• 481
    14 seneyi şampiyon olamadan geçirmiş galatasaray'dan her sene minimum 4-6 puan almasına, son 10 yılda galatasaray'ı evinde sürekli yenmesine, "derbi kralıyız" diye gezmesine rağmen lig şampiyonluğunda galatasarayla eşit, türkiye kupasında galatasaray'ın dörtte biri, avrupada da galatasaray'ın hiçte biri başarılara sahip kulüp.

    neden diye sorgulayan yok ama. galatasaray'ı yensinler yeter.
  • 484
    gelecek sezonki şampiyonluk için şimdiden suni gerginlikler oluşturmaya çalışan, şampiyon olamadıkları için medyası yoluyla sanki aziz yıldırım bu sezon kimseyi bağlamadı, mhk'nın hakemleri 20 maçta fener lehine maçı çevirmedi, komplo teorileri doğru değil türünde gelecek sezona yönelik yatırımlar yapan ve bu sayede futbol kurulları içindeki adamlarının yerlerini koruyan kulüp.
  • 486
    hak etmişti! evet bu takım ikinciliği hak etmişti! o büyük taraftar o coşkuyu, şükrü saraçoğlu stadı öyle görkemli bir kutlamayı hak etmişti!
    çok uğraştılar, çok çabaladılar, el kol, kazma kürek.. çok emek harcadılar. allah da onların yüzünü güldürdü. bu emeekk.. bu emek karşılıksız kalmamalıydı. ne diyelim, ne diyelim, ne diyelim.. bu sarı lacivert festival.. bu ikincilik.. analarının ak sütü gibi helaldir. çok güzel.. çok müthiş, tanrı fenerbahçe'nin ikinci olmasını istiyor...

    ve evet.. ve evet.. ikincilik fenerin! ikincilik fenerin! aman allah'ım..
    -korkunç bir şey..

    -turkcell süper lig ikinciliğiiii.. fennnerbahçe'nin!!
  • 487
    dünyaya rezil olmuşlardır. (bkz: fail) (bkz: fiyasko)

    http://colunas.globoesporte.com/...cao-fail-na-turquia/

    -bu blog dünyanın en çok takip edilen bloglarından birisidir. ayrıca blogdan anlaşıldığı kadarı ile başka popüler bloglarda var bu mevzuya yer veren.. bir de, popüler blog derken; bu blog yazılı, görsel ve işitsel medyaya bire bir hizmet verir. bir tür bağımsız gazetecilik diyelim.
  • 488
    bir fenerbahçelinin acı itirafıdır:

