bir futbol topu vererek beni olmam için zorlandığımı hatırlatıyor bana.
5-6 yaşlarındaydım...
amcam bana "yeğenim sana top aldım al bakalım" diyerek fenerbahçe topunu verdi. ben de top toptur felsefesiyle
* aldım elime. sonra öp bakalım topu poz ver falan diyenler oldu o an. babama baktım, babam " sen bilirsin oğlum, aslan mı kuş olmak senin tercihindir" dedi. ben de o an "aslan kuştan daha büyük, daha güçlüdür" diyerek topu gidip amcama verdim. amcam gıcık bir gülümsemeyle "sen bilirsin" dedi.
o an yüzümde topu alamamış olmanın verdiği buruk bir ifadeyle gittim oturdum kanepeye, gözüm toptaydı. oynamak istemiştim ama oynarsam fenerli olacaktım.
işte bir çocuğun top oynamak isteyip de oynamamasının hikayesidir fenerli olmak. ilk kez bir futbol topuna sahip olamamanın... gerçekte de böyle olduğunu düşündürüyor bana, fenerli olmak bir edinim, galatasaraylı olmak bir övünç.
o gün iyi ki zengin amcamın aldığı o milyonluk futbol topuyla oynamamışım. çünkü bir gün sonra babamın emekli maaşıyla aldığı 1 liralık plastik sarı kırmızı topla oynayamazdım...