günlerdir dün akşamı bekliyordum. zaten ne zaman bir şeyi çok beklesem, hep o elimden kaçmıştır romantizmi içerisindeyim.
geldi çattı
18 eylül 2025 eintracht frankfurt galatasaray maçı ve o da ne; çok iyi maça başladık. dakika 9'da 0-1 öndeydik. hatta ikiyi atıyorduk, barış alper dağlara taşlara vurdu. çok temiz bir gol attık, orta sahamızın çiçeği lucas'ın tertemiz aldığı top, ortaladığı top ile barış alper'in kafası gol olsa da şerefsiz insan hakem golü vermedi. sonrası... sonra fiyasko işte, hezimet, hüsran.
hakan ünsal'ın kendi kalemize attığı gol yüzünden kalp krizi geçirip ölen bir adam vardı. kızıyla aynı sınıftaydık. kız bir gün geldi ağlıyor. herkes "ne oldu, ne oldu" diye sorarken dedi ki" babam öldü. hepimiz meraklıyız, kaç yaşındayız ki, soruyoruz ona "neden öldü" diye. "maç izliyordu, kendi kalemize gol yiyince fenalaştı ve öldü."
altında yatan ağır hurdacılık işi ve kalp problemleri bir yana, bir insanın hayatının son dakikası galatasaray idi. büyüdüm, çok büyüdüm hani ama hep o çocuklukta kalan yanım benimleydi. bugün
18 eylül 2025 eintracht frankfurt galatasaray maçı sonrası hayatımı tekrar sorguladım. yalnızlığımı, yaşadıklarımı, maddi imkansızlarımı, başarısızlıklarımı, ülkemin içinde bulunduğu garabeti, adaletsiz her şeyi... mutsuz muyum? olabildiğince, mutsuzum. benim gibi düşünen burada şerefli arkadaşlarım var. onların mutsuz olması benim mutsuzluğumu arttırıyor. futbolcular mutsuz mu? emin olun psikolojileri darbe yemiş durumdadır. fanatizm kötüdür iyidir esprisine girmiyorum ama şu geçici, önünü sonunu bilemediğimiz lanet hayatta bazı değerler var ise hayat anlamlı oluyor. bu bizim için galatasaray olmuş. bir an, bir gün olmuş işte ve biz onunla yaşıyoruz. ne yaparsa yapalım bu apolet, bu iz, nişan bizimle. bırakalım demekle bırakılmıyor. sigara bile inanın daha rahat bırakılır. en azından mecbur kalır da insan bırakır ama galatasaray sevgisi böyle bir şey değil.
ne yazacaktım, ne yazıyordum ki... her şey birbirine girdi. zaten mümkün değildi iyi bir şeyler yazabileyim ama işte galatasaray.
hâlâ var.