• 178
    --- alıntı ---

    düşünsenize; akşam ezanından sonra ‘eve gel’ diyen anneye ‘tamam’ dedikten sonra son bir gol atma çabamızı, top dışarı kaçmasın diye topa vurmadığınız olmuş mudur hiç? hep gol olacak diye vurmuşuzdur da kaçan gole bile üzülemeden, giden topun peşinden koşmuşuzdur hani. sınıf maçında gol atıp sevdiğimiz kıza koşmayı kaçımız hayal etmemiştir ki? işte aslında budur futbol! “22 kişi 1 top 2 kale 4 hakem 40.000 izleyici” der matematikçi, “salakça bi’ oyun işte” der kim bilir kaç kız ama bizim için farklıdır anlamı, hayattır futbol; aşktır!

    dayak yediğinde kahveye koşup yanına sığınacağın ağır abidir, hani senin derdin için okeyden kalan adam var ya işte odur puyol! mahallenin bir diğer delikanlısıdır pepe. nerede görseler birbirlerini kaşlar çatıktır ama bilirler kendilerindeki hırsı, azmi.

    topu getiren, patlarsa da “canın sağolsun be kardeşim” diyen candır casillas, babası memurdur; 15 güne toplamıştır o topun parasını ama arkadaşından değerli değildir, o da bilir.

    zengin aile çocuğudur kaka, dillere pelesenk olmuş o baba sözü vardır ya hani “oynama şu fakirlerle” diye, hiç aldırmaz babasının o lafına, zengin arkadaşlıklarına paha biçemez çünkü.

    müstakil evlerinde yan komşularıdır birbirlerinin, miskette ortak olur, herkesin misketini üterler, futbolda da hep takım arkadışıdırlar, hava kararınca birlikte eve giden çocuklar vardır ya işte onlardandır xavi ve iniesta.

    buralı değildirler, babaları işçidir, “ne yapalım be ekmek parası” der her yaz ayakkabı boyar, birbirlerini hiç tanımasalar bile kaderleri ortaktır zidane’ın, mesut’un.

    babasının arabasıyla, mesleğiyle övünen o gıcık çocuklar vardır, söbelendiklerinde “banane, sayılmaz!” diyip mızıkçılık yaparlar, olmaz diyeni de döverler hani; maçta da hiç pas vermezler, ibrahimoviç’tir, ronaldo’dur isimleri.

    vurup kırdığında camı suçu üstlenen, top arabanın altına kaçtığında yeni yıkandı tişörtüm demeden arabanın altına atlayan çocuktur terry, gerrard; bazende lampard.

    işte böyledir bizim mahallemiz, mahallemizin çocuklarıdır televizyondan gözümüzü büyüterek izlediğimiz yıldızlar… peki biz kim miyiz? aslında hepimiz birer kaybedeniz; futbol maçı yüzünden, sınava çalışamamışızdır çoğu zaman yada futbolu öyle bir sevmişizdir ki bir kızı sevecek sevgimiz kalmamıştır. futbol hepimizden bi’ şeyler alıp götürmüştür aslında da, pişman değilizdir yaşadıklarımıza…

    --- alıntı ---

    kaynağı bilmiyorum bir arkadaşım msj olarak attı.
  • 179
    bazen ben mi bu spordan anlamıyorum veya başka maç mı izledim diye kendimden şüphe duyuyorum. adam muslera'nın yediği gollere hatalı demiş, melo'nun bir işe yaramadığını iddia etmiş, sırf sabri takıntısı yüzünden bir yere saracak ya sabri'ye yüklenmiş. sanki melo çıktı takım şaha kalktı, o golleri muslera hariç her kaleci çıkaracaktı sanki, eboue bu sezon hayatının topunu oynadı da biz mi görmedik, o da sabri kadar oynadı zaten şu ana kadar. takım bu maçta takım halinde kötüydü. bireysel sorunlardan çok, organize olamadık, organizasyon sıkıntıları vardı. konsatrasyon neden yoktu bu da çok açık.*

    (bkz: 18 ocak 2013 kasımpaşa galatasaray maçı)
  • 180
    --- alıntı ---

    207 üyesi bulunan avrupa kulüpler birliği başkanı karl-heinz rummenigge, yoğun kış koşulları nedeniyle takvimde devrim niteliğinde bir değişime gideceklerini açıkladı.

    rummenigge, "avrupa'nın her yerinde yaz ayları koşullar açısından en iyi dönem. kışın en sert koşullarında ise ligler devam ediyor. bu futbolcular ve seyirciler için büyük eziyet oluyor. bu durum hiç mantıklı değil. bu yüzden ocak'ta başlayıp sonbaharın bitiminde tamamlanacak yeni lig takvimi üzerinde çalışıyoruz" dedi.
    --- alıntı ---
  • 181
    dünyada çok ilgi gören ayaktopu oyunu..modern çağın gladyatör oyunu..rakip hep yenılsın, benim taraftarı olduğu takım hep kazansın oyunu..
    bu oyun hakkında yapılan en buyuk yanlış istatistik okuma konusunda türk futboluna aittir..örneğin 'istatistik mini etek gibidir, aslında bir şey gostermez' ya da 'ıstatıstıge çok güvenme, hagi bir koyar eline verir o ıstatıstıgı' lafları palavradır..istitastık çünkü istikrarla birlikte okunur..iyi futbolcu da o yüzden hagi hep ıyıdır, istikrarlı bir istatistiği vardır..hayatında bilmem kaç maç oynamış, kaç km koşmus adam değil, istatistiklere skor olarak yansıttığı her km istikrarlı adam iyi futbolcudur..
    görüş açımı söyle anlatayım, en sevdiğim futbolcular hagi, ınıesta, tugay olmuştur..ızledıklerım içerisinde evet inanilmaz dediğim iki futbolcu da maradona ve messı'dır..
  • 186
    futbol bir hastalık mıdır? aslında bu soruyu yarım saat öncesinde, kız arkadaşımın facebook duvarında ''tribin olurum'' sözünü, ''tribün olurum'' diye okumamla kendime sordum ama cevap veremedim. sonrasına hiç girmiyorum ''ne anlarsın sen tribüncülükten asdasf'' yazmamla ''mal mısın yeeaaa düzgün oku'' cevabını aldığımda hem utandım, hem de kendi kendime kahkahalar attım evde... *

    cumartesi-pazar tatillerimde sonucunu bildiğim halde, gecenin 2'sinde,3'ünde la liga maçlarının tekrarını ntvspor'dan izliyorum. arkadaş bu hastalık değil de nedir? * annem ve babam çalıştıkları için beni akrabalarıma bırakırlarmış, ama sürekli maç izlemek istediğim için ''hayır kabul etmiyoruz bırakma bize'' cevabını almaya başlamışlar belirli bir süre sonra... şimdi bu örnekleri çoğaltırım da ''% 100 futbol''u izleyemedim tekrarı başlar biraz sonra... te işte yine gidicem 5'e kadar rıdvan'ın ıspanak suratıyla, güntekin'in fasulye suratına bakıcam. hastalık abi hastalık bu meret... yoksa akıl işi değil benim yaptıklarım...
  • 193
    bahis şirketleri olduğu sürece bataklıktan kurtulamayacak oyun. samimiyetsiz artık, sıkıcı. para babalarının yönettiği bir ilüzyon. eski yıldızları yerine yıldız diye lanse edilen oyuncular estetikten yoksun. takımlar güzel futbolun değil kazanmanın peşindeler. her yol mübah artık. iş adamları parayı bastırıyor, takımlarını kuruyor. eğleniyor musunuz kan emiciler? eğleniyor musunuz paranın evlatları?

    futbolun geldiği bu noktadan gerçekten memnun muyuz? güçlü takımlar daha güçlü, zayıflar daha zayıf. büyükler aslan payını alıyor gelirlerden, zayıflar ise güçlülerin belirlediği paydan bölüşüyorlar. rekabet devam eder mi böyle? sporu spor yapan en önemli prensiplerden biri rekabet olgusu değil midir? sizce bu olgu eskisi gibi mi? deportivolar, monacolar, valencialar nerde şimdi?

    bana kim futbolun eskisi kadar masum olduğunu söyleyebilir? kuraların ayarlanmadığı turnuva kaldı mı artık? daima kural 'show must go on!'. freddie mercury meşhur şarkısını yazarken ne de güzel iğnelemiştir gösteri dünyasını. asıl demek istediği başka olsa da bu show dünyasına tokadı atmıştır. sürekli heyecanın tavan yapıp birilerinin uyutulduğu bir düzen yok mudur şimdi? hakemiyle, federasyonuyla, uefasıyla herkes tiyatro oyunu çevirmiyor mu sizce de? rakipler ayarlanıp yarı finale çıkması gerekenler ittirilerek çıkmadı mı bu sezon şampiyonlar liginde? neden? çünkü real madrid, dortmund, barcelona, bayern münich'in izleyicisi daha çok olur. daha çok para kazanırlar. adil, güzel oyun umurlarında değil çünkü. umurlarında olan popüler olanı yüceltmek çünkü.

    düşünüyorum dortmund takımını güzel yapan, sempatik kılan ne? adamlar emek vermiş çünkü, sabretmişler. nuri şahin'i 16 yaşındayken oynatmışlar çünkü. bir teknik direktöre yıllarca güvenip, arkasında durup onun takımı yapmasına izin vermişler. klopp bir günde yapmadı o takımı. adım adım elde etti başarıyı. transfere 300 milyon euro harcayan dev canavarları dize getirdikleri için sempati duyduk. yapabildiler çünkü. emek parayı yendi çünkü. bize ilham verdiler.

    bahis oyunları futbolun en çirkin yanıdır. bu kadar yalanın dolanın en büyük nedeni bu şerefsiz, insan olmaktan bi haber bahis şirketleri değil midir? insanları para kazanma ilüzyonuyla soyuyorlar. sonra çıkarlarına göre maçların skorlarına etki ediyorlar. sen de tranmere'e, herenveen'e sövüyorsun durmaksızın. neden? sen bunlara neden oluyorsun bunlara destek olarak. bu şerefsizler gelip futbolun ağzına sıçıyorlar. galatasaray'ın hakkını yiyorlar. çünkü para kazanıyorlar, ceplerimizi boşaltıyorlar.

    futbolu böyle sevmedim ben. futbol dediğin böyle olmaz. futbol dediğimiz şey bahisle, televizyon geliriyle bitişini hazırlıyor, heyecanını kaybediyor. şikeler yapılıyor, kuralar ayarlanıyor, hakemlere talimat veriliyor. biz de yiyoruz anasını satayım her seferinde. bıktım artık paranın konuşmasından, bıktım artık endüstriyel futbol nanesinden. zayıflar daha fazla ezilmesin, lobiler çalışmasın, rüşvetler yenmesin. yeşil çimlerde belirlensin galipler, masa başlarında değil. azıcık onurlu olun. yaşamın acımasızlığından kurtulup birazcık mutlu olabildiğimiz futbolumuzdan çekip gidin. kirletmeyin daha fazla, bozmayın.
  • 195
    demokrasi, hak, hukuk, adalet, cumhuriyet gibi bu spor da bizim milletimize fazladır. gelişmiş ülkelerde futbol haftasonu çoluğu çocuğu karısıyla; iş kaygısından, stresten uzak iki saatlik kafa dağıtmaya gidilen spor dalıdır. bu amaçla bakılır müsabakalara. maç biter herkes günlük hayatına döner, sakince evine döner falan.

    bizim ülkemize gelecek olursak, her türlü avrupai gelişimin en boktan yanını kendisine amaç edinen milletimiz futbol konusunda da geri kalmamıştır. holiganizmi, şiddeti bi yana bıraktım sırf ezeli rakibine küfür etmek için futbol formalarıyla bayanlar müsabakasına* giden taraftarlara sahibiz, kulüp ayrımı yapmadan. adam çekiyor sneijder, kuyt, quaresma formasını gidiyor rakip bayan takımı oyuncusuna küfretmeye; başka bir gayesi yok adamın.

    onu da geçtim o kadar boş bir millet olduk çıktık ki tek mevzumuz futbol olmuş. anlayan anlamayan, en cahilinden tut en öküzüne kadar konuşuyor da konuşuyor. sanki her şey yerli yerinde konuşulacak başka hiçbir mevzumuz yok. daha bir gün önce hatay'da bombalar patlamış devletin resmi sayı vermeye götü yemiyor yüzden fazla ölü olduğu konuşuluyor, yayın yasağı geliyor. milletimizin derdi yine aynı; volkan sabri'ye küfür etti, sabri volkan'ın ensesini tuttu sabahtan akşama kadar aynı haber, bin beş yüz defa duyuyoruz gün içinde. sabri aslan parçası, volkan ayı; volkan kral sabri şerefsiz muhabbetleri gırla gidiyor. galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş hiç farketmiyor böyle futbola da futbol taraftarlarına da böyle futbolculara da sövesi geliyor insanın alayına ayrım gözetmeksizin.
  • 196
    benim için ölmüştür..

    hacettepe'de tıp okuyorum. 1,5 ay sonra intern denen zıkkımdan olacağım. bilenler bilir, lanet birşeydir.. ha bir de tus denen bir bela var.. dersaneler rantlar, aman allahım ne çirkinlikler.. aynı günümüz futbolu gibi. neyse, sadede geleyim abiler.. benim hayatta hiçbir hobim kalmadı.. sigara içmem, alkol almam, kız arkadaşım da yok, kendime ayıracak vaktim de.. ama bu yıl dersane olsun başka birşey olsun, her ne olursa olsun bi şekilde galatasarayımızın maçlarına koştum.. çocuk gibi dersten kaçtım yine geldim.. geleceğim tabi, aşığım ben.. renklere aşığım, onu izlemezsem aklım zaten maçta olacak, bilirim.. son zamanlarda gelecek yıl için planlar yapıyordum.. işte şu aylarda şunlara çalışırım, şurda ders çalışamam falan.. böyle uzun plan yaparken dedim keşke geleceek yılın fikstürü belli olsa da araları sarı-kırmızıya boyasam renklendirsem..

    böylesine hevesliydim futbola, herşeye rağmen.. 12 mayıs fb galatasaray maçını bin hevesle bekledim hepiniz gibi.. şampiyon çıkıyorduk.. uzun zamandır yenemiyoruz ve işte şimdi diyordum, tam zamanı.. bir yandan da reyhanlı patlaması, burukluk, acaba iklim, ortam nasıl olacak diye merak ediyordum.. malum, nefret ülkesi olduk.. ama ve lakin çirkinlik maçtan önce başlamış.. ırkçılık yapmış bazı ibneler.. sonra maçta yediğimiz 2. gol sinirlerimi oynattı.. emre belözoğlunun o küfürlere rağmen oyunda kalması.. sabri-volkan kavgası, meirelesin mikropenisini göstermesi, maçtan sonra öldürülen masum fenerli, ve aslında o masum fenerlinin 7 kişi bir masumun(!) üzerine saldırmış olduğu gerçeği.. başta reyhanlı vardı ya, artık yok kardeşlerim, abilerim.. yarın şurda galatasaray formasıyla sokağa çıksam, başıma bişey gelse-ki artık bence hiç yadırganmaması lazım- çok doğal karşılanacak.. adım burda ekşide twitterda dolanacak, en fazla bir hafta.. sonra eline sağlık.. bu mudur bu oyunun güzelliği.. biz arkadaşlarla dizdize maç izler, gerekirse birbirimizle dalga geçer, sonra can ciğer kuzu sarması olurduk.. candan önemli değil abiler bu oyun, kişilikten ya da en önemlisi memleketten önemli değil.. modern futbol denen bu karın ağrısı maalesef bende hazımsızlık yaptı.. ben yokum bu işte.. adam gibi federasyonlar gelene, futbolcular drogba gibi olmasa da muslera gibi olana kadar, rant olmaktan çıkana kadar futbol, ben sevemem.. bu yapay gündem, tiyatro onların olsun..

    şimdi baktım karmama engelsiz aslan yazıyor.. futboldaki karakter engellileri gidene kadar sarı-kırmızı sevdayı engelsiz aslanlarla yaşarız biz de...
  • 197
    toplumların afyonu..

    çok fena kafa yapıyor..

    transa geçiyorsun, beynin sulanıyor, algıların köreliyor; çok zamanını çalıyor meret..

    ben de bağımlısıyım maalesef..

    ama son bir haftadır ağzıma bile sürmedim bu zıkkımı..

    onun yerine biber gazı kullanıyorum..

    kafam ayık geziyorum..

    altı harfli aşkıma siktiri çektim..

    "şimdi sırası değil aşkım" dedim..

    "o kadar da önemli değilsin,

    ben seni ararım;

    şimdilik hoşçakal..

    daha güzel günlerde, daha güzel bir ülkede görüşmek üzere.."
  • 198
    çocukken kendimden büyüklerle maçlar yapardım. ilk başta beni kaleye geçirirler, daha sonra orta sahadan biri ''evden çağırıyolar, ekmek alıncakmış'' diye gidince ortaya alırlardı. fakat orta sahaya da geçsem üzerimde o ''çocuk'' yaftası hala kalırdı. misal ''olum çocuğu da görün amına koyim, hep kendiniz gidiyonuz'' gibi... amma velakin büyüklerle maç oynamak zevkli olmasının yanında öğreticidir, kendi yaşıtlarınızla yaptığınız maçlarda sizi bir adım öne taşır. burdan sözlük okuyan gençlerimize göndermemizi de yaparak entryi bitiriyorum.

    kısaca insana küçük de olsa bir şeyler öğreten, hayatta en zevkli faliyetlerden biridir futbol.
  • 200
    gerçekten çok garip bir ekonomiye sahip spor branşı. insanların hayatını ömür boyu garantilemesi için üst liglerde 3 sezon oynamaları yeterli. daha alt liglerde oynuyorsanız oynadıgınız sure boyunca paranızı yatırıma cevirerek yine omur boyu sefa garantisi elde edebilirsiniz.

    hiçbirşey yapmadan tribün yerine biraz daha alçak mevkiden maç izleyerek yıllık 500.000 tl para kazanabilirsiniz.

    (bkz: aykut erçetin)

    yada tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanı misali ederinde olmayan adamlara milyon tl'ler ödenebiliyor.

    (bkz: aydın yılmaz)

    eskiden futbolcuya verilmeyen kızlar futbol piyasasının tavan olmasından sonra ''ya topcuya ya topcuya'' mottosu ile veriliyor.

    farkındaysanız gareth bale falan 100 milyon euro falan eleştirmedim. o kadar dahi etmese bile o adamda bir kumaş var bir ışık bir fark var. ama ya aydın ? ya aykut ?

    bu başı ''ay'' olan futbolculardan ne çekti bu türk futbolu ?

    (bkz: aykut kocaman)
App Store'dan indirin Google Play'den alın