• 26
    biraz ağır bir yakıştırma elbette...

    neden böyle diyoruz?
    yeniçeri; osmanlı'da padişahı savaşlarda koruyan, barış dönemlerinde de "payitaht"ı korumakla mükellef eli silahlı topluluk.

    her şey yolundayken, karizmatik liderlere sahip iken, padişah uğruna kellesini verecek insan sayısı çoktur. biat etmek bu zamanlarda çok daha kolay. lakin bu babadan oğula geçen bir sistem. babası karizmatik, akıllı bir lider diye tohumuna su karışmış olamaz mı? e oluyor... peki n'oluyor?

    işte o biatçılar yavaş yavaş lan ne oluyoruz diyor. kime itaat ediyoruz ki diyor. hazır ellerinde silah da var. ayaklanmak kolay... elinde silah varken artık benim dediğim olacak demek de öyle...

    işte bu sebeple, 1900'lerden beridir her ayaklanana, bundan sonra benim dediğim olacak diyene yeniçeri demeye başladık.
    ---------

    galatasaray'ı diğer kulüplerden ayıran bir özellik. yıllardır süre gelen "gelenek" adeta. fatih terimler (oyuncuyken), uğur tütünekerler, hakan şükürler, arda turanlar ve şimdi de "selçuklar"...

    nasıl oluyor da bu şekilde oluyor?
    devrin önemli yerli futbolcuları bunlar. saygınlıklarını öncelikle iyi futbollarıyla kazanıyorlar. daha sonra takımımıza belli başarılar sağlatıyorlar. kulüp içinde yer ediniyorlar.

    daha sonra işler kötüye gidiyor. bu yapılanma zarar vermeye başlıyor. adeta kessen olmuyor, göndersen göndermek zor oluyor, oynatsan ayrı sıkıntı...

    peki neden galatasaray?
    bunun çok bariz bir sebebi yok aslında. birkaç teori üzerinde durulabilir. galatasaray'ın başkanlık sorunu bunların başını çekiyor... "karizmatik başkan" bulmakta zorluk çekiyoruz. zira türk futbolu yapılanmasında profesyonellik olmayınca herkes "tek adamcılık" oynuyor. galatasaray'da buna izin verilmez yönetim düzeyinde. her ne hikmetse futbol takımına bu kültür yansımıyor ama.

    bir şekilde sporcular kendilerini koyvercekleri birini arıyor, sığınacak bir liman arıyor. bizde bu yönetim düzeyinde olmuyor. genelde lider ruhlu, başarılı futbolcuları tercih ediyorlar. bunu "yeniçeri başının" kendi karakteri belirliyor aslında. kendisi istese de istemese de bu yapılanma oluşuyor.

    taa barcelona'dan fetva veriliyor mesela, selçuk'a sahip çıkalım diye...

    ben selçuk'u çok severim. çok da başarılar yaşadı takım kendi önderliğinde sağolsun. kendisi böyle bir yapılanmada olmak da istememiştir buna da eminim.

    benim bu tip oyunculardan beklediğim, nasıl ki başarıda el üstünde tutuluyorsun ve liderlik yapıyorsun. başarısızlıkta da ön plana çık ve kabullen. bu tip oyuncuların en temel özelliği bu maalesef. başarı olunca her şey güzel, ancak başarısızlıkta neden böyle oluyor sorusunu kendilerine değil başkalarına sormaları. hesabı/faturayı başkalarına kesmeleri. taraftar tepki gösterince nankörlükle suçlamaları da bundan...

    bu şekilde olduğu sürece galatasaray 3 sene başarılı olur, sonraki 2 sezon dibe vurur. doğru zamanda, revizyon yapılmazsa buna hep mahkum oluruz maalesef.
  • 27
    yeniçerilerin gönderilmesinden çok yeniçeri faaliyetlerinin bulunmasına göz yuman yöneticilerdir galatasaray'ın asıl sorunu. biz bu yönetim şekli ve yöneticiler ile gidersek bir 25-30 sene daha yeni yeniçeriler ortaya çıkar. yaşım genç olduğundan dolayı bilmiyorum belki bilenler vardır. daha önceki yıllarda da oyuncuya dayalı sistem ile mi yönetiliyorduk yoksa sadece benim gördüğüm nesildeki yöneticiler mi buna izin veriyor. çünkü daha önceden de varsa bizim kulübün yönetim şeklini eleştirmemiz ve değiştirmemiz gerekir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın