yıllık sözleşme imzalanıyor? yap oraya 3+1 kulüp taraflı bir sözleşme bitsin gitsin. ha futbolcu kabul etmiyor mu? e defolsun o zaman ne işimiz var o adamla?
    - 32,5 yaşındaki babel'e 3 senelik sözleşme veriyorsun? sebep? 2+1 versen ne olur? kabul etmiyor mu? defolsun o zaman atmasın imza falan.

    biliyorum bu işler söylendiği kadar kolay değil ama bunu yapacak olanlar da biz değiliz, yöneticiler.

    20 yaşındaki atalay'la 2 yıllık, 28 yaşındaki feghouli'yle 5 yıllık imza atan zihniyetler tarafından yönetilmeye mahkumuz sanırım.
  • 15
    düz ticari mantıkla açıklanamayacak linçtir. farklı kriter varsa farklı ticari yollar düşünülebilir. şöyle ki, yabancı oyuncu limiti, kazandıkları ödemek zorunda olunan ücretler, sözleşme bitiş tarihleri, verdikleri performans, alternatif yatırım seçenekleri gibi. bir yıl daha yatarım ve giderim düşüncesine sahip ve 2 ay ücret yatırılamadığında sözleşmesini fesih edebilme hakları da bulunduğu göz önüne alındığında her türlü ticari seçenek değerlendirilebilir. bu oyuncular maliyetsiz rafta duran bir mal değil. ya kazanacaksın ki öyle bir niyet teknik ekibimizde mevcut değil. zarardan da kar yapmak var bazen ticarette. transferleri içinde kaybedilen zaman da göz ardı edilmemeli. ödemeler yapılamayıp ben gidiyorum fifa ile konuşup paramı yatırın dediklerinde, ticaretten anlayan arkadaşlar duruma bir el atarlar umarım.
  • 16
    kulübü batıranları alkışlayan kitlenin bahanesi.
    beş para etmez, disiplinsiz oyunları transfer et, hayatlarında görmeyecekleri emekli ikramiyesi ayarında sözleşmeleri yap, yerine getiremeyeceğin taahhütlerin altına gir, satmaya gelince de oyuncu satmayı becereme sonra da taraftarı suçlayıp işin içinden pişkince sıyrıl. niye kimse marcao veya luyindama'yı değersizleştiremiyor çünkü adamlara hakkı kadar sözleşme verilmiş, çünkü adamlar genç ve iyi oyuncu.
    kulübün şampiyonluk maçına gelmedi diye adamı değersizleştiren taraftar değil şımarık yönetim ve teknik kadrodur.
  • 17
    gerçekten bazen her şey mübah diyorum bizim bu takıma.

    yönetim gitmiş 3 edecek oyuncuya 13 vermiş. bu oyuncunun suçu ne? sen oyuncuyu linç edince adama verdiğimiz para mı azalıyor? sen her “çöp”, “hayalet”, “futbolcu değil” yazdığında ücretinde indirim mi yapılıyor?

    bir de marcao, luyindama denilmiş. açın başlıkları okuyun. içinden normal hayatta kavga sebebi en az 10 entry çıkar.

    bu durumu normal görenin galatasaray’lılığından şüphe ederim.
  • 18
    dünyanın hiçbir yerinde buradaki kadar yüksek maaş alıp oynayamayacak futbolculardan ötürü yapılan eylemdir. galatasaray taraftarı hatalarıyla birlikte ülkenin en aklı selim kitlesidir. bu yüzden yapılan her türlü eylemi haklı buluyorum. asgari ücretle geçinip kombineler formalar alan insanlardan milyonluk adamların her hatasına göz yumulması beklenmemeli. aslolan kulüp ve taraftardır.
  • 19
    hakkinda tahmin ettigim gibi yanlis anlasilmalar olan linc, konuyu acmak adina forumlastirmadan cevap vereyim.

    1- kimse kimseye fikrini belirtmesin demiyor, benim zaten boyle bir hakkim veya gucum yok :) fikrinizi belirtin elbette fakat sosyal medyanin kurumlar uzerindeki gucunu de bilerek belirtin (mesela bugun pamukkale universitesi rektoru neden isten alindi?) tekrarliyorum, galatasaray feghouli'yi 5 milyon yerine sizin linciniz yuzunden 3 milyona satarsa daha mi iyi olacak? tekrarliyorum, siz bir galatasaray taraftarisiniz, burada oturup tartiyi onunuze koyun. fikrinizi belirtmek mi sizin icin daha mi onemli, galatasaray'in menfaati mi?

    2- yonetim hata yapmis biz en yapalim. yonetimin yaptigi hata 3 sene onceydi, 3 sene oncesini bugun yapilacak hareketlere bir bahane olarak sunmak kanimca cok mantikli bir hareket degil. olan olmustur, onemli olan su an ne yapabilecegidir. yapilabilecek sey de galatasaray'in tum varliklarinin en az zarara ugratmaktir.

    3- oyuncu savundugum dusunulmus, komedi, feghouli'ye en cok giydirenlerden biri benim (belhanda'yi savunmuslugum vardir ama artik gitmesi gerektigini dusunuyorum) bu sozlukte. (bkz: sofiane feghouli/@entropia) bir o kadar da silinen entry'im var format yuzunden.
  • 22
    her taraftarın fikri olabilir, saçma sapan da olabilir. mantık çerçevesinde de olabilir. mühim olan hakaret içermemesidir. bir taraftar grubu birini bedavaya yollayın diyebilir. burada önemli olan taraftarın ne dediği değil kulüpteki yönetimin ne yaptığıdır.

    gidip taraftarın gazına gelip diagne, falcao’yu getirmemeniz lazım. taraftara kalsa ronaldo’yu ister, senin bütçen vs bunları karşılıyorsa alırsın yoksa daha uygun futbolcuya giderisin.

    ayrıca futbolcunun değerini düşürüyorsun lafı bana mantıksız gelmekte. eğer taraftar forumlarına girip futbolcu alan kulüp varsa alt liglere yolculuğu başlamış demektir. seneler önce altın bidon seçilen melo’yu almazdık o zaman.

    her futbolcu fm’de olduğu gibi her geldiği kulüpte aynı başarıyı gösteremeyebilir. taktik uymaz, psikolojisi uymaz vs. hoca değişikliğinde performansı artan takımların pek çok nedeninden biri budur. rica ederim şu eldeki değerlerimiz konusuna sahibinden.com’da bulunan opel astra gibi bakmayalım. ben burda kötülüyorum diye adamın performansı düşmüyor. takımdaki performası onun bedelini belirliyor.
  • 23
    hem ederinden fazla verilen para hem de kurum bunyesine uymayan karakterlerden suregelen kotuleme olgusu.

    siz turkiye'nin vizyoner ve uluslararasi basarilari ile un yapmis 100 yili askin bir isletmeyseniz ve sadece en ust tabakadan mezunlari ve profesyonellere kapi aciyorsaniz, domestik bir ithalatcidan sadece o sene satislari iyi gitmis ve davranislari duzgun olmayan bir profesyonele o elit insanlara vermedigin maasi, ikramiyeleri ve pozisyonlari vererek bunyene katarsan, elestirilirsin. bunun da sebebi, kulturune ters olmasidir.
  • 24
    öncelikle biliyorsunuz artık herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş hakkında üst üste iki veya daha fazla olumlu olmayan * * görüş bildirildiğinde bunu "linç" olarak kabul ediyor online topluluklar. ifade özgürlüğü falan, zaten benim artık savunmaktan yorulduğum -hatta galatasaray sözlük vb. birkaç yer özelinde, çoğunlukla vazgeçtiğim- kavramlar. günümüz online kültürü buna evrildi, yapacak bir şey yok. o yüzden "linç" kısmına takılan arkadaşlar da çok üzmesinler kendilerini.

    sözlük özelinde de, örneğin "galatasaray futbolcularını abartma timi" tarzı bir başlığı görme ihtimaliniz çok düşük. bunu yangıncı taraftar başlığında da tartıştık. anca orada tartışabildik, çünkü "hiç yangıncı olmayıp her yeri köpükle kaplayan taraftar" * * tarzı başlıklar yasak sözlükte. açıldı mı hemen siliniyor. ayrıca kulüpte kötü giden herhangi bir şeyin sorumluluğu, bir şekilde taraftarın bir kısmına bağlanıyor. sözlüğümüzün normları bu. yine bu normlara göre belli bir taraftar profili makbul sadece. internette eleştirmemesi, tribünde ıslıklamaması, teknik-taktik kararları sorgulamaması, söyleyecek olumlu bir şeyi yoksa susması gereken bir taraftar profili. yapacak bir şey yok.

    konunun özüne dönelim. alt liglerde falan dolanmayan profesyonel bir kulübün birkaç yüz taraftarı oyuncusuna internette tepki gösterdiği için, başka kulüplerin bu oyuncuları transfer etmeyeceğine veya düşük fiyattan pazarlık yapacağına inanıyorsanız allah akıl fikir versin. bunu çok uzatmaya gerek yok. futbolcuların instagram paylaşımlarındaki yorumlardan hareketle finansal plan yapacak kadar liyakat yoksunu kulüp yöneticileri vardır belki ama on milyarlarca euro'luk futbol sektöründe çok örneğini bulabileceğinizi sanmıyorum.

    iki sene önce sporting lizbon taraftarı, tesis basıp futbolculara meydan dayağı attı. dayağı yiyen futbolcular, bu tarz ekstrem bir olaydan sonra bile piyasa değerlerine denk/yakın ücretlerle satıldı.

    yani varsa bile pek efektif olmayan bir "linç" örneğidir bu değerli arkadaşlar. sabah akşam "bugün kulübe nasıl zarar versek" diye düşünüp oyunlar kuran dış güçlerin, pardon, yangıncı bozguncu falancı filancı taraftarların büyük oyunu yine bozuldu.
  • 25
    zamanında mario jardel'e, cassio lincoln'e yapılanları da gördüğümüz, bugün mbaye diagne, falcao gibi isimlerle devam eden zaman zaman benim de içine düştüğüm bizim taraftarın zayıf karnı.

    biraz geçmişe gidersek cassio lincoln'u net hatırlıyorum. 2008-2009 sezonunun ilk yarısında öyle bir futbol oynuyordu ki alex'i donunda sallardı. ne asistler ne goller yaparken fb li yorumcular kıskançlıktan kuduruyordu. rıdvan dilmen başta olmak üzere fb medyasi gömdüler de gömdüler. 12 mart 2009 hamburger sv galatasaray maçında bülent korkmaz'in ne akla hizmet oyundan aldığını anlamadığım değişikliğe rakiplerin ekmeğine yağ sürerek isyan edince sezon sonu camia ile bağlarını kopardı.

    mario jardel oynadığı tek sezon olan 2000-2001 sezonunda ilk yarı leblebi gibi gol atarken, 2. yarıda ne olduysa birden duruldu. nitekim şampiyonluk maçı olan 6 mayıs 2001 fenerbahçe galatasaray maçında yedek kalmış ve yerine serkan aykut ile başlamıştık. belki beraberliğin bile şampiyonluğa yeteceği o maçı 2-1 kaybettik.

    geçen sene mbaye diagne. bu adam devre arası gelmese biz şampiyon olamazdık. sayesinde feghouli, belhanda, onykeuru gibi adamlar o kadar boş alan buldu ki sahamızda hemen her maçı en az 2 golle bazı maçları da farklı kazandık. 24 şubat 2019 galatasaray akhisarspor maçını kostas mitroğlu'nun şık golü ile hatırlasak da mbaye diagne o gün sahada olsa maç o raddeye gelmezdi. çünkü süper lig 2019-2020 sezonunun 2.yarısında kendi sahamızda oynadığımız tüm maçlarda akhisar maçı hariç en az 2 gol atmış ve farklı galibiyet almışız.

    geçmişte bile galatasaray camiası ve futbolcuları üzerine algı yapanlar, ön plana çıktığımız şu yıllarda bu oyunlarını iyice arttıracaklardır. güçlendikçe daha fazla hedef olacağız ve bu nedenle başarı istiyorsak daha fazla kenetlenip birlik olmalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın