• 1301
    olmayacağını, hatta daha dibe gidileceğini bile bile şu saatte insana maç maç dördüncülük hesapları yaptırıyor ya, başka türlü bir şey.

    özünden kopmuş, yıllar içinde emanet edildiği kişiler tarafından kaybedilmiş bir şey. aradığım, bulamadığım, aramaktan asla vazgeçmeyeceğim, en kötü ihtimal tarihte bulacağım, geçmişiyle avunacağım, er ya da geç bir gün küllerinden doğacağına dair inancımı hiç kaybetmeyeceğim. en sevdiğim. ama tekrar, kaybettiğim.
  • 1303
    ayhan akman ıslıklanır; adam ne yapsın 30 küsür yaşında denilir.
    onu ve onun saz arkadaşlarını oynatan; o kadar para bayıldığımız yektayı oynatmayıp; stoperimizi orta sahada, ortasahayı stoperde, sabriyi orta sahada, serkanı ise sağ bekte oynatan hagi'ye zaten bir şey söyleyemezsin o ihtimali geç...
    adnan sezgin'e laf söylesen ama onu orda tutan adnan polat cevabını alırsın...
    adnan polat'a bir şey söylediğin zaman da:
    olaya sportif olarak bakmazsak başarılı bir başkan cevabını alırsın...

    bu galatasarayın hali ne?!?
    ben mi yaptım?
    yağmur çamur soğuk demeden, millet takıma küserken gelmiyorken 3 - 4 kuruş öğrenci harçlığımla kombine alıp her maça gelen ben mi suçluyum??

    kimse sorumluların hiç birine laf söyletmiyor arkadaş.

    (bkz: tamam aq bütün suçlu benim)
  • 1305
    seneye ortadan kalkmayacak, kapısına kilit vurulmayacak yine maçlarını kendi stadyumunda yapacaktır, telaş yok, başkan değişir, oyuncular değişir, 2-3 sene evvelinin kadrosundan kaç kişi kalmış takımda, gene gidecekler, gene bir ilic çıkaracağız gene bir bülent kormaz'ımız olacak, yine efsane bir 10 numara bulacağız, kalli zaten ölmeden 2 defa daha gelip şampiyon yapar* üzülüyoruz, kırılıyoruz, birbirimize kızıyoruz, kavga ediyoruz, tartışıyoruz, bunların hepsi olacaktır, olmalıdır da ama herşey bitmiş gibi davranmak mantıksız, avrupa'da yokmuşuz*2-3 senedir avrupa kupalarında final kapısından mı döndük hayır, son avrupa maceramız şuandaki durumdan daha utanılacak bir olay değil miydi? takımın avrupa'da oynaması senin sevgini artıracak birşey mi, başarıya endeksli taraftar mı olur, kişisel olarak hayatta hep başarılı mı oldun, hiç sınıfta kalmadın mı, her istediğin hedefi gerçekleştirdin mi? muhakkak sorunlu geçen zamanların olmuştur, olacaktır da, bu dönem bir kurumun bir bölümünün başına da gelebilir, geldi işte ne yapalım, unutma sen ülkenin en çok sevinen taraftarısın diğer taraftarların toplam sevincinden bile fazla sevinmişsindir istersen say, denemesi bedava. senin yaşadığın en büyük sevinçte faydası bulunan birine kötü zamanda sırtını dönme derim ben.

    şair ne demiş; ağlamasını bilmeyen adamın gülmesinden de bi bok olmaz.
  • 1307
    sene 2007.
    galatasaray'in ezeli rakibi fenerbahce haftalar once garantilemi$ $ampiyonlugu havali bir sekilde ali sami yen'e gelmekte.
    herzaman ki basin ortaligi kizistirmakta tabi, yok ezeli rakibi alkislasinlar, insaniyet adina, 'medeni olun hulan' seklinde gaz vermekte.

    geri kalanini biliyorsunuz. fenerbahce gelip ali sami yen'de hakli bir galibiyet alarak percinlemisti sampiyonlugunu.
    sonra? olaylar, siseler, sular..
    5 mac ceza.

    herkes gelecek sezon galatasaray ilk 5'e girse iyidir laflari, alay etmeler..
    galatasaraylilarda endiseli ama iclerindeki o sesi dindirmekte. totem niyetine, belli etmemekte.

    o sira kalli gelmekte, lincoln'u da getirmekte. arkasina linderoth falan derken biraz kipirdamalar, endiseli gozler karsi tarafta.
    sezona firtina gibi baslamalar, lincoln'un hareketleri, no look pass'lar falan.

    derken kalli son bilmem kac hafta kala kalli istifa etmekte, futbolcular ve taraftarlar ; ' yonetim futbolcu taraftar - sampiyonsun galatasaray ' demekteydi.
    ve oldu da.

    bu kadar zor sezonu, avrupa'da alinan felaket bir maglubiyetle kapatmasina ragmen. yilmadi galatasaray.
    5 mac ceza aldi, hocasi istifa etti, yilmadi galatasaray.
    simdi mi yilacak? ne yani? turkiye kupasindan elendik, ligte bir amacimiz kalmadi?
    ee ne yapacagiz simdi? bitti mi hersey?

    daha yeni basliyor. bu kadar olaylara ragmen yikilmadi, yikilmayacak!
    sen ne buyuksun be galatasaray..

    en guzeli herkes kin kusarken sana, sevdigini soylemektir galatasaray sevgisi.
  • 1311
    rüyamda gördüğüm hayrolsun dediğim canım ciğerim.
    rüyamda microsofta dava açıyorum ve mahkeme microsoftun bana 6,5 milyar ödemesi gerektiğine varıyor. neyse efendim sevinçle istanbula dönüp galatasarayımın başına geçiyorum takımda hemen hemen herkesi gönderiyorum. sonra başlıyorum transfere

    ömer toprak
    serdar taşçı
    atila turan
    maicon
    selçun inan
    nuri şahin
    hasan ali kaldırım
    hamit altıntop
    cavani
    javier pastore
    gareth bale
    mikel
    cenk tosun
    necip uysal
    sinan bolat
    walcott
    bunları transfer ediyorum. (o kadar paran var ibne başkan süperstar niye getirmiyorsun diyen gsli kardeşlerim her futbolcu da paraya tav olmuyor. gittim iniesta ike görüştüm yüzüme bile bakmadı, keza rooney de )neyse tamam diyorum ben başkanlıktan anlamam aldım bunları yıllık ücretlerini de ben ödeyecem istifa ediyorum. sonra adnan polat başkan oluyormuş kulübe ben o ara yurt dışındayım. bi geldim ülkeye ana hepsini satmışlar. ulan adnan ne yaptın diyorum. pis pis gülüyor, o gülerken ben iyice zıvanadan çıkıyorum. başlıyorum ağız burun dalmaya, vurdukça gülüyor, sanki gücüm yok. delirerek allaaah diye uyandım. bi bardak su içtim, kıçımı kapadım uyumaya devam ettim.
    ulan adnan
  • 1312
    bir zamanlar deli gibi fm oynarken;
    takım hertürlü başarıya giderken bile ufak pürüzlerde oyuncularımı satardım ama biliyordum yani sattığım paralara bana başka takımların satmayacaklarını, olsun yinede satardım,
    mevkisinde iyi olup memnun oldugum oyuncumun yerine sözleşmesi biten bir oyuncu olsa alırdım mevkisi benzer olsun taktiğime falan uysun uymasın önemli değil alırdım bedava diye sonra takımın dengesi alt üst olurdu..
    boşta kimi görsem saldırırdım bedava tabi, kafada basmıyor maaşmış falan birde uzun süreli sözleşmeler imzalardım belki parlar satarım diye, sonra tazminatla gönderirdim yada paf'a atardım olmayınca,
    antrenman programı, antrenör falan çok uğraşmazdım o zamanlar, sezon öncesinde dandik takımlarla oynardım hazırlık maçlarını fark atmak için..
    bazen bireysel olarak çok sevdiğim oyuncular oyunda kötü olsa bile 11 oynatırdım ya da sonradan oyuna sokardım kesin...
    bizim takımda olanlarıda hep bu olaylara benzetiyorum ben nedense...
    ama ben çocuktum o zamanlar, kafa basmıyodu..
  • 1317
    hakkındaki 1905. entryi girebilmek için an itibariyle bilgisayarıma kayıtladığım yazısı mevcut olan, sevmenin bile şeref olduğu, adının olduğu her yerde umut olan, her ne kadar kızıp üzülsemde küsemediğim, tek gerçek aşkı bana tattıran-yaşatan şey. bu zor günlerde geçecek elbet. aslına döneceksin, üzmeyeceksin bizi daha fazla biliyorum.
    şereftir seni sevmek !
  • 1318
    inanarak yazmıştım: (bkz: #615492)

    rahat olacağını düşünmüyordum ama cidden olabileceğini düşünüyordum. bugün kıl payı kaçırdığımız pozisyonlarla kupadan elendik.

    lige 33 puanla 11. sıradayız. beşiktaş 35 puanla 6. sırada. kayseri 43 puanla 4. sırada. son maçımızda ilk dakikada penaltımız verilmedi, hakem bi güzel doğradı. önceki maçlarda aleyhimize yapılan hataları es geçiyorum. nasıl da herkesin bir ucundan tutup takımımızı aşağıya çektiğini görüyorum.

    bu kadar yangına kavgaya inat yine iyisin galatasaray. yakıştığın yerde değilsin ama sen anladın.

    not: takımın düzgün oynamadığını biliyorum ama hepimiz biliyoruz ki bu işler biraz da şans işi. şansınız size azcık gülecek, o top sizi azcık sevecek.
  • 1319
    ve sanırım sonunda zurnanın zırt dediği noktaya gelmiştir. bu geceki telegol programında ışın çelebi ve inan kıraç konuşmaları sonucunda kulüp derin yapısının tekelinde mi o kalacak yoksa kurumsallaşma yönünde dönüşüme mi gidecek önümüzdeki zamanın bu soruya cevap vereceğini görüyoruz. zorlu bir döneme giriyoruz tekrardan. yıllardır yorulduk yıprandık, buna hiç hazır değiliz. ama yapacak bişi yok. hakkımızda hayırlısı...
  • 1320
    yöneticileri, eski yöneticileri siktiriboktan bir tv programına telefonla bağlanıp birbirlerine atar gider yapan kulübüm, sevdam...

    liseli de olsanız, alaylı da olsanız ne fark eder şunu yaptıktan sonra.

    galatasaray etiği diye bir şey bırakmadınız, yediniz bitirdiniz kendi kişisel egolarınız, koltuk sevdalarınız yüzünden, sizden utanıyorum...

    çok mu seviyorsunuz galatasaray'ı? çözüm mü istiyorsunuz... oturun masaya, birbirinize hakaret edin! küfür edin! dövün birbirinizi! ama bunu itin köpeğin önünde yapmayın.
  • 1321
    iş artık futbol, başarı, kriter değildir.

    kulüp taraftarın protestosunu falan sallayacak durumda değil. kimsenin umrunda değil bunlar. ben, sen klavye başında, medya daktilo, bilgisayar başında boşuna yazıyor başarısızlık, o gitsin bu gitsin diye. olay tamamen liseli vs. lisesiz kavgasına dönmüş durumda. acı verici şu anda.

    en doğrusu ne ise olsun bundan sonra. ne aşırı polat taraftarıyım, ne lise taraftarıyım. şu an ki tablo tamamen kulübün iç durumumun saçmalığı. galatasaray başkanı= futbol kulübü başkanı olarak benimseyi ne zaman bitirirse o zaman bu kulüp geleceğe doğru bakacaktır. iki tarafada mesafeli olarak söylüyorum bunu. kötülemeden önce enrty'imi, biraz düşün, ona göre kötüle.
  • 1325
    medya, bazı taraftarlarımız, yönetimimiz, federasyon ve mhk'nın yıpratmak için çok uğraştığı bir dönemde, ligin orta sıralarına demir atan bir takıma sahipken bile "en büyük" olabilmeyi başarabildiği için nazarımda;
    gece 23:55 ve hastalığımdan dolayı sesim kısıkken, ve hiç yoktan evde yapayalnızken "dört sene üst üste şampiyon olduk, avrupanın kralı olduk, gerçekleri tarih yazar, tarihi de galatasaray!" diye beni bağırtabilen kulüp.
App Store'dan indirin Google Play'den alın