(bkz: 27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı) için 25 eylül 2020 deki idmanda olmadığı ve hafta sonu oynamasının zor olduğu trt spor spikeri tarafından iletildi.
şaşırdık mı? :) neyse gül geç..
184
gökhan gönül bir çok eski takım arkadaşı tarafından en tembel futbolcu olarak antrenman yapmayı hiç sevmeyen bir futbolcu olarak tanımlandığından çok sık duyduğumuz haber. gökhan gönül sık sık antrenmandan kaytarmak istediğinden bu haberi fazlaca duyuyoruz; değilse sakatlandığı falan hikaye tabi :)
186
yıl olmuş 2020 hâlâ fenerbahçe'de gökhan gönül şoku haberleri. teknik direktörler, başkanlar, futbolcular değişse de bu haber hiç şaşmaz mı? bir kulüp hiç mi değişmez?
190
kasık bölgesinde 2. derece kısmi yırtık varmış. (grade 2)
tedavisine başlanmış. nazım sangare için ilk 11 vakti.
187
genelde bu safsatadan sonra maça saatler kala büyük fedakarlıklarla maça çıkacağı belirtilir.
şunu kabul edelim: "beşiktaş'ta gökhan gönül şoku" manşeti bu kadar güzel dile oturmuyordu. türk spor basını şimdi zil takıp oynuyordur, en sevdiğimiz kalıp geri döndü diye.
194
bir devrin sonu.
gg'nin fenerbahçe'den ayrılması ile öksüz kalacak bu başlık.
sözlük için yeri büyük olan, bir dönemin önemli goygoyu son buluyor...
bu acı günde, saygıyla anmak adına, bandajlarımızı 1 dakikalığına yarıya indiriyoruz :(
hafta içinde gazetelerin spor sayfasında büyük puntolarla yazan manşettir. alt metinde gökhan gönül'ün sakatlandığı ve hafta sonu oynayamayacağı yazar. maç günü gelir, gökhan sahadadır. hep böyle olmuştur. birol güven'in senaryoları, ronaldinho'nun her yaz türk takımlarına transfer olması gibi bir şey.
enner remberto valencia lastra sakatlığının açıklanmasından sonra akıllara gelen ilk durum. bu bile nasıl bir yapı ile mücadele ettiğimizin göstergesi. kimse de hakikaten sakat diyemiyor.
yine bir derbiye saatler kala yaşanıyor. yine doktorlar yoğun çaba sarf ediyor. yine maç saatinde durumu belli olacak. yine iğneyle oynamak istediğini belirtiyor. ve tabi ki yine büyük özveriyle sahada olacak.
bunca yıl tıp okudum. kronik şok diye birşeyi ilk kez bu adamda farkettim. literatürde böyle birşey yok. makalesini yazsam nobel tıpa aday olurum belki.