• 1
    uzun bir süredir içinde bulunduğumuz yanılgıdır. galatasaray futbol takımı 2011-2012 sezonunda yeni bir yapılanmanın içine girdi. bu yapılanma sürecinde oluşturulan kadro çok büyük başarılar elde etti. ancak yıllar geçmesine rağmen bu iskeletin kalitesini korumaya yönelik en ufak bir hamle yapılmadı. iskelette çöpler vardı ancak kaliteli oyuncu sayısı çok daha fazla olduğu için tolere ediliyordu. her geçen yıl bu çöp oyuncular takımdakı yerlerini korurken, hatta bir de yenileri gelirken, iskeletteki kaliteli isimler bir bir gittiler ve yerleri hiçbir zaman doldurulamadı. hemen aklıma gelen ilk isimlere bakalım. melo, ujfa, elmander, baros, eboue, riera hatta engin. bu isimler birer birer giderken yerlerine gelenlere bakalım. melo'nun yeri hala boş. ujfa'nın yerine alınan chedjou 3 senedir bizi kanser etmekle meşgul. yetmezmiş gibi şimdi bir de serdar aziz falan çıkardılar başımıza. elmander, baros ikilisinden sonra burak, umut ikilisi ile saçlarımız beyazladı, yüzümüzde kırışıklıklar çıktı. eboue, riera ikilisi yerine alınan isimler: cavanda, carole. başka bir şey söylemeye gerek yok bu mevkiler için zaten, sadece isimler yeterli. son olarak, şu engin'in 11-12 sezonunda oynadığı topu oynayacak bir orta sahamız bile yok kaç senedir.

    ha bir de bu kalite düşüşü yetmezmiş gibi 5 yıllık süreçte kadromuza bir sürü yeni çöp isim ekledik. bunlar: cavanda, serdar aziz, jpk, olcan, salih dursun, donk, josue, yasin... say say bitiremem şimdi. bu süreçte bu bir kamyon dolusu çöpe karşılık kadro kalitesini yukarı çeken 4-5 isim var. bunlar: bruma, drogba, sneijder, tolga, telles. bu isimlerden de drogba ve telles gitti zaten. şu an verim alabildiğimiz sadece bruma ve tolga. sneijder'in de devri bitti artık maalesef.

    şimdi galatasaray 12-13 yılında, en kaliteli oyunculardan kurabileceğimiz kadrosuna bir göz atalım:

    ------------muslera
    eboue - dany - semih - riera
    ----hamit - melo - selçuk
    ------------sneijder
    ----------burak drogba

    kalede dünya klasında bir kaleci, beklerden biri arsenal'de yıllarca top koşturmuş, diğeri ispanya milli takımı görmüş, premier lig tecrübesi olan isimler. stoperlerdeki yıllardır süren düşüş daha 12-13 sezonunda bile kabak gibi görünüyor. dany, semih ikilisi... orta sahada dünya klasında bir adam yiyen orta saha, melo. o zamanlar iyi oynayan, avrupa tecrübesi olan bir hamit ve yine o zamanlar iyi sayılan bir selçuk. forvet arkasında dünya starı, 28 yaşında bir 10 numara. ileride de en formda zamanlarında olan burak ve bir başka dünya starı drogba var.

    şimdi bir de bu sezon, son fener derbisinde sahaya çıkardığımız kadroya bakalım.

    ------------muslera
    sabri - serdar - balta - carole
    -------de jong - tolga
    ----yasin - sneijder - bruma
    ---------------eren

    kaleci aynı, sorun yok. sabri adlı leş sağ bek, sol bekte de fransa 2. liginden aldığımız vasat bir sol bek. beklerde bariz kalite düşüşü var. stoperler daha da leşleşmiş durumda. orta sahada melo'nun yerini doldurması beklenen de jong asla bunu yapamaz. yine de tecrübeli bir isim ama yetmez. tolga şu 5 yıllık süreçte orta sahaya yaptığımız tek olumlu hamle. bunu artı hanesine yazıyorum. leş ötesi bir yasin. üzülerek söylüyorum ki yolun sonuna gelmiş ve 1 yıldır gol atamayan ve 3 yaş yaşlanmış bir sneijder 10 numara mevkiinde. solda dünya standartlarında bir kanat oyuncusu, bruma. yine 5 senede yapılan nadir olumlu transferlerden kendisi. ileride de avrupa tecrübesi olan ama galatasaray'ın as forveti olacak seviyede olmayan, bana kalırsa maksimum bir elmander edebilecek bir forvet olan eren derdiyok. hadi bir de ideal kadroda yasin yerine poldi olduğunu düşünelim. dünya klasında bir oyuncu fakat istikrarı yok onun da maalesef. bazı maçlar müthiş goller atabiliyorken bazı maçlarda adını bile duymuyoruz. o da düşüşte iyice şu aralar. selçuk'u da es geçmeyelim. sezon başından beri ilk 11'de aslında, sadece derbide oynamadı diye onu yazmamak olmaz. hele hele bu kadar berbat bir durumdayken kendisi. geldiğinden bu yana 5 yaş yaşlanmış, formu iyice düşüşe geçmiş bir selçuk da yine bu takımın iskelet kadrosunda hala.

