• 4876
    yıllar boyunca alameti farikası rakibin oyununu bozmak olan teknik direktörler ile çalışan ve bunu tamamen görmezden gelerek bu adamlardan sistem oluşturmasını talep eden futbol takımıdır. aykut kocaman, ersun yanal, ismail kartal ve son olarakta erol bulut. bu hocaların ortak yanı rakibi bozmak üstüne oyun kurgulamaları ve bu oyun tarzı istemeselerde genlerine işlemiş durumda. bu yüzdendir ki bu takıma herhangi bir sistem oturtmaya çalışan her hoca başarısız oluyor. işin garip tarafı ise taraftarın rakibi bozmak üstüne kurgulanan oyundan rahatsız olması ve bunu uygulayan tüm hocaları beceriksiz ve başarısız görmesi. bunun temel sebebininde galatasaray kompleksi olduğu aşikar. bir döngünün içinde mahvolup gidiyorlar ama farkında değiller.
  • 4879
    yaşlı, egolu ve cok başliliktan muzdarip takım. mac sırasında yedek kulübesi görüntüye geliyor bin kişi ayakta. volkan kulakliklari takmis vırvır birileriyle münasebette, bir tartışma oluyor tüm yedek kulübesi saha içine giriyor. erol bulut'u resmen hiçe sayıyorlar.
    emre ve volkan olduğu sürece loser olarak kalmaya devam edeceklerini düşünüyorum. hiç bir başarılı organizasyonda cok başlılık olmaz. farkli fikirler vardir ama bunlar tek potada erir ve bir agızdan yönetim yapilir.
    aynen böyle devam etsinler bence izlemesi komik ve zevkli takım.
  • 4881
    eğer bu sezon harcadıkları paranın karşılığını alamayıp şampiyon olamazlarsa tarihe karışacak olan dünyanın en çok kaybeden futbol takımı. kendi taraftarımızda dahil büyük bir çoğunluğun yapılan transferler sonrası bu takımı şampiyon ilan etmelerini geçmişe pek hakim olmadıklarından kaynaklandığını düşünüyorum. işte fenerbahçe'nin ligde en iyi kadroya sahip olup şampiyon olamadığı sezonlar;

    2001-2002

    son şampiyon olan ve stadyumunu ülke standartlarının çok üstüne çıkaran fenerbahçe, kadro kalitesi olarak inanılmaz gerilemiş galatasaray'a karşı 3. yıldızı ve şampiyonluğu kaybetti.

    2005-2006

    son 2 sezonun şampiyonu ve ligin açık ara en güçlü takımı olan fenerbahçe, ligde 2 maçtada yendiği galatasaray'a yine şampiyonluğu kaptırdı.

    2007-2008

    100. yılından şampiyon olarak çıkmış avrupa'da başarılı bir sezon geçirmesine rağmen son 6 haftaya hocasız olarak giren galatasaray'a şampiyonluğu yeniden kaptırmıştır.

    2009-2010

    hiç bir şekilde kendisine rakip olamayacak bursaspor'a son maçta şampiyonluğu adeta hediye etmiştir.

    2011-2012

    her ne kadar bir çok oyuncusunu kaybetmiş olsa da şampiyonluğu en çok güvendiği kadıköye kadar getirip kupayı galatasaray'a kaptırmıştır.

    2014-2015

    belki de fenerbahçe'nin bu günlere gelmesine sebep olan sezon kuşkusuz 2014-2015 sezonudur. bir sezon önce ligde rahat şampiyon olmuş 4. yıldızın tek favorisi olarak sezona başlayan fenerbahçe, 3 başkan 2 teknik direktör değiştiren galatasaray'a hem kupayı hem de 4. yıldızı kaptırmıştır.

    2015-2016

    4. yıldızın kaçmasıyla hırslanan aziz yıldırım aynı 2000-2001 sezonunda olduğu gibi inanılmaz paralar harcamış çok daha düşük bütçeli, stadyumu bile olmayan beşiktaş'a şampiyonluğu kaptırmıştır.

    sonuç olarak en iyi kadrolarla bile ligin kaderini değiştirmeyi becerememiş, rakibiyle farkı açması gereken 10 yıllık süreçte hep bir şekilde durdurulmuş ve en sonunda 3 şampiyonluk geriye düşmüş bir takımın sezon başında iyi transfer yaptı diye şampiyon olacağına kesin gözüyle bakılması saçmalıktan başka birşey değildir.
  • 4882
    sanırım sportif direktörü emre'nin tavsiyeleriyle her pozisyonda 10 kişi hakemin yanında bitip itiraz eden futbolcular sürüsü. kendisi de bu konuda oldukça tecrübeli olup yıllarca bunun ekmeğini yediğinden sıkı sıkı tembihlemiş takıma.

    %100 penaltı olan ilk penaltı pozisyonunda dahi hakemin üstüne çıkmadıkları kaldı. mert yandaş kendisi yerden yere atıyordu en son itiraz ederken.

    taktik belli, siz olduk olmadık her pozisyonda itiraz edip hakemin tepesine binin, o pozisyon için olmasa sonraki pozisyon için faydasını görürsünüz.*

    (bkz: 6 aralık 2020 denizlispor fenerbahçe maçı)
  • 4884
    ciddiye alınmaması gereken futbol takımı. bekleri ceset, hücumcuları etkisiz, stoperleri birbirinden kötü, hocaları yetersiz. geçen sezondan farksız bir şekilde ikinci yarının ilk haftalarından itibaren yarıştan kopup kendilerine hayali düşmanlar yaratacaklardır. bunların şampiyonluk şansı varsa beşiktaş'ın trabzon'un başakşehir'in de şampiyonluk şansı hayli hayli var.
  • 4885
    adamların herşeyi kin nefret olmuş resmen. saha içinde bir tane güler yüzlü adamları yok. kameraman kime çevirse kamerayı sürekli küfür okuyoruz dudaklardan. savaş mı bu yoksa spor mu? lehlerine verilen pozisyonda bile deli gibi fişek gibi hakemin yanında 4 5 oyuncu salyalar saçarak itiraz ediyorlar. yahu biraz sakin olun topunuzu oynayın. sıradan anadolu takımı bile olsa karşıdaki rakip farketmiyor. herkes onlara düşmanmış gibi tavırlar haraketler sergiliyorlar. birde bunların artık genlerine işlemiş bu olaylar. eski yeni farketmeksizin yerli yabancı değişmeksizin devamlı öfke var saha içinde. böyle gelmiş böyle gider.
  • 4887
    haftaya malatya maçını kazanırlarsa ve alanya da beşiktaş'a puan kaybederse maç fazlasıyla lider olacak olan takım. yani yine şarkıları söylemeye başlarlar. ama sonra
    gaziantep (d), bay geçecekler, başakşehir, kasımpaşa (d), alanyaspor maçları var.
    buradan çıkacak futbolu oynamıyorlar. film onlar için burada kopar.
    edit: sağolsun son on direk bukucu uyardı alanyaspor un hafta içi maçı varmış. yani fenere liderlik falan yok. :)
  • 4888
    psikolojileri dağılmış durumda. denizli maçına baktığında çok rahat bir galibiyet alıp gelmeyi beklersin ama hem penaltı da, hemde gökhan attığı golde verdikleri reaksiyonu görünce üzerindeki baskıyı anlayabiliyorsunuz.

    yok koya,koya yok 8 dakika falan bunların hepsi büyük baskının problemi. her yere, her kişiye sataşmaları da buradan. tabi bu bizim açımızdan iyi onlar açısından kötü.

    serdar aziz'in durumu konuşulmayacak, rezil olan denizlispor'dan yedikleri baskı konuşulmayacak.
    bırakın şampiyonluk bıraktıkları deplasmanda galibiyetle laf soksunlar. *

    (bkz: 6 aralık 2020 denizlispor fenerbahçe maçı)
  • 4889
    ufak ufak şirazesi kayan futbol takımı. kendilerini yine bataklığa çekiyorla, bırakalım çeksinler. 6 aralık 2020 günü oynanan denizlispor-fenerbahçe maçını yıpranarak kazanmaları çok hoş oldu. o eski havaları, seviyesi yerlerde olan takım otobüsü şakaları ve gülüşmeleri yerini yine bizi şampiyon yaptırtmayacaklar inançsızlığına bıraktığına göre yakında dağılmaları çok muhtemel. geniş kadro geyiğinin de yavaş yavaş sonuna gelindi zira kadronun geniş değil daha önce bu sözlükte dile getirildiği gibi kuru kalabalık olduğu iyice belirginleşmeye başladı. kısacası, sezon başındaki rüzgarı ve momentumu artık kaybettiler. işlerini zor görüyorum artık.
  • 4890
    bu kadar mağdur (!) olmaları çok iyi olan takım. taraftarın büyük beklentisi büyük hayal kırıklığına dönüşmek üzere. federasyon, tüm kurumlarıyla fenerli, basın taraflı, tonla para harcadılar. buna rağmen elde var sıfır. tüm camia, ali koç geldiğinden beri hep mutsuz hep negatifler. futbolcular en ufak pozisyonda bile deli gibi itiraz ediyor. yalandan yaptıkları nazik konuşmaları, sahte centilmenlik maskelerini de bıraktılar. efendi dedikleri adam gökhan gönül bile gerçek halini gizlemiyor. herkesi düşman ilan ettiler. ali palabıyık'ı bile...
    ne kadar zamana uyanır taraftarı bilmem. umarım hep böyle kalırlar. çünkü onlar aynaya bakmadıkları sürece biz kupaları almaya devam edeceğiz.
  • 4891
    nasıl trabzonspor bu takımla şike sezonundan beri kendi sahasında oynadığı her maçta kendi ayağına sıktıysa, fenerbahçe de kaç sezondur kendi ayağına sıkıyor.

    gerek taraftarları, gerek yönetimleri, gerek futbol takımı olarak kafalarını bir türlü sadece sahada oynanan oyuna veremiyorlar - hep futbol dışı etkenlere sarıyorlar, kavga-dövüş üzerine kurulu bir düzen...

    tek kurtuluş yolları atatürk gibi bir başkan bulmaları - kısacası köprüyü geçene kadar düzgün atılımları yapabilecek lider ve düzgün bir karakter.

    ezeli rakibimizin durumu hiç ama hiç iç açıcı değil.
  • 4892
    2003-2011 yılları arasında modern dönemdeki (80 sonrası) tek altın çağını yaşayan takım. bu süreç içinde 8 senede 1'i şikeli 4 şampiyonluk, 0 türkiye kupası ve 2 süper kupa, yani 6 kupa kazandılar. ama esas dikkat çekmek istediğim bu dönemdeki avrupa karneleri;

    2003-04: avrupa kupalarına katılamadılar.

    2004-05: şl'de manchester united, olimpik lyon ve sparta prag'lı grupta 9 puanla 3. oldular. uefa'da son 32'de real zaragoza'ya 2 maçta da yenilerek elendiler.

    2005-06: şl'de milan, psv eindhoven ve schalke'li grupta 4 puanla sonuncu oldular.

    2006-07: şl elemesinde dinamo kiev'e elendiler, uefa'da randers'i geçip gruplara kaldılar, newcastle, palermo, frankfurt ve celta vigo'lu grupta 4 maçta 4 puanla 5 takım arasından 3. olup çıktılar. son 32'de az alkmaar'a elendiler.

    2007-08: şl elemesinde anderlecht'i elediler, şl'de inter, cska moskova ve psv eindhoven'lı grupta 11 puanla 2. oldular. son 16'da sevilla'yı elediler, son 8'de chelsea'ye elendiler.

    2008-09: şl elemesinde mtk ve partizan'ı elediler, şl'de arsenal, porto ve dinamo kiev'li grupta 2 puanla sonuncu oldular.

    2009-10: uefa elemesinde honved ve sion'u elediler, gruplarda twente, sheriff tiraspol ve steaua bükreş'li grupta 15 puanla 1. oldular. son 32'de lille'e elendiler.

    2010-11: şl elemesinde young boys'a elendiler, uefa elemesinde paok'a elendiler.

    7 senenin 3'ü tamamen fiyasko (2010-11, 2006-07 ve 2008-09), 1'i fena başlamamış ama sonu fiyasko (2004-05), 2'si fiyasko değil ama başarısızlık (2005-06 ve 2009-10), sadece 1'i beklenmedik ve büyük bir başarı (2007-08).

    çok güçlü kadrolar kurdukları 7 seneye real zaragoza, dinamo kiev, az alkmaar, young boys ve paok facialarını sıkıştırmış olmaları büyük başarı.

    hep diyorum, fenerbahçe'nin 2010'lu yıllara kadar küçük istisnalar haricinde 103 yıl boyunca türk futboluna faydası dokunmadı. avrupa'da 60'ları da, 70'leri de, 80'leri de, 90'ları da, 2000'leri de ayrı rezalet. ne doğru düzgün oyuncu yetiştirdiler, ne doğru düzgün teknik adam yetiştirdiler, ne türk futboluna oyun sistemi yahut kulüp yönetimi açısından bir yenilik getirdiler, ne de ülkemizi avrupa'da doğru düzgün temsil edebildiler. üstüne üstlük ülke futbolundaki kavga ortamının 1 numaralı sorumlusu oldular.

    2011 sonrası için gidebildikleri senelerde fena değillerdi diyebilirim. işte bunlar hep 3 temmuz*.

    ama ne zaman ciddi ciddi işe yarayacaklar merak ediyorum. futbol açısından konuşursak safi zararlar. futbol şubelerini bugün kapatsalar türk futbolu hiçbir şey kaybetmez, aksine çok şey kazanır.
  • 4893
    türk futbolundaki yegane varlığiyla rekabeti değil düşmanlığı, başarıyı değil başarısızlığı, hakkı değil haksızlığı yükselten bir acayip oluşumdur. vizyon diye gelirler işler istedikleri gibi gitmeyince füsyona uğrarlar. tff'de ve tff'nin tüm kurullarında kendilerine gönül verenler dolu olan takımdir ama nedense hiç itiraz edilmeyen takımdır.
  • 4894
    takıma ruh katalım derken yeniçeri grubu oluşturduğunun farkında olmayan takım. gg, caner gibi sahada emre, volkan gibi kulûbede olan isimlerle maç kazanabilirler ama şampiyonluk çok zor. 1 mağlubiyetle bile nasıl bir kaos ortamı oluştuğunu son oynadıkları denizli maçında gördük. arka arkaya gelecek olan puan kayıplarında faturanın ilk kime kesileceğini tahmin etmek zor değil. üstelik transferlerinin teker teker fos çıkmaya başlaması da durumu bizim açımızdan daha da keyifli hale getiriyor. tüm transferlerde isabet sağlamak tabiki mümkün değil ama daha ligin yarısına gelmeden perotti, samatta, lemos, sosa, mert hakan, ademi, novak ve thiam'ın uzun süreli sakatlıkları ve(ya) beklentileri karşılamamaları durumu var. şu ana kadar sadece tisserand, caner ve pelkas'tan beklenen verimi alıyor gibiler.
  • 4895
    sezona hızlı başlamaları sebebiyle acaba bu sene sonuna kadar götürecekler mi diye düşünmüştüm.

    ancak inanılmaz panik halindeler. kadrolu hakemleri ali palabıyık bile hedef haline geldiyse bunların dağılmaları yakındır. ne zaman bu kadar çok bizle uğraşsalar sonları hüsran oluyor.

    belki uzunca bir süre yarış içinde kalsa da yine sonunu getiremeyeceğini düşündüğüm loser takım.
  • 4896
    6 aralık 2020 tottenham arsenal maçını izlerken twitter'ı takip ediyordum. penaltı ve kırmızı kart olunca biraz bakayım da eğlenelim dedim.
    neyse penaltı gol olmadı ama gerçekten bunların ruh hali bitik. ya itiraz etmedikleri pozisyon yok. artık bir yerden sonra kabak tadı vermeye başlıyor. pazar akşamı eleştirdikleri hakem 14 nisan 2019 akşamı bizi bildiğin doğradı. biz oradan çıkıp şampiyon olduk. eğer o maçı bunlar yaşasa yemin ediyorum kendilerine gelemezlerdi. bu ruh hali ile ligi götürmelerine imkan yok.
    (bkz: 6 aralık 2020 denizlispor fenerbahçe maçı)
  • 4900
    ozan - gustavo - sosa (mert hakan ) orta üçlüsünü seyrederken krizlere girdiğim futbol takımı.

    kaybedilen topu geri kazanma süreleri yaklaşık 24 dakika. hücuma çıkarken olur da top kaybederlerse takip eden dakikaları çekilerek, kendi sahalarında bekleyerek geçiriyorlar. oğlum koşun lan, basın alın bi şeyler yapın. daraldım yemin ederim.

    antalyalı - akbaba - kılınç üçlüsüne alışmış olan galatasaraylılar için izlemesi oldukça zor bir takım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın