1
yine birileri tarlaları sürmeye başlamış havasını veren gerçektir. bu kadar temposuz bu kadar rahat maç kazanmalarının anlatılacak bir tarafı yok. bizim maçlara ölüm kalım havasında çıkan takımları görüp, fener'in maçlarını 1 gün sonra izleyince insan doğal olarak kuşkulanıyor. bu kadar mı ruhsuz futbol oynanır.
2
her ne kadar ilk bakışta "komşunun tavuğunun kaz görünmesi" gibi bir durum hissiyatı verse de sahaya kaleci hariç 8 tane defans oyuncusuyla çıkmanın bir sonucu olan durum.
3
tamamen takımın stratejisiyle alakalıdır. eğer galatasaray üzerinden değerlendireceksek şöyle demek uygun olur: galatasaray futbol takımının iki zaafı var,
1. rakip kaleye yıkılan oyun sonucunda geride az adamla yakalanmak.
2. kenardan, merkeze ve forvete doğru atılan nokta pasları ve hava topları.
bu iki neden, bizim maçlarımızda rakibimize oynama şansı tanıyor.
1. opsiyonda, ilerde ve takım öne çıkmışken geride yaptığımız basit top kayıpları rakibi ister istemez iştahlandırıyor.
melo ve dany söylediğim 2. opsiyon ile rakibin oyununu bozarsa, o maçlarda iyi oluyoruz.
geçen yıla nazaran, topun arkasına geçen ilerde tempolu baskı yapan bir takımımız yok. 4-3-1-2, 4-4-2'ye oranla topun arkasına geçip savunma yapmaya imkan tanımıyor.
4
ligin 2. yarısında gözle görülen durumun tespitidir. 11 maç oynamışlar bunların 2 si beşiktaş ile trabzonspor maçları. kalan maçlarda hangi mücadele hangi hırstan bahsediyorsunuz. helva gibi dağıldılar. galatasaray maçında oynadığı oyunu oynasalar ordu ile mersin bugün sanırım ilk 5 içinde yer alırlardı.