• 1
    evde, okulda, işte kısacası erkeklerin bir araya gelebildiği her yerde yaptığı eylem. hayatımızda bu kadar yer kaplayan bir şeyi tabii ki konuşacağız. ''tamam da şimdi bu ne alaka? bunun için mi açtın bu konuyu?'' dediğinizi duyar gibiyim. bunun için açmadım tabii ki.

    benim son yıllarda neredeyse hiç yapmadığım bir eylem bu. özellikle de sözlükten sonra gündelik hayatta futbola ayırdığım zaman çok çok azaldı diyebilirim. maç izlediğim anlar dışında futbol konuştuğumu duyan azdır.

    işin ilginci izlediğim maç sayısı arttıkça futbol konuşma sürem azalıyor. belki sözlük bu ihtiyacımı gideriyor belki de karşımdaki kişilerin benden çok daha az futbol bilgisine sahip olduğunu düşündüğüm için konuşmak istemiyorum. ''şunun attığı golü gördün mü, geçen ne koyduk be'' gibi muhabbetler, haftada 2 maç izleyip maçkolik istatistiklerinden futbol yorumlamalar beni aşırı bayıyor. özellikle de türk futboluna girerseniz hakem, mhk, şike falan of of of daha yazarken yorgunluktan öldüm.

    yani ben bir adamla galatasaray'ı konuşacaksam onun yıllar önceki bir maçtan vereceğim örneği bilmesini beklerim açıkçası. futbol hafızasının olması lazım. 8 yıl önceki bir lig maçından elmander'in performansını örnek verebilmeliyim rahat rahat. tabii herkesin hafızası iyi olmak zorunda değil yanlış anlaşılmasın ama o hissi almam lazım yani. ben bahsedince bir şeyler canlanması lazım karşı tarafta. yoksa ne yapayım ''real maçı neydi be?'' temalı muhabbeti. o maçı konuştuk zaten artık ekmek kalmadı ki o maçta. herkes konuştu yani onu. galatasaray ile ilgili kalıplara falan hakim olmasını beklerim. 17 mayıs belgeselini izlemeyen bir adamla ben neyi konuşacağım allah aşkına? hagi'nin leeds united deplasmanında attığı topuk pasını bilmiyor lan adam. derwall falan zaten bu adama çok yabancı şeyler.

    gelelim dünya futboluna. adam barcelona'yı o sezon ilk defa yarı finalde münih ile oynarken izliyor, sonra gelip bana messi muhabbeti yapıyor. bu adama ''barcelona'nın kadro kötü.'' desem gider bana ''defansta pique, forvette suarez oynuyor abi nasıl kötü?'' der. adam 2014'ten bağlanıyor futbola. sonra da gider suarez'in maçkolik istatistiklerine bakıp onu falan över utanmadan. ''ben çok izlemiyorum ya.'' demez yani bu tipler. uyanır, juventus'un lyon'a elendiğini görür ve şu yorumu yapar: ''ronaldo bitmiş abi.'' juventus'un hoca tercihleri, oynadığı rezalet oyun falan pek umursamaz zaten haberi de yoktur muhtemelen. mesela modric'in yedek kaldığını görse ''modric'i yedek oturtuyor ya.'' der zidane'a sallar. sanıyor ki modric, yıllar önce izlediği modric. futbol tarihi konuşalım desen zaten kendi takımının yakın tarihini bile bilmeyen adam futbol tarihiyle ne kadar ilgilenecek? hiçbir şey bilmiyorsan bari gökmen özdenak'ın efsane telegol performanslarını bil be adam!

    yani ortalık maçkolik istatistikleriyle, sosyal medyada gördüğü videolarla futbol yorumu yapan tiplerle dolu. biraz da bu yüzden hiç futbol konuşasım gelmiyor açıkçası. çok yüzeysel geliyor yapılan muhabbetler. bu yüzden ben bu futbol konuşma işine pek girmiyorum. futbol konuşmak istediğimde sözlüğe yazarım. zaten arkadaş gruplarımdan birinde ben hariç kimse futbolla ilgilenmiyor. ronaldo'nun nerede oynadığını bilmezler şu an. diğerlerinde de benim bu anlattığım durumu bildikleri için büyük şeyler olursa biraz konuşur geçeriz genelde. onun dışında pek girmeyiz.

    bu durum 3-4 yıldır var. peki neden şimdi yazdım? onu da söyleyelim sözlük. geçtiğimiz günlerde, beni kısa sayılmayacak bir süredir tanıyan arkadaş laf arasında maçlara falan gittiğimi duyunca futbolla ilgilenmeme çok şaşırdı. onun bu tepkisiyle bu farkındalık da netlik kazandı. ben de sözlüğe yazayım dedim. zaten gündem de aşırı sıkıcı. gündemdeki şeylerden bahsedeceğime bari bunu anlatayım dedim. 2020 yılında ciddi ciddi oturup insanlara ırkçılıkla ilgili ders mi vereceğiz yani? bununla ilgilenmezsek de diğer konu başlıkları şunlar: türk hakemleri, emre bol, hande sümertaş. gündeme bak. bunları konuşacağıma açarım gökmen özdenak'ın uçurum performansını izlerim daha iyi. gerçi o zaten bütün gündemlerden daha iyi.

    (bkz: yangın var içimde imdat imdat)
  • 10
    türkiye'de bunu eylemi yaparken artık sınır koymaya karar verdim.

    bunun sebepleri;
    1) ülkede futbol bilinmiyor
    2) ülkede futbol sevilmiyor
    3) bilgili olan karşısında dahil ahkam kesmeye çalışılıyor.

    bu sebeple galatasaraylisi, fenerlisi, beşiktaşlisi fark etmez. futbolu haftada 1-2 izleyip konuşmaya çalışan kişilerle futbol konuşmama kararı aldım. *

    1997'den beridir zaman, para ne varsa harcadım.
    taktik, teknik, hakem, kültür, spor hukuku, sporcular, futbol tarihçesi vs.

    eger ki hobim futbol değil de, misal ebru sanatı olsa rahat rahat kendi hobimi yaşarken kimse ahkam kesemeyecekti. ama gelip de konu futbol olunca 1 super lig 1 avrupa maci izleyip* ısrarla yorum yapmaya ve olmayanı kabullendirmeye çalışıyorlar. izlediler ya 2 mac o yüzden.

    bundan sonra futbolu, futbol bilenlerle konuşmak en sağlıklısı olacak.
  • 4
    beşiktaş ve fenerbahçelilerle gerçekleştirilmesine gerek olmayan olaydır. eskiden, 2000 öncesi süreçten bahsediyorum, rakibimiz sayılırlardı. hani başarılar denkti biraz daha, ve hakikaten saygı dozunda ilerlerdi birçok şey.

    2000 sonrasına bu değişti. bunu değiştiren de ne uefa kupası, ne fetö, açık söyleyeyim. bunu değiştiren net bir şekilde aziz yıldırım ve aziz yıldırım uygulamalarına çanak tutan siyasettir. fenerbahçe de, beşiktaş da hiçbir zaman temiz kulüpler olmamıştır zaten de, siyasetin de o pisliğin içine bulaşıp o pisliği yüceltmesi galatasaray'ı bu iki kulüpten çok ayrı bir yere koymuştur. yoksa başarılar gelir geçer, bunu hepimiz biliyoruz. ama yarın fenerbahçe değil uefa kupası, şampiyonlar ligi kupası'nı dahi olsa galatasaray'ın asaleti her durumda bize yeter, zira fenerbahçe de beşiktaş da bu kirli oyunlar sebebiyle artık hiçbir zaman galatasaray kadar büyük olamayacaktır.
  • 2
    cok geç kalmış başlık. *

    hayatımızın ciddi zamanını tüketen olgu. ama buna da bayılıyoruz. farkli başlıklara da bölünebilir. teknik taktik, organizasyon yapıları, oyuncu yetenekleri, teknik adam stilleri, liglerin kültürleri, ezeli rekabetler, mali konular, transferler, kulüpler ici veya arası siyaset, taraftar bağlılıkları vs.

    bazı zamanlar ise futbol dışında başka konu konusulmaz. bir şampiyonluk maçı haftası, derbi günü, şampiyonlar ligi zaferi sonrası veya bir transfere odaklanilmisken.

    aşırı derecede sevdiğim bir muhabbettir yalnız herkesle yapılmaması gerekir.

    bir de şu sıkıntıdan bahsedeyim. futbolu gerçekten ciddi şekilde önemseyen takip eden bilgi sahibi olan insanlar, az derecede futbolu takip ederek sacma sapan yorumlarda bulunan insanlara katlanmak zorunda kalıyorlar.
    örneğin hobi edindiğiniz konu ebru sanatı olsa kimse karşınıza gelip "ooo o öyle degil doğrusu bu" demez diyemez ama futbolda bunu illa diyecekler yani. sonra gel de anlat eğrisini doğrusunu. can sıkan bir durumdur. bir durup dinleyeyim de öğreneyim demek yoktur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın