• 377
    (bkz: #1527839)
    (bkz: #1527844)
    (bkz: #1527861)
    (bkz: #1527890)
    (bkz: #1530472)
    (bkz: #1530487)
    (bkz: #1531035)
    (bkz: #1531056)
    (bkz: #1531474)
    (bkz: #1531684)
    (bkz: #1533212)
    (bkz: #1534200)

    devam ediyoruz. her zaman olduğu gibi geri dönüşlere teşekkür ederek başlıyoruz. :d yahu yazdıkça yazmışız son entryde de 2024 avrupa şampiyonası başlamadan önce olan birkaç şeyi anlatmayı unutmuşum.

    nisan 2024'te medyada dedikodular çıktı. magician kulüp arayışında diye. italya milli takımı ile çalışırken aynı zamanda başka bir takım daha çalıştıracağım söyleniyordu. dedikodular artınca 7 nisan 2024'te basın toplantısı düzenledik. başkan falan herkes toplandı sırayla konuşuyoruz. başkan klasik konuşmaları yapıyor: "arkasındayız, güveniyoruz." falan filan. ben de çıktım elimi kalbime koydum: " aslolan italya'dır." dedim. ooooo alkış kıyamet. kıl gazeteciler bile ayağa kalkıp alkışladı. bağırış çağırış... forza italya sesleri yükseliyor. o güne kadar böyle bir şey duymamışlar nasıl gaza geldiler nasıl gaza geldiler görmeniz lazım. ben de aldım gazı italya'yı dünyanın 1 numarası yapacağız. italyan milleti istedi mi her şeyi yapar. birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde azmin zaferiyle kazanacağız diye bağırdım. italya milli marşı ile basın toplantısını bitirdik. 8 nisan 2024'te de hoffenheim'a imza attım. * (u: bu arada yanlış anlaşılmalara karşı şimdiden söyleyeyim; taklide ve kibar mizaha fazla alınmamak lazım, kişisel düşüncelerden ayırmak lazım)

    hoffenheim'a can sıkıntısından gittim aslında. ısrarla teklif yapmışlardı. avrupa şampiyonası öncesi de yıllarca boş durduğum için oynama hevesiyle kabul ettim. zaten nisan ayıydı. 1-2 ay takılıp sezonu tamamlayıp istifa edecektim. basın toplantısında da zaten kısa vadeli burada olduğumu belirttim. italya futbol federasyonu ve italyan halkı bu kararıma tepki göstermişti. şampiyonanın hemen öncesi başka takıma gitmem güveni büyük ölçüde sarsmıştı. en son babalar duyar'daki kadir gibi "hallederiz hulya" moduna girmiştim. başımda da başarısız olmamı bekleyen sinirli bir italya halkı kitlesi vardı. kadir'in babası gibi "beceriksiz, becerikkksiiiiz!" diye bağıracaklardı kulağıma. zaten bir kulak arkam kalmıştı azarlanmadık :(

    neyse dedik başladık hoffenheim macerasına. ligde 11.ydik ve bitime sadece 5 maç kalmıştı. artık italyanlardan yediğimiz beddualardan mıdır nedir bir baktım kalan 5 maça: önce kendi evimizde bayern munich, sonra deplasmanda bayern leverkusen, sonra evimizde borussia dortmund, sonra deplasmanda hamburg, son hafta da "braunschweig".

    çok çok zor bir fikstür vardı önümüzde. e nisan'dayız, transfer yapma şansımız da yok. kadro da almanya'da orta sıralarda oynayacak takım kadrosu. magician'lık yapma zamanıydı. şapkadan bir trickli taktik çıkaracaktık. bir süre düşündükten sonra kafamdaki ruh hastası defans taktiğini hayata geçirmeye karar verdim. hedefimiz: joker'in kalemi yok ettiği gibi rakiplerimizin hücum gücünü yok etmekti: http://www.youtube.com/watch?v=2KX3OriDpgg

    analiz ve planlama işini hallettmiştik. takımın ruh halini daha iyi hale getirmek için takım toplantıları, bireysel konuşmalar yapılmıştı. oluşturabilecek en iyi kadro takımın içinden seçilmişti. fikstürdeki rakiplerimizin çoğunu zaten tanıyorduk. analize, taktiğe, planlamaya biraz da "delilik" kattım. taktiklerimiz, mantıklı seçimlerimiz, genel düşüncelerimiz her şekilde anlaşılabilip kontra ile karşılık verilebilirdi. ama delilik? hiçbir mantığa, akla uymayan. belirli bir düzeni ve mantığı olmayan şeyleri başarıyla uygulayabilirsek ne yapabilirlerdi? maçlar başladı. genel bir anlayışımız, mantığımız vardı ama maçın bazı dönemlerinde ne yaptığımızı, ne yapacağımızı biz bile bilmiyorduk ki, rakip nasıl bilebilirdi? değişik taktikler değişik anlayışlarla oynadık maçımızı, rakip daha anlamaya başlamadan başka bir şeye dönüyorduk. tüm düzenleri bozduk. felsefemizi ve anlayışımızı zamanında kemal sunal, oynadığı bir filmde çok güzel belirtmişti "olur, kendime bile söylemem". ve tadaaa! http://img498.yukle.tc/...p?id=2634fikstur.jpg ruh hastası taktiklerimizle 5 maçta gol yemeyip bu zorlu fikstürde 4 galibiyet 1 beraberlik almıştık. ligi 5. bitirmiştik ve bu herkeste büyük şok etkisi yaratmıştı. http://img498.yukle.tc/...d=7166hoffenheim.jpg ayrıca şu da dikkatimi çekti. 5. bitirene bile 35 milyon euro veriliyor: http://img498.yukle.tc/image.php?id=252435m.jpg

    kendimize hayran bırakarak bastık istifayı ayrıldık "hoffenheim" takımından ve 2024 avrupa şampiyonası'na odaklandık. bu kısa süreli almanya macerasında kendimi oradaki insanlara o kadar yakın hissetmiştim ki artık "ichbin ichbin" ve "gehen gehen" diye gülüyordum :( (u: mikrofonu eline alıp da selam yollamayan türk henüz görmedim. bu yüzden geleneğimizi devam ettirip buradan umut sarıkaya'ya ve kuzen ahmet abi'ye selamlarımı yolluyorum) *

    her şey tamam da, yahu ben bu maç içindeki taktikleri nereden öğrendim, nereden esinlendim? onu da anlatayım: biz ilkokulda 7 erkek 23 kız falandık. sınıf öğretmenimiz beden derslerinde yıllarca halk oyunları provaları veya sınıfta matematik dersi veya rahat!, hazır ol!, sağa dön!, sola dön!, ileri marş, sağa çark, sola çark falan yaptırdı. nadiren de bir tane plastik topu önümüze atar hadi oynayın derdi. daracık alanda 30 kişi, bir tane topun peşinden koşardı. o kadar açtık ki oynamaya hemen saldırırdık sınıfça. kızlar erkekler karışık 30 kişi tek topa saldırırdık. o kadar film izledim haber izledim ben böyle açlık görmedim mk. :( o kadar anında saldırırdık ki; kim hangi takımdan? neresi kale? hangi kale bizim? hiç bilmiyorduk. topu alan sanki tarkan'daki mars'ın kılıcını almışçasına kaçar, diğerleri koku filmindeki gibi üzerine atlardı. orada ayağıma yediğim darbeleri hiçbir yerde yemedim. oradaki kaosu hiçbir yerde görmedim. joker'in de dediği gibi: biz adeta arabayı kovalayan bir köpek gibiydik. biz de topu kovalıyorduk. kovalayan köpeğe arabayı versen ne yapacak? aynen biz de topu aldığımızda ne yapacağımızı bilmiyorduk. çalım atılacak boşluk yok, 30 kişi sana basıyor mk. lan kale bile yok. kale neresi bilmiyoruz, hangisi bizim bilmiyoruz. e pas atsan? takım yok ki takım. kim bizden bilmiyoruz. ondan arabayı kovalayan köpek gibi topu kovalıyorduk. takıma da bu felsefeyi yerleştirdim. maçlar öyle bir hale geliyordu ki sahada bizim sınıfı görüyordum.

    ve sonunda geldik haziran 2024'e ve 2024 avrupa şampiyonası'na...

    devam edecek...
  • 378
    önemli uyarı: oyunu kendi emeğiyle çözmek isteyen arkadaşların okumaması tavsiye edilir!!!

    evet arkadaşlar, takip etmiş olanlar bilirler, yılların fm oyuncusuyum, 1998 de cm3 ile başlamıştım bu serüvene, her sene oyunu oynamaya devam eden az sayıda kişiden birisiyim.

    ancak ilk defa bu kadar zorlandım bir oyunda, daha önceki entry'lerimde yazdığım üzere bir türlü başarılı olamadım, türlü sistemler, mantıklı yaklaşımlar, futbol felsefeleri, hiçbirisi kar etmedi ve her seferinde kovulup kendime olan güvenimi kaybettim...

    asla hile yapma ya da maçı bilgisayara oynatma gibi bir huyum yok. bu nedenle oyunu çözmek için çok çabaladım.

    ve nihayet...

    evet arkadaşlar nihayetinde oyunun püf noktasının neresi olduğunu bulmayı başardım.
    an itibariyle galatasaray'ın başında 5. sezonumu geçiriyorum, açık ara puan farkıyla 4. şampiyonluğuma gidiyorum, ilk sene son 4 maçta şampiyonluğu kaybedip ligi 3. bitirmiştim, ancak türkiye kupasını almıştım. şimdi 3 senedir açık puan farkıyla 1. olan, 4 süper kupa 2 türkiye kupası sahibi bir teknik direktörüm.

    avrupa kupalarında da 4 kez katıldığım şampiyonlar liginden 3 kez elenip uefa'da belli noktalara kadar ilerledim, bir kere de ölüm grubundan çıkıp 2. turda mücadele ettim.
    avrupa'da başarısız görünsem de hatırlatmam gereken ayrıntı şu ki takımımın yaş ortalaması 23 ve 24 yaş üzerinde sadece 3 oyuncum var, onur kıvrak, selçuk inan ve burak yılmaz, ki bunlar takıma ağabeylik etmek için mevcutlar.

    gelelim oyunun sırrına!!!

    arkadaşlar oyunda kendinize ait "gol atabildiğiniz" herhangi bir diziliş belirleyin, mevkilere oyuncuları "yeşil" yanacak kadar yeterlilikle yerleştirin.
    geriye tek bir fonksiyon kalıyor oyunda başarılı olmanız için:

    - defans çizgisi.

    evet. maç boyunca "atak yiyecek gibi" göründüğünüz her pozisyon öncesi defansınızı ilerideyse geriye, gerideyse ileriye çekin.
    çok güçlü takımlarla, yani avrupa çapında, real madrid, man utd, man city gibi takımlarla oynuyorsanız, bu özelliği "savunmayı orta sahaya yaklaştır" ya da "daha geri çekil" şeklinde düzenleyin.

    eğer rakibiniz "tesadüfi bir kontratak" geliştirmiyorsa veya duran top kullanmıyorsa gol yemeniz neredeyse imkansız.
    hal böyle olunca gol bulduğunuz maçların neredeyse tamamını kazanıyorsunuz, gol atamadığınız tüm maçlar da neredeyse berabere bitiyor.
    buna avrupa kupaları da dahil.

    kalan diğer mağlubiyetleri de şampiyonluğu bir kaç hafta önceden garantilediğim için motivasyonu düşen ve maçları sallamayan oyuncularım yüzünden aldım.

    oyunda başarısız olmaktan bıkmış olan arkadaşlarıma bu yöntemi şiddetle öneriyorum.
    ama tabi canımı sıkan bir nokta, o kadar emek verilen koca bir oyunun aslında bu kadar küçük bir püf noktanın bulunmasıyla ıskartaya çıkması.

    yani maç boyunca takım komutlarında olan elleriniz defansı bir ileri bir geri çekerse, oyunu çözüyorsunuz.
    ama olsun, fm 2014'ü takdir ediyorum, hayatımda beni bu kadar zorlayan ve buna rağmen kendisini oynatmayı başaran başka bir oyun olmadı.
  • 379
    oyun ilk çıktığında galatasarayı alıp zorla şampiyon olmuştum. sonra laptopum bozuldu ve bir hafta önce tekrar oynamaya başladım. kadro süper, taktikleri en ince ayrıntısına kadar ayarladım, antrenmanlara dikkat ediyorum, personeli baştan aşağı değiştirdim ama bir türlü başarılı olamadım. sürekli beraberlik veya mağlubiyet. nedir sıkıntı anlayamadım gerçekten kafayı yemek üzereyim. yardımcı olabilecek varsa beri gelsin lütfen.
  • 380
    2018-2019 sezonu;

    cristiano ronaldo 33 yaşında, messi 31.

    real madrid ronaldo'yu serbest bıraktı, ben de "bari futbolu bende bıraksın, ronaldo ronaldo'dur" mantığıyla saldırdım tabi, ancak ne mümkün? 13 milyon euro sabit para istiyor 1 sezon için. neyse önerdim, param var allama şükür. 3 aydır boş duran ve teklif alamayan ronaldo'ya tekrar eski takımı real madrid teklifte bulundu, beni reddetti, real madrid'i kabul etti doğal olarak.

    neyse;

    ronaldo real madrid'le tekrar kontrat imzaladıktan sonra değeri 3,4 milyon euro. yaş 33 son, 34 başı.
    messi'nin 31'in sonları 32'inci yaşının başında olduğu dönem değeri 44,5 milyon euro.

    aradaki fark bana baya bir uçuk geldi...
    ilginç...
  • 381
    yabancı futbolcuların türk statüsüne geçişi olayını merak ettiğim oyundur ayrıca...

    ekran kullanımı eskisi kadar kullanıcı dostu değil. oyuncunun "wonderkid" yani "harika çocuk" olduğunu bile "profil - bilgiler" ekranında sağ üstte görüyoruz, bunu bulabilmek için baya bir kasmam gerekti.

    eskiden profile tıklayınca direk görebiliyorduk halbuki.

    şimdi, bir futbolcunun ikinci bir vatandaşlığı var mı yok mu onu görebildiğim ekranın neresi olduğunu merak ediyorum aslında.
    telles ve bruma'nın takımımda 6. sezonu.
    takımında 6 tane süper star seviyesinde yabancı var, 1 tanesi hep kadro dışı kalıyor doğal olarak.

    bizim çocuklardan birisi türk vatandaşlığı alsa yardırıp gideceğim ondan soruyorum.
  • 383
    ulan 4 sezonda 12 kupa kazan * sonra 3 maç arka arkaya yenil ve seni aysal kovsun, vay amk dedirtiren oyun.

    neyse ac milan'in teklifini kabul ettim, yeni takım kurduk, serie a'da 2. durumdayım 10 maç sonunda, şampiyonlar liginde kötü gidiyorum beyler, grup'ta olimpiakos,mençester ve twente var. mençester gecen bana 5 çekti, çok ibne bir takım. söylentilere göre bizim silvio başgan hizmetçiye sarkarken yakalanmış külübü satıyor 2017 sezonunda.
  • 384
    oyunla ilgili çok kısa birşeyler yazmak istiyorum.oyunu geçen gün kurdum ve yedi saat falan oynamışımdır ki bu benim için çok az bir süre.ilk olarak tabii ki galatasarayı aldım ancak oyuna komik bir bütçe ile başlatıyor ünal başkan sizi.neyse dedim eboue'yi 5 milyona sattım yerine bonservissiz revelliere'i aldım.kanatlara kiralık olarak salvio ve gaitanı aldım.ancak salvio sezon başı sakatlanınca onu geri yollayıp yerine simon pepeyi kiraladım.kağıt üstünde özellikle kanatlarda brumada eklenince çok güçlü bir kadro oluştu.tek sorun solbek ti ancak bunu şampiyonlar liginde riera ligdede hakan ve genç bir altyapı oyuncusuyla aşarım diye düşündüm.her maçtan önce rakip raporlarını okudum rakibin zayıf bölgesine göre oyunu kurdum.ancak bir noktadan sonra oyuncular beni dinlemez oldu ne kadar topu kanatlara ver içeriye havadan orta aç dediysem yekta aldığı her topu kaleye vurdu ve lige puan kayıplarıyla başladık.fener zaten süper kupayı 4 atıp kazanmıştı ama o maça pek takılmadım çünkü maçın başında melo kırmızı gördü ve ucunda kupa olduğu için takımı geri yaslamadım.şampiyonlar liginde real madrid,psg,avusturya vien'li bir gruba düştük. real ve psgyi gerçekten elimden kaçırdım ilk maçlar ve 2-1 3-2 gibi skorlarla kaybettim.geldik ligde 16. sıradaki beşiktaş maçına.bende lligde 10. olduğum için o maça özel olarak çalıştırdım takımı.takım son derece doğru bir şekilde savunma yaparken maçın sonlarına doğru muslera ceza sahası dışında topa elle dokundu ve kırmızıyı gördü.ben evde dolduuuu değişiklik hakkımız dolduuu diye bağırırken mecburen kaleye drogbayı koydum okuyup üfleyip değişikliği onayladım.ancak drogba forvet olduğu için ileri uçtan koşarak kaleye gelecekti. işte tam bu anda sülalesine atladığımın hakemi* maçı drogba kaleye geçmeden başlattı ve golü yedim.maç sonrasında toplantıda ana avrat sözdüm ama oyun motoru anlamadı tabii. her neyse dedim önümüzdeki maçlara bakalım basit goller yemeyelim dedim devam ettim. antalyaspor maçı geldi çattı. takımı yine iyi hazırladım. özellikle oyuncularla konuşup aslanlarım benim için değil kendiniz için oynayın başarısızlık benim başarılar sizindir dedim. maçta yine baskıyı kurduk ancak golü bulamıyoruz. ellinci dakika falan korner kullandım top geri döndü benim sahama doğru. benim yarı sahada sadece semihle selçuk var bakın. selçuk topu almaya döndü tam orta yuvarlağın bana bakan tarafında.nasıl oldu bilmiyorum ama semihle çarpıştılar top boşta kaldı. baya baya bomboş yarısahada çarpıştı adamlar.şu an bile sinirlendim. neyse topu alan diarra golü attı tabii. maç sonrasında yönetim acil toplantıya çağırdı. dedi sen nabıyon dalyarak ? şanssızlık falan dedim ama dinlemediler dediler bir sonraki maçı izlicez adam akıllı oynat takımını. tamam dedim içimden elazııığ elazıığ diyerek fikstürü açtım ama korkunç sonla karşılaştım. rakip psg idi. eyvallah çektim bavulumu topladım maçta taktiği çanakkale geçilmez yapıp tüm oyuncularıma tembihledim. hepsi iyi mücadele ettiler ve muslera özellikle muhteşem kurtarışlar yaptı maç 0-0 bitti. artık beni kovmazlar grupta 3.lük kesin uefayı alırım derken çat diye kovulduğumu öğrendim. ulan psgye 5 atmamı mı istiyorlar anlamadım ki.evde kriz geçiriyorum bunca yıldır fm oynarım birçok kişi yazmış ama böyle bir oyun motoru görmedim. direkten dönen toplar tek atakta gol yemeler falan. şimdi sırf acaba sorun kadrodamı diye monacoya gittim baya para harcayıp iyi bir kadro kurcam bakalım neler olacak.
  • 385
    stoke ile ilk sezonumda küme düşmenin bir numaralı adayı gösterilirken ortalığın gözünü yaşarttım efendim;

    https://pbs.twimg.com/media/BumqtihCAAIAr8x.jpg

    öncelikle mezarcılık yapıp sözleşmeleri biten gomis, eduardo, fernandes ve ıgnjovski'yı alıp, kadrodaki yüksek maaş alan çöpleri yolladım.* hemen ardından alt yapı tesislerini geliştirmeye başladık-yönetim bir dediğimi iki ettirmiyor sağolsun-*

    yalnız bilmediğim bir şey var: benim altyapı tesislerim muazzam tesisler olarak görülüyor. ajax'ın tesisleri olağanüstü. bunun sıralaması tam olarak nedir. yani wonder kit çıkarabilmek için tesislerimi daha ne kadar geliştirmem gerekiyor?
  • 386
    bugün ilk defa ilginç bir olayla karşılaştım nedenini de bilmiyorum belki sozlukte de ayni sekilde gariplik yasayan varsa diye yazayim diye düşündüm. olay şuki manchester united'da 2021'deyim geçtiğimiz sezonu şampiyon olarak tamamladim premier ligde, yeni sezon başladı ve kulupteki önemli oyuncular avrupada oynayabilmek için transfer listesine konmak istediler. bende şaşırdım haliyle takim epl şampiyonu ne avrupa'da oynayamaması derken bir baktım fikstür aciklandi hiç avrupa maçım yok. komedi,oyunun bugumu bilmiyorum, seneye avrupaya giderim umarim.*
    edit: mesaj bombardimanina uğradım yeşillendiren bütün arkadaşlara teşekkürler. oyunu açıp tekrar baktığımda söylediğiniz gibi finansal fair playden dolayı ceza almışım. bilmeden şikemi yaptim yoksa diyordum ben de :(
  • 388
    galatasaray ile 2.sezonumdayım. şampiyonlar liginde grup kuraları sonucunda; barcelona, juventus ve celtic ile eşleştim. barcelona ile arena'da berabere kaldım ve deplasmanda yendim. juve'yi içeride dışarıda yendim. celtic ile deplasmanda beraber kaldım ve arena'da yendim. bunun sonucunda 14 puan ile lider çıktım. ardımdan da celtic çıktı. barcelona ile juve şampiyonlar liginden elendi. çok büyük süpriz yaşandı.
  • 389
    4-4-2 oynayıp, forvete bir pivot, bir de fırsatçı golcü koyarak, oyun taktiklerinden de "kanatları kullan, bekleri ileri çıkart, yüksek tempoda oyna, topu kanatlara gönder, kısa pas yap, topa sahip ol ve geriye yaslan" seçeneklerini seçerek başarılı olabileceğiniz oyun.

    ayrıca takıma da mutlaka çok iyi bir kondisyoner ve fizyoterapi ekibi alın.

    bir ipucu daha vereyim. ne kadar berbat özellikleri olursa olsun, çok iyi korner kullanan bir futbolcu ve kafa vuruşları çok iyi olan bir stoper ilk 11'de mutlaka bulundurun. benim gollerimin yarısı kornerden "orta -> ön direk -> kafa -> gol" şeklinde.*
  • 391
    oynamayi hic beceremedigim fm serisinin 2014 versiyonu. sozlukteki entryleri gorup gaza geldim, galatasarayla basladim kariyerime. super kupa macinda feneri 3-2 tokatlayinca dedim heralde bu sefer oynayabilecegim ama henuz ilk yari bitmeden unal basgan beni yanina cagirip 5 macta 10 puan almazsan seni kovarim dedi :(

    bir de bilmiyorum sadece bende mi yoksa fm'nin normal olayi mi bu ama surekli iyi oynayan oyuncularim sakatlaniyor. burak 15 macta 11 gol atmisken 1 ay sakatlandi, sneijder de yine 10-15 macta 3 gol 9 asist gibi bir performans gosterirken kolunu kirdi, bruma sagdan soldan yardirirken 3 hafta sakatlandi, sonra bu takim niye bursadan 4 yedi :(

    edit: şu entryi girdikten sonra bugün kariyere devam ettim ve takım geriye kalan 18 maçın 17sini kazanıp birinde berabere kalarak şampiyon oldu. vallahi şike yapmadım :(
  • 392
    başarılı olmanın sırları basittir. "yok aga ben kendim başarılı olacam" diyen arkadaşlar için spoiler içeriği taşır.

    - şimdi öncelikle takımın başına geçtiğinizde yapacağınız ilk iş taktik sekmesi olsun. kimin nerde nasıl oynayacağını ve görevlerini ayarlayın. atıyorum sneijder'i serbest oyuncu yapın, melo savaşçı oyuncu falan olsun. bu özellkleri ayarlarken taktik ekranında oyuncuların üstüne tıklayıp tek tek rolleri inceleyin. hangi özellikler tam olarak uyuyorsa onu seçin.

    - kondisyoner, fizyoterapist vs. personelleri seçerken getirebileceklerinizin en iyisini getirin. gerekirse takımdaki personelleri kovun. genç takım kuruyorsanız antrenörlerinizi iyi seçin, gençlerle çalışma özellikleri yüksek olsun.

    - sezon başında antrenmanlarda taktik / çok yüksek çalışın. taktiğiniz ne kadar erken oturursa o kadar iyi.

    - gerekirse sneijder - hamit gibi yüksek maaşlı oyuncuları gönderin ama kulübeye mutlaka 11 oynayabilecek 3-4 oyuncu alın. sezon içinde çok işinize yarayacak.

    - oyunun ilk 3-4 ayında takım tam randımanlı oynamaz. bu zaman diliminde puan kayıplarını azaltmak için maç içerisinde mümkün olduğunca taktik değiştirin. yeri geldiğinde 4-1-1-4 falan oynayıp yüklenin ama bunu yapın.

    - takımın boyunu mümkün olduğunca uzun tutun ve oyuncu transfer ederken sadece teknik özelliklerine bakmayın. güç / dayanıklılık / çeviklik falan bunlar hep önemli.

    daha fazlası için oyunda zaman geçirip biraz kurcalamanız gerek oyunu. bunlar sizi hayatta tutar şimdilik :/
  • 393
    bu kalıbın ne kadar çok kullanıldığını gördüğümde çok şaşırdım ve daha girinin başından biraz iticilik veren bir kalıp ama durumun vahametini anlatabilmek adına da daha uygun bir kalıp bulamadım açıkçası :)
    ben de dedim, önden süsleyeyim de belki tepkiyi azaltabilirim :)
    premier manager 2008'den cm'ye, cm'den fm'ye her sezon oynamış ve fm 2008'i de oynayarak gerek eskisi kadar zaman bulamamak, gerekse 2005'ten bu tarafa 2d'ye bir türlü adapte olamamış olmam falan bıraktım oyunu.
    hatta hayatımda orijinal olarak satın aldığım ilk oyun cm 00-01 idi ve bunu da o zamanlar oyun kolleksiyonu yapan ev arkadaşıma hediye etmiştim.
    neyse.
    sayenizde, özellikle cezalı olduğum 2 küsür hafta boyunca 17 sayfanın tamamını okudum.
    yetmedi, gittim ekşide yazılanları okudum.
    sürekli sahilde kitap okunmuyor arkadaş, sıkılıyor insan. ben de okumadan duramam.
    anno 1404 de eskisi kadar tad vermiyor.
    dedim yeniden başlayayım.

    buraya kadar inatla okuduysanız, size sorular hazırladım :)
    mesela şu genie scout.
    oyunu orjinal aldığımızda dahi bunu kullanabiliyor muyuz?
    açıkçası fm 2015'i beklemek istemiyorum çünkü ben bıraktığımdan bu yana, özellikle 2012'den beri, serinin oyunları önce iyi çıkıyor, sonra 3-4 yamayla oyunun ebesi belleniyor, sonra da şubat ila nisan gibi falan toparlanıyor oyun.
    save-load veya editor kullanmış birisi değilimdir.
    kullananlara da lafım yok elbet. oyun bu; insan nasıl keyif alıyorsa öyle oynamalı sonuçta.
    ama mesela attributes'leri son yıllarda açık oynardım :(
    bunun için de mesela oyununuzu açık kurdunuz, oyun devam ederken yama geldi, kurdunuz; bu yine gidiyor gibi şeyler okudum.

    bu arada galatasaray sözlük'teki bu başlık, ekşideki ve önde gelen forumlardaki aynı konunun işlenişlerinden kat kat kaliteli.
    serinin geçmiş oyunları için açılmış başlıkların kıyaslamaları için de aynı şeyi söyleyebilirim.

    hatta, bunun bir oyun olduğunu unutmadan algoritmaya atarlanmayıp (isyan doğal, isyan her yerde, ona söylenecek laf yok) sonuçlardan bağımsız keyfine oynayan en büyük kitle galatasaray sözlük'te.

    bu vesileyle hem sorularımı yöneltmiş, hem de gözlemlerimi paylaşmış oldum :(
  • 396
    crewe ile sky bet league 1'da başladığım kariyerimde 2013-2014 sezonunu orta sıralarda tamamlayıp ertesi sezon iddialı bir kadro kurarak championship yolunu tuttuk. championship'te ki ilk sezonum 2015-2016'da takımdan hiçbir beklentim yokken 1-0'lık net skorlarla ligi 2. sırada bitirmeyi başardık ama bir sezonda premier lige çıktığıma pişman oldum. 16-17 sezonunda premier ligde sadece 40 milyon tl transfer bütçesi ve haftalık 600 milyarla kurduğumuz takım haliyle championship ayarında bir takım oldu gelen geçen 4-5 salladı geçti. zamanla yaslanan ve ara ara 1-0'lık galibiyetler alabilen bir takım olduk. sezonun ilk yarısını 19 puanla 16. sırada geçtim yönetimden bütçe istedim vermedi, maaş arttıralım dedim onu da yapmadı. 12000 kişilik stadla adeta debeleniyorduk bende sinirlenip istifa ettim yerime steve bruce geldi sezon sonuna kadar zaman zaman teklifler aldım ama championship takımları olduğundan kabul etmedim. sezon sonunda takım 31 puanla 19. olup düştü.
    2017-2018 başında bana da büyük bir piyango vurdu ispanyada 8. olup avrupa kupalarına katılamayan hayal kırıklığı yaratan real sociedad teklif yaptı hemen kabul ettim. takımda canales, agirretxe, prieto gibi kalbur üstü oyuncularda vardı. canales'i 45 milyona satıp elime geçen bütçeyle ingiliz kulüplerinin alıp ucuza sattığı yeteneklere yöneldim. hem lig kupasından erken elendim hem de avrupa maçım olmayınca 83 puanla la liga'yı kazandık çok büyük sürpriz oldu. ertesi sezon galatasaray'ın değerlendiremediği bruma'yı 3 milyon gibi cüzi bir rakama aldım. paris saint germain elindeki genç ve yetenekli oyuncuları kiralıyordu oradan bir sağlam stoper kaptım 2018-2019'u real madrid'in 10 puan arkasında 2. bitirdik, şampiyonlar liginde yarı final gördük ama gruplarda hacamat ettiğimiz manchester city bu sefer acımadı.
    gelgelelim 2018-2019 başında stadı büyütmek istedim yönetim yine kabul etmedi, son 2 sezonda o kadar başarı yakalamışız hala 30 bin küsur seyirci kapasitesine oynuyoruz tam o sırada bielsa emekli oldu ve arsenal bana teklif getirdi. oyun başından beri tek kazandıkları kupa uefa avrupa ligiydi, bende para ve huzuru seçip büyük takım başına geçtim. yeni sezona fena da girmedik aslında 5 maçta 2 beraberlik var biri chelsea biri liverpool'a.

    *yalnız hain bruma benim teklifimi reddedip manchester'la anlaştı çok kırıldım.
  • 398
    oyunda en nefret ettiğim menajer tony pulis. stoke city'de 4-2(dm)-2-2 taktiğiyle inanılmaz sinir bir takım oluyorlar. bütün olayları skora yatıp olursa kontradan gol atmak, nasıl bir direktif veriyorsa takıma iki forvet hariç kimse ceza sahası çevresini terk etmiyor. en boktan oyuncular bile adamın elinde birer cevhere dönüşüyor. anlamak ne mümkün!!!
  • 399
    bol bol küfür ettiğim oyundur. bugün galatasaray kariyerime hızlı bir şekilde giriş yaptım ve ligde ilk 2 maçı farklı kazandım. transfer sezonunda eldeki tüm çöpleri postalayarak 20m euro bütçe elde ettim ve yine toplamda 20m euro'luk transfer yaptım. dengeli bir kadro kurdum. ilk 2 hafta da iyi başlayınca "aha bu sefer oldu!" dedim. 3. hafta maçına başladık. bi anadolu deplasmanındayım, hangisi olduğunu hatırlamıyorum. neyse bizimkiler iyi oynuyor. nitekim 3-0 yaptık skoru. bundan sonra olanlar oldu. herifler arka arkaya 3 gol atarak tüm maçı piç ettiler ve 3-3 bitti maç. ben takıma epey söylendim tabi toplantıda. neyse dedim oyundur, olur öyle şeyler. 4. hafta maçına geçtik. arena'dayız. rakip yine dandik bir anadolu takımı. bizim takım yine iyi oynuyor. maçın 2. yarısına 2-0 önde giriyorum. derken hoop adamlar 3 tane arka arkaya yazıyor ve bu sefer de 3-2 yeniliyorum. işte tabi bu noktadan itibaren allah ne verdiyse küfür sallıyorum. takıma yine söyleniyorum. hadi diyorum devam edeyim. bu sefer şampiyonlar ligi maçı geliyor. rakip atletico. arena'dayız. takım çok iyi bir performans göstererek sahadan 1-0 galip ayrılıyor. 2 maç üst üste anadolu takımlarından comeback yiyen takım atletico'yu skor olarak olmasa da oyun olarak eze eze (rakip kaleye 19 şut çektik) yeniyor. ilginç oyun cidden.

    ha unutmadan söyleyeyim. oyunun olmazsa olmazı sakatlıkar malumunuz. takımda semih, burak, sneijder ve emre çolak sakat. her biri de minimum 5 hafta sakatlanıyor anasını satayım.
  • 400
    bu oyunda kalburüstü veya yüksek düzeyde bir takımı yönetiyorsanız ve 'amc' pozisyonu taktiğinizde yer buluyorsa ne yapın edin hakan çalhanoğlu'nu alın. galatasaray'ın başındaysanız kesinlikle alın, sneijder'i de 2. sezonda mümkünse yollayın :( yedek duracak bir oyuncu değil çünkü. hakan dehşet bir performans sergiliyor ve onu kolay kolay hiç bir oyuncu kesemiyor. takımı uygun, güzel bir sistemle oynatırsanız '10+ gol, 20+ asist' rakamlarının altına düşmüyor. en kritik anlarda ya kornerden asist yapıyor ya da frikiklerden 90'a çakıyor. hem oynuyor, hem oynatıyor. zidane gibi yapmışlar adamı amk. galatasaray ve napoli ile oynadığın uzun süren iki kariyerimde de kendisini sürekli oynattım. birinde sneijder'i, diğerinde de hamsik'i kesti herif.
App Store'dan indirin Google Play'den alın