• 2681
    cok zaman gecti uzerinden, onder cicekoglu son idmanina goturmustu kadin takiminin final maci oncesinde, ingiltere'de yasiyordum o zaman. kadin basketbolu yabanciydi bana, ancak avrupa'da kupaya giden bir galatasaray basketbol takimini kaciramazdim. egitim sonrasi turkiye'ye temelli donus kararimda o kupanin payi buyuktur. ayhan sahenk o gece oylesine doluydu ki, ne zaman donse yurek o ana, yavasliyor alabildigine zaman, istanbul'un herhangi bir yerinde kirmizi cehennem. o takim daha sonra hedef kucultmedi, 2 numarali kupayla yetinmedi, akabinde yarisabilecekleri en yuksek kulvar olan 1. kupayi da getirdiler muzemize, hem de ezeli rakibin elinden.

    nedense benzer bir senaryonun erkek takiminin da basindan gececegi hissiyati var ben de. aynen kadin basketbolunda oldugu gibi uzunca yillardir muazzam butcelerle eurolig oynayan fakat o zirveye bir turlu ulasamayan fenerbahce erkek takimi da bizden once gormeyecek kupayi, kita basketbolunun o sihirli tepesini. once eurocup, sene 2016, sonra gozumuzu dikecegimiz yer belli, zaten kirmizinin ihtisami doymak bilmeyen kupa acliginda sakli.

    kapansin sana gelen yollar, istikrarsizlassin hem sehir hem vatan, surlarin delikleri bize kaybedilen savaslari hatirlatsin, fakat biz sana inat, kadere inat, o yola inat yuruyeduralim. en son ipekci'de kupa kaldirdigimizda zor gunlerden geciyordu ulke, 2013 haziran, 20 kusur yil bekledikten sonra gelen sampiyonlugun hakki verilememisti. simdi bir benzeri eurocup icin de gecerli, umutsuzlugun da besledigi bir mutsuzluk hali sinmisken sehri istanbul'un ustune, avrupa'dan gelecek bir kupa, fakat daha da onemlisi, o kupaya dogru kosar adim yurunecek yol, topkapi minubuslerini geride birakacak kaplumbaga tadinda, sinmemis bir kalabalikla, arada gozleri dolduran anilarla, ah ulan galatasaray!

    eurocup bizi yazmis kanarya zaferi ustu, avrupa'nin buyuk markasi donuyor demis, ancak bilmiyorlar ki, bir kez fethe basladi mi aslan, niyetlendi mi silmeye supurmeye, gozunu kupa burumuscesine, hirsli, kararli, ac, ''keske uyandirmasaydik'' demek icin gec kalmis olacaklar belki de. cok bekledik cok, koca camianin kurulus kodlarinin disinda, varolusuna hizmet edememis olmanin utanciyla, kupasiz gecirdigi senelerin eksikligiyle, buruk, kizgin hatirlanmali o gunler. fakat ayni vesileyle, kurumsal tarihiyle de barisacak galatasaray basketbolu, kendini gerceklestirmenin vakur avuntusuyla.

    daha zirve yapacagiz istiklal'de, nevizade'de, avrupa sampiyonlugu kutlayacagiz galatasaray'la, biraz sari bir kirmiziyla, yuregimizin en derinlerinde, bazen hep birlikte bazen yalniz sarkilar soyleyecegiz o gece, galatasaray diye bagiracagiz, bu sene sensin sampiyon!

    teker teker geciyoruz turlari,
    kaldi uc,
    yuruyedurun;
    galatasaray ulan!
  • 2325
    ligdeki en büyük iki rakibinden biri top 16 öncesi transferlerinde thomas heurtel'i, diğeri nikolaos zisis'i alırken kadrosuna uşak sportif'ten justin carter'ı katan takım. rotasyondaki diğer oyuncuların kalitesi ve hatta sayısını bile dahil etmiyorum. ve bu takım bu kadar zorluklara rağmen efes ve fenerbahçeyle kafa kafaya oynayabiliyor, sırf bu yüzden bile saygı duyup, hem bu takımı hem de taşaklarına kurban olduğum ergin ataman'ı desteklememiz lazım. üç kupa aldığı seneden sonra sponsor bulamayıp dağılan beşiktaş takımının şu anki halini düşününce ne demek istediğim daha iyi anlaşılabilir.
  • 3478
    https://twitter.com/.../1284586806101540865

    johnny hamilton'la khadeen carrington'ı "kötü itibar" sebebiyle kaçırmayan takım. baskonia da fenerbahçe de bu transferlerde euroleague markasının ve yüksek bütçelerin ekmeğini yediler. öte yandan, ödeme babında galatasaray erkek basketbolunun kötü repütasyonunun yumuşadığını söylemek mümkün, (bkz: ertuğrul erdoğan/#2930516).

    uğur ozan sulak iyi bir basketbol medyacısı olsa da sert de fenerbahçeli. anadolu efes hakkında, galatasaray hakkında vs. söylediklerine mesafeli yaklaşılmasını öneririm naçizane, (bkz: eurostep).

    edit: uğur ozan sulak'ın zamanında arkadaşı olan bir yazar dostumuz, uğur ozan'ın vaktinde galatasaraylı olduğunu ifade etti. sözlük ahalisinin bilgisine.
  • 3400
    son dakikada aksilikler silsilesi yaşanmaz ise auguste-harrison-webster üçlüsüyle yola devam edecek olan takım. arapovic de takımda.

    hayes takımdan ayrıldı bilindiği üzere, klobucar'la da devam etmiyoruz gayet tabii. kağıt üstünde (maç kadrosuna almama şartıyla +'lara da gidilebilir ki belli ki bu sezon +1 olacak) 1 yabancı hakkımız olsa da muhtemelen 2 yabancı hamlesi yapacağız; biri 3-4 oynayabilen bir forvet olacak (hayes'in yerine), biri de oyun kurma becerisi yüksek bir 1 numara. alex perez'i elimizden kaçırmamız cidden çok kötü oldu, cuk diye oturacaktı puzzle'a. :(

    sil baştan takım kurma hatasına düşmeden, eldeki nüveyi doğru eklemelerle daha nitelikli hale getirme yoluna gitmek bu işin doğrusu. koç erdoğan ve teknik ekip çalışıyor. yalnız fiba'daki dosyalar bir an önce çözüme kavuşturulmalı. her şeyden önce söz konusu tablo galatasaray'a yakışmıyor.
  • 3339
    2018/19 eurocup sezonunda çıktığı ilk maçta morabanc andorra'yı 84-73 mağlup eden yenilmez armada.

    daha önce basket topu görse bomba sanacak bazı arkadaşlar tarafından 1 hazırlık maçını kaybetti diye takımın ve hocanın çöp olduğu söylenmiş bende buna karşı çıkmıştım.

    takımımız bu sene düşük bütçelerle kurulmuş, 1-2 tanesi dışında yerlilerin tamamen gençlerden oluştuğu, yabancılarında genç fakat son derece kaliteli ve potansiyelli olduğu bir ekip.

    takımımız bu sene bir şeyi kesin yapacak. savaşacak, son topa kadar mücadele edecek. genç olduğundan bazen enerjisiyle fark yaratacak bazende tecrübe eksikliğinin kurbanı olacak. ama her maçın sonunda hepimiz onların elinden geleni yaptığını bileceğiz. bu yüzden istanbul'da oturmadığımdan sizden rica ediyorum. maça gidin, çevrenizi maça gitmeye teşvik edin. takımın bu sene her zamandan daha fazla itilmeye ihtiyacı var. bu gençler tribünden o desteği görürse çok farklı yerlere gelebiliriz.

    hocamız ertuğrul erdoğan'ı ligimizden tanıyorum. geldiğinde kafamda epey soru işaretleri oluşturmuştu. birde üstüne bormio kampının iptal edilip bolu'ya alınması ikinci bir hamza hamzaoğlu vakası olduğunu düşündürmüştü. fakat hocamdan özür diliyorum. gerek hazırlık maçları, gerekse hocanın demeçleri gayet akıllı, bilgili, modern basketbola hakim bir koç olduğunu hissettirdi ve kısa zamanda çok sevdim kendisini. umarım galatasarayı hakettiği yerlere taşır.

    hafta sonu anadolu efesle ligi açıyoruz. biletleri resmi siteden takip edebilirsiniz. rakamlar gayet cüzzi. karşımızda ligin en yüksek bütçeli 2 takımından biri var belki kaybedebiliriz ama bu takım bu sene ettiği mücadele ile göğsümüzü kabartacak. inanıyorum. biz galatasarayız, basketbolu unutamayız.
  • 2915
    ilk önce takıma sezon içinde faydalı olan/olabilecek/olamayacak oyunculara bir bakayım kendi görüşlerimle(euroleague kadro için);

    (-)russ smith: öncelikle daha önceden de birden fazla yazmışımdır sözlükte, kendisinden çok şey beklediğimi ama bu akşam da gördüm ki bireyselliği bir kenara bırakıp takıma yardımcı olmuyor. d-league gibi istatistik filan kasmak istiyor. onu istenen çizgiye getirmeye çalışmak sanılandan daha uzun zaman istiyor. bu yüzden bence kendisini bırakabiliyorsak bırakıp, saf bir oyun kurucu almak gerekiyor. geçen sene ki euroleague sistemi olsaydı belki biraz daha sabredebilirdim ama bu sistemde kayıpların telafisi çok zor.

    (+)justin dentmon: bu akşam takıma faydalı olabilirim mesajı verdi, bundan önceki maçlarda bunu hissettirmişti ama tam görememiştik. kendini toparlamaya başladığını düşünüyorum, takıma oyunun sıkıştığı dönemlerde ciddi yarar sağlayabilir.

    (+)sinan güler: sinan zaten demirbaşımız. ama sinan'ı oyun kurmak için ne kadar kullanabiliriz ki. daha faydalı olmasını istiyorsak onun yeri 1 numara değil, rotasyon içinde olabilir ama ilk oyun kurucu olarak sinan'ın performansını düşürüyor.

    (?)jon diebler: yahu bu herif geçen sene %46 ile üçlük atıyordu yanlış hatırlamıyorsam. zaten tek istenen bu diebler'dan şut kullan ve sayı yap. ama herif bizde basketbolu unutmuş gibi oynuyor, bizde ona yeterince set çizmiyoruz orası da var. 4. resmi maçında galatasaray'da yine isteneni veremedi, kendisi takımda durabilir ama tercih edilme sırası sonlarda olmak şartıyla.

    (+)göksenin köksal: özellikle iç saha maçlarında çok özel bir savunmacı. rakibi yorar ve bıktırır. takıma istenen katkıyı verebiliyor.

    (+)vlado micov: sakatlıktan döndü formunu bulamadı henüz. galatasaray'a da sakatlığın ardından gelip, geldiği sezon bayağı sorun yaşamıştı form durumunda. onun için micov'a biraz zaman lazım çabuk toparlayacaktır, kesinlikle tercihleri ve yaptıklarıyla iyi bir oyuncu.(savunma hariç :) )

    (?)blake schilb: vallahi yazacak bir şey bulamıyorum. bu takımda olacaksa top kullanması yasaklanmalı özellikle euroleague maçlarında :( iyi güzel asist yapıyor, oyunu açıyor ama şutları tam bir muamma en olması gereken zamanlarda genelde boş şutları kaçırması en büyük hayal kırıklığım geçen seneden beri. kendisini takımda istemiyorum ama saf bir oyun kurucumuz olmadığı için eline bakmak durumundayız.

    (+)emir rile preldzic: takıma gelir gelmez ben bu takımda iş yaparım ağa diyenlerden. gerçekten 4 resmi maçta da bunu gösterdi, takımda aldığı rolleri başarıyla uyguluyor şu ana kadar.

    (+)austin daye: sezonun en iyi transferlerinden birisi. kendisini galatasaray'a gelmeden önce bilmiyordum ama böyle bir adamı galatasaray'ın elinden kapmamaları cidden şaşırtıcı. bu sene dış atışlarına ve bire bir oyunlarını çok göreceğiz kendisinden. böyle devam koçum.

    (-)deon thompson: takımda ki soru işaretlerinden biri daha. savunmada ve hücumda daha bir icraatını görmedim şahsen. ben bu takıma faydalı olurum görüntüsü verdiğini de düşünmüyorum. halledilebilir bir olay mı olur cidden çok kararsızım bu konuda.

    (+)alex tyus: sezonun en iyi transferinden diğeri. bu sene ki lasme'miz. lasme ceza almasaydı da tyus ile rotasyonda görebilseydik kendisini şu an 2'de 0 değil 2'de 2 olabilirdi, o kadar değerli bir savunmacı benim gözümde. tyus, lasme'nin ikizi gibi savunmada ve hücumda takımı ateşleyen en büyük etkenlerden birisi. sezon içinde de bunu çokça göreceğiz.

    (-)tibor pleiss: yetersiz gördüğüm pivot. çözülmesi kısa sürüyor. bire bir oyunlarda da euroleague seviyesinde iş yapamayacağını gördük. bence sezon boyunca bize yarar filan sağlamaz. bu takımın anca üçüncü pivotu filan olabilir. kendisini göndermek şart diye düşünüyorum. kendisi hakkında neden bu kadar keskin konuştuğumu bilmiyorum ama yok yani olmayacak, savunmada istenilen sertliği gösteremiyor, bu da bize boyalı alan kabusu yaşatıyor her maç.

    `?` > belirsiz
    - > takımda yeri olmamalı.
    + > fayda sağlar

    ergin ataman: kendisini çok seviyorum ve iyi bir koç olduğunu düşünüyorum. ama bu seneye formsuz başladığı da belli. genel olarak bakarsak kendisini eleştirdiğim geçen senede dahil yaptığı guard tercihleri. özellikle euroleague'de oynuyorsak takıma yön verecek oyun kurucu şart diye düşünüyorum. maç içinde iniş çıkışlarında sebebini buna bağlıyorum. aşırı geniş rotasyon işinden vazgeçmeli, saha içindeki 5 tercihini birbirini tamamlayacağını düşündüklerinden kurmalı tek-tek oyuncu rotasyonu yapmak yerine. ayrıca daha 28 tane daha euroleague maçımız var, gü-ve-ni-yo-ruz. toparlan hocam, kafanı topla ve durumu kontrol altına al.
  • 3957
    euroleague gibi bir organizasyona katılması intihar olacak kulüp branşı.

    öncelikle, partizan'ın bütçesi 20 milyon dolar.
    10 milyon dolara, bahsedilen ligde paspas olursun ki, usmanovic ayranic isimli antrenör arkadaş 20 milyon dolar bütçeyle, lige el öpen bıyıklı yardımcısı sayesinde korkunç giren efes'in bile arkasında kaldı.

    senin ülkenin ekonomik durumu belli, her an kur şoku yaşamak ile karşı karşıyasın. sat 400 eurodan sezonluk kombine satabiliyor musun? daha 5 liralık kadın basketbol maçlarında stad dolmuyor, değil ki 400 euro ortalamadan kombine satacaksın... ki bu arada bununla toplam takım bütçesinin yüzde 30'unu karşılayacaksın. daha maçlara gider gelirken, euroleague'in bu masrafları karşılamadığından bahsetmedim bile. bunun oteli, uçağı var... euroleague bunları ödemekten aciz...

    bir de bu euroleague tutkusu nedir? ne oluyor euroleague'e gidince bir anda stad dolduruyoruz, çok büyük takım oluyoruz? madem dolduracaksınız stadı, bak orada duruyor şampiyonlar ligi... bu yıl galatasaray'ın ekonomik tabloda açıklanan bütçesi 8 milyon dolar. buyrun sevgili taraftar, yönetime başvuralım, 15 bin liradan kombinelerimizi tamamlayalım. herhalde kar eden bir branş olunca yönetim daha duyarlı olacaktır değil mi? geçen yıl senin kombine fiyatlarının ortalaması 2bin lira bile değilken(60 euro) kaç kişiye oynadın da, şimdi çıkıp 400 euro iken stadı dolduracaksın?

    https://www.eurohoops.net/...eyirci-ortalamalari/

    3,300 kişiye 60 euro ortalamadan(ki o bile iyimser de neyse) oynamışız. toplam gelir 200 bin yüro.*. asrın takımı, basketbolun ocağı, cikcikler toplamda 5500 seyirciye oynamış. fiyatlarına baktım bizim 4 katımız. 1.2 milyon euro en baba edecekleri gelir. hadi diyelim bsl playoff gelirleri ve maç başı bilet satımı ile ekstradan bir de 800 bin euro kazansınlar. 2 milyon yüro...

    kapitalizmde temel bir kural vardır. bir iş karlı ise, bütün yatırımcılar oraya yönelmenin, pastadan pay almanın bir yolunu ararlar. euroleague için böyle bir durum söz konusu mu? hayır. zengin yalı çocuğu tarzı kulüplerin birbirlerine böbürlenmek için 'pornografik'* paralar harcadığı züppe organizasyonunun adı.
  • 3446
    lazeric jones sakat, yok.
    yiğit arslan sakatlandı, ~1 ay yok.
    tai webster bugün mr'a giriyor, bir süre (?) olamayabilir.

    orta ve üzeri sıklet maçlarda güvenilebilecek tek guard aaron harrison an itibarıyla, o da ana rolü olan "atıcı"lıktan "kurucu"luğa kaydırılınca hem çok yoruluyor, hem de esas yapması gerekenleri binen ekstra fiziki yük sebebiyle yapamıyor. bu takıma o guard'ı daha jones sakatlandığı hafta dahil etmek lazımdı, çok geç kalındı.
  • 3460
    fiba şampiyonlar liginden teklif aldığımız emiliano carchia tarafından açıklanmış takımımız. ocgunsson da bu konudan bahsetmişti. biz eurocup'ta kalmayı düşünüyormuşuz. yine de uzun vadeli bir anlaşma ile bizi bünyelerine çekmek istiyorlarmış.

    https://twitter.com/...828541114269702?s=19

    açıkçası sponsor bulacaklarını, bütçeyi koruyabileceklerini, iddialı bir takım kuracaklarını ve bunu düzenli bir şekilde yapabileceklerini bilsem eurocup'ta kalalım derim. ama bunları yapamayacağız. her sene zaten bütçe kademe kademe düşüyor. önümüzdeki sezon ise daha büyük bir düşüş olacağı aşikar. euroleague'e de katılmamız biraz hayal. o zaman neyi düşünüyoruz biz? iki sezondur başarısız olduğumuz kupada daha kötü bir takımla başarılı olabilir miyiz?

    eurocup daha prestijli bir kupa. ama şampiyonlar ligi de prestijini arttırmaya çalışıyor ve bünyesine iyi ekipleri çekmeye başladı. bence bu fırsatı kaçırmamalıyız. umarım takımımızın hayrına bir karar veririz.
  • 3960
    güncel durumdaki temel problemlerinden biri, yaptığı şeyi çok çetrefilli ve pahalı şekilde yapması olan takım. ülkerspor'un kapanıp fenerbahçe olduğu, galatasaray ve beşiktaş'a da sponsorluklarla ciddi para verdiği, telekom'un ve karşıyaka'nın ciddi bütçeler ayırdığı bir dönem vardı. o yıllarda rekabetçi ve avrupa'daki ligler arasında seyir zevki yüksek bir türkiye ligi'nden bahsetmek mümkündü. 2010'lara geçtiğimizde farklı şampiyonlar çıkması bir kenara birkaç yılda bir avrupa kupalarının türkiye'ye gelmesiyle bu yatırımların uzun vade karşılıkları alındı, o rekabetçi ortamın meyveleri yenildi.

    günümüzde ise türkiye ligi'nde bir şekilde sezonu ilk dörtte bitirmek, o kadar da pahalı ve zor bir olay değil. galatasaray erkek basketbol takımı bile bunu bir şekilde hemen her sene becerebiliyor. ancak mesele burada başlıyor, öyle yollardan geçiliyor ki her sene yarı final görüldüğünde neredeyse bir mucize yaşanmış gibi oluyor.

    her yeni gelen yönetimin ilk işi geçmişten kalan bonservis/maaş paralarını ödemek, fiba'daki dosyaları kapatmak oluyor. çoğu zaman olmayacağı bile bile ahbap çavuş ilişkisinden bir koçla sezona başlanıyor, onun listesinde 2 ya da 3. alternatif olan adamlar transfer ediliyor. onlar da "akşam pazarı" denerek son ana bırakılıyor. sezonun belli bölümlerinde bazen panikle, çokça da takımın artık ihtiyacı bağırır hale gelmesinden dolayı ihtiyaçla popülizm arası transferler yapılıyor. sezona göre 2 ya da 3 kere koç değişiyor. sonra ligde küme düşme ve playoff'a kalma hatları belirlendikten sonra, çoğu takım da bizimki gibi çok kısa vadeli düşündüğü için dağılınca, alınan galibiyetlerle bir şekilde kendimizi ilk 4'te buluyoruz.

    oysa galatasaray'ın elindeki yerli oyuncu havuzu belli. altyapısından da en azından bencte duracak, 3-4 dakika süre alıp oynayanları dinlendirecek birkaç oyuncu çıkar. her sene 12-15 arası yabancıya saçma sapan kontratlar verip, çoğunu birkaç ayda gönderip, tamamıyla mahkemelik olmaktansa 3-4 tane eli ayağı düzgün yabancıya düzgün kontratlar verip ödemeler yaparak, eldeki yerli oyuncular ve altyapıdan gelecek olan isimlerle, pekala türkiye ligi ilk dört bitirilebilir. üstelik bunun için de çok büyük coaching başarısına falan da gerek olmaz. türkiye ligi evet çok basit bir lig değil ama o kadar zor bir lig de değil...

    ha avrupa'da işler o kadar kolay olmaz belki ama, şu an için ana odağımız görünen şampiyonlar ligi'nde zaten öyle de böyle de grupta kalıyoruz. bu formülle yine grupta kalırız en fazla, daha kötüsü olamaz zaten...

    her mali/idari kongrede ya da toplantıdaki gürültü yığını arasından sıyrılıp da kulaklara çalınan bir "bu şubeler sırtımızda kambur" nidası var. ve arkasını dolduran asıl gerçek, başka kar zarar analizleri arasında aranırken, aslında buralarda yatıyor.

    galatasaray erkek basketbolu 3 sezonluk bir süreçte ortalama 30 yabancıya kontrat veriyor. bunların yine ortalama yarısı sezon başında, diğer yarısı sezonun belli bölümlerinde geliyor. ne kadar "ucuz" denilse de aslında alınan verime göre pahalı transferler oluyor ve en kötü(bizim için iyi aslında) kontrat bile sonunda mahkeme kararıyla kallavi bir şekilde ödeniyor.

    yine aynı galatasaray, aynı 3 sezonda sezon başı 3 yeni doğru dürüst oyuncuya toplamda 18 doğru düzgün kontrat vererek 3 senenin sonunda taş gibi bir takım olabilir. bir üstteki paragrafta ite kaka alacağı dereceleri yine yakalar, hatta biraz basketbol şansıyla üstüne bile çıkar. 3. sezonda ise kesinlikle daha büyük hedefleri tutturur.

    oysa galatasaray futbolda işler kötü giderse her sene, olmazsa iki senede bir yönetim seçecek. eski yönetim yeni yönetime bir kamyon fiba dosyasını miras bırakacak. seçim öncesi yönetimin yetkisi elinden alınırken nedense bıraktıklarının hesabı sorulmayacak. yeni yönetim seçilecek, mazbata alacak. yönetime oy potansiyeli sebebiyle alınmış yönetim kurulu üyelerinden ikisini sorumlu tayin edecek. bunlar gelecek şubeyle tanışacak. kendi "kadro"sunu staff yapacak. bir yerden para bulup transfer yasağını kaldıracak, kadro kuracak da lige başlayacak...

    ondan sonra "bu şubeler hep zarar ediyor".

    e ne olacaktı acaba?
  • 2512
    2 sene önce bu takım şampiyon olurken başkan kimdi eyy kuyruk acısı bitmeyen tıfıllar? utanmadan sıfır egolu adama egosu var diye taşlama yapılıyor. iftira atan iftirasını ispatlamazsa namerttir. delikanlı gibi ibra edilmiştir. güneş balçıkla sıvanmaz. hazımsızlar nefretlerini başka yere kussun. 23 sene şampiyon olamayan takımı şampiyon yapan başkan ünal aysal'dır. bu gerçeği hiçbir yancı fanboy değiştiremez. aysal unutulan bir şubeyi canlandırdı. başarı ateşini yaktı. camiadan yeterli desteği göremediği için yanlız kaldı. final maçına çıkmama duruşu bile tepki gördü liselilerden. her şeyi aysal'dan beklememek lazım. madem büyük camiayız bunun gerekliliklerini de yapmak lazım. bu sezon hakemler lime lime parkede takımı doğrarken, final maçına çıkmama diyetini ödetirken 3 temmuz komplocusu yarsuvat nerdeydi? yönetim nerdeydi? don kişot'tur ünal aysal. tek başına yel değirmenlerine savaş açmıştır. ama her insanın sabrının da bir sınırı vardır. sürekli hiçbir destek görmeden savaşmak aysal gibi rasyonel birine göre değildir. o yüzden suyu fazla bulandırmasın kimse. neyin ne olduğu biliyor aklıselim insanlar. takıma gelecek olursak aysal'ın yaktığı başarı ateşi tekrar harlanarak inşallah önümüzdeki sene doğru transferlerle daha başarılı olacak takımdır.
  • 3748
    çok bilmişlerin 0 çekeriz diye karamsar yaklaştığı tofaş-bursa-holon-fener-bahçeşehir fikstüründen 4 galibiyet çıkarmış, holon maçında ikili averaji alarak liderliğe oturmuş takımımız. evimizde karşıyaka ve deplasmanda hakem hatalarıyla daçka'ya yenilmesek şuan çok başka şeyler konuşuyorduk. ama ikisi de hayırlı mağlubiyet. eğer onları kaybetmesek bugün ceset morgan ve angola hala takimizda olacaktı. takım yeniden şaha kalkıyor. bundan sonraki hedefimiz ligde içerdeki efes maçına kadar namağlup ilerlemek ve bcl'de grubumuzdan lider çıkmak olmalı.
  • 2960
    2015 - 2016 sezonunda eurocup şampiyonluğunu getiren kadrodan stephane lasme'yi yasaklı madde kullandığı için, chuck davis'i de adam emekli olduğu için kaybetmiştir. caleb green zaten sezonun ikinci yarısında hemen hemen hiç yoktu. sezon ortasında gelen bernard james ve curtis jerrels zaten euroleague seviyesinde oyuncular değiller. sezon başında büyük umutla kardoya dahil edilen joey dorsey daha sezon bitmeden kaçtı, gitti. o zaman kimi tutacaktı ergin ataman bu sene kadroda? izzet türkyılmaz, şafak edge ve duşan cantekin mi başarı getirecekti euroleague'de bize? adam zaten tutacaklarını tuttu kadroda. bir tek errick mccollum'u takımda tutulabilirdi ancak şuan ki durumumuzla mccollum'un bir alakası yok bence.

    2016 - 2017 sezonunda takımın çektiği sıkıntının sebebi herkesin malumu olduğu gibi geniş kadro kurayım derken kalitesi düşük kadro kurmasıdır. yoksa geçen seneki takımı dağıtmakla alakası falan yok. mesela justin dentmon ve russ smith'in toplam maliyetlerine takımı oynatabilen bir guard alınsaydı sinan güler, emir preldzic ve vladimir micov gibi oyunu yönlendiren oyuncularla iyi bir oyun oynayabilirdik. can korkmaz da ligde devreye girerdi. tibor pleiss ve deon thompson'ın maliyetleriyle pota altında sağlam duran bir pivot alabilseydik. alex tyus, austin daye ve o oyuncuyla birlikte zaman zaman 4 numara oynayacak micov ile iyi bir uzun rotasyonu oluşturabilirdik. ege arar da ligde devreye girerdi. blake schilb, jon diebler ve orhan hacıyeva'nın maliyetleriyle iyi bir savunucu kısa forvet alabilirdik.

    yani euroleague'de sahaya tyus, pivot transferi, daye, ege, micov, kısa forvet transferi, emir, sinan, göksenin köksal, oyun kurucu transferi, can şeklinde çıkabilirdik. bu şekilde dar olabilecek bir kadronun şuanki geniş kadromuzdan çok daha başarılı olabileceğini düşünüyorum.
  • 3962
    2006-07 fenerbahçe
    2007-08 fenerbahçe
    2008-09 efes pilsen
    2009-10 fenerbahçe
    2010-11 fenerbahçe
    2011-12 beşiktaş
    2012-13 galatasaray
    2013-14 fenerbahçe
    2014-15 pınar karşıyaka
    2015-16 fenerbahçe
    2016-17 fenerbahçe
    2017-18 fenerbahçe
    2018-19 anadolu efes
    2019-20 sezon iptal edildi.
    2020-21 anadolu efes
    2021-22 fenerbahçe
    2022-23 anadolu efes
    2023-24 fenerbahçe

    fenerbahçe'nin ülkerspor ile birleşmesinden sonra 18 sezonda 10 şampiyonluğu var. bunun üzerine bir de euroleague şampiyonluğu eklediler. verilere bakarsak anadolu efes ile ülkedeki basketbolu sürükleyen takım haline gelmişler.
    arka plana bakarsak ülkerspor'un tüm mirasını aldılar. üzerine bir de fenerbahçeli zengin işadamlarının sponsorluk desteğini de aldılar. anadolu efes'in durumunu biliyoruz zaten. eğer bizim de böyle bir takımla birleşme durumumuz olmayacaksa ve birileri cebinden çıkarıp para vermeyecekse bu seviyede bir hedef koymak pek akıllıca değil.
    bizim öncelikle yapmamız gereken salon sporlarını yapabileceğimiz bir salonun yapılması. sinan erdem bizden daha çok anadolu efes'in sahası gibi hissettiriyor bana. taraftarın benimseyeceği bir salon önemli.
    bundan sonra da uzun yıllar çalışabileceğiz bir genel menajer ve koç bulmalıyız. bu iş ömer yalçınkaya gibi biriyle olmaz. yönetimde efeste alper yılmaz, beşiktaşta nedim yücel, fenerde derya yannier ve maurizio gherardini gibi isimler var. turgay zeytingöz ve kerem tunçeri güzel bir denemeydi ama tutmadı. olmadı deyip ömer yalçınkaya'yı getirmek yerine tekrar denememiz şart. beşiktaş ve karşıyaka kadar bütçemiz varken onlar kadar mücadele edemiyorsak yönetim anlamında sıkıntımız vardır.
    salonun yapımı, işi bilem gm ve koç bizi tekrar iyi günlere döndürecektir. öncesinde dursun aydın özbek'in basketbol diye bir sporun varlığından haberdar olması gerekiyor.
  • 1296
    gerek maç günleri, gerek diğer günler basketbol takımımızla ilgili yazılan entry'lerde kimisi euroleague'e gitmenin şampiyon olmaktan daha önemli olduğundan bahsetmiş, kimisi de şampiyonlukla bağdaştırmamış ama bir şekilde euroleague'e gitmemiz gerektiğinden bahsetmiş. ben de uzun süre profesyonel basketbolla uğraştığım için bu camiada tanıdığım birkaç yetkili abiyle konuşma imkanı buldum ve euroleague'e hangi şartlarda gideriz, hangi şartlarda gidemeyiz bunları soruşturdum. olay tam olarak şudur:

    1.galatasaray yarı final serisinde beşiktaş'ı eler ve finale kalırsa, finalde kaybettiği takdirde dahi muhtemelen wild card verilecek ve euroleague'e direk katılma imkanı doğacak.

    2.galatasaray yarı final serisinde beşiktaş'ı eler ve finalde rakibini de geçip şampiyon olursa, sorgusuz sualsiz euroleague'e doğrudan katılacak.

    3.galatasaray yarı final serisinde beşiktaş'ı eleyemez ve elenirse, diğer yarı final serisi olan anadolu efes-banvit serisinin galibi takımımız için önem taşıyacak. o tarafta şu an 2-1 önde olan anadolu efes banvit'i elerse, takımımız geçen sene olduğu gibi euroleague için elemelere katılmaya hak kazanacak.

    4.galatasaray yarı final serisinde beşiktaş'ı eleyemez ve diğer seriden finale banvit çıkarsa, yani beşiktaş-banvit finali olursa takımımız sadece wild card aldığı takdirde euroleague'e katılacak. eğer ki bu şartların hepsi sağlanıp wild card verilmezse,takımımız seneye eurocup'ta mücadele edicek.

    yani kısa bi özet geçmek gerekirse; euroleague'e katılmamamız, en azından elemelere katılmamamız için küçük çaplı bir mucize gerekiyor. galatasaray taraftarının içi rahat olabilir, seneye bu takım taraftarıyla birlikte yine devotion'ı iliklerine kadar hissedecektir. bu konuda çok fazla soru işareti gözlemlediğim için açıklık getirmek, bilgilendirmek istedim.umarım yardımcı olmuşumdur.
  • 3739
    şubenin bilinçli taraftarı olduğum 15 yıldır değişmediği üzere, yüzümüzü birazcık olsun güldürdüğü sezon ertesinde yine darmadağın edilmiş olan takım. erkek, kadın hatta tekerlekli sandalye olsun fark etmiyor. bir takım bir sezon biraz öne çıktı mı, ertesi sezon öne çıkan özelliği itinayla terse döndürülüyor.

    yani kötü kadro kurulur, eksik kadro kurulur, yanlış kadro da kurulur ama 15 tane yetenek ve basketbol fukarasını bir araya toplamak hakikaten çok özel bir başarı...
  • 3379
    mustafa cengiz' in görsel ve işitsel tüm iletişim kanallarında en çok eleştirildiği zayıf karnı olan takımımız - dı.

    sezon başında basketbol takımımız hakkında;

    "bu sezon kümede kalsa iyidir"
    "basketbol şubesi içler acısı"
    "kimse ilgilenmiyor basketbolla"
    "galatasaray spor kulübüdür, amatör branşlardan vazgeçilemez*"

    şeklinde eleştiriler gündeme gelmişti.

    ancak görüyoruz ki takımımız türkiye basketbol ligi 2018 - 2019 sezonunda 14.hafta itibariyle 3. sırada... al sana akıl, al sana fikir.

    eğer basketbol konusunda başkanın açıklamalarını dikkatlice dinleseydiniz sonuçlar gelmese de bu konuda haklı olduğunu görürdünüz. kendisi;

    "basketbolda karşılığını alamayacağımız bir yatırım yapmışız. sportif a.ş. olduğumuz için bu yük futbolun takımının üzerine biniyor. bu yük bizi uefa nezdinde zor durma düşürüyor. fenerbahçe euroleague' de şampiyon olmasına rağmen zarar etti, bizim bunu göze alma lüksümüz yok. dolayısıyla takımın bütçesini kendi kendini çevirebilen bir ekonomi üzerine kurgulayacağız"

    minvalinde açıklamalar yapmıştı. aslında anlaşılmayacak birşey yok gibi duruyor. lakin çıkan haberlere ve yorumcu yorumlarına göre hareket ettiğiniz sürece kafanızın içerisindeki yangından kurtulamazsınız...

    neden? nedenine bir çoğunuz hakimsiniz aslında ancak bir yandan da sürekli unutuluyormuş gibi de geliyor, hatırlatmakta fayda var;

    demek ki basında çıkan yönlendirmelere göre konuşmamak gerekiyormuş. konuşmayın! ali koç, yıldırım demirören basının neredeyse tamamına hakim ya da tamamına hakim olabilecek kadar gücü var. istedikleri gibi algı yönetebiliyorlar! ve bu adamlar galatasaray' ın rakibi olan takımların başkanlarıdır(u: demirören eski beşiktaş başkanıdır ancak beşiktaş' ın başarısını ister. sadece bjk' li olduğu için değil aynı zamanda kulübün kendisine borcu olduğu için...).
App Store'dan indirin Google Play'den alın