• 1054
    okan buruk tarafından yok sayılan pozisyon. koca ortasahaya 2 adam atarak büyük maçları çözebileceğine inanan bir hocamız var maalesef. hemen hemen her takım da, bu tercihimizi cezalandırıyor. 4231 - 424 dışında bir alternatifimiz yok. sağa sola danalar gibi koşan oyuncular ancak oyun planı anlamında koca bir hiç kalıyor elimizde.

    bu tercihi de alınan her yenilgi sonrası değiştirmeyen hocamızın ruh hali ve aynı şeyi tekrar etmesi beni fazlasıyla mutsuz ediyor ve düşündürüyor.
  • 1055
    tam 14 aydır pape matar sarr tarzında bir adam lazım diye bağıran orta sahamız.
    ne hikmetse hocamız ısrarla istemiyor, kaan&torreira orta sahasını görmesine rağmen.
    sara, sergio, kerem demirbay ve sebebi hikmetini çözemediğimiz ndombele:)
    bu adamların hepsi mi kötü topçu?
    yahu dolduramıyorlar işte, yetmiyor neden anlaşılmıyor.
    yahu 6 numara olarak oraya direk koysak, rakip bir iki topu çarptırıp geçiremez.
    konu sara’nın defansif katkısı değil.
    sorun orayı doldurmak, alanı kapatabilmek.
    bunu anlamak bu kadar mı zor?
  • 1058
    galatasaray gibi kanatları fazla top kaybeden, bekleri savunmada zaafiyet yaratan, 6 numarası hacimli kütleli olmayan, ağır stoperlerine muazzam yük bindiren, 9 numarasının default pres özelliği bulunmayan bir takımın öncelikli olarak kafa yorması gereken mesele.

    bu takım 4-2-3-1 falan oynamıyor. savunmada 10'a 10 basıyor. rakibin şekli savunmayı belirliyor. burada feragat edilmeyen tek şey iki stopere basmak ve iki beke basmak. öndeki dörtlü sadece bunun için var. 4-2-3-1'den 4-4-2'ye geçişimiz de bazen bu yüzden. okan buruk burada dizilim değiştirmiyor, sadece adam değiştiriyor. adam forvetse 4-4-2 oluyor. yetmiyor bunların önünde top alacak orta sahaya da ikili basacağız. yetmiyor stoperler de basacak. çağdışı demiyorum, pas futboluna karşı oynanabilir gayet. bak bayern münih uzun vurmam dedi, bu ekstrem plan gayet de işledi. peki ya rakip pas futbolu oynamıyorsa, ya geriden ayağa pasla çıkmıyorsa. ya senin hazırlandığın şekli bozuyorsa. ya 10'a 10'da fiziksel kapışmaya varım diyorsa. çözüm ne? hiçbir şey. çözüm belki bu salaklığı denerler, prese devam edelim. geçişte muazzam boşluklar veriyoruz. ne pahasına? olsun önemli değil. savunma şeklimiz hücumu da belirliyor zaten. set diye bir şey zaten yok. baskette 24 saniye içinde topu potaya atmanız gerekir. sanırım okan hoca'da bu kural 6 saniye. inanılmaz acele hücumlar. sarf edilen enerjinin karşılığı olamayacak bir kaos futbolu. üstüne millet burada fiziksellik diye ağlıyor. sparta prag, kopenhag gibi takımların hayranları var. young boys ligde 11. olmasa onu da öveceklerdi. efor futbolu oynarken bile fiziksizlik dedirtiyorsun taraftarına.

    yine pres takımı ol, bir şey diyen yok. ama denklemi sağla artık. bu dengesizliğe bu uyumsuzluğa karşı kafa yor. bu kadar radikal olmaya da gerek yok. bu takım ligde dahi çok maç kazandı ama her maç abone olduğumuz skor 2-1. ucu ucuna kazanıyor, çoğunlukla bireysel kaliteyle kazanıyor. bu kötü ligde sistemin verdiği güç gayet de tartışılır.

    makul çözüm belli. 3'lü orta sahaya geçmek. öteki türlü federasyona başvuralım, okan buruk'un dediği gibi gerçekten maçlara 12 kişi çıkalım. eksiğiz çünkü. kaldıracın denkleminde sıkıntı var çünkü. bizim takımın tek düzeliğini çözmek kolay çünkü. torreira'ya yazık çünkü. sara'ya, icardi'ye, nelsson'a hepsine yazık çünkü. hepsi gittikçe daha da düşecek. sadece bir inat uğruna.
App Store'dan indirin Google Play'den alın