    --- alıntı ---

    locayı basanlar “nerede o o....” diye bağırıyordu
    fenerbahçe-trabzonspor maçının hemen sonrası... taraftar, şampiyonluk sevinciyle sahaya fırlamış, oyuncularını kucaklamış; ancak ardından gelen “şampiyon başkasıymış” açıklamasıyla elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi yıkılmış.
    heyecanın birkaç saniye içinde hüsrana dönüştüğü anlar...
    zaferin yerini bozgunun almasıyla karnaval havası da birden hiddet dalgası şeklinde kabarıyor.
    derin hayal kırıklığı hızla şiddetli bir öfkeye evriliyor.
    önce stadın koltukları kırılıp devriliyor.
    “mücadelenizle hayata direniyoruz” diyen pankartlar ateşe veriliyor.
    şimdi kale arkasında, yukarıdan yağan sandalyelere karşı baraj oluşturmuş polisler var; bir de itfaiye araçları... yanan tribünlere su sıkılıyor.
    kara bir duman, sarı lacivert balonların asılı durduğu kapalı tavanına üşüşüyor hızla...
    zafer tacı olarak hazırlanmış konfetiler alev alıyor.
    saat 23.00 olmuş; maç biteli 1 saati geçmiş.
    az önce “en büyük başkan” olarak selamlanan adam, şimdi öfkenin hedefinde...
    çılgın kalabalık, nefretini yöneltecek hedef arıyor.
    çıkış tünelinin körüğünü tekmeleyerek;
    “en büyük taraftar/ yönetici sahtekar” diye bağırıyorlar.
    o sırada 1907 locasından bir genç kız, aşağıda isyan bayrağı açanlara “nankörler”diye bağırıyor.
    bağıran, fenerbahçe yöneticilerinden birinin kızı...
    5 dakika sonra 15-20 kişilik bir erkek grubu, (belki de öğlen develi’de söz cimbom’dan açılınca “fenerbahçe büyüktür/küfretmez” diye sus işareti yapanlar) ağızlarında en gariz küfürlerle locayı basıyor: “nerede o o...u” diyerek genç kızı arıyorlar.
    genç kız, yan kapıdan zor bela kaçırılıyor. bir linç, kılpayı önleniyor.
    dayağı, kızı korumaya çalışan koruma yiyor. sessiz koruma, kalabalık taraftar karşısında çaresiz, hırpalanıyor. olay yerine gelen polise “siz karışmayın, bu iç işimiz” deniliyor.
    polis gözetiminde tokatlar, yumruklar havada uçuşuyor.
    az sonra, stadı bir yangın yeri gibi bırakarak dağılan kalabalık, önce basın toplantısının yapılacağı konferans odasının kapısını tekmeliyor.
    yeniçeri ayaklanmasını hatırlatırcasına “kelle istiyor”. “onları bize verin” diye haykırıyor.
    kimseyi bulamayınca stadın üst katlarına çıkan duvarlarda asılı fotoğraflardan alıyor hıncını...
    aziz yıldırım’ın ve futbolcuların gülümseyen dev fotoğrafları birer birer devriliyor, yırtılıyor, tekmeleniyor.
    bir halk ihtilali havası var.
    kapıdakiler “dışarı çıkmayın, orası daha kötü” diyor.
    kadıköy sokakları bir iç savaş görüntüsü yansıtıyor.
    polis, itfaiye, ambulans, özel güvenlikçiler oraya buraya koşturup isyanı bastırmaya çalışıyorlar.
    futbolcular ve yöneticiler içerde; kaçmanın, canlarını kurtarmanın bir yolunu arıyorlar.
    yerler kırılmış bira şişeleri, indirilmiş camlar, yırtılmış bayrak ve pankartlar, sönmüş balonlarla kaplı...
    sağda solda hıncını alamamış çubuk formalı fenerliler ağlıyor.
    kör öfke, az sonra polisi de hedef alıyor.
    onların üzerine de bira şişeleri yağıyor.
    “bir spor müsabakası”ndan geceyarısı “canımızı kurtardık, şükür” diye ayrılıyoruz.
    insanoğlunun yenilmeyi sindiremeden yenmeyi öğrenemeyeceği gerçeğini bir kez daha acıyla idrak ediyoruz.

    can dündar

    --- alıntı ---
  • 490
    taraftarlarının kendilerini şampiyon sanıp yaptığı onca mallıktan sonra dünya üzerindeki ününü katlamış kulüptür.

    az önce italyan arkadaşımla konuşuyorum, stad yanmış sizin orda diyip duruyor, anlamadım en başta; sonra jetonum düştü. gazeteden okumuş, ben de olayın detayını anlattım o da güldü epey.

    şimdi cambiasso'yu bize verin diyorum du bakali.*
  • 494
    üç gündür hazırlandıkları basın toplantısında* bile hata yapabilmektedirler. iddiaları sıralarken bobo'nun penaltıyı alex'in arkadaşı olmasından ötürü dışarı attığı iddiasından bahsetti şekip mosturoğlu. lan o penaltıyı dışarı atmadı ki bobo bilerek dışarı atmış olduğu iddia edilsin. ah be şekip ah be fenerbahçe...yeter lan üç gündür gülmekten kramp girdi karnıma zaten.. lan bak hala!
  • 498
    "mesele götüyle top kurtarmak değildir yeğen, mesele sene sonunde götü kurtarabilmektir"

    bu laflarla itham edilen kulup. hadi biraz inceleyelim.

    -futbol takımı süper ligde son hafta şampiyonluğu kaybetti. türkiye kupasında final oynadılar ve kaybettiler. avrupa kupasında 2. tur'da lille'e elendiler. sezon başında yapılan süper kupa finalinde beşiktaşı 2-0 yenerek kupayı müzelerine götürdüler.
    -erkek basketbol takımı ligde finale kaldı. basketbol türkiye kupası şampiyonu oldular ve euroleague'de top 16'ya kaldılar.
    -bayan basketbolda türkiye kupası finalinde galatasaray'a kaybettiler. sezonu şampiyon tamamladılar ve avrupada çeyrek finalde elendiler.
    -erkek voleybol takımı türkiye kupası ve lig şampiyonu oldu. avrupada yanlış bilmiyorsam final four'da elendiler*.
    -bayan voleybolda türkiye kupası ve lig şampiyonu. şampiyonlar ligi ikincisi. (bu sezon galatasarayı 7 kez yendiler)

    tamam biz de dalga geçtik de biyere kadar. adamlar popüler sporların hepsinde bizim üstümüzdeler. hemde ya şampiyon olarak ya da finale kalarak*. kim daha kötü durumda şimdi galatasaray taraftarı? kimin götü kurtarması gerek?
  • 499
    eski galatasaray asbaşkanlarindan avukat haluk uğur sordu: "bilir misin fenerbahçe niçin kurucusunun adını hiçbir tesisine vermez, özellikle de o çok gurur duyduğu stadına..." diğer bir sorusu ise "nasıl olur da, hemen hemen her fenerbahçeli galatasaray'ın kurucusu ali sami yen'i bilir de, nedense fenerbahçe'nin kurucusunun kim olduğunu bilen bir galatasaray'lı bulmak bir yana, bir fenerbahçe'li bile bulmakta zorluk çekersiniz." haluk uğur'a göre fenerbahçe bile bile kendi tarihini tahrif etmiş bir kulüptür. bunun sebebi ise, bir galatasaray liseli'nin gerçek kurucuları olmasıdır.

    avukat uğur bu hikayeyi rahmetli ali sami yen'in kendi ağzından bir galatasaray kongresinde dinlemiş.

    o dönemler galatasaray lisesi'nde öğrenci olan ve galatasaray takımında oynayan galip ismindeki oyuncu, ali sami yen'e galatasaray'a rakip olacak bir türk takımı daha olsa ne kadar iyi olacağını ifade eder. rahmetli başkanımız da "galip, sen niçin buna ön ayak olmuyorsun?"der ve takımdan ayrılmasına izin verir. fenerbahçe'nin kurulmasına destek verir.

    bu destekle fenerbahçe galip bey öncülüğünde, karşı tarafta kuşdili'nde "sütçü bulgar"ın kulübesi tabir edilen mekanda kurulur. bir rivayete göre de fenerbahçe'nin sarı lacivertli formasi, galatasaray'ın uğursuz olduğu gerekçesiyle bir daha giymediği sadece bir kere giyilmiş sarı lacivertli formalardır. galip bey'den fenerbahçe sitelerinin tarihçe bölümlerinde kurucu olarak bahsedilmiyor. fakat aynı galip (kulaksızoğlu), fenerbahçe resmi sitesinde 1911'de fenerbahçe başkanı olarak görülüyor.

    bu konu burada bitmiyor. galatasaray'ın ilk yurtdışı maçında macaristan'da galatasaray takımında oynayan bir galip bey var. türk futbolu yurtdışına ilk kez 1911 eylül ayında çıktı. ve bir türk takımı, avrupa sahalarında ilk maçını 11 eylül 1911 günü, macaristan'ın kolojvar kentinde, bu kentin adını taşıyan kolojvar takımıyla yaptı. bu türk takımı galatasaray idi. ahmet robenson, neşet ismet, cevat, hasan, bekir bircan-dalaklı hüseyin, idiris, celal (şehit), galip kulaksızoğlu!!!!, emin bülent serdaroğlu'ndan kurulu galatasaray, türk futbolunun yurtdışındaki bu ilk maçında macar kolojvar'a 5-1 yenildi.

    fenerbahçe tarihinden utanıyor mu?
    kurucu başkanları olduğunu iddia ettikleri nurizade ziya songülen'i bir kere kabri başında andıklarını duymuş yada görmüş olan var mı?
    bir tesiste bu muhterem zat'ın adını gören var mı peki?
    bu kadar vefasızlık olur mu? yoksa gerçek kurucuları başkası mı?

    ali sami yen'in belirttiği gibi bu kişi galatasaray forması için ter akıtmış galip kulaksızoğlu olabilir mi?
    bundan utandıkları için mi bu konunun üzerinde fazla durmaz fenerbahçe?

    sakın kimse bu gerçekleri yazıyoruz diye bize kızmasın. biz tarihin yalancısıyız!

    alpaslan dikmen
    --- alıntı ---

    --- alıntı ---
  • 500
    acınası kulüp.

    ama bana soracak olursanız son zamanda o kadar çok makara yaptık ki ahı bir gün çıkacak diye korkmaktayım açıkçası. o yüzden ilk iki gün eğlendim gerisinde sustum. zaten insan içine çıkacak halde değiller. hele o timsah yürüyüşü yapan 4 denyo gazetelerde boy boy fotoğrafları çıktı ne haldedirler düşünmek istemiyorum. her neyse bence 2-2 mevzusunu artık kapatalım diyorum arada iğnelemek için kitleriz. ahı çıkmasın sonra. * * *

    (bkz: tamam çocuklar tadında bırakalım bitti)
App Store'dan indirin Google Play'den alın