    uzun lafın kısası, şu geride kalan 5 sezon boyunca kadro kalitesi istikrarlı olarak düştü. takımın performansı da düştü dolayısıyla. real madrid'i, schalke'yi, manchester'ı deviren takım ligi 6. bitirdi. anadolu takımlarının bile gerisinde yani. bu düşüş her seferinde teknik adama bağlandı. bu süreçte galatasaray 4-5 tane falan hoca değiştirmiştir muhtemelen ama değişen bir şey olmadı. kadro kalitesi istikrarlı bir şekilde düştüğü için, mourinho gelse bile bir bok olmayacağı apaçık ortada fakat bunu ne yazık ki taraftarın büyük çoğunluğu göremiyor. şimdi muhtemelen riekerink gönderilecek kısa vadede. ama değişen hiçbir şey olmayacak. buraya imzamı atıyorum. riekerink benim babam değil. savunacak değilim ama bu adamı göndermek çözüm değil arkadaşlar. daha önemli problemler var bu futbol takımında. futbol takımının çehresinin tamamen değişmesi lazım. tıpkı 11-12 sezonu öncesinde yaptığımız gibi, avrupa tecrübesi olan kaliteli futbolcularla donatmalıyız kadroyu tekrardan. abartısız söylüyorum, muslera, bruma, tolga dışındakileri temizlemediğimiz sürece bu takımın başına guardiola gelsin isterseniz. değişen hiçbir şey olmayacak. galatasaray yine bu seviyelerde takılmaya devam edecek.

    ha bir de son olarak karakter konusu var. kalitenin yanında karakteri de sağmal olmalı futbolcunun. bize sahada elmander gibi, melo gibi, iyi dönemindeki engin gibi, big chef ujfa gibi savaşan, yüreğiyle oynayan futbolcular da lazım. bir takımın 11'ini de böyle oyunculardan kuramazsınız belki ama araya 4-5 tane serpiştirmeniz bile yetiyor gördüğünüz üzere. şimdiki kadrodan bana böyle bir isim söyleyebilir misiniz? hayır...

    velhasıl kelam, benim görüşüm futbol takımımızın asıl sorunu, son 5 yıldır istikrarlı bir şekilde düşen kadro kalitesidir. gelecek sezon çok ciddi bir yapılanma ve temizlik gerekmektedir. belki de 10-15 kişilik bir futbolcu sirkülasyonu gerekiyor bu temizliği tam olarak yapabilmek için. riekerink aslında bunu bir miktar yapmaya başlamıştı fakat muhtemelen adamın fişini çekecekler. yine de gelecek sezon için ilk hedef bu olmalı. eğer kalite yine eskisi gibi belirli bir seviye üzerine çıkartılırsa, işte o zaman teknik direktör konuşmaya başlayabiliriz. ancak şu an için şu teknik direktör gelsin, bu teknik direktör gitsin demek zaman kaybıdır ve gelecek sezonları da çöpe atmak demektir. herkesi bu konuyu biraz olsun düşünmeye davet ediyorum, saygılar.
  • 2
    eksik açılmış başlıktır. galaatasaray'ın teknik direktör sorunu vardır. bunu tartışmaya bile gerek yok. ama galatasaray'ın tek sorunu teknik direktör sorunu değildir. esasında yönetim sorunuyla teknik direktörü sorunu zaten birbirinden ayrı da sayılmaz. iyi yönetim, iyi hoca getirir, iyi kadro kurar, işine karışmaz ama takibini yapar, gerekince hesabını sorar. takımın hakkını korur, otorite boşluğuna müsaade etmez.

    bu yüzden başlık "futbol takımının tek sorununun teknik direktör olduğu yanılgısı" olmalıydı diye düşünüyorum.
  • 3
    galatasaray takımının başkan ve yönetim sorunu vardır.iyi bir yönetim ve bu yönetimin futbolu emanet edeceği çok kaliteli sportif direktör seçimi (matthias sammer) ve kaliteli bir teknik adam seçimi (louis van gaal) galatasarayın sorunlarının %70'ini çözecektir.ama önce şu dursun özbek denilen hainden kurtulmalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın