• 226
    bazen şaşırtıcı olaylar yaşanabiliyor bu oyunda. örneğin; oyunu galatasaray ile oynamaktayım ve oyunun kendi çıkarttığı yeni genç oyuncular vardır bilirsiniz. neyse barcelona' da dikkatimi çeken böyle bir oyuncuyu aldım adı sergio bruno daha 18 yaşında ama özellikleri hiç de yabana atılcak gibi değil. sezon başı kendisini yabancı sınırlamasından dolayı kiralık yollayamadım, bir de devre arasında deneyim dedim şansımı kulüplere kiralık olarak önerdim. ilk şaşkınlığımı burada yaşadım. çünkü adamı arsenal, man utd, chelsea ve birkaç türk kulubü ile yine birkaç ispanyol kulubü kiralamak istedi. sonra bende bari büyük kulübe göndereyim dedim ve saydığım ilk 3 kulübün tekliflerini kabul ettim. fakat sonuç beni daha da şaşırttı oyuncum bu kulüplerin kiralama tekliflerini kabul etmedi. bu da böyle bir football manager 2010 anımdır.
  • 227
    10 yıl sonra tuncay şanlı'nın ajax'ın başında olduğunu gördüğüm oyun.

    tercih ettiği diziliş olarak 5-1-2-2 yazıyor. 3 dc, wbl, wbr, dmc, 2 mc, 2 st olsa gerek. o nasıl taktik öyle ya tuncay? koskoca ajax'ı ne hale düşürmüşsün...

    http://i39.tinypic.com/rwjiwg.jpg

    ekleme: türkiye'de teknik direktör olmuş futbolcuları da göstereyim.

    bursaspor http://i39.tinypic.com/wir5mf.jpg
    boluspor http://i43.tinypic.com/eiusrt.jpg
    sivasspor http://i44.tinypic.com/hugmco.jpg * sivas'a gitmeden önce bizde youth coach'muş. http://i40.tinypic.com/t04ztw.jpg
    manisaspor http://i40.tinypic.com/cul8i.jpg

    galatasarayımızın başında ise dudu aouate var.
  • 231
    çıktığında fm 2009 kariyerime devam edeyim dedim, sonra başlayayım dedim araya okul girdi, vizeler bitti hadi başlayayım diyordum ki bu sefer de anlamsız bir hevessizlik var. başlasam başından kalkamam gibime geliyor ama başlayasım yok. böyle garip hallerdeyim kendisine karşı. diğer versiyonların hepsinde genç yetenekler kimlerdir falan vs. hepsini yalayıp yutan ben bu versiyona uzak kaldım. halbuki exe'si çipil çipil masaüstünde duruyor, logo paketlerini falan da kurmuştum. bilemiyorum sözlük, bi soğukluk var. fm 2010'a karşı resmen üzgün kaslı gibiyim. ama bu haftasonu çift tıklayacam o exe'ye, bakalım hayırlısı.
  • 234
    şu manzarayla karşılaşmam ile beni dumur etmiştir.

    http://img94.yfrog.com/img94/4898/44667808.jpg

    hadi tamam 4-0 yendik de, maşallah bu kadar mı iyi oynadım*

    ayrıca aynı maç sonrası 3 gölümde haftanın gölü sıralamasında ilk üçteydi...

    edit: ertelenmiş maç olabileceğine dair yorumlar geldi. evet hakikaten de öyleymiş. lakin daha önce de çok maçım ertelendi. çok defa böyle tek başıma oynadım ama ilk defa böle bir durumla karşılaştım. neyse bilgilendiren renkdaşlarıma teşekkürü borç bilirim.
  • 236
    öhöm öhöhm öncelikle söylemek istiyorum; burda yazılanlar gibi başarıdan başarıya koşmadım,koşamadım.belki taktiksel yönden zayıfım,belki cimriyim transfer yapmıyorum ondandır,belki gençlerle bişeyler yapmaya çabalıyorum belki de önemli maçlardan önce oyunu kaydedip maçın skoruna göre yeniden başlatmadığım için başarılı olamıyorumdur, orasını bilemicem.ama ben böylede mutlu ve de gururluyum.

    her ne kadar türkçe yamasını indirip türkçeleştiremesem de transferler bi şekilde güncellendi ve sezona lucas neill'li,dos santos'lu,alemci jo'lu kadromla girdim.ama ne ilginçtir ki hiçbir topçuma dudak uçuklatan teklifler gelmedi.bende isterdim arda'nın kariyer planlamasını yapıp real madrid forması giydirmek ancak kısmet olmadı henüz..neyse.takımı tanıma aşamasıydı,oyuncuların özelliklerini kavramaydı derken uefa ön elemesinde elendim amına koyim.bu muazzam kadro avrupa ligine katılamayarak bende ve yönetimde ve tabiki taraftar üzerinde soğuk duş etkisi yarattı.

    yaa beylerr tamam olur böyle şeyler, futbol bu,top yuvarlaktır tarzı açıklamalarım günden güne kredimi azaltırken her nedense derbi diye nitelendirdiğimiz bütün büyük maçlardan hüsranla ayrıldım ilk sezonumda.bana verilen kadroyla yola devam etme arzum,1 tane scout'un yeterince yetenekli topçular bulamayışı sonucu ve pek tabiki transfer edecek param olmaması sebebiyle sezon sonuna kadar aynı kadroyla mücadelemi verdim.elden türkiye kupası da gidince tüm konsantrasyonumu lige sağladım ve zor da olsa sezonu şampiyon tamamladım.ardından kazanılan süper kupa da kariyerimde ki ikinci kupam oldu.

    yorucu geçen sezonun ardından takımdan kimseyi gönderemezken bursaspor'un alt yapısından muhammet demir ve manisaspor'dan ali fuat okur'u bonservisleriyle ve real madrid'in 19 yaşaltı takımından kiraladığım alipio, benden önce altay'dan alınan musa çağıran ve kayseri'den gelen ali turan'la ikinci sezona merhaba dedim.bu arada alemci jo'yu gönderip dos santos'un bonservisine borç harç 4 milyon euro'yu vurup aldım tapusunu elime.genç takımdan hayvani güçlerle yükselen mustafa canlı'yı direk kadroya alırken sol bek berk neziroğulları ve forvet cem sultan'ı a takıma çıkararak onlara da şans tanıdım.bi türlü oturtamadığım taktiksel düzenleme nedeniyle ligin ilk yarısı itibariyle lider beşiktaş'ın 11 puan gerisine düştüm.sizinde tahmin edebileceğiniz gibi şampiyonlar liginde grupta 4.olarak avrupa'ya veda ettim.takımda önemli revizyonlara girdim ve kaleyi franco'dan alıp ufuk'a teslim ettim.taktiksel şablonu oturtup arda'yı kendi bölgesine çektiğimde ise takım olması gerektiği gibi oynadı ve ligin ikinci yarısı boyunca farkı 1 puana kadar indirmeyi başarabilmişse de beşiktaş'ın şampiyonluğunda sezonu ikinci tamamladı.

    ancak burda dikkatimi çeken şey.youth takıma yükselen mustafa canlı adında ki bebeyi ben direkt a takımda oynatarak ona nasıl güvendiğimi belli etsem de adam, valencia onunla ilgileniyor diye o takımın antrenörü aragones'i favori personeli yaptı,beni yapmadı. ben beklerdim ki beni babası bellesin orda burda beni desteklediği için teşekkür ediyorum tarzı deklarasyon yayınlasın ama yok işte...

    franco'yu 1.8 milyon euro'ya, sabri'yi 3 milyon euro'ya gönderdikten sonra cebim biraz para gördü,bunun sonucunda da scout'un tavsiyesiyle chelsea'den 19 yaşındaki genç yetenek tom pavey'i sarı kırmızılı renklere bağladım.milito ve hargreaves bedelsiz bir şekilde geldiler ve yakalanan uyum sonucu önceki sezonun ikinci yarısında yakaladığım formu 3.sezonumda da sürdürdüm ve toplam 38 maçlık yenilmezlik serisi yakaladım. murat akça ve emrah yollu'yu da kadroya katarak daha genç bir galatasaray'ın temellerini attım.2 sezondur olduğu gibi 3.sezonumda da beşiktaş'la şampiyonluk mücadelesi veriyorum.

    ama biliyorum ki bu kadro en fazla 2 yıl içinde avrupa'da kupa kaldıracaktır.*
  • 237
    kendime macera aramak için başladığım leeds kariyerimde aradan geçen 5 yıl sonra premier lige yükseldiğimde, diğer büyük takımlar ne yapıyor diye baktığım zaman (2015 yılı), barcelona'nın ileri üçlüsünün, arda turan-bojan krkic-giovani dos santos olduğunu gördüm. vallahi hiç bir müdehalem yok. hatta patch falan da yüklemediğim için giovani'nin galatasaray'la bir ilgisi de yoktu.
    üçününün de değerleri 40-45 milyon euro arasıydı.
    ekleme: jo ise 3 senedir beşiktaş forması giyiyordu ve 3 senedir gol kralı oluyordu.
  • 238
    patch kurulup oynanması gereken oyundur. * 10.3 versiyonu ile oynarsanız ne arda'yı 25 milyon euro'ya real madrid ister, ne elano 30 gol 30 asistle oynar, ne cem sultan david villa'yı sollayan bir forvete dönüşür, ne de emre çolak iniesta'den iyi bir futbolcu olur. hepsi makul düzeylere iniyor patchlerle ki bence daha gerçekçi olanı bu. sadece galatasaray değil bütün takımlarda böyle düzeltmeler vardır ama ben galatasaray'la oynadığım için diğerlerini fazla inceleyemedim. başka örnekleri için; (bkz: per ciljan skjelbred), (bkz: sotiris ninis). ayrıca maç motorundaki çoğu saçmalığın da patchlerle giderildiğini unutmamak lazım.
  • 240
    oyuna başladıktan sonra barcelona ile 2 sezon içinde kazandığım 9 kupa sonrası 1 sene dinlenip tottenham ile anlaştım. aslında manchester united teklifi daha yüksek bir ücret sunmuş olsa bile ben biraz daha idealist davranmak istedim. zaten bundan 1 ay sonra türk milli takımı için teklif geldi , onu da gurur içinde kabul ettim.

    tabi buraya kadar her şey güzel. oysa yeni sezon için hazırlık maçları yaptığım , takımı 1-2 takviye ile hazır hale getirmeye başladığım an yıldız futbolcularımın hepsine talip olan birileri çıktı. beni diğerleri üzmedi ama asıl üzen benim ayrılığım sonrası takımın başına geçen rijkaard'ın 3 futbolcumu da istemesi.

    olmadı rijkaard , arkadaş olduğumuzu düşünüyordum.

    not : bu arada neeskens galatasaray martin o'neal real madrid teknik direktörü , figo internazionale başkanı olmuş. gidişim sonrası fabregas barcelona'da ilk 11 oynayamıyor ve jo'nun bonservisi elinde. aslında pek mantıksız gelmedi olanlar.
  • 242
    bilgisayarımın format yemesinden sonra yedeğini almamamdan ötürü yıllarımı verdiğim kariyerimde (oyun zaman dilimi ile) başa dönmemden sonra, yeniden galatasaray ile başladığım vaz geçilmez oyunum.

    galatasarayımızın belası olan sakatlık sorununu aynı oranda oyunda da yaşamam sonrası, muhammet demir ve ömer şişmanoğlu'nu kadroma kattım. muhammet demir bir fm efsanesi olma yolunda zaten ilerliyordu bunu hepimiz az çok biliyoruz da, beni asıl şaşırtan ömer'in performansı oldu. çocuk takıma öyle bir katkı sağlamaya başladı ki, sakatlıktan dönen baros nerdeyse formasını geri alamayacaktı. orada çok hakkaniyetli davrandığımı söyleyemem, baros'u yedirmedim ömer'e. ama ömer hala sonradan girdiği oyunlarda gol ve goller atarak, kupa maçlarında çılgın atarak benden o formayı almaya niyetli.

    buradan fm oynayan arkadaşlara tavsiyem olsun, belki sizde keşfettiniz bu çocuğu ama olur da haberi olmayanlar var ise, kayserispor'dan çok cüzzi bir miktara ömer'i kadronuza katabilir, çok güzel bir destek kuvvet oluşturabilirsiniz.
  • 243
    birkaç aylık aranın ardından yine oynamaya başladığım, her zamanki gibi tekrardan delisi olduğum oyundur.

    daha önceden napoli ile bir kariyer açmıştım, onu devam ettirip sezonu tamamladım. uzun zamandır da galatasaray dışında bir takımla uzun süreli oynamayan biri olarak da epey zorlu geçti sezon. özellikle sezonun son 10 maçlık bölümüne kadar istikrarsız, bol sakatlı bir dönem geçirdim. oynayanlar bilir ki, orta klas takımlarla oynamanın en büyük zorluğu, eldeki yıldızları tutmaktır. zira benim için de marek hamsik, ezequel lavezzi, quaglierella gibi oyuncuları tutmak epey zor oldu. sezona kadrodan 2-3 gereksiz oyuncuyu satmak dışında kadro kaybı yaşamadan başladım. üstüne de ignacio camacho, cristian rodriguez, nicolas otamendi ve diego biseswar(kiralık) gibi transferler yaptım. fakat özellikle ilk sezonda yaşanan "teknik kadro" sorunu sebebiyle, bütün sezon sakatlık problemleriyle geçti. büyük takımlara kök söktürürken, ufak çaplı takımlara anlamsız puan kayıpları yapmak bizi orta sıralara hapsetmişti. genel olarak kadrom şunun gibiydi:

    --------------------lavezzi----------------
    c.rodriguez---------------------quaglierella
    ---------------cigarini--hamsik----------
    --------------------camacho---------------
    dossena---otamendi--p.cannavaro--zuniga
    -----------------de sanctis------------------

    devre arası geldiğinde ise özellikle lavezzi ve quaglierella'ya çok ciddi teklifler geldi ve oyuncuların kafası karışmaya, morali düşmeye başladı. devre arasında bu kadar ciddi değişimler takıma etki edeceğinden, mümkün olduğunca sallamaya çalıştım ancak real madrid'in quaglierella'ya 20 milyon euroluk teklifine hayır diyemedim, gönderdim kendisini. daha sonra da napoli yönetimi hıyarlık yapıp, paranın neredeyse yarısının üstüne kondu. üstüne lavezzi'nin sakatlığı da gelince, forvet almak kaçınılmaz oldu ve andre gignac'ı 11 milyon euroya transfer ederek ilk yarı transfer dönemini kapattım. özellikle ilk 3 sıradan* sonra ciddi kopma olduğundan, 3-10 sıraları arasında büyük rekabet vardı. nihayet lavezzi döndüğünde, takım 8. sırada ve istikrarsız gidişine devam ediyordu. daha sonra gignac-lavezzi'li forvet hattını kurup, gayet riskli 11 ler ile maçlara çıkmaya başlayıp, ya herro ya merro taktiğini devreye soktum. neyse ki tuttu taktik ve özellikle orta sıra italyan takımlarına karşı firesiz bir dönemin ardından, peş peşe gelen üst sıra takımlarına karşı da sürdüğüm formum sayesinde, ligi 4. genoa'nın 2 puan gerisinde 5. sırada tamamlayarak uefa avrupa ligine kaldım.

    yeni sezon öncesi en büyük dert, elbette ki lavezzi ve hamsik'i takımda tutmak, defansı güçlendirmek ve daha iyi alternatifli bir kadro kurmaktı. sezon biter bitmez hamsik'in "ayrılmak istiyorum" açıklaması yapması bünyemi sarsa da, ağustos ayına gelmeme rağmen henüz ciddi bir teklif olmaması ve benim de kendisine "ayrılmak istemesini anlayışla karşılıyorum ancak takımda kalırsa birlikte ileri taşıyacağımıza eminim" demem ile birlikte biraz daha yumuşayarak "takımda olmaktan mutlu" olduğunu belirtti ve şimdilik kalacak gibi duruyor. kaptan yapacam oğlum gitme yani. lavezzi'ye ise şimdilik bir teklif yok ve o da kalacak gibi duruyor. transfer bütçesi konusuna gelirsek, açıkçası beklentilerim yüksek değildi ancak; "zirve mücadelesi" hedefini koyduğumda tam 51 milyon euroluk bütçeyi görünce ağzım açık kalıverdi. hemen gidip listemdeki oyuncularla görüşmeye başladım ve:

    david luiz 12 milyon euro
    marco veratti 3.5 milyon euro
    alexis sanchez 31 milyon euro(u: hayvan gibi para döktüm ama bu adamla oynamayı çok istiyordum, ilk kez oynayacağım zira)
    ivan fatic 5 milyon euro

    transferlerini gerçekleştirdim. ayrıca datolo ve blasi'nin kiradan dönüşüyle ekstradan kadromu genişlettim. german denis, hoffer başta olmak üzere 5 oyuncunun satışından da 20 milyon euroya yakın gelir elde ettim. elde hala 10 milyon euroluk bütçe var, du bakali nolcek.

    son olarak da kariyerden çıkan bir tavsiye: cigarini deli oyuncu. bildiğin pirlo'nun genç versiyonu, bakın derim.
  • 247
    oyunun üçüncü sezonunun ortasına doğru galatasaraya geçtim. ilerleyen yıllarda galatasaray'da sağlam para oluyor. "25 milyon € mu? aman ne olacak ya vereyim bu parayı" diyebiliyorsunuz. tek futbolcu için. kendimden biliyorum. *

    ilk geldiğimde 15 milyon €, ikinci sezon 41 milyon €, üçüncü sezon 31 milyon € bütçem oldu. umarım gerçekte böyle bütçelere sahip olabiliriz.

    kadro zaten yıldızlarla dolu, para bol. hayat güzel *

    edit: yazım yanlışı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın